Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/206 E. 2022/288 K. 18.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/206
KARAR NO : 2022/288

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/10/2018
NUMARASI : 2017/2 Esas 2018/467 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 18.02.2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 18.02.2022

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 31.10.2018 tarih 2017/2 Esas 2018/467 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, davalı …’ün ortaöğretim kurumlarının finansını kendilerinin sağlayacağını söylemesi üzerine davalı şirkette …’e %90,5, davacıya %9,5 hisse verildiğini, 13/08/2015 tarihli toplantıda …’ün yönetim kurulu başkanı seçildiğini, ortaklık kurulduktan sonra “…” markasının kullanılamayacağı ve davalının da İngiltere’de bir futbol kulübü olan bu marka üzerinde hak sahibi olmadığı hususlarının ortaya çıktığını, müvekkilinin bu şekilde yanılgıya uğratılarak %100 sahibi olduğu okullarında hissesinin %9,5 düşürüldüğünü, davalının müvekkilinin imzasını taklit etmek suretiyle bir takım kararları İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğüne tescil ettirdiğini ve belgede sahtecilik suçu işlediğini, bu hususta Karşıyaka C.Başsavcılığının 2016/18834 sayılı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, ortaya çıkmasını engellemek amacıyla da şirket defter kayıtlarını bilerek ve isteyerek suya attığını, bundan sonra da defterlerin zayi olduğundan bahisle 2016/656 E.sayılı dosyası ile zayi davası açtığını, müvekkilinin abonesi olduğu 3 adet telefonun şirket tarafından kullanılmasına rağmen faturaları ödenmediğinden Bingöl 1.İcra Müdürlüğünün 2016/2000 E.sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve 657,79 TL borcun müvekkili tarafından ödendiğini, … Şubesinin 2 aylık kira bedelinin ödenmediğini, kira sözleşmesinin müvekkilinin adına olduğunu ve malik tarafından müvekkiline ihtarname çekildiğini, müvekkilinin adına olan … plaka sayılı aracın 54.600,00 TL’sına satılarak paranın elden davalıya teslim edilmesine rağmen bu paranın müvekkiline ödenmediğini, …’a 225.000,00 TL bedelle devredilen anaokulunun devir bedelinin halen şirket hesaplarına geçirilmediğini, …’dan francheise bedeli olarak … tarafından elden alınan 50.000,00 TL sının marka sahibi olarak müvekkiline ödenmediğini, … Şubesi ana okulunun müvekkilinin bilgisi ve izni olmaksızın boşaltıldığını, 137.633,00 TL değerindeki demirbaşların götürüldüğünü, öğretmenlerin işten çıkartıldığını, oysa müvekkilinin kurucu temsilci olduğu için işe alım ve çıkarmalardan müvekkilinin izni ve bilgisi olması gerektiğini, ayrıca 137.633,00 TL tutarındaki demirbaşların satış faturasının kesilmesi ve bedelinin şirket hesaplarına geçirilmesi gerektiğini, ortaklığın kuruluşundan itibaren müvekkiline kar payı ödenmediğini ileri sürerek davalı …’ün şirket müdürlüğü görevinin kaldırılmasına, müvekkilinin şirkete müdür olarak atanmasına, Bingöl 1.İcra Müdürlüğünün 2016/2000 E.sayılı dosya borcu 657,79 TL’nin ödeme tarihinden itibaren, aracın 54.600,00 TL satış bedelinin satış tarihinden itibaren, …’dan francheise bedeli olarak … tarafından alınan 50,000,00 TL nin ödeme tarihinden itibaren, müvekkilinin şirket ortaklığından kaynaklanan kar payının tespiti ile fazlaya ilişkin kar payı haklı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL alacağın dava tarihinden olmak üzere toplam 115.257,79 TL alacağın avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 225.000,00 TL devir bedelinin 137.633,00 TL değerindeki demirbaşların satış faturası ve bedelinin … tarafından şirket hesaplarına geçirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı vekili, anonim şirket yönetim kurulu başkanının azli hususunda mahkemenin herhangi bir yetkisinin bulunmadığını, taraflar arasındaki ilk anlaşma ile davacının ekonomik olarak zor durumda olup borçlarını ödeyemediği ve sadece 475.000,00 TL’lik SGK borcunun ödenmesi karşılığında %50 hissesini devir edeceğinin kararlaştırıp devrin sağlandığını, ancak sonrasında davacının eksik bilgi verdiğinin anlaşıldığını, son 2 yıla ait ödenmemiş SGK borçlarının, son 9 aya ait ödenmemiş vergi borçlarının, son 5 aya ait ödenmemiş kira borçlarının, İZTO ‘ya ait ödenmemiş sicil harçları ve personel maaşlarının olduğunun öğrenildiğini, bu ödemelerin de müvekkilinden talep edilmesi üzerine şirket hisselerinin %90,50’lik kısmının müvekkili …’e devredilmesi koşulu ile ödemelerin müvekkili … tarafından yapıldığını ve bunun üzerine davacının hisselerinin %90,50 lik kısmını müvekkiline devrettiğini, 13.08.2015 tarihinde alınan karar ile …’ün yönetim kurulu başkanı seçildiğini, şirket genel kurul toplantıları ve ortaklar kurulu toplantılarının kararlarının tamamının davacının katılımı ile alındığını ve taraflarca imza altına alındığını, 24/08/2016 tarihli genel kurul toplantısının da diğer genel kurullar gibi davacının katılımı ile yapıldığını ve bizzat davacı tarafından imza altına alındığını, kaldı ki alınan kararın şirket faaliyet konusuna “kreş, gündüz bakımevi” ibarelerinin eklenmesi ile ne davacı ne de müvekkilinin leh veya aleyhine bir durum oluşmadığını, davacı tarafından belirtilen GSM faturalarının şirketle ve … ile bir alakasının ve dolayısıyla müvekkillerinin sorumluluklarının bulunmadığını, belirtilen aracın … ile bir alakasının olmadığını, aracın davacı adına kayıtlı olduğunu ve tasarruf yetkisinin kendisine ait olduğunu, dolayısıyla müvekkillerinin sorumluluklarının bulunmadığını, … Anaokulları … Şubesinin …’a devir işleminden sonra elde edilen 225.000,00 TL’sının 22.500,00 TL’lik bölümünün 22.01.2016 tarihinde …’nun … … Şubesinde kayıtlı bulunan banka hesabına havale edildiğini, bakiyenin ise mevcut kira borçları, personel maaşları vs okul giderleri için kullanıldığını, bakiye paranın bu giderleri dahi karşılamadığını, 22.01.2016 tarihinde davalı şirket adına kayıtlı bulunan banka hesabına müvekkili tarafından 103.000,00 TL ek para yatırıldığını, francheise bedeli olarak ödenen 50.000,00 TLnin davalı şirket adına kayıtlı bulunan banka hesabına müvekkili tarafından yatırıldığını, … Şubesinin yeterli sayıda kayıt almaması, binanın ciddi anlamda tadilat gerektirmesi ve şirketin bu giderleri artık karşılayacak gücünün olmaması nedeniyle kapatıldığını ve içerisinde yer alan demirbaşların da aynı ünvan altındaki … ve … Şubelerine aktarıldığını, davacının kendisine ait markayı kullanan şirkete bağlı bulunan anaokullarını sürekli olarak öğrenci velilerine sair yollardan kötüleyip marka ve kurum itibarını zedelediğini, şirketin kurulduğundan beri hiç bir zaman kar etmediğini, sürekli zarar ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı …’ün, diğer davalı … ‘nin yönetim kurulu üyesi olduğu, 6102 sayılı TTK’nun 364.madde hükmü uyarınca yönetim kurulu üyelerini görevden alma yetkisinin genel kurula ait olduğu, aynı Kanunun 408.madde hükmüne göre, genel kurulun kendisine ait bu yetkiyi başka bir kişi ve organa devretmesinin mümkün olmadığı, anonim şirket ortaklarının, yöneticilerin görevden alınmasını dava konusu edemeyecekleri, anonim şirketin yönetim kurulu üyesi olan …’ün yönetim kurulu üyeliği görevinden azlinin istenemeyeceği,Bingöl 1.İcra Müdürlüğünün 2016/2000 E.sayılı 657,79 TL dosya borcu ile ilgili olarak, uyuşmazlığa konu telefon hattının şirket tarafından kullanılıp kullanılmadığının şirket defter kayıtlarından belirlenemediği, davacı tarafın bu iddiasını ispat edemediği, … plakalı aracın 54.600,00 TL satış bedeli ile ilgili olarak şirket kayıtlarında 254 Taşıtlar Hesabına rastlanılmadığı, dolayısıyla … plaka sayılı aracın satış kaydına rastlanmadığı, buna göre araç bedelinin şirket kasasına girdiği yönünde bir kayıt bulunmadığı, iddianın davacı tarafından ispatlanamadığı,…’dan francheise bedeli olarak alınan 50.000,00 TL ye ilişkin olarak …-… ünvanı ile kurulmuş olan işletmenin tür değiştirme yoluyla anonim şirket haline geldiği, şirket defter kayıtlarında … ismine rastlanmadığı, 02/05/2016 tarihinde 10.000,00 TL, 30/06/2016 tarihinde 15.000,00 TL, 11/07/2016 tarihinde 30.000,00 TL, 13.07.2016 tarihinde 5.000,00 TL olmak üzere 60.000,00 TL sermaye artışı açıklamalı paranın (ortaklardan alacaklar/… hesabından) … … Şubesi hesabına yatırıldığı, … denilen şahıstan 50.000,00 TL alındığı, bu tutarın şirkete ait olmasına rağmen … tarafından şirkete ödünç verilmiş gibi gösterildiği, …’ün aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olması nedeniyle bu eylemininTTK 553.maddesi çerçevesinde hukuki sorumluluğuna neden olacağı, ancak bu durumda elde edilen tazminatın şirkete verilmesi için dava açılması gerekitiği, davacı ortağın paranın doğrudan kendisine verilmesi yönünde talepte bulunduğu, kar payının tespiti ve ödenmesi talebine ilişkin olarak, karın tespiti ve dağıtılması hususlarında karar verme yetkisinin münhasıran anonim şirket genel kuruluna ait olduğu, pay sahibinin esas itibariyle mahkemeye başvurarak karın dağıtılmasını talep etme hakkı bulunmadığı, davacı ortağın şirketin elde etmiş olduğu karın belirlenmesini ve bunun kendisine ödenmesi şeklinde bir talepte bulunmasının mümkün olmadığı, 24/08/2016 tarihli genel kurul toplantı tutanağındaki imzanın … tarafından atılmadığı ve bu nedenle davalı … hakkında iddianame hazırlandığı ve Karşıyaka 3.Asliye Ceza Mahkemesinde dava açıldığı belirgin ise de, 24/08/2016 tarihli genel kurulda alınan kararların eldeki davada talep edilen kalemlerle bir bağlantısının bulunmadığı, …’dan alınan 225.000,00 TL devir bedelinin, 137.633,00 TL değerindeki demirbaşların satış faturası ve bedelinin … tarafından şirket hesaplarına geçirilmesi yönünde talepte bulunulmuş ise de, kesin süre tanınmasına rağmen bu talepler ile ilgili olarak harç yatırılmadığından ve usulüne uygun açılmış dava bulunmadığından bu talep ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmmesi gerektiği gerekçesiyle davalı …’ün şirket müdürlüğü görevinin kaldırılması, davacının şirkete müdür olarak atanmasına ilişkin davanın reddine, Bingöl 1.İcra Müdürlüğünün 2016/2000 E.sayılı dosya borcu 657,79 TL, davacı adına olduğu iddia edilen … plaka sayılı aracın 54.600,00 TL satış bedeli, …’dan francheise bedeli olarak … tarafından alınan 50,000,00 TL, kar payı alacağı 10.000,00 TL olmak üzere toplam 115.257,79 TL alacağın tahsiline ilişkin davanın reddine, …’dan alınan 225.000,00 TL devir bedelinin, 137.633,00 TL değerindeki demirbaşların bedelinin … tarafından şirket hesaplarına geçirilmesi talebi hususunda harçlandırılmış ve usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından bu talepler hakkında herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili, bilirkişi heyeti raporunda mahkemenin görevine giren konularda hukuki değerlendirmelerde bulunulduğunu, ayrıca maddi hata yapıldığını, … ‘nun devir bedeli olan 225.000,00 TL ‘nin davalı … tarafından şirket hesaplarına geçirilmediğini, bu sebeple devir bedelinin geçirilmesi gerektiği yönünde davada talebinin bulunduğunu, davalının cevap dilekçesinde devir bedelinin 225.000,00 TL olduğunu kabul ve ikrar ettiğini, müvekkilinin bu talebine ilişkin hesaplanan harcı yatırmakta zorlandığını, 50.000,00 TL olan okulun isim hakkı bedelinin davalı tarafından tahsil edildiğini, bu bedelin tamamen müvekkiline ödenmesi gereken bir bedel olduğunu, şirketin defter ve kayıtlarında 50.000,00 TL bedelin davalı … tarafından zimmete geçirildiği ve bilahare şirkete ödünç verilmiş gibi gösterilerek hesaplara aktarıldığının sabit olduğunu, … olan ismin müvekkili tarafından marka tescil belgesi ile tescil edilmesi nedeniyle bu hakkın münhasıran müvekkiline ait olduğunu, bu ismi kullanmak üzere devir bedelinin tamamen müvekkilinin kendisine ödenmesi gerektiğini, bilirkişi raporunda bu hususun sabit olduğunu, bilirkişilerin marka hakkı için olan 50.000,00 TL talebi yanlış değerlendirdiğini, maddi hata yaparak, 225.000,00 TL devir bedeli ile karıştırdığını, bu hususta 50.000,00 TL ‘nin şirket hesaplarına aktarılması için ayrıca dava açılması gerektiğini belirttiklerini, davalının dahi devir bedelini 225.000,00 TL olduğunu kabul ettiğini, sözleşmede bu hususun açıkça belirtildiğini, bilirkişilerin yaptığı bu maddi hata düzeltilmeden raporun hükme esas alındığını, mahkemece müvekkilinin marka hakkına yönelik 50.000,00 TL talebinin sadece devir bedeli gibi değerlendirilip davalının zimmetine geçtiği kabul edildiği halde şirkete aktarılması için harç yatırılmadığı gerekçesi ile hatalı karar verildiğini, müvekkilinin şahıs şirketi olduğu dönemde okul çalışanlarının kullanımı için aldığı telefon hatlarının okula ait olup olmadığı hususunda tespiti yapılamadığının bildirildiğini, şirketin anonim şirkete dönüşmesinden sonra tüm demirbaşlar vs. menkullerin, telefonların şirkette kalmaya devam ettiğini, bu hatlara ilişkin görüşme ayrıntılarının celbi ile bu telefon hatlarının şirket çalışanları tarafından şirket işleri için kullanıldığının görüleceğini, sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde ödenen telefon kullanım bedellerinin müvekkiline iadesi gerektiğini, aracın satış belgelerinin dosyaya sunulduğunu, ancak şirket hesaplarına aktarılmadığının görüldüğünü, davalı … ‘ün şirkete karşı sadece sahtecilik suçunu işlemekle kalmayıp şirkete ait okul devir bedeli, araç satış bedeli ve kapanan okulun demirbaş bedellerini zimmetine geçirdiğini, dosyaya sundukları uzman raporunda davalı … ‘ın şirket defterlerini bilerek ve defalarca farklı sayfaları açıp suya attığı, eli ile imzaları silmek sureti ile sahte imzaları yok etmeye çalıştığı sadece sahte imzalı sayfaların tahrif edildiği diğer sayfaların sudan zarar görmediği ve mevcut hasarın suya düşme ile bağdaşmadığının tespit edildiğini, sadece davalının silmeyi unuttuğu tek imzanın incelendiğini ve bu imzanın da sahte olduğunun ortaya çıktığını, şirkete karşı suç işleyen bu şahsın şirkete ve müvekkiline karşı verdiği zararlardan sorumlu tutulması gerektiğini, istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE :Dava, anonim şirket müdürünün görevinin kaldırılması, telefon kullanım borcu, aracın satış bedeli, francheise bedeli ile kar payı alacağının tahsili, devir bedeli ile demirbaşların bedelinin şirket hesaplarına geçirilmesi istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davalının şirket müdürlüğü görevinin kaldırılması ve davacının şirkete müdür olarak atanmasına ilişkin davanın reddine, telefon kullanım borcu, aracın satış bedeli, francheise bedeli ile kar payı alacağının tahsiline ilişkin davanın reddine, ana okulu devir bedeli ile demirbaşların bedelinin şirket hesaplarına geçirilmesine ilişkin talepler hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesinde; davacı adına kayıtlı üç adet telefon hattının davalı şirket tarafından kullanıldığına ilişkin davalı şirket defterlerinde bir kayıt bulunmadığı, bu telefon hatlarının davalı şirket için ve davalı şirket çalışanları tarafından kullanılıp kullanılmadığının şirket defter kayıtlarından belirlenemediği, davacı tarafın bu iddiasını ispat edemediği, davacı adına kayıtlı … plakalı aracın satışı ile ilgili şirket defterlerinde de bir kayıt bulunmadığı, araç satış bedelinin şirket kasasına girdiği yönünde bir kayıt bulunmadığı, davacı adına kayıtlı bu aracın İzmir 18.Noterlğinin 19.08.2015 tarih 13150 yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile davacının kendisi tarafından satıldığı ve sözleşmede satıcı davacı tarafından araç satış bedelinin tamamen alındığının belirtildiği, araç satış bedelinin davalı tarafından alındığına ilişkin herhangi bir belge dahi ibraz edilemediği, bu iddianın da davacı tarafından ispatlanamadığı, … ana okulunun devri nedeniyle francheise bedeli olarak alınan 50.000,00 TL ye ilişkin olarak şirket defterlerinde herhangi bir kayıt bulunmadığı, davacı adına tescilli 22.10.2009 tarihli … Anaokulu markası bulunmakta ise de tarafların ortak olduğu davalı şirket bünyesinde faaliyet gösteren ve devredilen … Ana okulunun devri nedeniyle francheise bedeli olarak alınan 50.000,00 TL’nin davacıya ait olacağına dair belge ya da sözleşme sunulmadığı, davacı tarafından markasının davalı şirkete ve şirket bünyesindeki okullar için kullandırıldığı, tarafların ortak oldukları şirket için şirket bünyesinde faaliyet gösteren ana okulun devri nedeniyle alınan francheise bedelinin davacının tamamen kendisine ait olduğunu ileri sürmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, francheise bedelinin davalı … tarafından şirkete borç verilmiş gibi gösterilerek davalı şirketin hesabına yatırıldığı, davalı … tarafından şirkete ödünç verilmiş gibi gösterilmesi ve …’ün aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olması nedeniyle bu eyleminin TTK 553.maddesi çerçevesinde hukuki sorumluluğuna neden olacağı, ancak bu durumda elde edilen tazminatın şirkete verilmesi için dava açılması gerektiği, davacı ortağın bu paranın doğrudan kendisine verilmesi yönünde talepte bulunduğu, böylece davacının telefon kullanım borcu, aracın satış bedeli ve francheise bedeli ile ilgili iddialarını ispat edemediği sonucuna varılmakla; mahkemece bu taleplere ilişkin davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Davacı tarafça 225.000,00 TL okulun devir bedelinin, 137.633,00 TL değerindeki demirbaşların satış faturası ve bedelinin davalı … tarafından şirket hesaplarına geçirilmesi yönünde talepte bulunulmuş ise de, kesin süre tanınmasına rağmen bu talepler ile ilgili olarak harç yatırılmadığından mahkemece bu talepler ile ilgili davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmekte ise de; istinafa gelenin sıfatı da gözetilerek bu talepler hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi sonuca etkili bulunmadığından kararın bu nedenle kaldırılmasına gerek görülmemiş, davacı vekilinin bu taleplere yönelik istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’nin davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 18.02.2022