Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2077 E. 2022/1247 K. 16.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2077
KARAR NO : 2022/1247

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18.04.2019
NUMARASI : 2017/640 E. 2019/225 K.

BİRLEŞEN KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2018/159 e.-2018/157 K.
SAYILI DOSYASI

ASIL VE BİRLEŞEN DAVANIN
KONUSU : Kooperatif Ortaklığından Doğan Maddi ve Manevi Tazminat
ASIL DAVA TARİHİ : 29.03.2017
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ:16.03.2018
KARAR TARİHİ : 16.09.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16.09.2022

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.04.2019 tarih 2017/640 E. 2019/225 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye …. tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi olan … ‘ın davalı kooperatifin üyesi olduğunu, murisin tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, kooperatife bir borcunun bulunmadığını, kooperatife ait … Blok … nolu bağımsız bölümün muris adına tapuya tescil edildiğini, İzmir 4. İcra Müdürlüğü’nün 2005/9041 E. sayılı dosyasında murisin taşınmazı üzerine haciz şerhi işlendiğini, Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğü’nün 2012/1428 Tal. sayılı dosyasında yapılan satış ile bağımsız bölümün 3. kişiye devredildiğini, murisin taşınmazdan tahliye edildiğini iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, murise ait taşınmazın cebri icrada satıldığı tarihteki ve dava tarihindeki rayiç değerinin tespiti ile müvekkillerinin zararının lehe olan bedel esas alınarak davalıdan tazminine, ayrıca 20.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, 2017/197 E. 2017/646 K. sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda maddi tazminat davası yönünden peşin karar ve ilam harcının kesin süre içerisinde yatırılmadığı gerekçesiyle, maddi tazminat davasının açılmamış sayılmasına, manevi tazminat davasının tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verildiği, eldeki asıl davanın tefrik edilerek 2017/640 E. numarasına kaydedilen manevi tazminat davası olduğu anlaşılmaktadır.
Birleşen 2018/159 E. sayılı davada davacılar vekili, müvekkillerinin murisine ait bağımsız bölümün cebri icrada satıldığı tarihteki ve dava tarihindeki güncel piyasa değerlerinin tespiti ile davacının zararının lehe olan bedel esas alınmak suretiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.00,00 TL maddi tazminatın cebri satış tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili, davanın 2 yıllık zamanaşımına uğradığını, ihale tarihinin 16.08.2013 olduğunu ve davacı tarafın isabet eden bağımsız bölümün icra marifetiyle 3. kişiye ihale edildiğini satış ilanın tebliği tarihi olan 21.06.2013 itibariyle öğrendiğini, maddi tazminat davasının belirsiz alacak olarak açılamayacağını, dairenin muris adına tahsis edildiği sırada tapu kaydı üzerinde haciz olduğunu, hacizli olarak tapuyu devraldığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla talep edebilecekleri miktarın en fazla ihale neticesinde satışa esas olan değer olduğunu, müvekkili kooperatifin iyi niyetli hareket ederek ihale neticesinde daireleri satılan ortaklara, satılan daireler yerine kooperatifteki boş olan başkaca dairelerin tahsis edildiğini, davacıların murisine de …. blok …. nolu dairenin tahsis edildiğini, davacıların herhangi bir zararının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kendilerine kesin olarak ve aynı nitelikte tahsis edilecek bir konut bulunmadığı anlaşılan davacıların, yerleşik Yargıtay içtihatları gözetilerek bilirkişi asıl ve ek raporunda yapılan hesaplama uyarınca konut teslimi borcunu yerine getirmeyen davalı kooperatiften 80.000,00 TL maddi tazminat alacağının bulunduğu, tüm hesaplamaların 2017/197 E. – 2017/646 K. sayılı maddi tazminat davasının açıldığı tarih olan 29.03.2017 itibariyle yapıldığı, bu tarih itibariyle davalı tarafın temerrüde düştüğü, davalı yönetim kurulu tarafından 27.04.2016 tarih 5 nolu karar ile …. blok …. nolu bağımsız bölüm muris adına tahsis edilmiş ise de davalı kooperatife bu bağımsız bölümün davalıya tahsis ve teslimine ilişkin belgeleri ve delilleri ibraz etmek üzere 2 haftalık kesin süre tanınmasına rağmen davalı tarafın bu konuda soyut iddia dışında herhangi bir delil ve belge sunamadığı, bağımsız bölümün tapu kaydı üzerinde onlarca haciz ve ipotek şerhinin bulunduğu, ayıpsız ve tam olarak konut tesliminin gerçekleşmediği tarafların durumu, hukuki ilişkinin süreci, olayların gelişimi ve şartları da gözetildiğinde; konut sahibi olma durumu ve isteği sona eren bir kişinin ıstırap çekmesinin, olağan yaşamının sürekli şekilde olumsuz olarak etkilenmesinin doğal olmasına göre, davacılar ortağın kişilik haklarının zedelendiğinin kabulü gerektiği gerekesiyle, birleşen 2018/159 E. sayılı davanın kabulü ile 80.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi 29.03.2017’den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, asıl davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi 29.03.2017’den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, zamanaşımı definin dikkate alınmadığını, dava konusu taşınmazın 16.08.2013 tarihinde ihale ile satıldığını, davacıların murisinin de bu satıştan haberdar olduğunu, satış ilanının murise 21.06.2013 tarihinde tebliğ edildiğini, TBK’nın 72. maddesi uyarınca 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçmiş olduğunu, davanın 2017 yılında açıldığını, manevi tazminatın kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğunu, kooperatif üyesi muris …. mirasçıları tarafından açılan bu davada muris adına manevi tazminat talep edilmesinin mümkün olmadığını, murisin icradan satılan taşınmaz üzerindeki hacizlerden haberdar olduğunu, taşınmazı ihaleden satın alma imkanının da olduğunu, ihalede taşınmazın satıldığı bedelden daha yüksek bir bedele hükmedilmiş olmasının da hatalı olduğunu, kooperatif açısından taşınmaz ihale bedeli kadar yarar sağlandığını, murisin taşınmaz üzerindeki haczi bilerek tapuda teslim aldığını, davacıların murisine evin satılmış olması nedeniyle yeni bir taşınmaz verilmesine yönetim kurulunca karar verildiğini ve davacıların da bu eve taşındıklarını, bu konuda alınan yönetim kurulu kararının dosyaya sunulduğunu, davacılar tarafından teslime ilişkin yazılı bir belge verilmediğini, İzmir 4. İcra Müdürlüğünün 2005/9041 E. sayılı dosyasında …. firmasının alacaklı konumda olduğunu, bu icra dosyasına müvekkili kooperatifçe borçlu olunmadığının tespiti açısından da menfi tespit davası açtıklarını, davanın halen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/449 E. sayılı dosyasında devam ettiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, davalı kooperatif üyesi olan davacıların murisine ait konutun icra yoluyla satıldığı, davacılara konut tahsis edilmediği iddiasına dayalı, dairenin rayiç bedelinin ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davalı kooperatif ortağı olan davacıların murisi …. ‘a …. İli, …. İlçesi, …. Mahallesi, …. Ada, …. Parsel üzerinde inşa edilen …. Bloktaki …. numaralı bağımsız bölümün tahsis edildiği, bu bağımsız bölümün, davalı kooperatif adına kayıtlı iken 17.08.2007 tarihinde ferdileşme yolu ile muris adına tescil edildiğini, yüklenici olarak kooperatife iş yapan ve ödenmeyen hakediş bedelleri nedeniyle alacaklı olduğunu iddia eden dava dışı …. tarafından İzmir 4. İcra Müdürlüğü’nün 2005/941 E. sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, takibin itiraz edilmeyerek kesinleştiği, tarafların arasında imzalanan protokollerden sonuç alınamaması üzerine talimat yoluyla Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğü’nün 2012/1428 E. sayılı dosyası üzerinden 16.08.2013 tarihinde yapılan ihale ile davalı kooperatife ait 21 adet konutun satıldığı, bunlardan bir tanesinin de, davacıların murisine isabet eden …. blok …. nolu bağımsız bölüm olduğu, ihalenin iptali istemiyle açılan davaların reddedildiği, dava konusu bağımsız bölümün 36.000,00 TL bedelle dava dışı …. ‘ye satıldığı, mahkemece alınan bilirkişi raporunda ana taşınmazın kent içerisindeki konumu, sitenin genel özellikteri, yıpranma durumu, ruhsat ve hukuki sorutlarının etkisi, dava konusu bağımsız bölümün yer aldığı blok, kat ve cephe özellikleri, inşaat ve malzeme kalitesi ile bölgede oluşan alım satım ve rant özellikleri değerlendirilerek, dava konusu bağımsız bölümün dava tarihindeki rayiç değerinin 80.000,00 TL olduğu tespit edildiği anlaşılmaktadır. Davalı kooperatif tarafından, icra yoluyla satılan …. blok …. nolu bağımsız bölüm yerine davacı tarafa …. Blok …. nolu bağımsız bölümün tahsis edildiği iddiasının kanıtlanamadığı, sözü edilen …. blok …. nolu bağımsız bölümün halen davalı kooperatif adına tapuda kayıtlı olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin maddi tazminatın varlığına, hesaplanmasına ve miktarına yönelik istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Manevi zarar mal varlığında bir azalmayı değil ve fakat kişilik haklarına vaki tecavüz nedeniyle bir kimsenin duyduğu cismani ve manevi acı ve ızdırabı, elemi ve böylece yaşama zevkinde bir azalmayı ifade eder. 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 49. (TBK 58) maddesine göre, şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir denilmiştir. Şahsiyet haklarına saldırıda, manevi tazminat istenebilmesi için 818 sayılı BK 49. (TBK 58) maddede belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu şartlar ise şahsiyet haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, manevi zarara uğranılması, kusurlu olunması ve illiyet bağı bulunmasıdır. (Bkz. Prof Dr. Safa Reisoğlu, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, yirminci baskı, S.202-208) Somut olayda, davacı tarafça meydana gelen olay nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiği ispat edilememiştir. Bu itibarla, davacıların kişilik haklarına saldırı bulunmadığı, BK’nın 49. (TBK 58) maddesinde öngörülen manevi tazminat şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalı olmuştur. Davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmüştür.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davalı vekilinin manevi tazminata yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18.04.2019 tarih, 2017/640 E. – 2019/225 K. sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Birleşen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/159 E. sayılı dosyasında maddi tazminat davasının KABULÜ ile 80.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 29.03.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Alınması gerekli 5.464,80 TL ilam harcından 170,78 TL peşin ilam harcının ve 1.195,42 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 4.098,60 TL karar harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacılar tarafından sarfedilen 270,98 TL peşin harç, 1.195,42 TL ıslah harcı, 98,00 TL yazı ve tebliğ gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.364,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Davacılar kendilerine vekil ile temsil ettirdiklerinden, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ye göre hesaplanan 12.800,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
3-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/640 E. sayılı dosyasında (Asıl dava) manevi tazminat davasının REDDİNE,
Alınması gereken 80,70 TL harcın, peşin alınan 310,15 TL’den mahsubu ile artan 229,45 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ye göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf harcının talep halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından istinaf yargılaması nedeniyle yapılan 242,60 TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 31,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 274,10TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.16.09.2022