Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/2305
KARAR NO : 2022/1403
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/05/2019
NUMARASI : 2018/7 Esas 2019/78 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 05.10.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 05.10.2022
İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 15.05.2019 tarih 2018/7 Esas 2019/78 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacılar vekili, müvekkili …’nin 2007 – 2008 eğitim öğretim yılında İzmir …. Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Fakültesi son sınıf öğrencisi iken bitirme tezi olarak aldıkları ve davalılar …, … ve dava dışı … ile birlikte dört kişiden oluşan ortak çalışma olan “…” tezini hazırlayıp sunduklarını, 2008 yılında lisans eğitimlerini tamamladıklarını, 2008 yılı Kasım ayında hazırlamış oldukları tezi yayınlayıp satmayı düşündüklerini, tez konusu programın geliştirilmesi için teknik liderlik anlamında projeye hem liderlik hem de teknik destek vermesi amacıyla müvekkili …’yı da aralarına aldıklarını, 2008 Aralık ayında İzmir … Üniversitesi’nin …. isimli biriminde proje üzerinde çalışmaya başladıklarını, davalı …’in 2009 yılı Aralık ayında askere gitmesi nedeniyle programın geliştirilmesine müvekkilleri tarafından devam edildiğini, 2010 yılı yaz aylarında davalı …’in askerden dönmesiyle birlikte projenin bitme aşamasına geldiğini, 2011 yılının ilk aylarında projenin bir gazete haberine konu olması üzerine röportaja davalılar … ve …’in katıldıklarını, haberde projeyi sadece davalılar … ve … yapmış gibi gösterildiğini, kendilerinden açıklama istendiğinde bu durumun yanlışlıkla olduğunu beyan ettiklerini, ancak projeye yatırımcı arama çalışmalarını müvekkillerini dışarıda bırakarak sürdürdüklerini, kurulacak şirkette müvekkillerinin her birine ayrı ayrı %4’er, davalılar …, …, … ve …’na toplam %92 hisse şekli ile hisse oluşturmak istediklerini beyan ettiklerini, müvekkileri tarafından kabul edilmediğini, davacılara ayrı ayrı %12’şer, davalılar …, …., …. ve …’un tamamına %76 hisse verilmesinin kararlaştırıldığını, 2011 yılı Kasım ayında davalıların gönderdikleri e-mail ile müvekkillerinden kuruluş masrafı olarak 20.000,00 TL gönderilmesini talep ettiklerini, müvekkillerinin taleplerine olumlu yanıt verilmediğini, şirket kuruluşu aşamasında müvekkillerinin dışarıda bırakıldığını, 22.11.2011 tarihinde ticaret sicil gazetesinde ana sözleşmesi ilan olunan davalı şirketi kurduklarını, müvekkillerinin İzmir FSHM 2015/27 D.İş sayılı dosyası üzerinden tespit işlemi yaptırdıklarını, ayrıca davalılar … ve …’in kendi adlarına tekel sağlamak amacıyla 27.01.2011 tarihinde 38. 41 ve 42. sınıflarda markayı kendi adlarına tescil ettirmek için başvurduklarını, önceki hak sahibi bir kişinin itirazı nedeniyle reddedildiğini, 31.10.2014 tarihinde “…” markası için 42. sınıfta tescil için başvurduklarını, ancak işlemleri devam ettirmediklerini, davalı …’in diğer davalılar ile müvekkillerinin hocası olduğunu, davalıların müvekkillerinin fikri mülkiyet haklarını ihlal etmesi nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 40.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili, 04.10.2018 tarihli duruşmada davalı … hakkındaki davayı atiye bıraktıklarını beyan etmiştir.
CEVAP : Davalılar … ile …, açılan davanın haksız olduğunu, dava konusu proje/tezin 2008 yılı Haziran ayında teslim edilip hak edilen notlar alındıktan sonra proje ekibinin tez ile iltisakının kalmadığını, 2008 yılı yaz aylarında kendilerinin 3 ay boyunca pazar analizi yaptıklarını, davacı …’nin yazılım konusunda çalışmaya meyilli olması nedeniyle kendisinden iş planı ve pazar analizi konularında yardım alınmadığını, tezin adının “…” değil “…” olduğunu, “…” ismini mezuniyetten aylar sonra okul bünyesinde … adlı merkeze başvuru sürecinde davalı … tarafından bulunduğunu, davacıların bu projeye ve kurulan şirkete katılmadıklarını, davacı …’nin proje çalışması sırasında yurt dışında yüksek lisans eğitimine gittiğini, “….com” alan adının davacı …’nin para yatırmaması nedeniyle boşa çıkması üzerine kendilerinin aldıklarını, dava konusu projenin ilk defa yapılan bir proje olmadığını, ihlal bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacıların 2015/27 D.İş sayılı tespit dosyasıyla incelenen ”…”nın üzerinde hak sahibi olduklarını, yazdıkları kaynak kodlarının kullanıldığını, davalılarca ekleme ve işlemeler yapıldığını, dolayısıyla fikirlerinin kopyalandığını ileri sürdükleri, tespit bilirkişi raporunda davacıların iddialarına konu olan yapıların bağlantılı bulunduğunun, benzer algoritmanın davalı eserinde kullanıldığının, ancak karşılaştırılan kaynak kodlarının farklı olduğunun, programlama dil ve veri tabanlarının farklı olduğunun rapor edildiği, davacıların 2007-2008 yılında birlikte bitirme tezi olarak bu konuda çalıştıklarını, tez konusu programın davalıların da katılımıyla geliştirildiğini, belli bir iş konusunda anlaştıklarını, ancak zamanla programı geliştiren davacıların dışlandıklarını ve mali haklarının ihlal edildiğini ileri sürdükleri, bilgisayar programlarının FSEK’nın 1/B, g, 2/son hükümleri uyarınca yazılı eserler gibi korunduğu, davacıların da, davalıların ortaya koydukları bilgisayar programı ve eklerini kendi programlarından intihal ile oluşturulduğunu savundukları, alınan bilirkişi raporunda, tarafların çalışma yaptıkları program ve program parçalarının incelendiği, kaynak kodlarının karşılaştırıldığı, iki tarafın programlama dillerinin farklı olduğunun, farklı veri tabanı sistemleri kullanıldığının ve farklı programlama mantığı içerdiğinin tespit edildiği, davacıların sunduğu kanıtlar arasında yer alan ‘…. ” olgularının karşılığı olan ”…. ” kavramına denk geldiğinin, davacıların programının kendine özgü yapısı olan (…. ) …com adresindeki projede benzer algoritmayla kullanıldığının rapor edildiği, bununla birlikte bilirkişilerin de nihai sonuç olarak bildirdikleri üzere algoritmanın tek başına ihlali göstermediği, Fikir ve Sanat Eserler Kanunu’nun soyut fikri değil, fikrin ifade edilişini koruduğu, fikri benzerliğe karşın programlama dili, akış ve kaynak kodları ve veri tabanının farklı olduğu, davalıların ”… com” web kodlarında ”…. ” unsurunu, kodları tamamen değiştirerek baştan oluşturduğu, iki tarafın çalışmaları arasında bir bağlantı kurulmasına karşılık programların intihal oluşturmadığı, kodlar arasında alıntı bulunmadığı, davalıların programının kaynak kodlarının ve program mimarisinin farklı olması karşısında intihalden söz edilemeyeceği, davacıların sırf eğitim alanında belirli fikirlerden yola çıkarak, öncesinde tez vermek üzere öğrenci faaliyeti olarak başladıkları çalışmanın, davalılar tarafından haksız kullanıldığı, intihal edildiği iddialarının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacılar vekili, mahkeme gerekçesinde davacı ve
davalı yan çalışmaları arasında bir bağlantı olduğunun, yani davalıların davacıların ürününü alıp kopya ettiklerini açıkça kabul edildiğini, bağlantı kuruluyor ise intihalin de oluşacağını, kaynak kodlarının farklı olması veya program mimarisinin farklılığı nedeniyle intihal bulunmadığının kabulünün hatalı olduğunu, müvekkillerinin fikrinin soyut olmadığını, aksi halde bitirme tezi olarak kabul edilmeyeceğini, hepsi dönem arkadaşı olan davalıların bizzat hocaları olan kişi de dahil olmak üzere söz konusu taklit işlemlerini sürdürdüklerini, taraflar arasındaki e-postaların mahkemece değerlendirilmediğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, FSEK kapsamında bilgisayar programına tecavüz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı tarafça, davalılar ile birlikte makina mühendisliği bölümü bitirme tezi olarak hazırladıkları online tez çözme eğitim programını davalılar … ve …’in sadeci kendileri yapmış gibi sahiplendiklerini, kurulacak şirkette davacılara az hisse verdiklerini, şirketin kuruluş aşamasında müvekkillerinin dışarıda bırakıldığını, davalılar tarafından davacıların fikri mülkiyet haklarının ihlal edildiği iddia edilerek maddi ve manevi tazminatın davalılardan tahsili talep edilmiştir.
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 1/B maddesinde eser, sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak tanımlanmıştır. FSEK 2. maddesinde bilgisayar programları da ilim ve edebiyat eserleri arasında belirtilmiştir. Her bilgisayar programı eser olmayıp, teknik incelemeyle eser olduğunun ortaya konulması gerekir.
İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2015/27 D.İş dosyasında davacılar tarafından tespit talep edilmiş olup, alınan bilirkişi raporunda davacıların birlikte geliştirdiklerini ifade ettikleri kaynak kodların ekran görüntüleriyle birlikte karşı tarafın şu an yayınlamakta olduğu “…” kodları ile karşılaştırıldığı, karşılaştırılan kodların farklı programlama dilleri kullanılarak yazıldığı, farklı veri tabanı sistemleri kullandığı ve farklı programlama mantığı içerdiğinin tespit edildiği, karşılaştırılan her iki proje içerisinde “…. “, “…. ” ve ortak veri tabanı sınıfları bulunduğu, “…. ” yarışmasının … projesine diğer rakiplerinden farklı olarak özgünlük kazandıran parça olduğu, bu nedenle www…com web sitesini oluşturan kodların tamamen değiştirildiği ve yeni bir yapı içerisinde baştan oluşturulduğu, ancak projenin içerisindeki yapılar detaylı incelendiğinde davalılara ait www…com web sitesinin içerisindeki yapıların, 2011 yılından önce geliştirilen ve davacıların da içerisinde bulunduğu … projesi içerisindeki yapılar olmadan baştan oluşturulamayacağı görüşü bildirilmiştir.
İlk derece mahkemesince, talimat yoluyla Ankara 3. Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi aracılığıyla, patent ve marka vekili, eğitimci ve bilgisayar mühendisinden oluşan bilirkişi heyetten alınan raporda, davaya konu taraf yazılımlarının, sahibinin hususiyetini yansıtacak biçimde şekillenmiş bulunması, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda öngörülen eser türlerinden birinin içine girmesi ve fikri bir çabanın ürünü olması nedeniyle bir eser olduğu, FSEK 2. Madde uyarınca ilim eseri vasfında olduğu, tarafların kaynak kodları karşılaştırılması ve incelenmesi sonucunda, taraflara ait kodların aynı olmadıkları, yazılım dillerinin farklı olduğu, kodlar içinde birbirinden alıntı-intihal olmadığı, İzmir FSHHM 2015/27 D.İş dosyasında davacı tarafın sunduğu CD içeriğindeki benbilirim/Challenge kısmının davalıların … projesinde, algoritmaların, davalıların kullanıldığı belirtilmiş ise de, algoritmaların 5846 sayılı kanun kapsamında eser olarak korunmadığı, bu durumdan dolayı yasa kapsamında herhangi bir hak ihlalinin olmadığı tespit edilmiştir.
İlk derece mahkemesince, alınan bilirkişi raporu ile tespit raporu arasındaki teknik çelişkilerin giderilmesi, program ve verilerin karşılaştırılması, kaynak kodların incelenmesi için elektronik mühendisi bilirkişiden alınan raporda, tarafların telefonla aranarak kaynak kodlarının yerinde incelenmesi talebinin iletildiği, ancak her iki taraftan da herhangi bir bilgi gelmediği, dosya içerisindeki veriler ve raporlar doğrultusunda inceleme yapıldığı, tespit dosyası içerisinde davacı tarafın kendi yazılımına ait kaynak kodlarını verdiği, davalı tarafın ise kendi yazılımına ait kaynak kodlarını vermediği, bu nedenle kaynak kodlarının karşılaştırılmasının yapılamadığı, davalının web sayfasıyla davacının web sayfası arasında kopyalanmış olma olasılığını düşündüren benzerlikler bulunduğu, ancak benzerliğin oranını söyleyebilecek bir karşılaştırmayı davalının sitesi kapalı olduğundan ve bu sitenin tamamının kodlarına ve görüntülerine erişilemediğinden benzerlik oranı ve serbest yararlanma konusunda bir değerlendirme yapılamadığı, …. ve …. kelimelerinin aynen kullanıldığı, benbilirim, …. adının, …. ve …. başlıklı yarışma adı, …. ‘de konular altındaki dizinin davacıya ait aynı unsurlardan kopyalandığı görüşü bildirilmiştir.
İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2015/27 D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda tarafların programlarının kaynak kodların karşılaştırılması suretiyle farklı programlama dilleri kullanılarak yazıldığının, farklı veri tabanı sistemleri kullanıldığının ve farklı programlama mantığı içerdiğinin tespit edilmiş olmasına, ilk derece mahkemesince patent ve marka vekili, eğitimci ve bilgisayar mühendisinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan raporda da tespit raporundaki görüşlerle aynı doğrultuda taraflara ait kodların aynı olmadıklarının, yazılım dillerinin farklı olduğunun, kodlar içinde birbirinden alıntı-intihal olmadığının, algoritmaların 5846 sayılı kanun kapsamında eser olarak korunmadığının, bu durumdan dolayı yasa kapsamında herhangi bir hak ihlalinin olmadığının tespit edilmiş olmasına; mahkemece daha sonra elektronik mühendisi bilirkişiden alınan raporda, tarafların web sayfası arasında kopyalanmış olma olasılığını düşündüren benzerlikler bulunduğu yönünde görüş bildirilmiş ise de, mahkemece alınan 14.12.2018 tarihli ilk bilirkişi raporunun konusunda uzman üç kişilik heyetten alınmış olmasına, tespit bilirkişi raporu ile uyumlu olmasına göre mahkemece hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamış olup, davacılar vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılar yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL’nin davacılardan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacıların yaptıkları giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.05.10.2022