Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2233 E. 2022/824 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2233
KARAR NO : 2022/824

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28.02.2019
NUMARASI : 2017/387 E. – 2019/104 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 25.05.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 25.05.2022
Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.02.2019 tarih 2017/387 E. – 2019/104 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:Davacı vekili, 06.08.2011 tarihinde müvekkili …’in dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki bisikletin arkasında yolcu olarak bulunduğu sırada, plakası alınamayan bir aracın bisiklete çarpması neticesinde müvekkilinin ağır derecede yaralandığını, geçici ve sürekli iş göremezliğinin oluştuğunu, davalı kuruma 05.06.2017 tarihinde yazılı başvuru yapılmasına rağmen davalı kurumun müvekkilinin talebini karşılamadığını bildirerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili, davacı tarafça sağlık kurulu raporu sunulmadığı için dava şartının gerçekleşmediğini, yürütülen ceza soruşturmasında davacının araç sürücüsünden şikayetçi olmadığını bildirdiğini ve bu nedenle işbu dava ile ilgili talep hakkının bulunmadığını, kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen taşıtın cinsinin tespiti, araç plakası ve sürücüsünün tespit edilemediğinin ispatı gerektiğini, davacının kaza anında emniyet kemeri ve kask takıp takmadığının ve benzeri güvenlik önlemlerini alıp almadığının araştırılması ve sürekli iş göremezlik oranı ile kusur durumunun ispatlanması gerektiğini, SGK tarafından ödenmiş veya ödenen rücuya tâbi tazminat miktarının tespit edilerek müvekkili kurumu tarafından ödenecek tazminattan tahsilinin gerektiğini, müvekkilinin ancak dava tarihinden itibaren ve yasal faiz oranlarıyla sorumlu olabileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, dava konusu olayla ilgili olarak Menemen C. Başsavcılığı’nın 05.12.2011 gün 2011/3671 Sor., 2011/1861 K. sayılı kararı ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, hazırlık soruşturmasında davacı küçüğün ve velisi …’in şikayetinden vazgeçtiği, velinin maddi haklarının saklı tutulmasını talep ettiği, alınan kusur tespitine ilişkin bilirkişi raporu ve Adli Tıp Kurumu raporu uyarınca davacı …’in yaralanmasının maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığı için sürekli iş göremezlik zararının gerçekleşmediği, iyileşme süresinin 3 aya kadar uzayabileceği, kusur durumu ve kaza tarihinde 11-12 yaşında olan davacının geçici iş göremezlik zararının varlığı ve tutarının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, 04.01.2018 tarihli bilirkişi raporunda plakası ve sürücü belirlenemeyen beyaz renkli … marka aracın 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu 52-a maddesi hükmüne aykırı davranışı nedeniyle bu kazanın oluşumunda %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, yolcu olan müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığının tespit edildiğini, müvekkilinin meydana gelen kazada kusurunun olmamasının ve geçici maluliyetin bile olmasının tazminat miktarının doğması için yeterli olduğunu, müvekkilinin ceza dosyasında şikayetten vazgeçmesinin tazminat davasındaki hakkından açıkça vazgeçmediğini belirtmediği sürece tazminat hakkını ortadan kaldırılmayacağını, İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan verilen maluliyet raporuna itiraz dilekçelerinde İstanbul Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’ndan yeni bir rapor alınmasını talep ettiklerini, ancak bu talebin mahkemece reddedildiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, davacının trafik kazasında yaralanmasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının davalı …ndan tahsili istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
06.08.2011 günü saat 21:30’da dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki bisiklet ile seyir halindeyken arka sele kısmında davacı … bulunduğu esnada, iki sokağın kesiştiği kavşakta plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen beyaz renkli aracın kavşağa hızlı yaklaşarak bisiklete çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacı …’in yaralandığı, ilk derece trafik bilirkişisinden alınan raporda plakası ve sürücüsü tespit edilmeyen beyaz renkli araç sürücüsünün 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52.a maddesinde yer alan sürücülerin kavşaklara yaklaşırken hızlarına azaltmaları gerektiğine dair kurala aykırı davranışı nedeniyle bu kazanın oluşumunda %100 oranında kusurlu olduğunun, bisiklet sürücüsü dava dışı … ve davacı …’in herhangi bir kusurlarının bulunmadığının tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun 01.10.2018 tarihli raporunda davacı …’in dava konusu trafik kazasına bağlı yaralanmasının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri uyarınca maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından maluliyet tayinine yer olmadığı, iyileşme süresinin olay tarihinden 3 aya kadar uzayabileceği tespit edilmiş olup, kaza tarihinde yürürte olan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen rapor doğrultusunda ilk derece mahkemesince sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davacılar vekilinin sürekli iş göremezlik tazminatı talebine ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir.
Davaya konu trafik kazasında yaralanan davacı … 01.10.1999 doğumlu ve kaza tarihinde henüz 12 yaşında olup gelir getiren bir işte çalıştığı iddia ve ispat edilmediğinden, dolayısıyla tedavi müddeti boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmadığından, mahkemece geçici iş göremezlik zararı bulunmadığı gözetilerek geçici iş göremezlik tazminat talebinin reddi doğrudur. Nitekim Yargıtay 17. HD’nin emsal nitelikteki 17.06.2019 tarih ve 2016/17823 E.-2019/7660 K., 28.06.2018 tarih ve 2017/3713 E.-2018/6498 K., 08.03.2018 tarih ve 2015/8255 E.-2018/1671 K. sayılı kararları da bu yöndedir. Bu nedenle davacılar vekilinin geçici iş göremezlik tazminatı talebine ilişkin istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL maktu harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere 25.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.