Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2138 E. 2022/778 K. 20.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2138
KARAR NO : 2022/778

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30.04.2019
NUMARASI : 2018/298 E. 2019/566 K.
DAVANIN KONUSU : Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 20.05.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 20.05.2022
İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30.04.2019 tarih 2018/298 E. 2019/566 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalının ZMMS ile sigortacısı olduğu aracın davacıya ait araç ile çarpışması sonucu meydana gelen kaza sonucu davacı aracında hasar meydana geldiğini, davalının hasarı tazmin etmediğini, araçta değer kaybı da meydana geldiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL hasar, 50 TL değer kaybı tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, değer artırım dilekçesi ile hasar bedeli talebini 15.821,74 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, müvekkili sigorta şirketine usulüne uygun başvuruda bulunulmadığından dava şartı noksanlığı nedeni ile davanın reddine karar verilmesini, esas yönünden de davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, HMK 124.maddesine göre dava dilekçesinde tarafın yanlış gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması nedeniyle taraf değişikliğinin karşı tarafın iradesine bağlı olmadan kabul edildiği, bu nedenle davalı … sigorta olarak uyapta değişiklik yapıldığı, kazanın oluşumunda davalı tarafa sigortalı olan araç sürücüsünün tam ve asli kusurlu olduğu, davacı araç sürücüsünün kusursuz olduğu, davacı aracında yedek parça ve işçilik dahil olmak üzere toplam 15.821,74 TL hasar meydana geldiği, Sigorta Genel Şartlarına göre aracın 165.000 km sınırını aştığından değer kaybı meydana gelmeyeceği, bilirkişi tarafından tespit edilen hasar miktarının teminat süresi ve teminat limiti dahilinde olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 15.821,74 TL hasar bedelinin davalı … Sigorta’dan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsili ile davacıya verilmesine, değer kaybı talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, müvekkili sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığını, bu nedenle, dava şartı noksanlığı nedeniyle dava usulden reddedilmesi gerekirken davanın kabulü kararının hukuka aykırı olduğunu, davacının taraf değişikliği kabul edildiğinde, davacıya dava şartı olan başvuru eksikliğini tamamlaması için süre verilmesi gerekirken yargılamaya devam olunduğunu, mahkeme tarafından müvekkili şirketin riziko ve hasar ile ilgili araştırma yapma hakkının engellendiğini, KTK “tazminat ve giderlerin ödenmesi” başlıklı 99. maddesi ile yapılan atıf nedeniyle uygulanması gereken Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nda ise ikame edilmesi gereken belgelerin sayıldığını, yasanın açık düzenlemesine göre bu evrakların tamamının başvuru ekinde bulunmaması halinde sigorta şirketine tam ve eksiksiz bir başvuru yapılmış sayılmayacağını, müvekkili şirkete tam ve eksiksiz başvuru yapılmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, kararın açık yasal düzenlemelere aykırı oması nedeniyle kaldırılması gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda parça bedelinde iskonto uygulanmayacağı ileri sürülmüşse de, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının “b.2. tazminat ve giderlerin ödenmesi başlıklı maddesi uyarınca parça bedellerine iskonto uygulanabilmesinin mümkün olduğunu, davacı tarafın yokluğunda ekspertiz incelemesi yaptırdığını, Genel Şartların yukarıda belirtilen maddesi uyarınca parça bedellerinde iskonto uygulanmamasının hukuka, Genel Şartlar’ın ilgili maddesine ve sigortacılık prensiplerine aykırı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun otomotiv uzmanı bilirkişi tarafından düzenlendiğini, kusur tespiti bakımından konusunda uzman trafik bilirkişisi veya Adli Tıp Trafik İhtisas Kurumu’ndan bir rapor alınarak hüküm kurulması gerekirken, konu hakkında uzman olmayan bilirkişiden rapor alınarak bu raporun hükme esas oluşturulmasının hukuka aykırı olduğunu, sigorta bir zenginleşme aracı olmayıp sigorta şirketinin gerçek zarar miktarını araştırıp saptayarak ödemesinin esas olduğunu, bu sebeple araçta meydana gelen hasar tutarının ve aracın rayiç değerinin tespiti için dosyanın bağımsız ve tarafsız bir bilirkişiye gönderilip nesnel ve bilimsel veriler çerçevesinde hasar bedeline ilişkin bilirkişi raporu alınması gerekirken davacı yanlı olarak alınan bilirkişi raporu ile hüküm kurulmasının kabul edilemeyeceğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, karşı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısından araç hasar ve değer kaybı bedeli istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulü ile 15.821,74 TL hasar bedelinin davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsili ile davacıya verilmesine, değer kaybı talebinin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davalı sigorta şirketince hasar dosyası açılarak ve eksper görevlendirilerek ekspertiz raporu alınmış olduğundan artık bu aşamadan sonra davacı tarafça davalıya geçerli bir başvuru yapılmış sayılacağından davalı sigorta vekilinin başvuru şartına ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir.
Mahkemece alınan otomotiv uzmanı bilirkişi raporunda, davalıya trafik sigortalı araç sürücüsünün kırmızı ışıkta bekleyen davacı aracına arkadan çarpması nedeniyle
kazanın oluşumunda tam ve asli kusurlu olduğu, davacı araç sürücüsünün kusursuz olduğu, davacı aracında iskontosuz yedek parça ve işçilik dahil olmak üzere KDV dahil toplam 15.821,74 TL hasar meydana geldiği, davacı aracında 165.000 km sınırını aştığından değer kaybı meydana gelmeyeceği, davacı aracında meydana gelen hasar ile kazanın uyumlu olduğu belirtilmiş, mahkemece bilirkişi raporu benimsenerek 15.821,74 TL hasar bedelinin davalıdan tahsiline, değer kaybı talebinin reddine karar verilmiştir. Trafik konusunda da uzman olup kusur raporu verebilecek konumda olan otomotiv uzmanı tarafından düzenlenen bilirkişi raporu resmi trafik görevlilerince tutulan kaza tespit tutanağı ve dosya kapsamı ile uyumlu olup denetime elverişli olduğundan mahkemece sigortalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Yargıtay’ın yerleşmiş kararlarında belirtildiği üzere davalı sigorta şirketi ile anlaşmalı ya da yetkili servisleri arasında yapılan anlaşmalara göre iskonto uygulanması davacıyı bağlamayacak olup, davalı taraf iskonto indirimi yapılmadan davacının gerçek zararından sorumlu olduğundan yedek parça bedellerinde iskonto uygulanmaması da doğrudur. Kaldı ki, davalı vekiline 29.01.2019 tarihinde tebliğ edilen ve davalı vekilince itiraz edilmeyen 22.01.2019 tarihli bilirkişi raporu davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğundan mahkemece bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde de bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin tüm istinaf itirazları reddedilmiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 1.080,78 TL’den peşin alınan 270,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 810,78 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan incelemede, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibarıyla kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.20.05.2022