Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2352 E. 2022/878 K. 06.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2352
KARAR NO : 2022/878

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30.05.2019
NUMARASI : 2017/526 E. – 2019/682 K.
DAVANIN KONUSU : Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 06.06.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 06.06.2022

İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 30.05.2019 tarih 2017/526 E. – 2019/682 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkil şirkete ait araç ile davalının zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu aracın ve dava dışı aracın çarpışması sonucu 27.12.2016 tarihinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın oluşumunda davalıya trafik sigortalı araç ile dava dışı aracın şerit ihlali ve karşı yönden gelen trafiğin kullandığı şeride girmek kurallarını ihlal etmeleri nedeniyle asli kusurlu olduklarının sabit olduğunu, davalı sigorta şirketinin kazada kusurlu olan …plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesini tanzim eden şirket olması nedeni ile müvekkiline ait araçta meydana gelen hasarda TBK’nın 61.maddesi gereğince kazaya sebebiyet veren diğer araç sürücüsü ve maliki ile beraber müştereken ve müteselsilen poliçe limitleri sorumlu olduğunu, İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/194 D.İş. Sayılı dosyasında yaptırmış oldukları delil tespiti sonucunda bilirkişi raporunda tespit edilen 35.000 TL hasar bedelinin ödenmesi için davalıya müracaat edildiğini fakat herhangi bir yanıt alamadıklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 20.000,00 TL araç hasar bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, 1.004,60 TL delil tespit giderinin yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacı tarafın yaptırdığı zarar tespitinini kabul etmediklerini, tarafların kusur durumlarının Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi tarafından tespit edilmesini istediklerini, davacının zararının bilirkişi incelemesi ile tespiti gerektiğini, müvekkili şirketin sadece yasal faizle sorumlu tutulabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, alınan her iki raporda da davacıya ait araç sürücüsünün herhangi bir kusuru bulunmadığı, davacıya ait araçta toplam hasar bedelinin 15.573,20 TL olduğu, Yargıtay uygulamalarına göre davacının hasar bedelinin tamamını davalı sigorta şirketinden talep edebileceği , davalı sigorta şirketinin ise dava dışı sürücüye düşen %20 kusur oranı ile ilgili rücu talebinde bulunabileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 15.573,20 TL hasar bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, yargılama sırasında alınan kusur raporunda müvekkili şirkete sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %80 kusurlu, dava dışı … plakalı araç sürücüsünün ise % 20 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun riskini üstlendiği araç sürücüsünün kusuru oranı kadar olduğunu, ancak mahkemece % 80 kusur oranı üzerinden sorumluluğuna gidilmediğini, sigorta şirketinin dava dışı % 20 kusurlu olan araç sürücüsüne karşı rücu yoluna gidebileceği kanaatiyle tüm hasar bedelinin müvekkili şirketten tahsiline karar verildiğini, kararın bu yönüyle isabetsiz olduğunu, dava dışı sürücüye rücu edilebileceği ihtimali ile karar tesis edilemeyeceğini, kaldı ki müvekkili şirketin kusurundan fazlasını karşılamak zorunda da olmadığını, ayrıca rücu talepleri ayrı kurallara tabii olup müvekkili şirketin dava dışı sürücünün kusuruna karşı ödediği bedeli rücuen talep edebilmesinin de kesin olmadığını, mahkemece ihtimale dayanarak karar verildiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, karşı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısından davacıya ait aracın hasar bedeli istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesi ile, davalıya trafik sigortalı araç ile dava dışı aracın kazanın oluşumunda asli kusurlu olduklarını, kaza sonucu müvekkiline ait araçta meydana gelen hasardan kazada kusurlu olan aracın zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesini tanzim etmesi nedeniyle TBK’nın 61.maddesi gereğince davalı sigorta şirketinin kazaya sebebiyet veren diğer araç sürücüsü ve maliki ile beraber müştereken ve müteselsilen poliçe limiti ile sorumlu olduğunu belirterek araç hasar bedelinin tamamının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece alınan İTÜ ve ATK Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen bilirkişi raporlarında, davalıya sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda % 80, dava dışı diğer araç sürücüsünün % 20 oranında kusurlu olduğu , kaza sonucu davacıya ait araçta 15.573,20 TL hasar oluştuğu belirtilmiş, mahkemece zarar görenin zararın tümünü müteselsil sorumlulardan birinden isteyebileceği gerekçesiyle zararın tamamından davalı sigorta şirketi sorumlu tutularak tazminata hükmedilmiştir. Tek bir olaya bağlı aynı haksız eylemden değişik hukuki nedenlerle sorumlu olanlardan her biri, BK.nun 50. ve 51. (6098 sayılı BK’nun 61 ve 62. md.) maddeleri uyarınca, zarardan müteselsilen sorumludurlar. Müteselsil sorumlulukta, kural olarak borçlulardan her biri, aynı Kanunun’un 141. (6098 sayılı BK’nun 162. md.) maddesine göre, borcun tamamından sorumludurlar. Nitekim, 2918 sayılı KTK.nun 88/1. Maddesinde de trafik kazası nedeniyle müteselsil sorumluluk öngörülmüştür. Davacı vekili dava dilekçesinde müteselsil sorumluluğuna dayanıp araç hasar bedeline ilişkin zararın tamamını davalıdan tahsiline karar verilmesi isteminde bulunduğundan ve davalı sigorta şirketi ise dava dışı araç sürücüsüne düşen %20 kusur oranı ile ilgili rücu talebinde bulunabileceğinden yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler gereği mahkemece müşterek ve müteselsilen sorumluluk ilkesi gereğince davalının zararın tamamından sorumluluğuna karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2018/1164 E.2020/142 K.sayılı içtihadı emsal niteliktedir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 1.063,79 TL’den peşin alınan 266,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 797,79 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 06.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.