Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2069 E. 2022/705 K. 09.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2069
KARAR NO : 2022/705

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2019
NUMARASI : 2016/193 Esas 2019/148 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 09.05.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 09.05.2022

İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.02.2019 tarih 2016/193 Esas 2019/148 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 21.11.2015 tarihinde, müvekkili şirkete ait ve dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile dava dışı …’ın maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı araçların maddi hasarlı trafik kazasına karıştıklarını, müvekkili şirkete ait … plakalı aracın davalı şirket tarafından kosko sigorta poliçesi ile sigortalandığını, müvekkilinin davalıya hasarı ihbar ettiğini, hasar dosyası açıldığını, hazırlanan eksper raporunda araçta KDV dahil 94.687,00 TL hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini, ancak davalı şirketin zararı ödemediğini iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL hasar bedelinin 13.01.2016 temerrüt tarihi itibarıyla avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 21.11.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 90.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, aracın hasarsız hali ile kazanın uyumsuz olduğunu, kaza yeri fotoğrafı ve aracın hasarlı hali fotoğrafı, oto kurtarıcı faturası olmaması nedeniyle kazanın beyan edilen oluşa uygun olmadığını, hasarın ağır hasar olduğu, arkadan çarpma ile bu kadar hasarın meydana gelmeyeceğini, atanan eksperin aracı inceleyemediğini, karşı tarafın aracı göstermediğini, yapılan onarım maliyetinin oluşa uygunluğunun ve onarım sırasında yerinde denetim imkanının engellendiğini, gereceğe aykırı beyanla tazminat istendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, kusur ve tazminat yönünden bilirkişi heyetinden rapor alındığı, itirazlar doğrultusunda Adli Tıp Kurumundan yeniden rapor alındığı, alınan her iki raporda da dava dışı sürücü …’ın kusursuz olduğu, davalı sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsü dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın %100 asli ve tam kusurlu olduğu, gerek mahkemece alınan bilirkişi heyet raporunda, gerekse adli tıp kurumu trafik ihtisas dairesinin raporunda hasar miktarının 94.687,22 TL olarak belirtildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 90.000,00 TL hasar tazminatının 13.01.2016 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :Davalı vekili, hasarın müvekkili şirketie ihbar edilerek araç üstünde ekspertiz yapılmasına imkan tanınmadığını, anlaşmalı kaza tutanağında bahsedilen yerde böyle bir kazanın gerçekleştiğini ortaya koyan olay yeri resimleri, hareket kabiliyeti olmayan aracın olay yerinden çekildiğine dair çekici faturası, aracın tamirhaneye geldiğinde hasarlı halini gösteren ve tamirhanede yapılan onarım aşamalarını gösteren fotoğraflara delil olarak dayanmalarına rağmen bu belge ve fotoğrafların davacı tarafça ve ilgili tamirhane tarafından sunulamadığını, kaza tutanağının iki kişi arasında her şekilde ve zamanda gerçekte böyle bir kaza olmamış olsa bile hazırlanabilecek bir evrak olduğunu, davacının bilgi verme ve araştırma yapılmasına izin verme yükümlülüğüne uymadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, kasko poliçesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 1409/1 maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, aynı maddenin 2. fıkrası hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. (HGK 10.12.1997 gün 1997/11-772-1043, HGK 16.12.1998 gün 1998/11-872-905, HGK 22.12.2010 gün 2010/17-655-688 sayılı ilamları). Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı Kasko Poliçesi Genel Şartlarının 1.5. maddesi ve TTK’nın 1446/2 maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminatı içinde imiş gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanırsa ispat yükü yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat yükü sigortalıya geçer.
Yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda somut olayda; davalı sigorta şirketi beyan edilen kaza ile davacıya ait araçta oluşan hasarın uyumsuz olduğunu, kazanın ihbar edilen yerde ve şekilde gerçekleşmediğini, gerçeğe aykırı beyanla tazminat talep edildiğini, aracın atanan ekspere gösterilmeden onarımının yaptırıldığını, bu nedenle hasarın teminat dışı kaldığını savunmuş ise de, mahkemece bir trafik bilirkişi ve bir otomotiv uzmanı öğretim üyesi bilirkişiden oluşan heyetten alınan bilirkişi raporunda ve bu rapora itiraz üzerine Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan bilirkişi raporunda, duran bir araca arkadan çarpan bir araçta bu tür ağır hasarın alınmasının teknik olarak imkan dahilinde olduğu, zararın gerçekçi olmadığı ve teminat dışı olduğuna dair dosyada somut delil bulunmadığı, bu nedenle kaza ile hasarın uyumlu olduğu, belirlenen yedek parça ve işçilik ücretlerinin davaya konu aracın markasına göre piyasa şartlarına uygun değerler olduğu açıklanmış olup, sigortalı araçta belirtilen kaza nedeniyle bir hasarın olduğu sabit olduğu gibi rizikonun gerçekleşme şeklinin kasten ve iyiniyet kurallarına aykırı olarak bildirildiği ve rizikonun ihbar edilenden farklı bir şekilde kazanın teminat dışı olacak şekilde gerçekleştiği hususlarının davalı sigorta şirketi tarafından somut delillerle ispat edilemediği kanaatine ulaşılmakla; dava konusu hasarın kasko sigortası teminatı kapsamında kaldığı kabul edilerek davanın kabulüne dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin bu hususa yönelik istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Bu durumda istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 6.147,90 TL’den peşin alınan 1.581,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 4.566,50 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.09.05.2022