Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2363 E. 2022/966 K. 20.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2363
KARAR NO : 2022/966

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28.05.2019
NUMARASI : 2016/429 E. – 2019/654 K.
DAVANIN KONUSU : Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 20.06.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 20.06.2022
İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.05.2019 tarih, 2016/429 E. – 2019/654 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili, davalıların sürücüsü maliki ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu aracın davacıya ait araçla 18.11.2015 tarihinde kaza yaptığını, davalı sürücünün kazanın oluşumunda asli kusurlu olduğunu, davacıya ait aracın daha önceden kazası olmayıp bakımlı bir araç olduğunu, kaza neticesinde aracın perti çıkması beklenirken aracın kasko sigorta şirketi tarafından yaklaşık 1 ay süren teknik inceleme neticesinde tamirinin uygun görüldüğünü, davacının aracının yolcu taşıyan hatlı dolmuş olup günlük ortalama 350,00-400,00 TL kazancı olduğunu, davacıya ait aracın 18.11.2015-01.03.2016 tarihleri arasında tamirde olup bu tarihler arasında müvekkilinin kazanç elde edemediğini, aracında ayrıca değer kaybı oluştuğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL değer kaybının sürücü ve maliki olan davalılar yönünden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline şimdilik1.000,00 TL kazanç kaybının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sürücü ve araç maliki olan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kazanç kaybı talebini 8.000,00 TL’ ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı sigorta şirketi vekili, dava öncesi başvuru yapılmadığından dava şartı eksikliği bulunduğunu, davacının aracındaki maddi hasarın müvekkili şirketçe karşılanması nedeniyle müvekkili şirketin sorumluluğunun kalmadığını, kusur tespiti yapıldıktan sonra araçta meydana gelen değer kaybının Yargıtay tarafından kabul edilen hesaplama kriterine göre uygun biçimde belirlenmesi gerektiğini, talep edilen değer kaybı tutarının fahiş olduğunu, dolaylı zarar kapsamında olan kazanç kaybından teminat dışı olması nedeniyle müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkilinin kullandığı aracın araç maliki diğer davalı şirketten kiralanması nedeniyle araç işleteninin araç maliki olan davalı olduğunu, bu nedenle sorumluluğunun bulunmayıp husumet nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacının aracının dava konusu kazadan önce birçok defa ağır hasarlı kazaya karışması nedeniyle değer kaybı hesabının yapılmasının mümkün olmadığını, değer kaybı zararından sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, kusur tespitini kabul etmediklerini, 3,5 ay tamir süresinin fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … Şirketi tarafından davaya cevap verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davaya konu kazanın oluşumunda davalı sürücünün %100 oranında tam ve asli kusurlu olduğu, davacıya ait araç sürücüsünün kusursuz olduğu, davacıya ait araçta 1.000,00 TL değer kaybı meydana geldiği, davacı aracının bakım ve onarım işlemlerinin 12 gün içerisinde tamamlandığı, ortalama kazancının günlük 400,00 TL olduğu, kazanç kaybı miktarının 4.800,00 TL olduğu, davalıların davacının aracında meydana gelen zararlardan sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 1.000,00-TL değer kaybına ilişkin maddi tazminatın davalılardan … ve … Şti den kaza tarihinden (18/11/2015) işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı sigorta şirketinden ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının kazanç kaybına ilişkin maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 4.800,00 TL maddi tazminatın davalılardan … ve … Şti den kaza tarihinden (18/11/2015) işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili ile davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili , mahkemece bilirkişi raporunun hiçe sayıldığını, raporun dışında bir bedele hükmedildiğini, bilirkişi raporunda kazanç kaybı yönünden dava konusu araçtaki hasar miktarı, boyutu ve şiddetine göre makul tamir süresinin düzenli ve sistemli bir çalışma ile 20 iş günü olduğu kanaatine varıldığı yönünde tespit yapıldığını, bu tespitin tarafınca kabul edilmediğini, aracın tamirini gerçekleştiren kasko sigorta şirketi … şirketinin aracın bakım ve onarım işlemlerinin 12 gün içerisinde tamamlandığı şeklindeki cevabını kabul etmeleri mümkün olmadığını, hasar kaydı dosyasının hangi tarihte açıldığı, hangi tarihte kapanışının yapıldığı hususunda herhangi bir bilgi verilmediğini, müvekkilinin aracına ait hasar kaydı dosyasının 23.11.2015 tarihinde açıldığını ve 01.03.2016 tarihinde kapanışının yapıldığını, …nın anlaşmalı olduğu ve aracın tamir edildiği servisin bu bilgiyi verdiğini, aracın 3,5 ay süreyle tamirde kalmasına rağmen sigorta şirketi tarafından gerçek dışı ve soyut beyanlarla aracın ve bakım onarımının 12 gün olduğunun belirtildiğini, bu hususu destekleyici hiçbir belge sunulmadığını, mahkemenin bu yöndeki itirazlarını ve bilirkişi raporundaki 20 günlük süreyi dahi dikkate almadığını, kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın reddolunan kısım yönünden kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, mahkemece müvekkili şirketin yalnızca 1.000,00 TL değer kaybı tazminatından sorumlu tutulduğunu, sorumlu oldukları tutarlar belli olmasına rağmen mahkemece vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden tarafların sorumluluklarına göre oranlanarak karar verilmesi gerekirken feriler için müştereken ve müteselsilen sorumluluğu yönünde hüküm kurulduğunu, temerrüt tarihinin dava tarihinden itibaren değil delillerin tümünün müvekkili şirkete tebliğ tarihinden itibaren 8 iş gününü geçmesi ile başlayacağını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, karşı aracın sürücüsü, maliki ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısından davacıya ait aracın değer kaybı ve kazanç kaybı zararının tahsili istemine ilişkin olup mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulü ile 1.000,00 TL değer kaybına ilişkin maddi tazminatının tüm davalılardan, 4.800,00-TL kazanç kaybına ilişkin maddi tazminatın davalılar … ve … Şti den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 341. maddesi uyarınca ilk derece mahkemeleri tarafından verilen miktar veya değeri 1.500,00 TL’yi geçmeyen malvarlığına ilişkin kararlar kesin olup, anılan miktar aynı yasanın Ek. 1. maddesi uyarınca 01.01.2019 tarihi itibariyle 4.400,00 TL’dir. Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebin kabul edilmeyen bölümünü geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.
Somut olayda davacı vekili dava dilekçesi ile 1.000,00 TL değer kaybı bedeli 1.000,00 TL kazanç kaybı bedeline ilişkin maddi tazminat talep etmiş, ıslah dilekçesiyle kazanç kaybı bedeli talebini bilirkişi raporu doğrultusunda 8.000,00 TL’ye yükseltmiş, mahkemece 28.05.2019 tarihinde davanın kısmen kabulü ile 1.000,00-TL değer kaybına ilişkin maddi tazminatın tüm davalılardan tahsiline, 4.800,00-TL kazanç kaybına ilişkin maddi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsiline karar verilmiş olup, davalı sigorta şirketi yönünden kabul edilen miktarın hüküm tarihi itibariyle yukarıda anılan Kanun hükmü uyarınca istinaf sınırının altında kaldığı anlaşıldığından istinafı kabil olmayıp, davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf dilekçesinin bu nedenle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesinde; davacının aracının kaza sonrası tamirini gerçekleştiren kasko sigorta şirketi olan … şirketi tarafından davacının aracının bakım ve onarım işlemlerinin 12 gün içerisinde tamamlandığına dair cevap verilmiş, mahkemece alınan bilirkişi raporunda ise davacıya ait araçtaki hasar miktarı boyutu ve şiddetine göre makul tamir süresinin düzenli ve sistemli bir çalışma ile 20 iş günü olduğu belirtilmiş, mahkemece tamir süresi 12 gün kabul edilerek günlüğü 400,00 TL’den toplam 4.800,00 TL kazanç kaybı bedeline hükmedilmiştir. Davacı vekili istinaf itirazlarında, davacıya ait aracın 18.11.2015 ila 01.03.2016 tarihleri arasında yaklaşık 3,5 ay süre ile tamirde kaldığını ileri sürmekte ise de; bu hususa ilişkin herhangi bir belge veya delil ibraz edemediği, kaza tarihinden fatura tarihine kadar kazanç kaybının hesaplanmasının mümkün olmadığı, araç tamir faturasının araç tamir edildikten çok sonra kesilmesinin mümkün olduğu, hasar dosyasının geç kapatılmasının mümkün olması nedeniyle de hasar dosyasının kapanma tarihinin kazanç kaybı zararının hesaplanmasına esas alınmasının mümkün olmadığı, aracın tamirini gerçekleştiren kasko sigorta şirketinin bildirdiği 12 gün gerçek tamir süresinin kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılmakla; mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamış, davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı sigorta şirketi yönünden kabul edilen miktarın hüküm tarihi itibariyle yukarıda anılan Kanun hükmü uyarınca istinaf sınırının altında kaldığı anlaşıldığından istinafı kabil olmayıp, davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf dilekçesinin bu nedenle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı sigorta şirketi yönünden kabul edilen miktar hüküm tarihi itibariyle istinaf sınırının altında kaldığından istinafı kabil olmayıp, davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf dilekçesinin bu nedenle REDDİNE,
3-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yapılan giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 20.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.