Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2431 E. 2022/873 K. 06.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2431
KARAR NO : 2022/873

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11.06.2019
NUMARASI : 2017/1317 E. – 2019/756 K.
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 06.06.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 06.06.2022

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 11.06.2019 gün ve 2017/1317 E. – 2019/756 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacılar vekili, müvekkillerince adi ortaklık şeklinde işletilen davalı nezdinde plaza paket sigorta poliçesi ile sigortalı otomobil servis istasyonunda 21.03.2016 tarihinde meydana gelen yangın neticesinde işyerinde kullanılan ekipman, yedek parça, tamir takımları ile tamir amaçlı bulunan araçların islenmek ve ıslanmak suretiyle hasar gördüğünü, işyerinde meydana gelen hasarın tazmini için davalı tarafından demirbaşlarda meydana gelen zarar için 10.318,09.-TL yangın ve diğerleri adı ile dekorasyon vb zarar için 45.998,63 TL, emtiada meydana gelen zarar için 33.719,84 TL, iş kaybı zararı için 10.000,00 TL, kira kaybı zararı için 1.000,00 TL olmak üzere toplamda 91.036,56 TL ödeme gerçekleştirildiğini, işyerinde mevcut yedek parça ve tamir takımlarında meydana gelen zararın ekspertiz raporunda tespit edilmediğini ve ödeme yapılmadığını, alternatif iş yeri değişikliği masraflarının da ödenmediğini, kira kaybı olarak ödenen bedelin ise müvekkillerinin zararını karşılamadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik bakiye hasar bedeli zararına mahsuben 100,00 TL, kira kaybı zararına mahsuben 100,00 TL alternatif işyeri değişikliği zararına mahsuben 100,00 TL maddi tazminatın yangın tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, sigortalıların kiracı sıfatı ile bulunduğu iş yerinin müvekkili şirket nezdinde plaza paket sigorta poliçesi ile sigorta örtüsü altına alındığını, sigortacının sorumluluğunun Sigorta Genel Şartları ve poliçe özel şartları ile sınırlı olduğunu, sigortalı iş yerinde meydana gelen rizikonun müvekkili şirkete aynı tarihte ihbar edildiğini ve buna istinaden hasar dosyası açıldığını, hasarın nedenin ve ekonomik boyutunun tespiti amacıyla dosyanın bağımsız bir ekspere tevdi edildiğini, taraflar arasında akdedilen poliçede teminat limitinin kira kaybı için 30.000 TL alternatif işyeri değişikliği için ise 64.275 TL olduğunu, davacının hasar bedeli olarak talep ettiği tutarı somutlaştırması ve hangi teminattan talep ettiğini belirtmesi gerektiğini, davacının talep ettiği tüm zararını poliçe özel şartları çerçevesinde fotoğraflarla , ticari defterlerle ve faturalarla ispat etmesi gerektiğini, davacının zararının eksiksiz olarak giderildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacılar vekili, ekspertiz raporunda hasarlanan demirbaş, tesisat ve üçüncü şahıslara ait araçların kalem kalem yazılarak kıymetlendirildiğini, bilirkişi raporundaki sigorta şirketinin makine tesisatı adı altında yer alan kalemlerin zaten ödemesinin yapıldığı görüşüne katılmadıklarını, sigorta şirketinin raporunda demirbaşlarda meydana gelen zarar için 10.318,09 TL, yangın ve diğerleri adı ile dekorasyon vb. zarar için 45.998,63 TL, emtiada meydana gelen zarar için 33.719,84 TL, iş kaybı zararı için 10.000,00 TL, kira kaybı zararı için 1.000,00 TL tespit yapıldığını, yangın raporu ile tamirhanede bulunan yedek parça ve tamir takımlarının hararetten kavrulmak ve islenmek sureti ile zarar gördüğünün ortaya konulduğunu ancak hasar tespitinde bu eşyaların esas alınmadığını, poliçede yazan klozlar ile teminat kapsamının tam irdelenmediğini, bilirkişi kök ve ek raporundaki aleyhe hususları kabul etmediklerini belirtip İstanbul Teknik Üniversitesi’nden seçilecek üç kişilik heyetinden yeni bir bilirkişi incelemesi talebinin mahkemece reddedildiğini, ancak eksik inceleme ile karar verildiğini, itirazları doğrultusunda İstanbul Teknik Üniversitesi’nden seçilecek üç kişilik heyetten yeni bir bilirkişi raporu alınması gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, davalı sigorta şirketi nezdinde plaza paket sigorta poliçesi ile sigortalı iş yerinde meydana gelen yangın nedeniyle bakiye hasar bedeli, kira kaybı zararı ile alternatif işyeri değişikliği zararının davalıdan tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 297. maddesi hükmüne göre, mahkeme kararları, asgari olarak tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri, incelenen maddi ve hukuki olayın özünü, mahkemeyi sonuca götüren gerekçelerin neler olduğu hususlarını ihtiva etmelidir. Yine Anayasa’nın 141. maddesinin 3. fıkrası hükmü de mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiğini düzenlemektedir. Dolayısıyla gerekçe, bir hükmün olmazsa olmaz unsurudur. Taraflar, ancak kararlara konulması gereken gerekçeler sayesinde hükmün hangi maddi ve hukuki nedene dayandırıldığını anlayabilirler. Ayrıca, karar aleyhine yasa yollarına başvurulduğunda da istinaf incelemesi sırasında gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı denetlenebilir. Diğer bir anlatımla, istinaf incelemesi ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir.
İlkeler bu olmakla birlikte somut uyuşmazlığa gelince; mahkemece bilirkişinin kök ve ek raporu benimsenerek davanın reddine karar verilmekle yetinilmiş, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda uyuşmazlık nitelendirilip, deliller tartışılarak hangi delillere üstünlük tanındığı, red sonucuna ne suretle ulaşıldığı, red gerekçesinin ne olduğu hususlarında bir kanaat bildirilmemiştir. Üstelik atıf yapılan bilirkişi raporunda da belirtilen ilkeler kapsamında açık bir değerlendirme yoktur. Mahkemece az önce açıklanan ilkeler ışığında deliller değerlendirilerek ortaya çıkacak sonuca göre istinaf ve temyiz denetimine uygun şekilde gerekçeleri de açıklanan bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli deliller değerlendirilmeden karar verildiğinden, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının resen kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre davacılar vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.06.2019 tarih, 2017/1317 E. – 2019/756 K. sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca resen KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre davacılar vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvuranlara iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 06.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.