Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/207 E. 2021/1505 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/207
KARAR NO : 2021/1505

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24.10.2018
NUMARASI : 2018/44 E. 2018/456 K.

DAVANIN KONUSU : Genel Kurul Kararının İptali
KARAR TARİHİ : 09.12.2021
KARAR YAZIM TARİHİ: 09.12.2021

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.10.2018 tarih 2018/44 E. 2018/456 K. Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye …. tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalı şirketin ortakları olan müvekkillerine, şirketin Olağan Genel Kurulu’nun 06.11.2017 tarihinde olacağı yönünde davetiye gönderilmiş ise de, ikinci bir davetiye ile toplantının 15.11.2017 olarak belirtilmesinin şirket yönetiminin iyi niyetli olmadığını gösterdiğini, müvekkili …. aynı zamanda yönetim kurulunda yer aldığından, toplantı öncesi Karşıyaka 3. Noterliği’nin 06.10.2017 tarih ve 24092 Yevmiye numaralı ihtarnamesi ile şirket bilançolarını ve faaliyetlerine ilişkin bilgi ve inceleme talep ettiğini, ancak kendisine bilançolar ile yanıt verilmediğini, iyi niyet kuralların aykırı olarak yapılan bu işlemin şirketin durumunu takip etme olanağı bulamayan müvekkili bilgilenme hakkından mahrum bırakıldığını, TTK. 437 maddesinde “Bilgi alma ve İnceleme Hakkının 2 düzenlendiğini, bu madde hükmüne göre talepkte bulunulduğunu, yasaya açıkça aykırı işlem yapan davalı şirketin objektif iyi niyet kurallarına uygun davranmadan Olağan Genel Kurul yapmasının da Yasaya aykırı olduğunu, 15.11.2017 tarihli Genel Kurulunu yönetmek üzere Divan Başkanı olarak ….’ ün seçildiğini, Genel Kurulu yönetmek üzere seçilen Diyan Başkanının tarafsız olması gerektiğini, ancak Divan Başkanının tarafsız davranmadığını, toplantıyı tarafsız yönetmediğini, toplantı tutanaklarında da yazdığı gibl ortaklardan …. ile …. arasındakl tartışmaya taraf olarak ve kendisi dışında kişilerin tartışmasına “dava hakkımız saklıdır” şeklinde bir beyanda butunarak ve bunu da toplantı tutanağına yazdırarak tarafsızlığını ihlal ettiğini, iyi niyet kurallarına aykırı bu durumun genel kurulunun yasaya aykırılığını da gösterdiğini, genel kurula katılma yetkisi olmayan Yeminli Mali Müşavir …. ve Muhasebeci …. isimli kişileri, tarafsız olması gereken Divan Başkanının toplantıya kattığını, Genel Kurul toplantısına kimlerin katılacağı yasa ve yönetmeliklerle düzenlendiğini, ayrıca genel kurula katılma yetkisi olmayan ….’ nın söz alarak “ daha önce de her iki tarafla görüşülerek uzlaştırma çabasında oldum. Ben taraf değil uzlaşmacı kimliğimle buradayım siz beni bundan sonra tanıyacaksınız ” şeklinde beyanda bulunduğunu, TTK. 446 /1-b. Maddesindeki düzenlemeye göre yetkisiz kişilerin genel kurula katılmasının iptal sebebi olduğunu, 28.11.2012 tarihli Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmeliğin 21. maddesinde ” Vekaletnamede; şirketin Unvanı, ait olduğu genel kuru! toplantısının tarihi, vekilin adlı ve soyadı, pay sahibinin pay adedi ile adı ve soyadı veya unvanı ve imzasının bulunması şarttır. Bu bilgilerden herhangi biri bulunmayan özel veya genel vekâletnameler geçersizdir. Konuya ilişkin, Anonim Şirketlerde Elektronik Ortamda Yapılacak Genel Kurullara İlişkin Yönetmelik hükümleri ile Sermaye Piyasası Kurulunun düzenlemeleri saklıdır” şeklinde vekaletnamedeki şekil şartlarının düzenlendiğini, Genel Kurul Toplantı tutanağında vekaletnamelerin usulüne uygun olup olmadıklarının tespiti yoluna gidilmediğini, vekaletnamelerin usulüne uygun olmamasının Taplantı Divan Başkanının taraflı tutumu değerlendirildiğinde mümkün olduğunu, incelenmesi ve usulüne uygun olmayan vekaletnameler ile yapılan temsiliyet sebebi ile Genel kurulun iptaline karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek, davalı şirketin 15.11.2017 taritili Olağan Üstü Genel Kurul Toplantısında alınan tüm kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacı tarafın, niteliğinin ne olduğunu bilmediği genel kurul toplantısını iyi niyetten uzak şekilde tamamen yargısal denetimden kurtulmak maksadıyla iptal ettirme çabası içerisine girdiğini, zira, derdest 2017/453 Esas sayılı dosya ile davacılardan …. aleyhine sorumluluk davası ikame edildiğini, iptali istenen genel kurul kararının ise işbu dava dosyasına sunulmak üzere usulüne uygun şekilde alındığını, davacı tarafça genel kurul tarihinin kötü niyetli olarak 06.11.2017 tarihinden 15.11.2017 tarihine alındığını iddia etmişse de ilk kararlaştırılan olağanüstü genel kurul tarihinin 06.10.2017 olduğunu, ayrıca ilanlı olarak olağanüstü genel kurulun yapılabilmesi için gereken ilan süresinden önce ilgili yönetim kurulu karar örneği Menemen Ticaret Sicil Müdürlüğüne 18.09.2017 tarihinde sunularak ilan bedelinin de aynı tarihte Türkiye Odalar Borsalar Birliği hesabına yatırıldığını, ancak, 28.09.2017 tarihinde Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğü tarafından müvekkile gönderilen bilgi yazısında; “Yayımlanmak üzere 25.09.2017 tarihinde müdürlüğe intikal eden genel kurul çağrı ilanının incelendiği ve TTK.414/1 gereğince genel kurulu toplantıya çağırma ilanının 2 haftalık sürenin yetersiz olması sebebiyle iade edildiği…” belirtildiğini ve başvuru tarihinden 6 gün sonra 25.09.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, sicil müdürlüğünün ilan işlemlerine geç başlaması nedeniyle ilan başvurularının red edildiğini, davacılardan …. 20.02.2017 tarihli olağan genel kurul öncesine kadar müvekkil şirketin “münferiden imzaya yetkili” yönetim kurulu başkanı olup, işbu tarihten sonra yeni yönetime sadece 2016 yılına ait tasdikli yevmiye, kebir defterlerini teslim ettiğini, 2012, 2013, 2014, 2015 yılları ve 2017 yılının Ocak ve Şubat aylarına ilişkin olarak ise “tasdiksiz defter suretleri” yeni yönetime ve yeni muhasebeye teslim edilmediğini, dolayısıyla, kendisinden defalarca sözlü, yazılı ve 15.11.2017 tarihli olağanüstü genel kurulda talep edilmesine rağmen davacının yedinde tuttuğu ve hala yeni yönetime teslim etmediği tasdikli defterler olduğu göz önüne alındığında davacının kendisine bilançoların inceletilmediğine ilişkin beyanlarının tezatlık oluşturduğunu, ayrıca 2017 yılı tasdikli defterleri hala davacı yedinde bulunduğundan 2017 yılına ilişkin iş ve işlemler bilgisayar ortamında tutulduğunu, kaldı ki, 15.11.2017 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısı tutanağının 8. maddesinin 4., 5. ve 6. paragraflarında da işbu hususa değinilmiş olup, toplantı başkanı …. şirkette tek çalışan kişi olan ….’in yurtdışında olması ve Türkiye’ye 14.11.2017 akşamı giriş yapması nedeniyle ihtarnamenin tebliğ alınamadığını ve bu ihtarnameden toplantı esnasında bilgileri olduğunu söylediğini, ihtarname fotokopisinin divan başkanı …. tarafından toplantı esnasında teslim alındığını ve gerekli bilgilendirmelerin en kısa sürede yapılacağı ayrıca ihtarnamede talep edilen onaylı defterlerin yeni yönetime teslim edilmediğinden …. ’a ibrazının mümkün olmadığının belirtildiğini, gerek olağanüstü genel kurul toplantısı öncesinde gerekse sonrasında yeni yönetimin yedinde bulunan tasdikli ve tasdiksiz defterler şirket merkezinde bulunmakla birlikte tüm ortakların incelemesine açık bulundurulduğunu, davacıların hiçbirinin şirket merkezine gelerek defter ve belgeleri incelemediğini,defterlerin inceletilmediği iddiaları kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının bu yönde bir iddiası var ise TTK’nın madde 437/5 fıkrası uyarınca pay sahiplerine tanınan yasal haklarını neden kullanmadığı sorusu önem arz ettiğini, hakkında sorumluluk davası devam eden davacı …. ve kardeşleri olan diğer davacıların beyanlarının dava sürecini uzatma maksatlı olup, gerçeklere aykırı olduğunu, Divan Başkanının olağanüstü genel kurul esnasında gündemde yer alan konuların tarafsız ve ayrıntılı bir şekilde, açık ve anlaşılır bir yöntemle aktararak ve pay sahiplerine eşit şartlar altında düşüncelerini açıklama ve soru sorma imkanı vererek sağlıklı bir tartışma ortamı yaratmaya çalıştığını, ancak, olağanüstü toplantı tutanağının son üç paragrafında da görüleceği üzere …. hakkında sorumluluk davası açılması yönünde oy çokluğu ile alınan karar kardeşleri ile diğer pay sahipleri arasında gerginliğe neden olduğunu, şirket müdürü ….’in maruz kaldığı hakaretler nedeniyle dava hakkının saklı olduğunu söylemesi üzerine Divan başkanı ….’ ün davacı ….’ın hoş olmayan sözlerini ve …. ’in dava hakkımı saklı tutuyorum şeklindeki beyanını tutanağa geçmesini sağladığını, ancak, davacılar dava dilekçesi ile sanki dava hakkını saklı tutan ….’müş gibi aksettirerek mahkemede taraflı davranıldığı kanısını uyandırmaya çalıştıklarını, divan başkanının görevleri arasında toplantı sırasında konuşma hakkını kötüye kullananların sözlerinin kesilmesi veya toplantının huzurunu bozanların toplantıdan çıkarılmasını genel kurulun onayına sunmanın da yer aldığını, Divan Başkanının toplantı gündeminde bulunan başlıkların önemi nedeniyle tüm paydaşların toplantıda kalmasını ve oy kullanmasını tercih ederek, paydaşları sakinleştirdiğini, toplantının devamını ve tüm beyanların tutanağa geçmesini sağladığını, Divan başkanının toplantı esnasında hakaret ederek toplantının düzenini bozan ve huzursuzluk çıkartan davacıların toplantıdan çıkartılması yönünde oylama yapmamış olmasının dahi tüm paydaşlara tarafsız şekilde yaklaştığının kanıtı olduğunu, Yeminli Mali Müşavir …. ve Serbest Muhasebeci ….’ın çalışanı ….’nın şirkete mali danışmanlık ve mali müşavirlik hizmeti verdiklerini, toplantı sırasında şirketin mali durumu hakkında ortakların sorularını yanıtlamak üzere davet edildiklerini , oy kullanmadıklarını, sorumluluk davası ikame edilmeden hemen önce kendilerinin şirket adına ortaklarla görüşme sağlayarak uzlaşma zemini yaratmaya çalıştıklarını, Genel kurul sonunda …. vekilinin mali müşavir ve muhasebecinin toplantıda bulunmamaları gerektiğine dair beyanları üzerineYeminli Mali Müşavir …. her zaman tarafları uzlaştırmacı kimliği ile toplantıda bulunduğunu beyan ettiğini, dava konusu genel kurulda şirketin sözleşmeli mali danışmanları olarak gündemdeki maddelere ilişkin ortaklarca soru sorulması halinde cevap vermeleri için hazır bulundurulduklarını, TTK ‘nın 446/1-b’de; “…genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını…” diyerek, genel kurulun iptalinin istenebileceği halleri açıkça sayıldığını, oy kullanmadıklarından iptal istenemeyeceğini, tüm ortakların geçerli vekaletnameler ile temsil edildiğini, vekaletnamelerin hukuka uygunluğunun tespit edilmediği iddia edilse de toplantı tutanağının 3. paragrafında paydaşların hangi paylar oranında asaleten ve vekaleten temsil edildiği açıkça belirtildiğini, ayrıca, hazirun cetvelinde de aynı hususların belirtildiğini, davacıyı temsilen toplantıya katılan …. toplantı esnasında tüm vekaletnameleri ayrıntılı olarak incelemesine rağmen herhangi bir itirazda bulunmadığını, buna ilişkin tutanağa şerh düşülmesini de talep etmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre ; toplantı ilanının Ticaret Sicil Memurluğunca zamanında yayınlanamadığı, bu nedenle 06.11.2017 tarihinde gerçekleştirilmesi planlanan toplantının 15.11.2017 tarihine kaydırıldığı, zorunlu bir durumun söz konusu olduğu, ertelenen tarihin şirket ortaklarına bildirildiği ve ortakların tamamının toplantıya katılmasının sağlandığı, bu yönden bir usulsüzlük bulunmadığı, TTK’nın 437.madde hükmüne göre, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu ile denetleme raporlarının, yönetim kurulunun kar dağıtım önerisini genel kurul toplantı tarihinden en az 15 gün önce pay sahiplerinin incelemesi için şirket merkezinde hazır bulundurması gerektiği ve Pay sahiplerinin gider tablosu ile bilançonun birer suretinin verilmesini istemi haklarının bulunduğu, davacılardan ….’ın şirket merkezinde inceleme yapmak yerine ihtarname ile yönetim kurulundan hesap ve faaliyetler hakkında bilgi istediği, İhtarnamede ileri sürülen talep TTK’nun 437.maddesine uygun olduğu varsayılsa dahi istekleri karşılanamayan ve bilgi edinemeyen ortak tabiatıyla faaliyet ve hesapların ibrasında sağlıklı bir sonuca varamayacak yönetim kurulunun ibra edilmemesi veya ibranın geriye bırakılmasını isteyebileceği ve bu durumda, ibra ile ilgili olmayan kararların iptalinin istenmesi mümkün olduğu, dava konusu olağanüstü genel kurul toplantısı gündeminde ibra bulunmadığından ihtarnameye şirket tarafından cevap verilmemesinin olağanüstü olarak gerçekleştirilen genel kurul toplantısında alınan kararlar arasında bağlantı kurulamayacağından, bu yönden ileri sürülen itirazların yersiz olduğu, Divan başkanlarının tarafsız hareket etmesi gerektiği, Yönetim kurulu başkanının görüşlerini açıklaması, taraflı davrandığı anlamına gelmeyeceği, Muhalif gruba söz vermemesi ve kendilerini ifade etme haklarını engellemesi halinde divan başkanının tarafsız davranmadığından bahsedilebileceği, oysa toplantı tutanağında da yazıldığı üzere davacılara da söz verildiği, özellikle …. vekilinin, dava dilekçesinde bahsedilen hususları genel kurulda dile getirdiği ve sorular sorduğu, tüm sorulan cevaplandırıldığı, …. ve ….’nın, pay sahiplerinden mali konularda gelebilecek sorulara, muhasebe tekniği açısından cevap verebilmek üzere genel kurulda hazır bulundukları, oylamalara katılmadıkları, ….’nın hangi amaçla toplantı salonunda bulunduğunu açıklamasının genel kurulun sonucunu etkilediği anlamına gelmeyeceği, davacıların Divan Bşakanının tarafsızlığıyla ilgili iddiaların kabul edilmediği, Pay sahiplerinden davacı …. ile …., …., …., …. ve ….’ın genel kurul toplantısında sırasıyla Karşıyaka 3.Noterliğinde düzenlenmiş 14.11.2017 gün 27345 yevmiye nolu vekaletname; Kartal 14.Noterliğinde düzenlenmiş 31.07.2017 tarih 25665 yevmiye nolu imza beyannamesi; 10.11.2017 tarihli Alman Konsolosluğu tarafından apostil yapılmış ….’e ait imza beyannamesi; Bornova 3.Noterliğinde düzenlenmiş 05.07.2017 gün 24219 yevmiye nolu imza beyannamesi; 10/11/2017 tarihli Alman Konsolosluğu tarafından apostil yapılmış ….’a ait imza beyannamesi; Bornova 3.Noterliğinde düzenlenmiş 15/11/2017 gün 380558 yevmiye nolu imza beyannamesi ile temsil edildikleri, vekaletnamede-temsil belgesinde pay sahibinin adı, hisse tutarı, temsilcinin adı soyadı, şirketin adı ve toplantı tarihinin yer aldığı ve anılan yönetmeliğin 21.maddesinde öngörülen tüm şartları taşıdığı, vekaletnameler ile ilgili iddiaların da yersiz olduğu, olağanüstü genel kurul toplantı tutanağının 1.maddesi toplantı başkanlığı ve tutanak yazmanlığının seçimine ilişkin olup, anılan toplantıda toplantı başkanlığına …. ve yazmanlığa …. oybirliği ile seçildiği, toplantıda hazır olan davacılar karara muhalefet etmediklerinden iptal şartlarının oluşmadığı, Gündemin 2.maddesinin genel kurul toplantı tutanağını genel kurul adına imzalamak üzere toplantı başkanlığına yetki verilmesine ilişkin olduğu, bu karar oybirliği ile alındığından iptal şartlarının oluşmadığını, Gündemin 3.maddesi davacı ….’ın yönetim kurulu üyeliğinden azline; gündemin 6.maddesi davacı …. hakkında hukuki sorumluluk davası açılmasına ilişkin olup, davacıların muhalefeti ile oy çokluğu ile karar verildiği, şirketi zarara uğratıp uğratmadığı, zarar gerçekleşmiş ise kusurunun bulunup bulunmadığı, vs. hususlar sorumluluk davasının konusu olduğundan, yargılama yapılmaksızın bu hususların tespiti mümkün olmadığından anılan kararların kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğundan bahsedilemeyeceğinden, bu kararın iptal şartlarının oluşmadığı, Gündemin 4.maddesi ….’tan boşalan yönetim kurulu üyeliğine B grubu hissedarlar arasından 2 aday gösterilmesi gerekirken 221.130 adet hisse sahibi …. vekili …. herhangi bir aday gösterilmeyeceğini belirtmiş olup yönetim kurulunun devamlılığını sağlamak amacıyla şirket ana sözleşmesinin ilgili (11 ve 12) maddelerinin tadil edilmesine karar verildiği şeklinde olup, karar oybirliği ile tesis edildiğinden, olumsuz oy kullanılması ve muhalefet şerhinin zapta geçirilmesi şartları gerçekleşmediği için bu kararın iptal edilemeyeceği, Gündemin 5.maddesi ile; 4.gündem maddesi ile alınan karara bağlı olarak şirket ana sözleşmesinin 11. ve 12.maddesinin zabıt ekinde yer alan metinde belirtildiği şekilde değiştirilmesine ve yönetim kurulu üyeliğine 3 yıl süre ile …. ve ….’ın seçilmesine oy çokluğu ile karar verildiği, bu karara karşı davacılar olumsuz oy kullanmış iseler de muhalefet şerhini zapta geçirmemeleri ve bununla birlikte ana sözleşmenin değiştirilmiş şekli ile 11 ve 12.madde hükümlerinin ve yönetim kurulu seçiminin kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı bir yönde bulunmadığı, Gündemin 7.maddesi ile, şirkete ait arsanın kat karşılığı verilmesi veya satışı hakkında yönetim kuruluna yetki verilmesine oy çokluğu ile karar verilmiş ve anılan karara davacılar muhalif kalarak muhalefetlerini zapta geçirildiği, arsanın satışı ya da kat karşılığı verilmesi her halükarda davalı şirketin dolayısıyla pay sahiplerinin aleyhine değil lehine bir durum doğurduğu, öte yandan, satışı ya da kat karşılığı verilmesine konu taşınmaz arsa niteliğinde olup, şirketin işletme konusunu yerine getirmesini engelleyecek sonucu doğurduğu hususu iddia ve ispat edilemediği, bu durumda, anılan kararın kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğundan bahsedilemeyeceği, Gündemin 8.maddesi, kararlara ve tutanağa karşı toplantıya katılan pay sahiplerinin bir şerh veya itirazları olup olmadığına yönelik olup, bu madde ile tesis edilmiş bir karar bulunmadığı, davacıların davalarında haklı olmadıkları gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacılar vekili, Genel kurul kararlarının iptali için yargıya başvurma hakkının azınlığa verilmesindeki amacın, kuruldaki azınlığı, şirketin çıkarları yerine kişisel çıkar ve menfaatlerini düşünen çoğunluğa karşı korumak olduğunu, genel kurul kararının iptal edilebilirlik şartlarının TTK. 445.maddesinde düzenlendiğini, kararın kanuna, esas sözlesmeye veya dürüstlük kuralına aykırılığı arandığını, , TTK 446/b bendinde genel kurul kararı ile aykırılık arasında nedensellik bağının da bazı durumlarda olması gerektiğinin belirtildiği, Kanımi düzenlemelere aykırı kararların iptal yaptırımına tabi olduğunu, Kanun ile kastedilenin sadece Türk Ticaret kanununa aykırılık olmayıp, özel hukuk ve kamu hukuku alanına giren tum kanunlar olduğunu, toplantı davetinin usulsüz olması, genel kurula katılma hakkını kazanmıs ortakların genel kurula alınmaması, yetkisiz kimselerin genel kurul toplantısına katılmaları gibi hallerde genel kurul kararları iptal edilebileceğini, ancak usulsuz davet tek basına, iptal sebebi olmayıp, alınan kararın da yasaya, esas sozlesmeye ve durustluk kuralına aykırı olduğunun ispat edilmesi gerektiğini, genel kurul toplantısı boyunca divan başkanı ….’ ün tarafsızlığını koruyamadığını, Divan başkanının görüşlerini belirtmesinin tarafsızlık ile ilişkilendirilemeyeceği belirtilmişse de , divan başkanının, …. ile …. arasındaki tartışmaya taraf olduğunu ve kendisi dışındaki iki kişinin tartışınasına “dava hakkımız saklıdır” beyanında bulunarak ve bunu tutamağa geçirerek tarafsızlığının ihlalini ortaya koyduğunu, müvekkil ….’ın şirket merkezinde inceleme yapmak yerine, noter kanalı ile bilgi istemiş olması durumunu eleştirel bir biçimde ele alındığını, şu ya da bu sebeple müvekkil bilgi edinme hakkını, hukuka uygun olarak bu yol ile kullanmak istediğini, ancak bu durum engellenerek , kendisine bilgi verilmediğini, ihtarname ile incelemek istenilen belgeler arasında illiyet bağı mevcut olduğunu, finansal tablolar, yıllık faafiyet raporu ile denetleme raporları gibi genel kuru! üyelerinin bilgilenme hakları olan hususlar, yönetim kurulu üyelerinin görevden azli ite dağrıdan ilintili olduğunu, müvekkili ….’ın savunma imkanı dahi olmadan aynı genel kurul kararı ile görevinden azledildiğin, genel kurula yetkisiz kişilerin katılması kanuna aykırı olduğundan iptal sebebi olduğunu, mali danışmanlık yapmaktan ziyade bir taraf ve dürüstlük kuralına aykırı hal ve davranışlar içersinde genel kurula katıldıklarını, nitekim mali danışman …. tutanakta da yazdığı üzere “ Beni bundan sonra tanıyacaksınız” diyerek müvekkilleri adeta tehdit ve taciz edici tutumunu ortaya koyduğunu, tanık ….’nın ifadesinin değerlendirilmediğini, genel kurul toplantısına katılmak bilirkişinin yorumladığı gibi sadece oy kullanmaktan ibaret olmayıp , toplantıya ve kararlara oy kullanmadan da etki edilebileceği dolayısı ile katılınabileceği aşikar olduğu, Genel kurul kararı ile paysahibinin muktesep hakkı ihlal edilmisse foplantıya katılsın veya katılmasın, katılıp muhalefet serhini tutanaga yazdırmamıs olşa bile iptal davası açma hakkı bulunduğunu, İlgili kanun lafzı ve amacına dayanarak mühalefet şerhi yazdırılmayan kararlar dahi olmak üzere genet kurul kararlarının iptalini talep edebileceklerini, 3,6 ve 7 numaralı kararlar dışındaki kararların iptalini isteyemeyeceklerinin kabulünün haksız olduğunu, nitekim ortada TMK madde 2 dürüstlük kuralına aykırılık içeren bir genel kurul toplantısı ve yetkisiz kişilerin bu toplantıya katılımı ve etkisinin mevcut olduğunu , davanın kabulü gerektiğini ileri sürmektedir.
GEREKÇE : Dava, davalı şirketin 15.11.2017 taritili Olağan Üstü Genel Kurul Toplantısında alınan tüm kararların iptali istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
TTK’nun 445. maddesinde” 446.maddede belirtilen kişiler kanun veya esas sözleşmeye veya özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde üç ay içerisinde iptal davası açabilirler .” düzenlenmiştir. Davalı şirketin Yöneticisi ve ortağı olan davacı …. ile şirket ortakları olan diğer davacılar toplantıda vekil ile temsil edilmiş olup, dava üç aylık hak düşürücü süre içerisinde , yetkili mahkemede açılmıştır.
TTK’nun 446/ 1- a .maddesine göre, hazır bulunan ortağın iptal davası açabilmesi için olumsuz oy vermesi ve muhalefetini toplantı tutanağına geçirtmesi gereklidir. Ancak, bu kanun maddesinini b bendinde ” Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın, çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri ” tarafından iptal davası açılabileceği düzenlenmiştir. Davaya konul genel kurul toplantısına, davacılardan …., …. ve …. bizzat, davacı …. adına vekili toplantıya katılmıştır.
Hazırun listesi incelendiğinde, hissedarlardan …. ile …., …., …. ve ….’ın, genel kurul toplantısında vekaleten temsil edildikleri, vekaletnamelerin Anonim Şirketlerin Genet Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmelik’in |21. maddesindeki şartlara haiz oldukları görülmektedir.
Dava konusu 15.11.2017 tarihli olağanüstü genel kurul toplantı tutanağının 1 Gündemin 1 nolu maddesinde ; Divan başkanı ve tutanak yazmanlığının seçimine Gündemin 2 nolu maddesinde ; genel kurul toplantı tutanağını genel kurul adına imzalamak üzere toplantı başkanlığına yetki verilmesine ilişkin Gündemin 4 nolu maddesinde; ….’tan boşalan yönetim kurulu üyeliğine B grubu hissedarlar arasından 2 aday gösterilmesi gerekirken 221.130 adet hisse sahibi …. vekili …. herhangi bir aday gösterilmeyeceğini beyan etmesiyle, yönetim kurulunun devamlılığını sağlamak amacıyla şirket ana sözleşmesinin ilgili (11 ve 12) maddelerinin tadil edilmesine ilişkin alınan kararlar, oy birliği ile alınmıştır. Genel kurul iptal davası açmak için red oyu kullanma şartı yerine getirmeyen davacı tarafça, bu gündem maddelerinin TTK 446/ 1- a madde hükmüne göre, iptali istenemez.
Gündemin 5.maddesi ile; 4.gündem maddesi ile alınan karara bağlı olarak şirket ana sözleşmesinin 11. ve 12.maddesinin zabıt ekinde yer alan metinde belirtildiği şekilde değiştirilmesine ve yönetim kurulu üyeliğine 3 yıl süre ile …. ve ….’ın seçilmesine 844.520 TL’ye tekabül eden 884.520 adet hisseye sahip davacıların olumsuz oyuna karşılık 1.455.480,00 TL’ye tekabül eden 1.455.480 hissenin oyu ile (oyçokluğu) kabul edilmiştir. Ancak, davacıları bu gündem maddesine red oyu kullanmış iseler de, muhalefet şerhini tutanağa geçirmediklerinden, TTK 446/ 1- a madde hükmüne göre, davacı tarafça bu gündem maddelerinin iptali istenemez.
Gündemin 3.maddesinde; 1.455.520 hisseye sahip olan A grubu 7 hissedar, ….’ın, yönetim kurulundaki görevinden azledilmesi yönünde oy kullanırken, 884.452 hişseye sahip olan B grubu 4 hissedar olan davacılar, Türk Ticaret Kanunu’ nun 553. maddesi ile hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle azil aleyhinde oy kullanmıştır, Karar oy çokluğuyla alınmıştır. Gündemin 6.maddesinde; davacı …. hakkında hukuki sorumluluk davası açılmasına, davacıların “TTK. ‘nın 553. maddesine göre ispat edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle karar hukuka uygun değillik” şeklinde şerh ve reddine karşılık, 1.455.520 hisseye sahip olan A grubu 7 hissedar kabul oyu kullanırken, 884.452 hişseye sahip olan B grubu 4 hissedar olan davacılar red oyu kullanmış, karar oy çokluğuyla alınmıştır. Red oyu ve muhalefet şerhi olan dava şartı, bu gündem maddelerinde yerine getirilmiş ise de, toplantı ve karar nisabının sağlanması, alınan kararlarda yasal düzenlemeler ile ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırılık bulunmamasına göre, iptal şartları oluşmamıştır.
Gündemin 7.maddesi ile, şirkete ait arsanın kat karşılığı verilmesi veya satışı hakkında yönetim kuruluna yetki verilmesine davacıların red oyuna karşılık, oy çokluğu ile karar verilmiş olup, davacılar, “her fürlü kanuni hakkımı saklı tutuyorum” şeklinde şerh koymuştur. Anılan şerh kanunun aradığı, nitelikte bir şerh olmadığı gibi, arsanın satışı ya da kat karşılığı verilmesinin şirket ve ortaklara aleyhine bir durum yarattığı dava sırasında ortaya konulamamış, satışı ya da kat karşılığı verilmesine konu taşınmaz arsa niteliğinde olduğundan, şirketin işletme konusunu yerine getirmesini engelleyecek sonuç doğurmayacaktır. Yasal düzenlemeler ile ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırılık bulunmamaktadır.
TTK 446. maddesi (b) bendinde ” Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın, Çağrının usulüne göre yapılmadığını, Gündemin gereği gibi ilân edilmediğini, Genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, Genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ileri süren pay sahipleri, genel kurul kararlarının iptali davası açabilecektir. ” düzenlenmiştir. Bu madde kapsamında davacıların ileri sürdüğü iddialarıyla ve butlan sebeplerinin varlığı yönünden resen yapılan inceleme neticesinde; toplantı ilanının Ticaret Sicil Memurluğunca zamanında yayınlanamadığından,06.11.2017 tarihinde gerçekleştirilmesi planlanan toplantının 15.11.2017 tarihine kaydırıldığı, ertelenen tarihin şirket ortaklarına bildirildiği ve ortakların tamamının toplantıya katılmasının sağlandığı anlaşılmakla, şirket ortaklarına iki ayrı davetiye gönderilerek farklı tarihlerde genel kurul toplantısı yapılacağının bildirilmesinde, usulsüz bir çağrı durumundan bahsedilemeyecektir. Davalı şirketin mali konularda danışmanlığını yapan Yeminli Mali Müşavir ile Muhasebecinin genel kurul toplantısına ortak kabul edilerek katılmadıkları, şirket ortaklarının bilgilendirilmesi amacıyla toplantı salonunda bulundukları, yaşanan tartışmanın alınan kararlara ve oylamaya bir etkisinin bulunmadığı ve ortak olmayan bu kişilerin oylamaya dahil edilmediği anlaşılmakla, yetkisiz kişilerin toplantıya katılarak oy kullanma durumu söz konusu olmadığından, iptal ve butlan sebebi oluşmamıştır. Toplantı öncesi şirket yöneticisi olan ….’ın şirket merkezinde defterlerin inceleme yapmasının engellendiğinin ileri sürülmemiş olup, toplantı öncesi şirkete gönderilen ve tebliği edilemeyen ihtarname içeriği ve yasal düzenlemelere göre, iptal ve butlan sebebi de oluşmamıştır. Divan Başkanının muhalif gruba da söz vererek sorulan hususları tutanağa geçirdiği ve tarafsız davranmadığına ilişkin bir husus bulunmadığı tespit edilmiş olup, Divan Başkanının tarafsız davranarak alınan kararlara bir etkisinin bulunduğu da davacı tarafça ispatlanamamıştır.. Vekaletnamelerde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Alınan kararların, toplantı ve karar nisabına uygun olarak alınmasına, iyi niyete ve dürüstlüğe, yasa ve ana sözleşmeye aykırılık söz konusu olmamasına göre, iptal ve butlan şartları oluşmamıştır.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılar yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL’den peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 23,40 TL’nin davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacıların yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.09.12.2021