Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2209 E. 2022/804 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2209
KARAR NO : 2022/804

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16.05.2019
NUMARASI : 2018/917 E. 2019/589 K.
DAVANIN KONUSU : Araç Hasar Tazminatı
KARARTARİHİ : 24.05.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24.05.2022
İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.05.2019 tarih 2018/917 E. 2019/589 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 11.07.2017 tarihinde davalı nezdinde zorunlu mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı aracın müvekkilinin sürücüsü olduğu ….’e ait araca çarpması nedeniyle aracın hasarlandığını, İzmir 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/96 D.İş sayılı dosyasıyla bilirkişi raporu alındığını, davalının başvuruya rağmen hasar tazminatını ödemediğini ileri sürerek, 100,00 TL hasar bedeli tazminatının temerrüd tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline, delil tespiti yargılama giderlerinin yargılama gideri olarak hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, değer artırım dilekçesiyle toplam talebini 13.750,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, araç maliki olmayan davacının hasar tazminatı isteyemeyeceğini, aktif husumet yokluğundan davanın reddi gerektiğini, TRAMER kayıtlarına göre sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün % 100 kusurlu olduğu, hasardan davalı sigortanın sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 13.750,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 18.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, davacının araç sürücüsü olduğu, aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddedilmesi gerektiğini, kaza tespit tutanağında ve TRAMER sisteminde komisyon oy birliği sonucu belirttiği üzere sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmayıp davacı sürücünün % 100 kusurlu olduğunu, bilirkişi raporu ile kaza tespit tutanağı çelişkili olup çelişki giderilmesi gerektiğini, ekspertiz incelemesinde anlaşmalı servislerde onarım masrafına ilişkin görüş alındığını, aracın 8.850,00 TL’ye onarılabileceği bilgisi alınmış olmasına rağmen fahiş bir miktara onarım yaptırılmak istendiğini, bilirkişilerin pert total uygulamasını hatalı değerlendirdiklerini, pert total işlemi görebilmesi için aracın tam hasarlı olması icap ettiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, araç hasar tazminatının kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Davacı vekili, müvekkilinin sürücüsü olduğu araca davalı nezdinde sigortalı aracın çarpması nedeniyle aracın hasarlandığını ileri sürerek hasar tazminatı talebinde bulunmuştur.
Yargıtay 17. H.D’nin yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere tazminat davasında davacı olma ehliyeti kural olarak mal varlığında doğrudan doğruya zarar gören kişiye aittir. Ancak, bir şeyi sözleşmeyle (kira, ariyet v.s.) elinde bulunduran kişi onu aldığı gibi malikine aynen iade etmek zorunda olduğundan, ödemek zorunda bulunduğu onarım giderini isteyebilecektir. Dosyada mevcut kaza tespit tutanağından, davacının sürücü olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece kararda bu yönde hiç bir gerekçeye yer verilmemiş ise de sürücü zilyedin dava açmakta hukuki yararının ve aktif dava ehliyetinin bulunduğu için karar bu yönüyle sonucu itibariyle doğru olup davalı vekilin bu kapsamdaki istinaf itirazları haklı değildir. (Yargıtay 17. H.D’nin 2008/3001E -2009/38K, 2010/7671E – 2011/3314K, 2010/12391E -/2011/9645K, 2014/19691E – 2014/14136K, 2016/18080E – 2017/9634K ).
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda sigortalı aracın bölünmüş iki şeritli yolun sağ şeridinde seyir halinde iken yolun sol şeridine geçmeden önce gireceği şeridi kontrol etmesi, şerit değiştirmeden önce gireceği şeritte seyir halinde olan davacının sevk ve idaresindeki otomobilin emniyetli geçişini beklemesi zorunlu olduğu halde bu objektif trafik kurallarını ihlal ederek yolun sol şeridine kontrolsüzce giriş yaparak zararlı sonuca neden olduğundan olayda % 100 oranıda kusurlu olduğu, araç onarım giderinin 36.769,73 TL, rayiç değerin 25.000,00TL, sovtaj değerinin 11.250,00 TL tespit edildiği, onarım bedelinin rayiç değerin üzerine çıkması nedeniyle onarımın ekonomik olmayacağı pert total işlemine tabi tuttulması gerektiği, rayiç değer ile sovtaj arasındaki fark olan 13.750,00 TL hasar bulunduğu belirtilmiş, mahkemece bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulmuştur. Davalı vekili bilirkişi raporunun kaza tespit tutanağına ve TRAMER kusur tespitine uygun olmadığını belirtmiş ise de bilirkişi raporunda kaza tespit tutanağı incelenerek ve kaza tespit tutanağındaki tespitlere uygun şekilde sonuca ulaşıldığı için raporun kaza tespit tutanağıyla çelişmesi söz konusu olmayıp TRAMER kayıtlarındaki kusur durumu ise zaten bağlayıcı değildir. Bilirkişi raporunda piyasa rayiçlerine göre hasar miktarı tespit edilmiş olup hasar miktarı denetime elverişli ve dosya kapsamına uygundur. Hasar tazminatı aracın piyasa rayiç değerini aştığı için aracın onarımının ekonomik kabul edilmemesi ve aracın pert total işlemine tabil tutulması da yerindedir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 939,26 TL’den peşin alınan 234,81 TL’nin mahsubu ile bakiye 704,45 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.24.05.2022