Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2429 E. 2022/1259 K. 19.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2429
KARAR NO : 2022/1259

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07.05.2019
NUMARASI : 2017/997 E. 2019/577 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 19.09.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 19.09.2022

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.05.2019 tarih 2017/997 E. 2019/577 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, 27.06.2015 tarihinde, davalı şirket tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı, davalı … adına kayıtlı, davalı …’un sevk ve idaresindeki… plakalı aracın, yaya olan müvekkiline çarpması sonucunda ağır bir şekilde yaralanmasına neden olduğunu, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün asli kusurlu olduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ayrıca 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilemsini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili, davacının iddia ettiği kazanın meydana geldiğini ve zarara uğradığını ispat etmesi gerektiğini, davaya konu talebin zamanaşımına uğradığını, İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu, Adli Tıp Kurumu’ndan maluliyet ve illiyet bağı hakkında rapor alınması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, savcılık dosyasında takipsizlik kararı verildiğini, davacının müvekkillerine çalışmadığını ve parasal yardıma ihtiyacı olduğunu beyan ettiğini, davacıya verilmek üzere dava dışı … lehine 5 adet 400,00 TL meblağlı sıra senet tanzim edildiğini, senetlerin tümünün vadelerinde ödendiğini, davacının maddi zararlarından davalı … şirketinin sorumlu olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu raporunda davalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığının tespit edildiği, mahallinde yapılan keşifte davacının sokağa çıktığı ev ile davalının seyrettiği sokak arasında kaldırım bulunmadığı, evin sokağa bitişik halde olduğu, davacının evden çıktığı anda davalının aracı ile kendisine çarptığı, davalının kazayı önleyici tedbir alma imkanının bulunmadığı, davacının yasak güzergahtan gitmiş olmasının davacının eylemi ile zarar arasındaki illiyet bağını kestiği, davalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, kendi tanıklarının kaza anına ve sonrasına bizzat şahit olduklarını, bu hususun dikkate alınmadığını, dinlenen davalı tanıklarının beyanlarının ise duyumlara dayandığını, Adli Tıp Raporunda, davalının resmi güzergah dışında araç sürmesinin meydana gelen kazanın oluşumunda kusura etkisinin bulunmadığı, müvekkilinin evden sokağı kontrol etmeden çıkmasının veya fırlamasının kazanın oluşumunda davalı şoförün tedbir alma imkanını kısıtladığı şeklindeki tespitlerin hukuka aykırı olduğunu, davalı sürücü …’un meydana gelen kazada tam ve asli kusurlu olduğunu, müvekkilinin ise kusursuz olduğunu, davalının şehir içi hız limitine uymadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, kazaya neden olduğu iddia olunan aracın işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından maddi tazminat; ayrıca işleten ve sürücüden manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Mahkemece, mahallinde bir trafik uzmanı bilirkişi refakatinde yapılan keşif üzerine düzenlenen bilirkişi raporunda, davacının kazadan hemen önce sokağa çıktığı evin önünde yaya kaldırımının bulunmadığı, davacının kontrolsüz şekilde kapı eşiğinden yola çıktığı, kazanın yol üzerinde meydana geldiği, davalı sürücünün de dikkatsiz ve tedbirsiz şekilde araç kullandığı, kazanın meydana gelmesinde davacının %80, davalı sürücünün ise %20 kusurlu oldukları tespit edilmiştir. Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 05.04.2019 tarihli raporunda ise, davalı sürücü … sevk ve idaresindeki araçla seyri sırasında sağ tarafındaki ikametten kontrolsüzce kaplamaya girip geçiş yapmaya çalışan davacı yayaya çarptığı, kazanın oluşumunda atfı kabil kusurunun bulunmadığı, davacı yayanın geçiş yapmadan önce seyir halinde olan araçların seyir durumlarını yeterince kontrol etmediği, ikametinden kontrolsüzce yola girerek kendi can güvenliğini tehlikeye düşürdüğü, ilk geçiş hakkını davalı sürücü sevk ve idaresindeki araca vermediği, kazanın oluşumunda asli kusurlu olduğu tespit edilmiştir. İzmir C. Başsavcılığının 2015/64794 sayılı soruşturma dosyasında da kazanın meydana gelmesinde davacı yayanın asli ve tam kusurlu olduğu, davalı sürücünün ise mesafenin kısa olması nedeniyle kazayı önleyemediği, bu nedenle kusurunun bulunmadığı tespit olunmuş, soruşturma sonucunda kovuşturma yapılmasına yer olmadığı kararı verilmiştir. Mahkemece Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 05.04.2019 tarihli rapor ile soruşturma dosyasında alınan kusur tespit raporlarının birbirini doğrular nitelikte olmasına, kazanın meydana geldiği yerin yol içerisinde kaldığının sabit olmasına, kaza tespit tutanağını düzenleyen polis memurlarının mahkemece alınan beyanlarında, olay yerinde bulunan kişilerin davacının kazadan önce evin içinde kavgaya karıştığını ve bu yüzden evden aniden fırladığını söylediklerini beyan etmiş olmalarına, diğer taraf tanıklarının beyanlarının ise kesin kanaat oluşturmaya elverişli olmamasına göre, kazanın meydana gelmesinde davalının kusurlu olmadığı, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılmış, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin bu nedenle reddi gerekmiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılar yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL maktu harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.19.09.2022