Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2154 E. 2022/1109 K. 18.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2154
KARAR NO : 2022/1109

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28.05.2019
NUMARASI : 2016/193 Esas 2019/342 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 18.07.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 18.07.2022

Taraflar arasındaki davadan dolayı Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 28.05.2019 gün ve 2016/193 Esas 2019/342 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili ve davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 20.01.2016 tarihinde, davalı sigorta kooperatifi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan, davalı …’in sürücüsü olduğu … plakalı aracın, müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı motorsiklete çarptığını, kaza sebebiyle müvekkilinin ağır yaralandığını, sürekli iş göremezlik durumunun oluşma ihtimalinin bulunduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı olarak 1.000,00 TL maddi tazminatın davalı sürücü yönünden kaza tarihinden itibaren, davalı sigorta yönünden sigorta limitini aşmamak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ayrıca 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı sürücüden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, 03.04.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile 6.638,87 TL geçici işgöremezlik, 9.876,73 TL sürekli işgöremezlik olmak üzere maddi tazminat talebi yönünden dava değerini 16.515,60 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu, dava dışı … Şti.’nin maliki olduğu … plakalı sigortalı araç yönünden müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe özel ve genel şartları çerçevesinde teminat limiti ile sınırlı olduğunu, ölüm/sakatlık halleri için kişi başına teminat limitinin 2016 yılı için 310.000,00 TL olduğunu, manevi tazminat, gelir kaybı, kar kaybı gibi dolaylı zararların teminat kapsamında olmadığını, trafik sigortası zarar sigortası niteliğinde olduğundan zarar görenin gerçek maddi zararının tespiti ve sigortalının kusuru oranında gerçek zararın tazmininin esas olduğunu, sürücülerin kusur oranlarının, davacının maluliyet oranının tespiti, maddi tazminatın varlığı ve miktarının tayini, SGK’ndan dava konusu trafik kazası nedeniyle davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının tespiti, yapılmış ise ödemenin tazminat miktarından tenzil edilmesi ve kazada davacının koruma önlemlerini alıp almadığının araştırılması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, davayı kabul etmediklerini, kazada müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin 10-20 km/h hızla seyir halinde iken davacının hızla gelerek motorunu durduramadığını, müvekkilinin aracına sağ ön kısmından çarptığını, davacının asli kusurlu olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, 20.01.2016 tarihinde davacının sevk ve idaresindeki … plakalı motorsiklet ile davalı sigorta şirketinin ZMMS poliçesi ile sigortaladığı, davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç arasında meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı, davalı sürücü …’in %70 oranında, davacı sürücünün ise %30 oranında kusurlu oldukları, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın 18.10.2018 tarihli raporu ile davacının beden gücü kayıp oranının %3 ve iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 7 ay olarak belirlendiği, kusur oranları nazara alınarak davacının geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 6.638,87 TL, sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının 9.876,73 TL olarak hesaplandığı, davalı araç sürücüsünün TBK’nun 49. md. hükümleri ile davacının geçici ve sürekli maluliyet kaynaklı toplam 6.638,87 TL + 9.876,73 TL = 16.515,60 TL maddi zararından sorumlu bulunduğu, davalı sigorta şirketinin ise 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk-Trafik Sigortası Genel Şartları’nda belirtilen teminat türlerinden sadece 9.876,73 TL sürekli işgöremezlik zararından sorumlu bulunduğu, 6.638,87 TL geçici iş göremezlik zararından sorumlu olmadığı, davalı sigorta şirketi sadece sürekli iş göremezlik zararından sorumlu olduğu gerekçesiyle, maddi tazminat davasının kabulüne, 6.638,87 TL geçici, 9.876,73 TL sürekli işgöremezlik tazminatı toplamı 16.515,60 TL maddi tazminatın, davalı …’ten 20.01.2016 kaza tarihinden itibaren, davalı … Sigorta A.Ş.’den 9.876,73 TL sürekli iş göremezlik tazminatından sorumlu olmak üzere ve 14.04.2016 dava tarihinden itibaren değişen oranlarda yürütülecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 4.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’ten 20.01.2016 kaza tarihinden itibaren değişen oranlarda yürütülecek yasal faizi ile birlikte tahsiline fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, her ne kadar 18/10/2018 tarihli ATK raporunda müvekkilinin daimi sakatlığının %3 olduğu tespit edilmiş ise de, bu raporun gerçeği yansıtmadığını, müvekkili muayene dahi edilmeden rapor düzenlendiğini, Ege Üniversitesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulu tarafından düzenlenen 04/10/2016 tarihli adli sağlık kurulu raporunda müvekkilinin sürekli işgöremezlik oranının %6,3 olarak belirlendiğini, kaza sebebiyle müvekkilinin büyük ağrılar ve acılar çektiğini, işine devam edemediği için hem kendisinin hem de ailesinin büyük mağduriyet yaşadığını, buna rağmen 18/10/2018 tarihli ATK raporu dikkate alınarak düşük tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davalı sigorta şirketinin de geçiçi iş göremezlik tazminatından sorumlu tutulması gerektiğini, hükmedilen manevi tazminat tutarının düşük olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamayarak dava konusu kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, kaza ile zarar arasındaki illiyet bağının kesildiğini, yerel mahkeme kararının hatalı olduğunu, 04.10.2016 tarihli Adli Sağlık Kurulu Raporunda davacının sol omuz eklem hareketlerinde mululiyet oluşturmayacak düzeyde minimal hareket kısıtlılığı tespit edildiği, davacının sağ omzundaki şişliğin 2005 yılında geçirdiği başka bir olaya bağlı olduğunu beyan ettiği, dava konusu trafik kazasına bağlı olarak oluşan arıza nedeniyle meydana gelen meslekte kazanma gücündeki azalma oranının %6,3 olduğu, iyileşme süresinin 3 ay olduğunun tespit edildiğini, 07.03.2017 tarihli Adli Raporda “23.02.2017 tarihinde çekilen ve nöroloji hekimlerince raporlanan genel sonuç ve izlenim; incelenen sinir iletim çalışmalarında elektrofizyolojik bulgular normaldir” tespitine yer verildiğini, 26.07.2017 tarihli 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu Raporunda “incelenen sinir iletim çalışmalarında elektrofizyolojik bulguların normal olduğu, 04/10/2016 tarihli ve 1287 sayılı raporda belirtilen maluliyet oranının sol kolda atrofiye bağlı olduğu ancak 07/03/2017 tarih ve 59171 nolu raporunda kollarda atrofi olmadığının belirtildiği, bu nedenle sol klavikula kemiğinin kötü kaynamasından dolayı maluliyet değerlendirmesi yapıdığı” hususunun belirtildiğini, dosyada mevcut tüm sağlık kurulu raporlarında meydana gelen kaza ile davacının maluliyeti arasında illiyet bağı olmadığının tespit edildiğini, yerel mahkemece tazminata hükmedilmesinin yerinde olmadığını, meydana gelen kemik kırığı her ne kadar trafik kazası sonucu meydana gelmişse de davacıda araz kalmasının nedeninin raporlarda özellikle belirtildiği üzere kemiğin yanlış kaynaması olduğunu, zarar ile fiil arasında illiyet bağı koptuğundan müvekkilinin haksız fiilden sorumlu tutulamayacağını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, kusur atfedilecekse bile müvekkili ile davacının eşit kusurlu olduklarının kabul edilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, karşı aracın sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından sürekli ve geçici iş göremezlik nedeniyle maddi tazminat; ayırca sürücüden manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle maddi tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda, ilk derece mahkemesince hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 26.07.2017 tarihli raporda 11.10.2008 tarihli Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacının %3 oranında sürekli işgöremezliğinin bulunduğu, iyileşme süresinin ise 7 ay olduğu belirlenmiştir. Davaya konu kazanın gerçekleştiği 20.01.2016 tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre, davacının maluliyeti ile iyileşme süresinin belirlenmesi gerekmesine rağmen, kaza tarihinde yürürlükte olmayan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre davacının sürekli ve geçici iş göremezlik süreleri belirlenmiştir. Öte yandan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 04.10.2016 tarihli raporda yürürlükte olmayan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği uyarınca davacının trafik kazasına bağlı olarak oluşan arıza nedeniyle sürekli işgöremezlik oranının %6.3, iyileşme süresinin ise 3 ay olarak hesaplandığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında bulunan maluliyet raporları arasındaki çelişki giderilmeksizin, kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunmayan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen maluliyet raporuna göre hesap raporu alınması doğru olmamıştır. Davacı vekili ile davalı … vekilinin maluliyet oranına ilişkin istinaf sebepleri yerindedir.
Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere geçici iş göremezlik zararı KTK’nın 98. maddesi kapsamında SGK’nın sorumlu olduğu tedavi giderleri arasında sayılamayacağından davalı sigorta şirketinin geçici iş göremezlik tazminatından da zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi teminatı kapsamında sorumlu olmasına rağmen, geçici iş göremezlik tazminatının sadece davalı sürücüden tahsiline karar verilmesi de isabetli olmamıştır. Davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerindedir.
Açıklanan nedenlerle; İlk derece mahkemesince Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Bölümlerinde oluşturulacak uzman doktor heyetinden, kazada yaralanması nedeniyle davacıda kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre, davacı vekili ve davalı … vekilinin maluliyet raporlarına karşı itirazlarını da karşılar mahiyette, davacının maluliyetini belirleyen rapor alınarak, yönetmeliğe uygun raporun düzenlenmesinden sonra, hesap raporu alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden, esasa etkili olabilecek ölçüde önemli deliller toplanmadan karar verilmiş olmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacı vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN AYRI AYRI KABULÜNE,
2-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28.05.2019 tarih 2016/193 E. 2019/342 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre istinaf yoluna başvuranların sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde istinaf yoluna başvuranlara iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 18.07.2022