Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2426 E. 2022/909 K. 10.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2426
KARAR NO : 2022/909

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/07/2019
NUMARASI : 2018/262 Esas 2019/476 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 10.06.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10.06.2022

Taraflar arasındaki davadan dolayı Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 12.07.2019 gün ve 2018/262 Esas 2019/476 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için raportör üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, 09.08.2007 tarihinde davalı … şirketince zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı aracın sürücüsünün akaryakıt istasyonundan akaryakıt almak için aracını durdurduğunu, pompacının akaryakıt tabancasının aracın deposuna yerleştirip akaryakıt vermeye başladığını, sürücü tarafından verilen 40,00 TL’yi bozdurmak için pompacı çalışanın market kısmına gittiğini, daha sonra para üstünü diğer çalışana verdiğini, bu çalışanında para üstünü aracın sürücüsüne verdiğini, para üstünü alan sürücünün işlemin tamamlandığını düşünerek akaryakıt tabancasının yakıt deposundan çıkarılıp çıkarılmadığını kontrol etmeden aracını hareket ettirdiğini, aracın hareketi ile aracın depo giriş ağzında bulunan akaryakıt tabancısının yakıt deposu giriş ağzından kurtulmak üzere akaryakıt tabancısının geriye fırladığını, o esnada yakıt pompasının yanında bulunan müvekkilinin başına isabet ederek kulağının kopmasına ve kalıcı maluliyetine yol açtığı Karşıyaka 3. İş Mahkemesi’nin 2010/75 Esas 2017/14 Karar sayılı dosyasında işgüvenliği açısından kusur incelemesi yapıldığını, trafik kazasının oluşumu açısından KTK kapsamında kusur incelemesi yapılmadığını, iş mahkemesi dosyasında araç sürücüsünün %2 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, ancak trafik kazasının oluşumu açısından bir değerlendirme içermediğinden ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor alınması gerektiğini, SGK Ankara Sosyal Güvenlik Merkezi’nin 01.08.2012 tarihli raporuna göre bu kaza nedeni ile davacının %20 nispetinde meslekte kazanma gücünü kaybettiğinin belirlendiğini, %20 kalıcı maluliyet oranı ile Karşıyaka 3.İş Mahkemesi’nce karar verildiğini ve zararın ödenerek karşılandığını, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nce düzenlenen 09.10.2015 tarihli raporunda davacının %24 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiğini, nihai olarak tespit edildiğini, her iki rapor arasındaki %4 daimi meslekte kazanma gücü kaybı oranı farkı zararının giderilmesi için bu davayı açtıklarını, yerleşik iştihatlara göre sonradan maluliyet artışının yeni bir olgu olup zaman aşımı süresinin iş bu alacakla ilgili maluliyet durumunun yeniden tespitine dair bilirkişi rapor tarihinden itibaren yeniden işlemeye başlayacağını ileri sürerek şimdilik 4.500,00 TL daimi iş göremezlik tazminatını kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini isteyerek dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, dava konusu talebin zaman aşımına uğradığını, işletenin sorumluluğunun bulunmaması karşısında müvekkili şirketinde sorumluluğunun da bulunmayacağını, HMK 6. Maddesi gereğince İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olduğunu, davacının zararının ispat etmesi gerektiğini kabul anlamına gelmemek şartıyla müvekkili şirketin sigortalısının kusuru ve limit ile sınırlı sorumlu olabileceğini, dava konusu olayın trafik kazası olmadığını, iddia edilen olaydaki sorumluluğun KTK’dan değil İş Kanunu ve İş Güvenliği mevzuatından kaynaklandığını, sigortalı araç sürücüsünün %2 kusuru tespit edilse dahi bu kusurun KTK’dan kaynaklı olmaması nedeni ile müvekkili şirketin sorumluluğunun doğmayacağını, işletenin yalnızca KTK yönünden sorumluluğunu teminat altına aldığından dava konusu zararların poliçe limiti dışında olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu olayın iş kazası olarak nitelendirilmesi gerektiği, bu nedenle davalı … şirketinin zorunlu mali mesuliyet sorumluluk sigorta poliçesinden dolayı sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, dava dilekçesini tekrarla davalıya sigortalı araç sürücüsünün %2 oranında kusurlu olduğunu kabul etmemekle birlikte zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi hükümleri gereği davalı … şirketinin kusur durumuna göre maluliyet tazminatından sorumlu olması gerektiğini, sigortalı aracın hareket halinde iken dikkat ve özen yükümlülüğüne uymayarak aracını hareket ettirmesi sonucunda kazanın meydana geldiğini, bir bakımdan kazanın iş kazası olduğu kabul edilse bile karayolunda meydana geldiğinden davalının sorumluluğunu ortadan kaldıracak KTK ‘da ve genel şartlarda bir düzenleme bulunmadığını, kazaya sebebiyet veren araç sürücüsünün ve malikinin trafik iş kazasında asıl sorumlu şirketin çalışanı olmayıp benzin istasyonunda akaryakıt alan müşteri konumunda işverenle bağlantısı olmayan 3. Şahıs durumunda olduğunu, kazanın aracın hareket halinde iken karayolu olarak sayılan akaryakıt istasyonunda meydana geldiğini, KTK’nın 2.maddesi gereğince akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerlerde de KTK’nın uygulanıldığının belirtildiğini, dava konusu trafik kazasının akaryakıt istasyonunda aracın işletilmesinden dolayı meydana gelen KTK anlamında trafik kazası niteliği taşıdığını, bu sebeple davalı … şirketinin sorumluluğunun KTK’ya göre yapılması gerektiğini, trafik kazalarında KTK kapsamında yapılan kusur değerlendirmesi ile iş kazası nedeni ile açılan davalarda iş güvenliği açısından yapılan kusur değerlendirmelerinin birbirinden farklı olup birbirlerine esas alınamayacağını, araç sürücüsünü akaryakıt tabancasının yakıt deposundan çıkarılıp çıkarılmadığını kontrol etmeden aracı hareket ettirmesi nedeni ile dikkat ve özen yükümlülüğünü göstermediğinden kazanın oluşumunda kusurlu olduğunu, kazanın sürücü aracı hareket ettirdikten sonra yani işletim halinde iken meydana geldiğini, bu sebeple KTK 85/1 maddesi gereğince işletenin zarardan kusursuz sorumlu olduğunu, davalı trafik sigortacısının da bu zararı gidermekle yükümlü olduğunu, bilirkişinin kök ve ek raporunda kazanın trafik kazası olarak nitelendirilmemesi ve KTK mevzuatının uygulanmamasının, KTK kapsamında kusur değerlendirmesi yapılmayıp iş kazası olarak ele alınıp daha önce iş güvenliği açısından yapılan kusur değerlendirmelerinin aynı şekilde bilirkişi raporuna yansıtılmasının yanlış bir değerlendirme olduğunu, raporların hükme esas alınamayacağını, mahkemenin gerekli incelemeyi yapmadan tüm delilleri toplamadan KTK mevzuatına göre kusur durumlarını dahi belirlemeden hüküm kurmaya elverişli olmayan ve daha önce iş güvenliği açısından kusur değerlendirmelerini aynı şekilde rapora yansıtan bilirkişi raporlarını hükme esas alarak usul ve yasaya aykırı bir karar verdiğini, rapora itirazlarını değerlendirilmediğini, ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden kusur raporu alınması gerekirken davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, kazaya sebebiyet verdiği iddia olunan aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısından bakiye maluliyet tazminatı istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı” hükümlerine yer verilmiştir. Kaza tarihinde yürürlükte olan Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan açıklamalar ışığında; somut olayda davalı … şirketince zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı aracın maliki ve sürücüsünün akaryakıt istasyonundan akaryakıt aldığı sırada işlemin tamamlandığını düşünerek akaryakıt tabancası yakıt deposundan çıkarılmadan aracını hareket ettirmesi ile aracın depo giriş ağzında bulunan akaryakıt tabancısının geriye fırlaması üzerine o sırada benzin almak için bekleyen davacının başına isabet ederek yaralanması sonucu oluşan bakiye maluliyet tazminatı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısından talep edilmektedir. KTK’nın 2.maddesi gereğince akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerlerde de KTK’nın uygulanacağı açıktır. Davalı … şirketince zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı aracın maliki ve sürücüsü ile davacı benzin istasyonunda akaryakıt alan müşteri konumunda olup kazanın aracın hareket ettirilmesi ile işletilme halinde iken karayolu olarak sayılan akaryakıt istasyonunda meydana gelmesi nedeniyle dava konusu kaza iş kazası olmayıp trafik kazası niteliğindedir. Dava konusu kazanın kara yolu sayılan akaryakıt istasyonunda aracın işletilmesinden dolayı meydana gelen KTK anlamında trafik kazası niteliği taşıması nedeniyle davalı … şirketinin sorumluluğunun KTK’ya göre belirlenmesi gerekmekte olup davalı zorunlu trafik sigortacısı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, kusur oranında ve poliçe limitine kadar temin edeceğinden mahkemece delillerin toplanarak davalının zamanaşımı itirazının da değerlendirilmesi ile ortaya çıkacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken dava konusu kaza iş kazası olarak nitelendirilerek davalı … şirketinin zorunlu mali mesuliyet sorumluluk sigorta poliçesinden dolayı sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamış ve davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmüştür.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli deliller toplanmadan ve değerlendirilmeden karar verildiğinden, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.07.2019 tarih 2018/262 Esas 2019/476 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 10.06.2022