Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2053 E. 2022/718 K. 09.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2053
KARAR NO : 2022/718

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17.04.2019
NUMARASI : 2016/441 E. 2019/434 K.
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 09.05.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 09.05.2022

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17.04.2019 tarih 2016/441 E. 2019/434 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkillerinin davalının sigortalısı olan dava dışı … Bank A.Ş’de hesapları bulunduğunu, dava dışı bankanın ve davalı … şirketinin dava dışı bankanın Kemeraltı Şubesinde bir takım hesaplar arasında para aktarımı yapıldığı iddiasıyla müvekkili ve dava dışı kişiler hakkında zimmet suçundan şikayetçi olduğunu, müvekkilleri hakkında şüpheli olarak soruşturma başlatıldığını, müvekkili …’in haksız yere 03.03.2001- 22.10.2001 tarihine kadar tutuklu kaldığını, müvekkilinin tutukluluk süreci içerisindeyken içine sokulduğu psikolojik ve fiili durumdan kurtulabilmek için müvekkili … tarafından 46.317,89 TL, müvekkili … tarafından 1.379,99 TL’nin davalı … şirketine ödendiğini, davalı … tarafından müvekkilleri ve dava dışı …. aleyhine İzmir 1. İş Mahkemesine dava açıldığını, bu sırada müvekkillerinin manevi yük ve cebri icra baskısı altında toplamda 75.000,00TL daha ödeme yapmak zorunda kaldıklarını, bu dosyanın görevsilik kararı sonrası İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiğini, bu mahkemenin 2013/197E, 2015/286K sayılı kararı ile müvekkilleri hakkındaki davanın atiye bırakılması nedeniyle yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, ceza mahkemesince yapılan yargılama sonucunda İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 04.06.2013 tarih 2011/296E, 2013/179 K sayılı kararı ile müvekkillerinin üzerine atılı suçun sabit olmadığından ayrı ayrı beraatlerine karar verildiğini, bu şekilde müvekkillerinin hesaplarına yatan ve çekilen paralardan haberi olmadığı, talimatlarının, imzalarının olmadığı ve müvekkilerinin davalıya bir borcu olmadığının ortaya çıktığını, ceza mahkemesi kararı temyiz edilmemekle kesinleştiğini, bu şekilde davalının müvekkillerinden ceza ve cebri icra tehdidi altında para tahsil ettiğini ileri sürerek müvekkilinden haksız olarak tahsil edilen toplam 122.696,89 TL’nin her bir ödeme için ayrı ayrı ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, cevap süresi içinde verdiği süre uzatım dilekçesinde ve cevap süresinin uzatılması üzerine verdiği cevap dilekçesinde zamanaşımı def’inde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, TBK 82. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiği, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 04.06.2013 tarih 2016/296 E, 2013/179 K sayılı kararının 12.06.2013 tarihinde kesinleştiğinden bu davanın açıldığı 04.04.2016 tarihine kadar 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacılar vekili, dava dilekçesini tekrar ederek dava konusu borcun ne sebepsiz zenginleşme ne de istirdat davası olduğunu, dava konusu borcun kaynağının sigorta sözleşmesi olduğu için 10 yıllık zamanaşımının uygulanması gerektiğini, davalı … ile dava dışı banka arasında akdedilmiş sigorta sözleşmesi gereği davalı … müvekkili davalıdan bedel tahsilinde bulunma hakkı elde ettiğini, sigorta sözleşmesi bulunmaması halinde davalı sigortanın müvekkilinde bir bedel tahsili yoluna gidilemeyeceğini, BK’nın 147. maddesi kapsamında her alacağın on yılda zamanaşına uğrayacağının düzenlendiğini, genel zamanaşımının uygulanması gerektiğini istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. TBK’nın 82/1. maddesinde ” Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. ” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda davacılar vekili, davalının müvekkilinin hesaplarının bulunduğu bankanın “Emniyeti Suistimal” sigortacısı olduğunu, dava dışı banka şubesinde gerçekleşen zimmet eylemi nedeniyle davalı … tarafından ödeme yaptığını, davalının müvekkilleri hakkında da şikayette bulunması üzerine, müvekkillerinin savcılık soruşturması, ceza davası ve hukuk davasının yargılaması sırasında 2003 ile 2010 tarihleri arasında davalı sigortaya toplamda 122.000,00 TL ödediğini, ceza mahkemesince verilen beraat kararıyla müvekkillerinin suçu işlemediklerinin sabit olduğunu ileri sürerek davalıya yapılan ödemenin istirdatı isteminde bulunuştur.
Dosyadaki Yargıtay 11. HD’nin 17.06.2016 tarih 2015/15219 E, 2016/6751 K sayılı kararı incelendiğinde; davalı … şirketinin davalıların hesaplarına geçen parayı çekerek kullandıklarını ileri sürülerek dava açtığı, mahkemece davanın atiye bırakılması nedeniyle karar verilemesine yer olmadığına karar verildiği, kararın onandığı görülmüştür.
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 04.06.2013 tarih 2011/296E, 2013/179 K sayılı kararı ile davacıların zimmet suçunu işledikleri sabit olmadığından ayrır ayrı beraatlerine karar verildiği, karaını temyiz edilmeksizin 12.06.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Davalı … ile davacılar arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığı için sigorta sözleşmeleri için öngörülen zamanaşımı hükümleri uygulanamaz. Yine TBK’nın 147. maddesindeki 10 yıllık genel zamanaşımının da uygulanması mümkün değildir. Davacılar, sebepsiz yere davalı sigortaya ödeme yaptıklarını ileri sürmekle sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayanmışlardır. Mahkemece belirlendiği üzere davacıların zimmet suçunu işlemediklerine dair ceza mahkemesi kararının kesinleştiği tarihte yaptıkları ödemeyi isteme haklarının bulunduğunu öğrenmiş sayılması, buna göre ceza mahkemesi kararının kesinleştiği 12.06.2013 ile dava tarihi olan 04.04.2016 tarihi arasında TBK’nın 82. maddesindeki 2 yıllık zamanaşımının dolduğu açık olmakla davacılar vekilinin tüm istinaf itirazları haksız bulunmuştur.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılar yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 + 80,70 TL’den peşin alınan 44,40 + 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 72,60 TL’nin davacılardan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacıların yaptığı giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.09.05.2022