Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2234 E. 2022/1356 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2234
KARAR NO : 2022/1356

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13.06.2019
NUMARASI : 2016/737 E. – 2019/359 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 29.09.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29.09.2022

Taraflar arasındaki davadan dolayı Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 13.06.2019 gün ve 2016/737 E. – 2019/359 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 21.03.2016 tarihinde davalı şirketin zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortaladığı, dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarptığını, müvekkilinin kaza nedeniyle ağır yaralandığını iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 50,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 100,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 27.05.2019 tarihli miktar arttırım dilekçesi ile geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik tazminatı talebini toplam 8.650,25 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, poliçedeki kişi başı sakatlık ve ölüm tazminatlarının kaza tarihi itibariyle 290.000,00 TL olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru, gerçek zarar ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kaza nedeniyle davacıya yapılan ödemelerin tespit edilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe teminatı kapsamı dışında kaldığını, davacının kaza sırasında emniyet kemeri takmaması nedeniyle müterafik kusurunun bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, sigortalı … plakalı otomobilin sürücüsünün mahal şartlarının üzerinde bir hızla zeminde fren izi bırakmadan orta refujdeki çelik bariyerlere çarpması nedeniyle 2918 sayılı KTK 50 ve 52. maddelerine mualefet ettiği, orta refuju aşarak karşı yönden gelen araca çarptığından aynı Kanun’un 84. maddesinde yer alan şeride tecavüz etme suçunu işlediği ve böylece kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğu, davacı sürücünün kusurunun bulunmadığı, davacının dava konusu trafik kazasına bağlı olarak %3.2 oranında sürekli iş göremezliğinin meydana geldiği, geçici iş göremezlik süresinin kaza tarihinden itibaren 9 ay olduğu, sürekli iş göremezlik oranına tekabul eden maddi tazminat tutarının 10.577,84 TL olduğu, geçici iş göremezlik tazminatı tutarının ise 10.457,75 TL olduğu, ihbar olunan işleten tarafından yapılan ödemelerin ek rapor tarihi itibariyle 12.385,34 TL olduğu, bu tutar mahsup edildiğinde bakiye geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik tutarı toplamının 8.650,00 TL olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne 8.650,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, Karşıyaka C.Başsavcılığı’nın 2016/5786 E. Sayılı dosyasında davacı ile sigortalı araç sürücüsünün uzlaştıklarını, davacının maddi tazminat davası açma hakkının bulunmadığını, davacının emekli olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartlar uyarınca maluliyet ve destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken göz önünde bulundurulacak kıstasların değiştirildiğini, maluliyet tespiti yapılırken yeni genel şartların dikkate alınması gerektiğini, sakatlık tazminatına ilişkin sakatlık oranının belirlenmesinde Sakatlık Ölçütü Sınıflardırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporlarına İlişkin mevzuat doğrultusunda hazırlanacak sağlık kurulu raporunun dikkate alınacağını, davacının emniyet kemerini kullanmamış olması nedeniyle müterafik kusurunun bulunduğunu, bu nedenle tazminat tutarından indirim yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, karşı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından sürekli ve geçici iş göremezlik zararı istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. (Yargıtay 4.HDB’nın 20/06/2022 tarih ve 2021/13933 E. 2022/9109 K. Sayılı ilamı)
Somut olayda, ilk derece mahkemesince hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 30.07.2018 tarihli raporda 11.10.2008 tarihli Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacının %3,2 oranında sürekli işgöremezliğinin bulunduğu, iyileşme süresinin ise 9 ay olduğu belirlenmiştir. Davaya konu kazanın gerçekleştiği 21.03.2016 tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre, davacının maluliyeti ile iyileşme süresinin belirlenmesi gerekmesine rağmen, kaza tarihinde yürürlükte olmayan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre davacının sürekli ve geçici iş göremezlik süreleri belirlenmiştir. Kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunmayan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen maluliyet raporuna göre hesap raporu alınması doğru olmamıştır. Davalı vekilinin maluliyet oranına ilişkin istinaf sebebi yerindedir.
Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresi ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesinin iptal kararı 09.10.2020 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanması ile sonuç doğurduğu için devam eden tüm uyuşmazlıklara uygulanmalıdır. Buna göre artık zararın ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK’nın ve 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir. Yeni genel şartlar zamanında düzenlenen poliçelerde yeni genel şartlardaki hesaplama tekniği uygulanamayacağı için tazminat hesabında %1,8 teknik faiz uygulanmaksızın eski uygulamalardaki gibi progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi icap etmektedir. (Yargıtay 17. H.D’nin 24.02.2021 tarih 2019/3292E, 20121/1848K ).
Açıklanan nedenlerle; İlk derece mahkemesince Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Bölümlerinde oluşturulacak uzman doktor heyetinden, kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca rapor alınması ve bu yönetmeliğe göre hazırlanmış rapordaki engellilik oranına göre TRH 2010 Yaşam Tablosuna ve progresif rant metoduna göre aktüerya raporu alınması, sonucuna göre usuli kazanılmış haklar gözetilerek bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu durumda esasa etkili olabilecek ölçüde önemli deliller toplanmadan karar verilmiş olmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13.06.2019 tarih 2016/737 E. 2019/359 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre istinaf yoluna başvuran davalının sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 29.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.