Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2061 E. 2022/629 K. 15.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2061
KARAR NO : 2022/629

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02.04.2019
NUMARASI : 2016/318 E. 2019/458 K.
DAVANIN KONUSU : Destek Tazminatı ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 15.04.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15.04.2022

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 02.04.2019 gün ve 2016/318 E. 2019/458 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 23.11.2015 tarihinde davalıların sürücüsü ve ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın davacıların eşi ve babası olan murisine çarpması sonucu desteğin hayatını kaybettiğini, davalı aleyhine açılan ceza davasının derdest olduğunu, desteğin eşinin ev hanımı olduğunu, maddi ve manevi olarak destekten yoksun kaldığını, davacı çocuklarının da babalarının ölümü ile manevi olarak zarara uğradıklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacı eş … için 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile her bir davacı 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, müvekkiline ait kazaya karışan aracın … Genel Sigorta’ya zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, kasko poliçesini düzenleyen davalı …’a yanlışlıkla dava açıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … A.Ş vekili, davacının başvuru şartını yerine getirmediğini, davaya konu aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinin … Sigorta tarafından yapıldığını, bu nedenle herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığını, ancak müvekkili tarafından davalı aracının kasko poliçesi ile teminat altına alındığını, bu nedenlerle ancak ZMM sorumluluğunu aşan kısımdan sorumlu olduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı sigorta şirketinin ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçesi 30.000,00 TL teminat limiti ile manevi tazminattan sorumlu olduğu, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün %30 oranında kusurlu olduğu, davacıların desteği olan müteveffa yayanın %70 oranında kusurlu olduğu, ZMM sigortacısı … Sigorta tarafından yapılan ödeme güncellendiğinde ve kusur durumu da dikkate alındığında davacıların isteyebileceği bir tazminat miktarının bulunmadığı, zaten istenebilecek tazminat olsaydı dahi … sigorta’ya karşı dava açılması gerekeceği, kasko sigortacısı olan davalıya ancak ZMM teminat miktarını aşan durumlarda başvurulabileceği, teminat limitini aşan bir durum da bulunmadığı, kazanın meydana geliş şekli, ekonomik ve sosyal duruma ilişkin belgeler ile birlikte değerlendirildiğinde, müteveffanın eşi ve çocukları olan davacıları zenginleştirmeyecek ölçüde manevi tazminat takdir edildiği gerekçesiyle maddi tazminat davasının reddine, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile her bir davacı için takdiren 8.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 24.000,00TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacılar vekili, maddi tazminat davasının davanın reddine ve davacılar aleyhine 2.725,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesine itiraz ettiklerini, müteveffanın kusuruna göre, davacı eşine 21.425,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatı ödendiğini, bilirkişi rapor tarihine göre eşin destek tazminatının 25.400,00-TL olarak hesaplandığını, 16.11.2017 tarihli dilekçesinde “Trafik kazası yapan Davalı …’ a ait olan… Plakalı aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası … Sigorta A.Ş tarafından davacıya 21.425,85-TL ödeme yapılmıştır.” şeklinde beyanda bulunduklarını, sigorta tarafından 05.11.2016 tarihinde müvekkili …’e ödeme yapıldığını, dava tarihi olan 09.02.2016 tarihinden sonra davalı sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmış olup, alacağından ve buna bağlı olarak maddi tazminat davasından vazgeçmenin söz konusu olmadığını, bu nedenle maddi tazminat yönünden davanın reddedilerek, müvekkilleri aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde olmadığını, HMK. 331/1.maddesi ”Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” şeklinde olup dava konusu edilen miktarın davalı sigorta tarafından dava açıldıktan sonra ödendiğini, dolayısıyla davanın açılmasına davalı sebep olduğundan davacılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ve davalıların yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiğini, her bir davacı için 8.000,00 TL. toplam 24.000,00 TL manevi tazminat miktarının düşük kaldığını, davacıların eş ve babalarını kaybettiğini, müteveffanın 69 yaşında, eşinin kaza tarihinde 59 yaşında olduğunu, eşinin yalnız kaldığını, müvekkillerinin acı çektiğini, manevi açıdan yıprandıklarını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını, maddi tazminat talebin konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına şeklinde düzeltilmesini, lehine mahkeme masrafı ve vekalet ücreti hükmedilmesini, manevi tazminat miktarının artırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, destek tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle maddi tazminat davasının reddine, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile her bir davacı için takdiren 8.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 24.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihiden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
HMK 331/1 maddesinde ” Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” hükmü bulunmaktadır.
Eldeki davada, desteğe çarpan aracın sürücüsü ile ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı olan … Sigorta A.Ş aleyhine dava açılmış, desteğe çarpan aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı ihbar olunan … Sigorta A.Ş tarafından 02.11.2016 tarihinde davacı eşe 21.425,85 TL destek tazminatı ödenmiştir. Mahkemece alınan aktüer bilirkişi raporunda zmms sigortacısı tarafından yapılan bu ödeme güncellenip düşüldükten sonra davacı eşin destek tazminatı alacağının kalmadığı belirtilmiş olup, ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı olan davalı … Sigorta A.Ş’nin sorumlu olduğu miktar bulunmadığından ve dava tarihinden sonraki ödeme davalı tarafından değil ihbar olunan … Sigorta A.Ş tarafından yapıldığından davacının maddi tazminat davasında haklı olmadığı ve davanın konusuz kalmadığı anlaşılmakla; mahkemece maddi tazminat davasının reddine karar verilmesinde ve davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenle davacılar vekilinin davanın konusuz kaldığına ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Davacılar vekilinin mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğuna yönelik istinaf itirazlarının incelenmesine gelince;
Manevi tazminat; ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayan kişinin çektiği acıyı, duyduğu elem ve üzüntüyü bir nebze olsa da dindiren, zarara uğratan olay nedeniyle oluşan ruhsal tahribatı onarmaya yarayan bir araçtır. Manevi tazminatın kapsam ve miktarını takdir hakkı kural olarak hakime aittir. Hakim, manevi tazminatı hak ve nesafete uygun olarak belirlemeli, bu belirlemede hukuk kurallarının yanında tarafların sosyal, ekonomik ve moral yapısı ile özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Manevi tazminat olarak takdir edilecek tutar manevi acıları kısmen de olsa gidermesinin yanında kamuoyu ve sosyal vicdanda da kabul görmeli ve zarar gören açısından da bir zenginleşme aracı olmamalıdır. Somut uyuşmazlıkta, ölen desteğin 1946 doğumlu olup kazanın gerçekleştiği 23.11.2015 tarihinde 69 yaşında olduğu, kazada davacı …’nin eşini diğer davacıların babalarını kaybettiği, desteğin çocukları olan davacıların evli olup ölen babaları ile birlikte yaşamadıkları, kazanın kaza sırasında yaya konumunda olan ölen desteğin % 70 oranında asli kusuruyla ve davalı sürücünün % 30 oranında kusuru ile meydana geldiği anlaşılmaktadır. Kazanın oluş şekli, 23.11.2015 olan kaza tarihi, tarafların kusur durumu, tarafların ekonomik sosyal koşulları dikkate alındığında mahkemece davacı eş ve çocuklar için takdir edilen 8.000,00’er TL manevi tazminat makul ve ılımlı bulunmuş olmakla; davacılar vekilinin istinaf itirazları haklı bulunmamış ve mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılar yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL’nin davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacıların yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.