Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2035 E. 2022/786 K. 20.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2035
KARAR NO : 2022/786

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/04/2019
NUMARASI : 2018/1243 Esas 2019/475 Karar
DAVANIN KONUSU : Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 20.05.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 20.05.2022

İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 30.04.2019 tarih 2018/1243 Esas 2019/475 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili ve davalı … ile davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, 20.07.2016 tarihinde davalıların sürücüsü ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu aracın davacıya ait yabancı plakalı araca çarparak aracın hasarlanmasına neden olduğunu, kaza sonrasında hasarlanan davacıya ait aracın Almanya da faaliyet gösteren bilirkişi bürosu tarafından incelenmesi sonucunda 7.508,05-Euro hasar oluştuğunun tespit edildiğini, 19.06.2017 tarihinde davalı … tarafından 1.549,49 Euro tutarında kısmi ödeme yapıldığını, zararın tam olarak karşılanmadığını ileri sürerek 5.958,56 Euro hasar bedeli ile değer kaybı olmak üzere maddi tazminatın, davalı … yönünden 19.06.2017 tarihinden itibaren, diğer davalı bakımından 20.07.2016 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın m:4/a uyarınca işletilecek faizi ile birlikte ödeme tarihindeki TL karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkilinin bilirkişi ücreti olarak ödediği 947,24 Euronun yargılama giderlerine dahil edilerek davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davalının ikametgâhının Beykoz (İstanbul) olduğunu, dosyanın yetkili Beykoz Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesini talep ettiklerini, davaya konu hasarın Türkiye kara sınırları içinde gerçekleşmesi nedeniyle ülke koşulları ve piyasa şartları gereği onarıldığında oluşacak hasar maliyetine göre hesaplanarak eksper raporu hazırlandığını, rapora istinaden 19.06.2017 tarihinde davacıya 1,549.49 EURO ödeme yapıldığını, bu ödeme ile başvuranın zararının karşılandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı sürücünün kazanın oluşumunda %100 oranında kusurlu olduğu, davacıya ait araç sürücüsünün kusursuz olduğu, davacı aracında yedek parça ve işçilik olmak üzere toplam 8.934,58 Euro hasar meydana geldiği, davalı … tarafından yapılan 1.549,49 TL kısmi ödeme mahsup edildiğinde davalı … şirketinin bakiye 24.902,30 TL poliçe limitiyle sorumlu olduğu ayrıca davacı tarafça Almanya ülkesinde yapmış olduğu bilirkişi gideri olan 947,24 Euro luk miktarın makul olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 5.958,56 EURO hasar tazminatının davalı … yönünden 19.06.2017 tarihinden, davalı … yönünden kaza tarihi olan 20.07.2016 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez bankası efektif satış kuru üzerinden TL cinsinden hesaplanarak tahsili ile davacıya verilmesine, (davalı … bakiye 24.902,30 TL poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olmak kaydıyla) 947,24 EURO bilirkişi ücretinin fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden TL karşılığının yargılama gideri olarak yargılama giderleri bölümünde hüküm altına alınmasına karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili ve davalı … ile davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, mahkemece davalı sigortanın sorumluluğunun TL cinsinden sınırlandırılmasının doğru olmadığını, her dava açıldığı şartalar tabi olup davalı sigortanın dava değerinden sorumluluğunun buna göre değerlendirilmesi gerektiğini, 19.06.2017 tarihinde davalı … şirketinin temerrüde düştüğünü,davalı sigortanın temerrüdü kabul edilmeyecek ise sorumluluğunun davanın açıldığı tarihteki şartlara göre belirlenmesi gerektiğini, kaldı ki, KTK gereği davadan önce davalı sigortaya gerekli evraklar ve ödeme yapılacak hesap bilgileri iletilmesine rağmen dava açılmasına ve yine davanın uzamasına da aynı şekilde davalı tarafça sebebiyet verildiğini, bununla birlikte yabancı para niteliğindeki zarardan temerrüdünün bir sonucu olarak sigortanın sorumluluğunun temerrüd tarihi itibari ile belirlenmesi gerektiğini, bu dava ile kaza sebebiyle müvekkilin uğradığı zarar yabancı para cinsinden tespiti ile bunun fiili ödeme tarihindeki TL karşılığının davalılardan tahsili talep edildiğinden davalı sigortanın da sorumluluğu yabancı para cinsinden olduğunu, yabancı para üzerinden doğan tazminat borcu bakımından TL cinsindeki poliçe teminat limitinin (31.000,00 TL’nin) kaza tarihi itibariyle EUR karşılığının bulunması ve yabancı para cinsinden doğan zararlarda bulunan bu EUR karşılığın poliçe teminat limiti olarak belirlenmesi gerektiğini, Sigortanın Kapsamı başlıklı ZMMS Genel Şartları madde A.3 maddesinde sigorta şirketlerinin zararı kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlü olduğunun belirtildiğini, kaza tarihi olan 20.07.2016 tarihinde TCMB tarafından açıklanan kur (3,3018)’dur. Bu sebeple ZMMS şirketi … Sigorta A.Ş.’nin 31.000,00 TL teminatın kaza tarihindeki kur karşılığı olan 9.388,81 EUR sorumlu olduğunun kabulü gerektiğini, davalı … tarafından 19.06.2017 tarihinde hasara ilişkin kısmi ödeme yapıldığını, davalı sigortanın en geç bu kısmi ödeme tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü ile davalı … şirketinin 31.000,00 TL teminatın temerrüt tarihindeki kur (3.9353) karşılığı olan 7.877,41 EUR sorumlu olduğunun kabulü gerektiğini,kendisine yapılan başvuruya rağmen tazminatı ödeme yükümlülüğünü tam olarak yerine getirmemiş olan ve mesnetsiz itirazları ile davanın uzamasına sebebiyet veren ZMMS sigortasının yabancı para borcuna ilişkin borç yükümlülüğünün sonucuna katlanmak zorunda olduğunu, bu nedenlerle davalı sigortanın yabancı para borcuna ilişkin sorumluluğunun poliçe teminatının TL tutarında sabitlenmesinin mümkün olmadığını, davalı zmms’nin kendisine yapılan usulüne uygun başvuruya rağmen ödeme yapmayarak fiili ödeme tarihinde teminattan TL olarak sorumlu olduğunu söylemesinin açıkça dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceğini, zmms eğer başvurunun yapıldığı tarihte ödeme yapmış olsaydı, müvekkilinin zararı karşılanabileceğini, müvekkilinin zararı yabancı para olduğundan bu borcu ödemekten kaçınan davalı … şirketinin yabancı para borcunun sonuçlarına da katlanması gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararının kaldırılmasını, yeniden esas hakkında karar verilerek, “hükmolunan maddi tazminat miktarının tamamının davalı … teminatı dahilinde kaldığının açıklanarak davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline” şeklinde düzeltilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, davaya konu hasarın Türkiye kara sınırları içerisinde gerçekleştiğini ve ülkemiz koşulları ve piyasa şartları gereği onarıldığından oluşacak maliyetine göre hesaplanarak eksper raporu hazırlandığını, rapora istinaden 05.09.2016 tarihinde 1.020,00 TL ,19.06.2017 tarihinde 1.549,49 euro ödeme yapıldığını, 1.020,00 TL tutarındaki ödemeyi mahkemeye bildirmesine rağmen dikkate alınmadığını, bu ödeme hakkında bir bilgi verilmemiş gibi hukuka aykırı karar verildiğini, kabul anlamına gelmemek üzere bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada bu miktarın da düşürülmesi gerektiğini, maddi hasar için hükmedilen miktarın oldukça fahiş olduğunu, işçilik bedellerini piyasa gerçeklerinden oldukça uzak ve fahiş olarak belirlenmesinden kaynaklandığını, kaza sonrası müvekkili şirkete yapılan ihbar üzerine hasar dosyası açıldığını, ekspertiz incelemesinin yaptırıldığını, akabinde eksper tarafından mutabık kalınan yedek parça ve işçilikler müvekkili şirketin tedarik yedek parça iskontosu ve işçilik ücretleri hakkında servis yetkilisine bilgi verildiğini, Trafik Sigortası Genel Şartları B.2.b bendi gereğince ve müvekkili şirketin tedarik yedek parça uygulamaları gereği başvuru sahibine bilgilendirme yapıldığından sigortacının araç kaza tarihi itibariyle anlaşmalı olduğu onarım merkezinde onarılsaydı uygulanacak parça, tedarik, işçilik ve diğer hususlara göre belirlenecek bedele göre ödeme yapabileceğini, dolayısıyla yüksek işçilik ücretlerinden kaynaklanan hasar bedelinden müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığını, istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
Davalı …, bilirkişi raporunun hatalı ve çelişkili olduğunu, kazanın sadece kendi kusuru ile meydana gelmediğini, takip mesafesini koruduğunu, davacının “Seyir halinde iken trafiği aksatacak veya tehlikeye sokacak şekilde durmak ve duraklamak yasaktır.” kuralına aykırı olarak karayolu üzerinde ve akan trafik sırasında fren yaptığını, bu nedenle davacıya ait araca arkadan çarpmak suretiyle kazanın oluştuğunu, bilirkişi raporunda bu hususun gözden kaçırıldığını, davacının aracında meydana gelen zararın fahiş tespit edildiğini, Türkiye’de yapılan ekspertiz çalışması sonrası zararın tespit edilip davacıya ödendiğini, aracın tamir edilerek ayrıldığını, davacının kötü niyetli olarak katılımı ve rızası dışında taraflı, yanlı ve hatalı olarak ekspertiz raporu hazırlatarak bu davayı açtığını, davacının aracında bu kadar zararın oluşması halinde aracın pert total olarak kabul edilmesi gerekeceğini ancak raporda bu hususun hiç tartışılmadığını, mahkemece alınan raporunda ekspertiz raporunun tekrar mahiyetinde olduğunu, hatalı raporlar esas alınarak verilen kararın hukuka aykırı olup kaldırılması gerektiğini, istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, davacıya ait Alman plakalı aracın Türkiye’de meydana gelen trafik kazası sonucu hasarlanması nedeniyle karşı aracın maliki-sürücüsü ile zorunlu mali mesuliyet sigortacısından araç hasar bedeli istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulü ile 5.958,56 Euro hasar tazminatının davalı … yönünden 19.06.2017 tarihinden, davalı … yönünden kaza tarihi olan 20.07.2016 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez bankası efektif satış kuru üzerinden TL cinsinden hesaplanarak tahsili ile davacıya verilmesine, (davalı … bakiye 24.902,30 TL poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olmak kaydıyla) karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Kaza tarihi itibariyle poliçe limiti 31.000,00 TL olup, davalı … meydana gelen zararı poliçe limiti dahilinde gidermekle yükümlüdür. Sigorta poliçelerinde TL olarak belirlenen limit miktarlarını aşmayacak şekilde hüküm kurulması ve hükümde poliçe limitlerinin gösterilmesi gerekir. Mahkemece davadan önce davalı … tarafından yapılan 6.097,70 TL ödeme düşülerek bakiye 24.902,30 TL poliçe limitini aşmayacak şekilde davalı … şirketinin bakiye poliçe limiti ile sorumlu tutulması ve bakiye poliçe limitinin hükümde gösterilerek karar verilmesi doğru olduğundan davacı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Davalı … şirketince alınan eksper raporunda davacıya ait aracın kaza sonrası davacının ikamet ettiği Almanya ülkesine yola gider hale gelmesi için Türkiye’de kısmi onarım işlemi yapılarak aracın davacıya teslim edildiğinin belirtildiği, davalı … vekilinin istinaf dilekçesine belgesini eklediği 1.020,00 TL ödemenin Türkiye’de aracın yola gider hale gelmesi için kısmi tamiri yapan servise ödendiği, zaten Almanya ülkesine varınca bilirkişi tarafından aracın yola gider hale gelmesi için gerekli ödenen bu tamirat işlemleri dışında aracın mevcut hali ile hasarlarının tespit edildiği anlaşılmakla; mevcut hasar tespiti ile fiilen düşülen bu tamirat bedelinin mükerrer olarak yeniden düşülemeyeceği sonucuna varılmakla davalı … vekilinin bu hususa ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Mahkemece hükme esas alınan kusur ve hasar tespiti yapılan 18.03.2019 tarihli bilirkişi heyeti raporu davalı … vekiline 26.03.2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı …’a 27.03.2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı … vekilince ve davalı … tarafından bilirkişi raporuna itiraz edilmemiştir. Davalılarca itiraza uğramayan kusur ve hasar incelemesini içeren bilirkişi raporu davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğundan mahkemece davalılarca itiraz edilmeyen bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı … vekili ile davalı sürücü-malikin kusura ve hasarın yüksek belirlendiğine ilişkin istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranların dilekçelerinde yer verdikleri itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin, davalı … vekilinin ve davalı …’ın istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL’nin davacıdan tahsiline,
3-Davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 2.823,80 TL’den peşin alınan 706,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 2.117,80 TL’nin davalı …Ş’den tahsiline,
4-Davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 2.823,80 TL’den peşin alınan 666,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 2.157,80 TL’nin davalı …’dan tahsiline,
5-İstinaf başvurusu nedeni ile tarafların yaptıkları giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 20.05.2022