Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2308 E. 2022/886 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2308
KARAR NO : 2022/886

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24.05.2019
NUMARASI : 2018/302 E. 2019/330 K.
DAVANIN KONUSU : Araç Değer Kaybı Tazminatı
DAVA TARİHİ : 24.05.2018
KARAR TARİHİ : 07.06.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07.06.2022

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.05.2019 tarih 2018/302 E. 2019/330 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 12.03.2018 tarihinde davalıların sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın müvekkiline ait araca çarpması nedeniyle müvekkilinin aracının hasarlandığını, en az 10.000,00 TL değer kaybına uğradığını ileri sürerek, şimdilik 10.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kazanın davalı sürücünün % 100 oranında kusuruyla gerçekleştiği, davalıların değer kaybı tazminatından sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 5.616,00 TL değer kaybı tazminatının davalı sürücü ve işletenden kaza tarihinden, davalı sigorta yönünden 10.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, bilirkişinin 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartlarına göre yapılan hesaplamada 5.616,00 TL, Yargıtay içtihatlarına göre kazadan önceki ikinci el piyasa değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre 10.000,00 TL değer kaybı tazminatı hesaplandığını, mahkemece gerçek zarara göre 10.000,00 TL değer kaybı tazminatına hükmedilmesi gerekmesine rağmen poliçe genel şartlarına göre belirlenen değer kaybı tazminatına hükmedildiğini, bilirkişi raporundaki 5.616,00 TL’den tüm davalılar, bakiye 4.384,00 TL’den sadece sürücü ve işletenin sorumlu olduğuna dair görüş de doğru olmadığını, davalı sigorta şirketi haksız fiil tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken 10.05.2018 tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, müvekkili lehine hükmedilen vekalet ücretinin hangi davalı olduğu belirtilmeksizin “davalıdan” tahsiline karar verildiğini oysa ki hükmün “davalılardan tahsiline ” şeklinde düzeltilmesi gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, değer kaybı tazminatının kazaya sebebiyet veren aracın sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir. Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-202/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.(Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 03.12.2020 tarih 2019/6271E -2020/8104K).
Somut olayda davalı sigorta şirketi yönünden poliçe tarihi itibariyle 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Taşıtlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında belirtilen hesaplama tekniğine göre değer kaybı belirlenmesi gerekir ise de Anayasa Mahkemesinin yukarıda anılan iptal kararından sonra bu hükümlerin uygulanması mümkün olmadığı gibi dava tarihinden sonra 19.06.2021 tarihinde yürürlüğe giren 7327 sayılı Kanunun 18. maddesiyle KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişiklikle bu maddenin birinci fıkrasının birinci cümlesinden sonra gelmek üzere “Bu tazminatlardan; a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı olarak dikkate alınarak…hesaplanır.” ibareleri eklenmek suretiyle Anayasa Mahkemesinin iptal kararına uygun şekilde bir düzenleme yapılmıştır. Böylelikle poliçe tarihi itibariyle ister eski genel şartlar ister yeni genel şartlar yürürlükte olsun her halükarda Yargıtay içtihatlarında belirtildiği üzere aracın kazadan önceki ikinci el piyasa rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı tazminatı hesaplanması gerekmektedir. Eldeki davada bilirkişi raporunda poliçe genel şartlarına göre 5.616,00 TL, piyasa rayiç değerine göre ise 10.000,00 TL değer kaybı oluştuğu, davalı sigorta poliçe genel şartlarına göre, davalı sürücü ve işletenin piyasa rayicine göre sorumlu olduğu belirtilmiştir. Mahkemece bilirkişi raporuna kısmen itibar edilerek davalılar arasında ayrım yapılmaksızın tüm davalılar poliçe genel şartlarına göre belirlenen değer kaybı tazminatından sorumlu tulmuştur. Davalı işleten ve sürücü gerçek zarar kriteri yerine poliçe genel şartlarındaki değer kaybı hesaplamasına göre sorumlu tutulmuş olması yanlış olduğu gibi yukarıda açıklandığı üzere davalı sigorta şirketi de piyasa rayici yerine poliçe genel şartlarındaki değer kaybı hesaplamasına göre sorumlu tutulması yanlıştır. Buna göre Dairemizce ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak 10.000,00 TL değer kaybı tazminatının tüm davalılardan tahsiline karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
2918 sayılı KTK.’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir. Somut olayda davalı sigorta temerrüt tarihinden itibaren faizden sorumlu tutulmuş olup haksız fiil tarihinden itibaren faize hükmedilmemiş olması doğrudur.
Davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin “davalılardan” tahsiline karar verilmesi gerekirken hangi davalıdan tahsile karar verildiği belli olmayacak ve dolayısıyla infazda tereddüt oluşturacak şekilde “davalıdan” tahsiline dair hüküm kurulmuş olması doğru olmayıp Dairemizce yeniden kurulan hükümde bu hususa dikkat edilmiştir.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.05.2019 tarih 2018/302 E. 2019/330 K. sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2- Davanın kabulü ile 10.000,00 TL değer kaybı tazminatının davalı … ve … Şti yönünden kaza tarihi olan 12.03.2018 tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden 10.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle müteselsilen tahsiline,
492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 683,10 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 170,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 512,32 TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacının yatırmış olduğu 170,78 TL peşin harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının kendisini vekille temsil ettirmiş olması nedeniyle karar tarihinde yürülükte olan AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinede davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 5,20 TL vekalet harcı, 619,50 TL müzekkere, tebligat, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 660,60 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Sarf edilmemiş gider avansının bulunması durumunda kararın kesinleşmesinden sonra yatıran taraflara iade edilmesine,
3- İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf harcının talep halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
4-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından istinaf yargılaması nedeniyle yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvuru harcı, 143,20 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 264,50 TL istinaf yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 07.06.2022