Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2160 E. 2022/1355 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2160
KARAR NO : 2022/1355

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26.06.2019
NUMARASI : 2010/127 Esas 2019/115 Karar
DAVANIN KONUSU : Endüstriyel Tasarıma Tecavüzün Önlenmesi ve Tazminat
KARAR TARİHİ : 29.09.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29.09.2022

İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 26.06.2019 tarih 2010/127 Esas 2019/115 Karar
sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirketin endüstriyel tasarımı kendisine ait mobilya ayak ve parçaları için 29.09.2005 tarihinde tasarım tescili aldığını, davalının tasarım tescili müvekkiline ait mobilya ayak ve parçalarının ayırt edilemeyecek kadar benzerini müvekkilinden izin almadan ve bilgi vermeden ürettiğini ve sattığını, bu durumun İzmir 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2009/560 D.İş ve İzmir Fikri Sınai Haklar Mahkemesi’nin 2010/11 D.İş sayılı dosyaları ile tespit edildiğini belirterek, davalının eyleminin müvekkilinin tasarım hakkına tecavüz oluşturduğunun tespiti ile tecavüzün önlenmesi, 554 sayılı KHK’nın 49/d maddesi gereği üretilen ürünlere, bunların üretiminde kullanılan araçlara el konulmasına,
fazlaya ilişki hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, tespit dosyalarındaki giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARARIN ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, Davacının dayanağı olan sınai mülkiyet belgesinin geçerli olmadığının savunulduğu, Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/381 E. sayılı dosyasında hükümsüzlük istendiği, bu dosyanın eldeki davada bekletici sorun sayıldığı, Kayseri 3. AHM’nin davanın reddine ilişkin kararının, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2017/1865 E., 2018/7504 K. sayılı kararıyla onanarak kesinleştiği, tasarım tescilinin geçerli olduğunun belirlenmiş olduğu, davacının Türk Patent’te kayıtlı 2005/03893 sayılı tasarım tescilinin, 29.09.2005 tarihinden itibaren korunduğu, davanın ilk 5 yıllık koruma süresi içerisinde açıldığı, dava tarihi itibariyle, 554 sayılı EndTasKHK hükümlerinin yürürlükte olduğu, SMK’nın yürürlüğünden önce başvurulan belgelerin, önceki mevzuata göre sonuçlandırıldığı, korumaya ilişkin ise, böyle bir ilke düzenlenmediğinden, korumanın, yürürlükteki mevzuata tabi olduğu, koruma bakımından somut olayın değerlendirilmesinin her iki mevzuata göre değişmeyeceği, davalının mobilya ayağı ürünlerinin (… ve … kodlu) davacıya ait 2005/03893 nolu tasarımın koruma kapsamına girdiği yönünde kanıtlar bulunduğu, İzmir FSHHM’nin 2010/11 D.İş tespit dosyasında, bu tasarım kapsamındaki 1/1 ve 1/2 tasarımları ihlal edici ürünlerin davalı tarafından üretildiğinin belirlendiği, keza Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2009/560 sayılı dosyasında da tespit bulunudğu, Kayseri 3. AHM’ye yönerge yazılarak görevlendirilen bilirkişilerin, davalının üretip sattığı … ve … kodlu mobilya ayağı tasarımlarının tescil kapsamında olduğunu, ihlal oluşturduğunu ve davacının kâr kaybına uğradığını rapor ettikleri, hesaplanan 74.283,49 TL kâr kaybı tutarına, davalı tarafın itiraz ettiği, davacının buna rağmen ıslah talep ettiği, aynı bilirkişilerden alınan ek raporda yoksun kalınan kârın bu kez 33.622,49 TL olduğunun rapor edildiği, ihlalin 2009 yılından itibaren başladığı Sulh Hukuk Mahkemesi’nin tespitinden anlaşıldığı, SMK’nın 81. maddesi, EndTasKHK’nın 48. maddesi, SMK’nın 149, 151 maddeleri uyarınca davanın kısmen kabulünün gerektiği, SMK’nın 149. maddesi uyarınca, tasarım ihlali nedeniyle, tasarım sahibi davacının manevi tazminat isteme hakkının bulunduğu gerekçesiyle, davalının davacıya ait tasarım tescili kapsamına giren mobilya ayağı ürünlerini (… ve … kodlu) üretmesinin, satmasının, tasarım hakkını ihlal ettiğinin tespitine, önlenmesine, 1.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren değişen oranlı ticari faiziyle, 32.622,49 TL’nin ıslah tarihi olan 07/02/2011 tarihinden itibaren işleyen değişen oranlı ticari faiziyle davalıdan tahsiline, 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyen değişen oranlı ticari faiziyle davalıdan tahsiline, tecavüz oluşturan ürün ve kalıplarına el koyulmasına karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili, mahkemece savunma haklarının kısıtlandığını, 19.06.2019 tarihli duruşmaya mazeret dilekçesi gönderdiklerini, mahkemece “davalı vekilinin mazeretinin kabulü ile duruşma gününün UYAP’tan alınmasına, gelecek celse sözlü yargılama bitirilerek karar verileceğine”şeklinde karar verildiğini, ancak e-tebligat adreslerinin bulunmasına rağmen kabul edilen mazerete ilişkin olarak tebligat yapılmadan uyaptan öğrenme diyerek yeni bir tebliğ usulü geliştirildiğini, bu usulün Yargıtay kararlarına göre geçersiz olduğunu, son duruşmaya gönderilen mazeret dilekçesinin duruşma tutanağına dahi geçirilmediğini, kabule şayan mazeretlerinin reddi ile usulsüz ve tebliğsiz olarak tahkikatın bitirilerek sözlü yargılamaya geçilmesinin yasa ve usule aykırı olduğunu, ayrıca mevcut dosya kapsamına göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hukuken hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, davacı adına tescilli tasarıma davalının tecavüzünün tespiti, tecavüzün önlenmesi, üretilen ürünlere ve üretimde kullanılan araçlara el konulması ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Mahkemece 19.06.2019 tarihli celsede, tahkikat aşaması bitmiş olmakla gelecek celse sözlü yargılama aşamasına geçilmesine, davalı vekilinin mazeretinin kabulüne, yeni duruşma gününü uyap üzerinden öğrenmesine karar verilmiş ve bu duruşma zaptı ya da HMK’nın 186. maddesi uyarınca sözlü yargılamaya geçileceği ihtarlı sözlü yargılama duruşma günü davalı vekiline tebliğ edilmemiş ise de; davalı vekili sözlü yargılama duruşma gününü Uyap üzerinden öğrenip sözlü yargılamanın yapıldığı duruşmaya yine mazeret dilekçesi ibraz ederek katılmadığından, savunma hakkının kısıtlandığı yönündeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Davacı tarafça, davacı adına tescilli mobilya ayağı ve mobilya parçası tasarımlarının davalı tarafından izinsiz üretilerek satıldığını iddia ederek tecavüzün tespiti, önlenmesini, ayrıca maddi ve manevi tazminatın davalıdan tahsili talebinde bulunmuş olup, ilk derece mahkemesince Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığıyla talimat yoluyla alınan bilirkişi raporunda, davacıya ait tescilli mobilya ayağı tasarımları ile davalıya ait işyerinde üretildiği tespit edilen, tespit bilirkişi raporlarında ve davalı kataloglarında fotoğrafları yer alan ürünlerin tasarımları karşılaştırıldığında, davalı yanın ürettiği ürünlerin davacıya ait Tasarım Tescil Belgesi ekinde 1.1, 1.2, 2.1 nolu görsel ve tarifnamedeki ile birebir aynı olduğu, davalı tarafa ait olup birer örneği dosyalarda mevcut olan ürün kataloglarında yer alan … kodlu diğer ürünler ile ile … kodlu ürünlerin ise dava konusu davarı tasarımları ile belirgin şekilde benzer oldukları, davalının eylemlerinin tasarım hakkına tecavüz oluşturduğu, davacının ortağı olduğu şirketin yasal defter ve belgeleri ile mali tabloları üzerinde yapılan incelemede şirketin son 3 yıla ilişkin net satışları ile bu satışlara ilişkin maliyetleri ve net kar marjları ile dava konusu ürünlerin son 3 yıla ilişkin satışları değerlendirilerek davacının ortağı olduğu şirketin 2009 ve 2010 yıllarındaki toplam cirosunun 2008 yılına göre yükseldiği, ancak dava konusu tasarımla ilgili ürün satışlarının düştüğü, dava konusu endüstriyel tasarıma konu ürünlerin satışlarındaki düşüşlerin davalının tasarım hakkına tecavüz oluşturan üretim ve satışlarından kaynaklandığı, davalının tecavüzü olmasaydı davacının ortağı olduğu şirketin elde edeceği muhtemel kazancın 74.283,49 TL olacağı tespit edilmiştir. Mahkemece alınan ek raporda ise, asıl raporda ciro ve kârlılık yönünden 2009 yılının tamamı ve 2010 yılında da dava tarihine kadar olan dönem için 9 aylık hesaplama yapıldığı, bu defa davacının ortağı olduğu şirketin yasal defter ve belgeleri üzerinde ilk tespit tarihi olan 30.10.2009 tarihine kadar olan dönem için yapılan incelemelerde davacı şirketin uğradığı kar kaybının tespit edildiği, buna göre KHK/554 m.52/2/a hükmü gereğince davalının tecavüzü olmasaydı davacının ortağı olduğu şirketin elde edeceği muhtemel kazancın 33.622.149 TL olacağı tespit edilmiştir.
Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/564 E. 2016/302 K. Sayılı dosyasında davacı (eldeki davada davalı) …. Şti. Tarafından (eldeki davada davacı) … aleyhine açılan tasarım belgesinin iptali davasının yapılan yargılaması sonucunda davanın sübut bulmaması nedeniyle reddine karar verildiği, bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği de dikkate alındığında, eldeki davada tasarıma tecavüzün varlığına dair bilirkişi raporları benimsenerek tecavüzün tespiti ve önlenmesi ile manevi tazminat istemlerinin kabulüne, maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 2.638,30 TL’den peşin alınan 659,57 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.978,73 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 29.09.2022