Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2050 E. 2022/625 K. 15.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2050
KARAR NO : 2022/625

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20.05.2019
NUMARASI : 2018/83 E. 2019/293 K.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 15.04.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15.04.2022

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20.05.2019 gün ve 2018/83 E. 2019/293 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davacı şirket tarafından 03.10.2017-2018 tarihlerini kapsar şekilde düzenlenen kasko sigorta poliçesi kapsamında dava dışı sigortalı şirkete ait aracın 05.04.2018 tarihinde İzmir Limanı Gümrüklü sahada park halinde iken limana ait vincin çarpması sonucu hasara uğradığını, yapılan inceleme sonucu dava dışı sigortalıya 9.090,38-TL ödeme yapıldığını,davacının TTK 1472. maddesi gereğince sigortalının halefi olarak haklarına sahip olduğunu,davalı tarafın olayın meydana gelmesinde kusurlu olması nedeniyle tazminat ödemekle yükümlü olduğunu, sigortalıya ödenen tazminatın tahsili amacıyla davalı hakkında İzmir 21. İcra Md.nün 2018/13646 sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalının takibe kötü niyetli olarak itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu ileri sürerek icra dosyasına haksız olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalının % 20 icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davanın ve yapılan icra takibinin haksız olduğunu, davalının davacıya borcu bulunmadığını, uyuşmazlığın idari yargının görev alanına girdiğini, adli yargının görevinde olduğu düşünülse dahi Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, esas bakımından davacının davasını ispat etmesi gerektiğini,tek taraflı düzenlenen ekspertiz raporunun kabul edilemeyeceğini, davalı idarenin kayıtlarında dava konusu olayın meydana geldiğine ilişkin bir tutanak veya tahkikat dosyası mevcut olmadığını, davalı kurumun tüm tedbirleri aldığını, hizmet kusuru bulunmadığını, limanda uyulması gereken kuralların belirtilip asıldığını, davalıya kusur izafe edilemeyeceğini,talep edilen miktarın fahiş olduğunu ve alacağın likit olmadığını savunarak davanın reddini,%20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı sigorta şirketine kasko sigortalı bulunan aracın 05/04/2018 tarihinde İzmir Limanı Gümrüklü sahada park halinde iken limana ait vincin çarması sonucu hasara uğradığına dair aracın limana yakın bir yerde çekilmiş fotoğraflarından başka kaza tespit tutanağı, kaza anında çekilmiş fotoğraf veya herhangi bir başvuruya rastlanmadığı, aracın tramer kaydında birden fazla kez hasar kaydının bulunduğu, davalı kurumdan gelen yazı cevabına göre olay gününde düzenlenmiş herhangi bir kaza tutanağı bulunmadığı, kazanın olması halinde … İşletmesi gereğince ilgili şahıslara rucu edilmesi amacıyla tutanak tutulacağı ve hasar ile ilgili olarak ayrıntılı tespit yapılacağı, ancak somut olayda böyle bir tespit veya tutanağa rastlanmadığı, sadece aracın hasar görmüş durumda çekilmiş fotoğraflarının olayı ve kusuru ispata yeterli olmadığı, davacı sigorta şirketi tarafından davalıya hitaben gönderilen ihtarnamenin kazadan yaklaşık 2 ay sonraki bir süreye ait olduğu, davanın ispat edilemediği, dava dışı üçüncü kişiye yapmış olduğu ödeme nedeniyle alacağını rucuen tahsil etmek için icra takibinde bulunan davacının icra takibinde bulunurken ve dava açarken haksız ve kötü niyetli olarak olduğuna dair herhangi bir delil bulunmadığı, davacının alacağını tahsil etme amacı içerisinde olduğu, ayrıca ve açıkça ispat edilmiş kötü niyetinden bahsedilemeyeceği, davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine, davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, 30.04.2018 tanzim tarihli eksper raporunun hasarın oluş şekli ve nedeni bölümünde, kazanın ardından tutanak tutulması için liman polisinden talepte bulunulmasına rağmen tutanak tutulmadığının belirtildiğini, sigortalı tarafından şirketimize yapılan bildirimde de liman polisinin tutanak tutmadığı gibi limanı işgal etme sebebi ile sigortalıya ceza kesilebileceği belirtilerek talebin reddedildiği beyan edildiğini, sigortalı talebine rağmen tutulmayan tutanak sonucu davanın ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, tanık deliline dayandıklarını, mahkemece tanıklarının bildirilmesi için tarafına süre verilmesi gerekirken, bu usuli işlem de göz ardı edilerek doğrudan red kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, alınan bilirkişi raporunda, fotoğraflarda iş makinasının sağ arka lastik arkasındaki demir kısmı ile kamyonun sol ön kısmına çarpmış olduğunun görüldüğü, sigorta ekspertiz raporunda aracın tamiri için değiştirilmesi gerektiği belirtilen parçaların aracın tamiri için değiştirilmesi gerektiği, bedellerinin uygun bulunduğu, yapılması gerektiği belirtilen işçilik bedellerinin uygun olduğu ve dosya kapsamındaki faturaların sigorta ekspertiz raporu ve kaza ile uyumlu olduğunun açıkça tespit edildiğini, mahkemece öncelikle taraflarınca bildirilecek tanıkların dinlenmesi ve bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle sigortalı araçta oluşan dava konusu hasarın başka herhangi bir şekilde meydana gelmesinin mümkün olup olmadığı ve hasar ile kazanın uyumlu olup olmadığı konusunun açıklığa kavuşturulması gerektiğini, davalı kurum tarafından sunulan cevap dilekçesinde idarenin kayıtlarında dava konusu olayın meydana geldiğine ilişkin bir tutanak veya tahkikat dosyası mevcut olmadığı belirtilmişse de, kusurlu olan davalı kurumun, konunun liman polisine dahi intikal edilmesini engelleyerek sorumluluktan kaçmak amacı ile tutanak tutulmasını ve tahkikat dosyası açılmasını engellediğini, kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, davacı sigorta şirketine kasko sigorta poliçesi ile sigortalı aracın İzmir Limanı Gümrüklü sahada park halinde iken limana ait vincin çarpması sonucu hasara uğradığı iddiasıyla sigortalıya yapılan ödemenin davalıdan tahsili için hakkında başlatılan icra takibine davalının itirazının iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı vekilince, davacı sigorta şirketine kasko sigortalı bulunan aracın 05.04.2018 tarihinde İzmir Limanı Gümrüklü sahada park halinde iken limana ait vincin çarpması sonucu hasara uğradığı iddia edilerek sigortalıya yapılan araç hasar bedeline dair ödemenin davalıdan tahsili için hakkında başlatılan icra takibine davalının itirazının iptali istenmiştir. Davacı vekilince dava dilekçesinde tanık deliline dayanılmasına ve mahkemece tensibin 7 nolu “tarafların tanık deliline dayanmaları halinde delil listesinde tanıkları hangi hususunda dinletecekleri konusunda açıklama yaparak sordurmak istedikleri soruları ve tebligat adreslerini bildirir şekilde tanık listesi vermelerine” dair verilen ara kararının tensip zaptı ile birlikte davacı vekiline tebliğ edilmesine rağmen davacı vekilince ön inceleme duruşmasında ön inceleme tutanağındaki tespitlere bir itirazı olmadığı, bildirecek başkaca delili olmadığı beyan edildiğinden ve tanık listesi verilmediğinden basit yargılama usulüne tabi davada davacı vekilinin mahkemece tanıklarının bildirilmesi için süre verilmesi gerektiğine ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Dosyada davacıya kasko sigortalı aracın limana yakın bir yerde çekilmiş fotoğraflarından başka kaza tespit tutanağı, kaza anında çekilmiş fotoğraf veya herhangi bir başvuruya rastlanmadığı, kaza gününde davalı kurumca düzenlenmiş herhangi bir kaza tutanağı da bulunmadığı, davalı idarenin kayıtlarında da iddia edilen kaza ve hasar kaydının bulunmadığı, kazanın olması halinde … İşletmesi gereğince ilgili şahıslara rucu edilmesi amacıyla tutanak tutulacağı ve hasar ile ilgili olarak ayrıntılı tespit yapılacağı, ancak somut olayda böyle bir tespit veya tutanağa rastlanmadığı, sadece aracın hasar görmüş durumda çekilmiş fotoğraflarının iddia edilen kazayı ve kusuru ispata yeterli olmadığı, bu nedenle de davanın ispat edilemediği sonucuna varılmakla; mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin soyut istinaf itirazları reddedilmiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL’nin davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.15.04.2022