Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2422 E. 2022/914 K. 13.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2422
KARAR NO : 2022/914

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10.05.2019
NUMARASI : 2018/364 E. – 2019/496 K.
DAVANIN KONUSU : Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 13.06.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 13.06.2022

İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.05.2019 tarih 2018/364 E. – 2019/496 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalının zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu aracın 02.09.2017 tarihinde park halindeki müvekkilinin aracının çarptığını, kazanın oluşumunda asli ve tam kusurlu olduğunu, kaza sonrası müvekkiline ait araçta oluşan hasarın aracın kasko sigortacısına ihbar edildiğini, hasar dosyası gereği atanan sigorta eksperince müvekkiline ait araçta eş değer parça baz alınmak suretiyle KDV hariç 27.000,00 TL tutarında hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini ve müvekkiline 27.000,00 TL hasar bedeli ödendiğini, ödenen hasar bedeli eş değer parça iskontolu ve KDV’siz olduğu için müvekkilinin gerçek zararını karşılamadığı, bakiye hasar bedelini ve değer kaybı bedelinin ödenmesi için davalı sigorta şirketine 26.02.2018 tarihinde başvuru yapılmış ise de olumlu yada olumsuz bir yanıt alınamadığını ileri sürerek fazla ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkiline ait araçta oluşan bakiye hasar bedeline mahsuben 10,00 TL ile değer kaybı alacağına mahsuben 1.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davadan tahsiline karar verilmesine talep ve dava etmiş, değer artırım dilekçesi ile bakiye hasar bedeli talebini 1.180,00 TL’ ye değer kaybı bedeli talebi 4.820,00 TL’ ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, dava konusu kaza ile ilgili 27.000,00 TL hasar bedelinin 26.12.2017 tarihinde davacıya ödendiğini, müvekkili şirketin poliçeden doğan sorumluluğunun sona erdiğini, ekspertiz raporunda orjinal parça fiyatları üzerinden tedarikçi iskontosunun düşürüldüğünü, müvekkilinin tedarik hakkı ve işçilik indirim hakkı bulunduğunu, tedarik hakkı çerçevesinde 27.000,00 TL hasar ödemesi yapıldığını, yeni genel şartlar EK-1 maddesinde belirtilen hallerin değer kaybı teminatı dışında olduğunu, davacının değer kaybı talebinin bu yasal düzenleme kapsamında olması durumunda reddine karar vermesi gerektiğini, davacının aracının değer kaybına konu herhangi bir parça ve aksamının bulunmadığını, değer kaybına uğramadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, davacıya ait araç sürücüsünün kusursuz olduğu, dava konusu araçta 33.878,16 TL hasar meydana geldiği, davalı sigorta şirketinin, davacı tarafa hasar tazminat bedeli olarak 26.12.2017 tarihinde 27.000,00 TL ödeme yaptığı, davalı sigorta şirketinin bakiye hasar tazminat yükümlüğünün 6.878,16 TL olduğu, ayrıca araçta 4.820,88 TL değer kaybı olduğu, davacının değer arttırım dilekçesinde ait araçta oluşan 1.180 TL bakiye hasar bedeli ve 4.820 TL değer kaybına mahsuben toplam 6.000,00 TL maddi tazminatı talep ettiği, bu değerin sigorta poliçe limiti dahilinde kaldığı, davacının davayı açmakta hukuki yararının olduğu, davalı sigorta şirketinin sigortalısının vermiş olduğu zarardan sigortalının kusur oranında sorumlu olduğu gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile 1.180,00TL hasar bedeli ve 4.820,00 TL değer kaybından ibaret toplam 6.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, davacının dava açmadan önce müvekkili şirkete herhangi bir başvuruda bulunmadığını, dava şartı eksikliği nedeni ile davanın usulden reddedilmesi gerekirken kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğu, müvekkili şirkete davadan önce tam ve eksiksiz başvuru yapılmadığından değer kaybı talebinin dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, dava konusu kaza sonucu başvuru üzerine hasar dosyası oluşturulduğunu, delil niteliğine haiz ekspertiz raporunda tespit edilen 27.000,00 TL hasar bedelinin 26.12.2017 tarihinde davacının kasko sigortacısına ödendiğini, müvekkili şirketin başkaca bir borcu kalmadığını, davacının beyanlarına göre bakiye hasar tazminatına ilişkin hatalı hüküm kurulduğunu, yeni genel şartların EK-1 maddesinde belirtilen hasar sonrası bazı hallerin değer kaybı teminatı dışında olduğunu, davacının değer kaybı taleplerinin belirtilen nedenlerle teminat dışı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, karşı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısından davacıya ait aracın bakiye hasar bedeli ile değer kaybı bedelinin tahsili istemine ilişkin olup , ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davacının davasının kabulü ile 1.180,00TL hasar bedeli ve 4.820,00 TL değer kaybından ibaret toplam 6.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davalı sigorta şirketince ekspertiz raporunda tespit edilen 27.000,00 TL hasar bedeli 26.12.2017 tarihinde davacının kasko sigortacısına ödenmiş ve davadan önce davacı tarafça bakiye hasar bedeli ve değer kaybı bedelinin ödenmesi için davalı sigorta şirketine 26.02.2018 tarihinde başvuru yapılmış olmakla davalı vekilinin davadan önce başvuru yapılmadığına ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, davacının aracında dava konusu kaza nedeniyle meydana gelen hasar yedek parça ve işçilik bedellerinde iskonto yapılmadan KDV dahil belirlenmiş olup davalı sigorta şirketince yedek parça bedellerinde iskonto yapılarak KDV dahil edilmeden belirlenen 27.000,00 TL hasar bedeli ödemesi yapılmış olmakla; Yargıtay’ın yerleşmiş kararlarında belirtildiği üzere davalı sigorta şirketi ile anlaşmalı ya da yetkili servisleri arasında yapılan anlaşmalara göre iskonto uygulanması davacıyı bağlamayacak olup, davalı taraf iskonto indirimi yapılmadan ve KDV dahil davacının gerçek zararından sorumlu olduğundan yedek parça bedellerinde iskonto uygulanmaması ve hasar bedeline KDV ilave edilmesi de doğrudur. Bu nedenle davalı tarafça yapılan ödeme davacının gerçek zararını karşılamamaktadır. Kaldı ki, davalı vekiline 02.04.2019 tarihinde tebliğ edilen ve davalı vekilince itiraz edilmeyen bilirkişi raporu davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşturmuştur. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı ve sonrasında 19.06.2021 tarihinde yürürlüğe giren 7327 sayılı Kanunun 18. maddesiyle KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişiklikle bu maddenin birinci fıkrasının birinci cümlesinden sonra gelmek üzere “Bu tazminatlardan; a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı olarak dikkate alınarak…hesaplanır” ibareleri eklenmek suretiyle Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararına uygun şekilde bir düzenleme yapıldığından Yargıtay içtihatlarında belirtildiği üzere aracın kazadan önceki ikinci el piyasa rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı bedelinin belirlenmesi gerekmekte ve mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda iptal edilen yeni genel şartlarda belirtilen formülasyona göre değer kaybı belirlenmiş ise de; aracın kazadan önceki ikinci el piyasa rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre belirlenen değer kaybı bedeli daha yüksek çıkacağından istinaf gelenin sıfatına göre kararın bu yönden kaldırılmasına gerek görülmemiş, mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin tüm istinaf itirazları reddedilmiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 409,86 TL’den peşin alınan 103,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 306,86 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 13.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.