Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2275 E. 2022/897 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2275
KARAR NO : 2022/897

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/06/2019
NUMARASI : 2016/1304 Esas 2019/702 Karar
DAVANIN KONUSU : Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 08.06.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 08.06.2022

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20.06.2019 gün ve 2016/1304 Esas 2019/702 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacılar vekili ve davalı … AŞ. vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için raportör üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacılar vekili, davalı …’ın işleteni ve sürücüsü olduğu davalı sigorta şirketine zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı aracın 13.03.2016 günü seyir halinde iken o sırada karşıdan yoldan gelen ve davacıların yolcu olarak bulunduğu araca çarptığını, davacıların yaralanmasına ve araçta bulunan bir kişinin ölümüne neden olduğunu, kazaya neden olan aracın zorunlu sigortacısının diğer davalı sigorta şirketi olduğunu, kazanın oluşumunda davalının asli ve tam kusurlu olup alkollü araç kullanmaktan daha önceden de ehliyetinin alınmasına rağmen ehliyetsiz bir şekilde ve yine alkollü olarak araç kullanarak kazanın oluşumuna sebebiyet verdiğini, müvekkilinin aracına çarpmadan önce dava dışı başka bir araca çarptığını, ehliyetinin olmaması ve alkollü olması nedeniyle olay yerinden kaçarken çok fazla hız yaptığını ve direksiyon hakimiyetini kaybederek davacıların yolcu olarak içinde bulunduğu aracın şeridine geçerek kazaya sebebiyet verdiğini, davalı hakkında İzmir 8. ACM nin 2016/175 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, davacılardan …’nın kaza nedeniyle sağ kolunda kırık oluştuğunu, uzun süre işe gidemediğini, gelir kaybı yaşadığını, halen kolunu tam olarak kullanamadığını, …’ın kaza nedeniyle kaburgasında , sağ bacağında ve dizinde kırık oluştuğunu, sağ bacağına harici protez takıldığını, uzun süre işe gidemediğini, iş gücü kaybı nedeniyle halen sorun yaşadığını, …’ın kaza nedeniyle sağ bacağında ağır derecede kırıklar oluştuğunu, uzun süre çalışamadığını, ayağındaki aksamanın işini olumsuz etkilediğini, …’nın kazada sağ elinde kırık oluştuğunu ve yüzünde yaralanma meydana geldiğini, 2918 sayılı yasanın 97. Maddesi gereğince davalı sigorta şirketine 02.09.2016 tarihinde yazılı olarak başvurulmasına rağmen talep ile ilgili bir cevap verilmediği gibi ödemenin de gerçekleşmediğini, müvekkillerinin uğradığı geçici ve sürekli iş göremezlik zararları ile manevi zararların tazmini için mahkemeye müracaat zorunluluğu doğduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile ve kaza tarihi olan 13/03/2016 dan itibaren işleyecek avans faiz uygulanmak koşulu ile her bir davacı için ayrı ayrı şimdilik 1.000,00 TL maddi ( 500,00 TL geçici 500,00 TL sürekli iş göremezlik ) tazminatın davalılardan, her bir davacı için ayrı ayrı 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini davacı … için 580.627,63 TL ye, davacı … için 31.144,87 TL ye, davacı … için 70.268,56 TL ye , davacı …için 3.902,97 TL ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı … AŞ vekili, dava konusu edilen talep ile ilgili zamanaşımı süresinin dolduğunu,2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’ nun 97. Maddesinde belirtilen dava öncesinde sigorta kuruluşuna başvuru zorunluluğunun yerine getirilmediğini, müvekkilinin KTK nın 91. Maddesi ve ZMMS genel prensibi uyarınca sigortalısının kusuru ile 3. şahıslara verdiği zararı poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere tazmin etmekle mükellef olduğunu, eldeki davada kusur oranının tespitinin gerektiğini, maluliyet oranının ATK 3. İhtisas Kurulu marifeti ile tespitinin gerektiğini, müvekkilinin geçici iş göremezlik ve bakıcı giderlerinden sorumlu olmadığını, müvekkilinin sorumluluğunun dava tarihinden itibaren ve ancak yasal faiz ile sınırlı olabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi sunmamış , duruşma aşamasında davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 13.03.2016 tarihinde davalıların maliki, sürücüsü ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olan sigortalı araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek önce yolun sağında bulunan yaya kaldırımı bordür taşına sürtmenin etkisi ile sola manevra yaparak karşı şeride ters yöne geçerek kendi şeridinde seyir halinde olan sürücü davacı … idaresindeki aracın komple ön ve sol köşe kısımlarına çarpması neticesi yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsü davalının 2918 sayılı KTK nın 52/b, 56/a ve 48. maddelerini ihlal etmesi nedeniyle kazanın oluşumunda asli ve tam kusurlu olduğu, davacı sürücün … ile dava dışı diğer araç sürücüsünün ve araçta yolcu konumunda seyahat eden davacı yolcular …, …, …’ın kusursuz oldukları, trafik kazası sonucu davacılardan … ‘nın meslekte kazanma gücünde % 22.2 oranında azalma meydana gelecek ve 4 ayda iyileşebilecek şekilde , davacı … ‘ ın meslekte kazanma gücünde % 43 oranında azalma meydana gelecek ve 9 ayda iyileşecek şekilde, davacı … ‘ın meslekte kazanma gücünde % 6 gücünde azalma meydana gelecek ve 1,5 ayda iyileşecek şekilde, davacı …’ nın 3 ayda iyileşebilecek şekilde yaralandıkları, davacıların oluşan geçici ve kalıcı iş göremezlik zararlarından davalı araç sürücüsünün haksız fiil hükümleri, davalı sigorta şirketinin ZMMS poliçesi hükümleri doğrultusunda sorumlu oldukları, davalı araç sürücüsü yönünden olay tarihinden itibaren davalı sigorta şirketi yönünden de dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceği, tüm davacıların yaralanmaları sebebiyle manevi olarak da zarar gördükleri bu zararında haksız fiil hükümleri doğrultusunda davalı araç sürücüsü tarafından giderilmesinin gerektiği, olayın niteliği, kusur oranları, davacıların geçici ve sürekli iş göremezlik oranları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve paranın satın alım gücü göz önüne alınarak davacılar lehine uygun miktarlarda manevi tazminatın hüküm altına alınmasının gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacı … için 27.281,76 TL geçici 553.345,87 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 580.627,63 TL maddi tazminat, davacı … için 4.710,24 TL geçici , 65.558,32 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 70.268,56 TL maddi tazminat ,davacı … için 1.990,50 TL geçici 29.154,37 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 31.144,87 TL maddi tazminat, davacı … için 3.902,97 TL geçici iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminatın
olay tarihi olan 13.06.2016 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe teminat limiti ile sınırlandırılmasına ve davalı sigorta şirketi yönünden faizin dava tarihi itibariyle başlatılmasına, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 8.000,00-TL,davacı … için 6.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 29.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 13.06.2016 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacılara verilmesine, manevi tazminat ile ilgili fazlaya ilişkin istek, maddi tazminat ile ilgili davacı … yönünden sürekli iş göremezlik tazminatı isteği ve maddi tazminata avans faizi uygulanmasına yönelik talep ile davalı sigorta şirketi yönünden faizin başlangıç tarihine yönelik fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar vekili ve davalı … AŞ. vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacılar vekili, dava dilekçesinde her bir davacı için ayrı ayrı 10.000,00 TL manevi tazminat talep edildiğini, mahkemece davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 8.000,00 TL, davacı … için 6.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği ancak mahkemece her bir davacı aleyhine davalı … lehine reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden 2.725,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedildiğini, davacı …’ın manevi tazminat talebinin tam kabulüne davacı …’nın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 2.000,00 Tl manevi tazminat talebinin reddine karar verildiğini, buna rağmen mahkemece davacı … aleyhine hatalı vekalet ücretine, davacı … aleyhine ise fazla vekalet ücretine hükmedildiğini, davalı sigorta şirketi tacir olup sigorta yönünden yapılan işlerin ticari bir iş olması sebebiyle davalı sigorta şirketi yönünden avans faizi uygulanması gerekirken yasal faizin uygulandığını, kaza nedeni ile tarafların yaşadığı elem, yaralanma şekilleri ve kazanın ölümlü olması hususları gözetildiğinde takdir edilen manevi tazminat miktarlarının az olduğunu, bu nedenle davacılar …, …. ve …. yönünden manevi tazminat isteminin de tam kabul edilmesi gerektiğini, istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … AŞ. vekili, davaya konu kazaya karışan aracın trafik poliçesinin 26.08.2015 tarihinde tanzim edildiğini, trafik kazasının ise 13.03.2016 tarihinde meydana geldiğini, poliçe tanzim tarihinin yeni genel şartlarının yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra olması nedeniyle tazminat hesabından yeni genel şartlarda belirlenen esasların uygulanması gerektiğini, mahkemece bazı hususlarda yeni genel şartların hiçbir şekilde gözetilmediğini, özür oranı yerine meslekte kazanma gücü kaybı oranının esas alındığını, yeni genel şartlar uyarınca maluliyet tazminat hesaplamasından özür oranının dikkate alınması gerektiğini, mahkemece hükmü esas alınan ATK 3. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen maluliyete ilişkin raporlarda maluliyet oranının 11.10.2008 tarih , 27021 sayılı resmi gazetede yayınlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak tespit edildiğini, yeni ZMMS genel şartlarının sürekli sakatlık teminatı başlıklı maddesinde “sürekli sakatlık tazminatına ilişkin sakatlık oranının belirlenmesinde Sakatlık Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda hazırlanacak sağlık kurulu raporu dikkate alınır” denilmek suretiyle maluliyet oranının belirlenmesi açısından özür oranına ilişkin mevzuatın dikkate alınacağının hüküm altına alındığını, mahkemece Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülüre Verilece Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde maluliyet raporu alınmaması nedeniyle kararın kaldırılması gerektiğini, geçici iş göremezlik zararlarından müvekkili şirketin poliçe dahilinde sorumlu olmadığını, SGK tarafından karşılanacağını, mahkemece hükme esas alınan kusur raporunun yetkili merci tarafından tanzim edilmediğini, kusur oranlarının tespiti için hem ATK Trafik İhtisas Dairesinden hem de Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasını zorunlu olduğunu, ayrıca ceza yargılamasında alınan kusur raporu hukuk hakimini bağlamayacağından yeniden rapor alınmasının zaruri bir zorunluluk olduğunu, mahkemece hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda da birçok hata ve eksiklik bulunduğunu, hesaplamaların Hazine Müsteşarlığı’na kayıtlı bulunan aktüerya uzmanı tarafından yapılması gerektiğini, hesap bilirkişi raporunun yetkili merci tarafından tanzim edilmediğini, davacı … açısından hesap bilirkişi raporunda özür oranı yerine meslekten kazanma gücü kaybının esas alındığını, geçici iş göremezlik zararından sorumluluğu bulunmadığı halde hesaplama yapıldığını, 2018 verileri kullanılarak hesaplama yapılmış olup pasif dönemde yıllık net 17.410,92 TL kullanılması gerekirken kat sayı kullanılarak yıllık net 39.552,79 TL ile hesaplama yapıldığını, bakiye ömürün hatalı hesaplandığını, davacı … açısından hesap bilirkişisi raporunda özür oranı yerine meslekten kazanma gücü kaybının esas alındığını, geçici iş göremezlik zararından sorumluluğu bulunmadığı halde hesaplama yapıldığını, ayrıca bakiye ömürsonun 80 yaş olarak belirtilmiş olmakla birlikte 99 yaşa kadar hesaplama yapıldığını, davacı … açısından hesap bilirkişi raporunda özür oranı yerine meslekten kazanma gücü kaybının esas alındığını, geçici iş göremezlik zararından sorumluluğu bulunmadığı halde hesaplama yapıldığını, ayrıca son bildirilen ücrete göre hesaplama yapılmış olup asgari ücrete göre hesaplama yapılması gerektiğini, davacı … açısından hesap bilirkişi raporunda geçici iş göremezlik zararından sorumluluğu bulunmadığı halde hesaplama yapıldığını, bu sebeplerle hesap bilirkişi raporunun kabul edilemeyeceğini, kabul anlamına gelmemek üzere müvekkili şirket aleyhine poliçe teminat limiti ile sınırlı tutulmak üzere hüküm kurulmuş olmasına rağmen vekalet ücretlerine ve yargılama giderlerine ilişkin kısımlarda bu hususun göz ardı edildiğini, davacı … için poliçe teminat limitinin üzerinde hüküm kurulduğunu, bununla birlikte müvekkili şirketin aleyhine vekalet ücretlerine ilişkin kurulan hükümde … yönünden hükmedilen 553.345,87 TL’nin dikkate alındığını, müvekkili şirket aleyhine poliçe teminat limitine göre vekalet ücreti harç ve yargılama gideri hesap edilmesi gerektiğini, mahkemece kurulan hükümde bu hususların gözetilmediğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını ve davalı sigorta şirketi yönünden davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE :Dava, kazaya sebebiyet veren karşı aracın maliki-sürücüsü ile zorunlu mali mesuliyet sigortacısından geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 341. maddesi uyarınca ilk derece mahkemeleri tarafından verilen miktar veya değeri 1.500,00 TL’yi geçmeyen malvarlığına ilişkin kararlar kesin olup, anılan miktar aynı yasanın Ek. 1. maddesi uyarınca 01.01.2019 tarihi itibariyle 4.400,00 TL’dir. Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebin kabul edilmeyen bölümünü geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.
Somut olayda davacılar vekili dava dilekçesi ile davacı … için 500,00 TL geçici 500,00 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere 1.000,00 maddi tazminat talep etmiş, ıslah dilekçesiyle bu davacı yönünden maddi tazminat talebini 3.902,97 TL’ye yükseltmiş, mahkemece davacı … için 3.902,97 TL geçici iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminata karar verilmiş olup, kabul edilen miktarın hüküm tarihi itibariyle yukarıda anılan Kanun hükmü uyarınca istinaf sınırının altında kaldığı anlaşıldığından istinafı kabil olmayıp, davacı …’ın maddi tazminat davasına yönelik davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf dilekçesinin bu nedenle reddine karar vermek gerekmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Anayasa Mahkemesi 17.07.2020 tarih 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresi ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesinin iptal kararı 09.10.2020 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanması ile sonuç doğurduğu için devam eden tüm uyuşmazlıklara uygulanmalıdır. Buna göre artık zararın ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK’nın ve 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir. (Yargıtay 17. H.D’nin 24.02.2021 tarih 2019/3292E – 2021/1848K)
Yargıtay 17. H.D. Ve 4. H.D son kararlarında bakiye ömrün PMF 1931 Yaşam Tablosuna göre belirlenmesinin güncel verilere uygun olmadığı, güncel verilere uygun olan TRH 2010 Yaşam Tablosunun uygulanması gerektiği yönünde içtihat değişikliğine gitmiştir. (Yargıtay 17. H.D’nin 23.03.2021 tarih 2020/ 6173 E- 2021/ 3121K ve 11.03.2021 tarih 2020/10352E -2021/2596 K sayılı kararları ).
Yeni genel şartlar zamanında düzenlenen poliçelerde yeni genel şartlardaki hesaplama tekniği uygulanamayacağı için tazminat hesabında % 1,8 teknik faiz uygulanmaksızın eski uygulamalardaki gibi progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi icap etmektedir. (Yargıtay 17. H.D’nin 24.02.2021 tarih 2019/3292E, 20121/1848K ).
Yine Yargıtay 17. H.D’nin son kararlarına göre kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan 30.03.2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmeliğe göre maluliyet durumu tespit edilmelidir. (Yargıtay 17. H.D’nin 24.12.2020 tarih 2020/ 240E – 2020/ 9072K, 04.02.2021 tarih 2020/ 11295E – 2021/ 780K ve 11.02.2021 tarih 2020/ 628E – 2021/ 1382K sayılı kararları).
Yapılan açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde, mahkemece İstanbul ATK’dan alınan 07.02.2018 tarihli raporda ; 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak davacı …’nın % 22.2 oranında, …’ın % 43.0 oranında, … ‘ın % 6 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı rapor edilmiş, aktüerya raporunda ATK raporunda belirtilen bu maluliyet oranlarına göre tazminat belirlenmiş, mahkemece de bu miktarlara hükmedilmiştir. Oysa ki poliçe 26.08.2015 tarihinde düzenlenmiş ve kaza 13.03.2016 tarihinde meydana gelmiş olup yukarıda açıklandığı üzere 30.03.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik uyarınca belirlenen engellilik durumuna göre tazminat hesabı yapılması gerekmektedir. Yine benimsenen aktüerya raporunda TRH 2010 Yaşam Tablosu kullanılması doğru ise de % 1.8 teknik faiz uygulanması hatalıdır. Buna göre mahkemece kaza tarihi olan 13.03.2016 tarihi itibariyle yürürlükte olan 30.03.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca rapor alınması ve bu yönetmeliğe göre hazırlanmış rapordaki özürlülük/engellilik oranına göre aktüerya raporu alınması gerekmektedir. Elbetteki yeniden verilecek kararda usuli kazanılmış haklar gözetilmelidir. Eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; mahkemece hükmedilen tazminatın poliçe limitini geçtiği durumlarda davalı sigorta şirketinin yargılama gideri ve vekalet ücretlerinden, hükmedilen tazminatın poliçe limitine oranı esas alınarak sorumlu tutulması gerektiğinin gözetilmemesi de doğru değildir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca davalı … A.Ş. ve davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre davalı … A.Ş. vekilinin sair istinaf itirazlarının ve davacılar vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı …’ın lehine kabul edilen maddi tazminat miktarının hüküm tarihi itibariyle istinaf sınırının altında kalması nedeniyle istinafı kabil olmadığından, davalı … A.Ş. vekilinin davacı …’ın maddi tazminat davasına yönelik istinaf dilekçesinin REDDİNE,
2-Davalı … A.Ş. ve davacılar vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
3- İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20.06.2019 gün ve 2016/1304 Esas 2019/702 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
4-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
5-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre davalı … A.Ş. vekilinin sair istinaf itirazlarının ve davacılar vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
6-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde istinaf yoluna başvuranlara iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 08.06.2022