Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2031 E. 2022/669 K. 25.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2031
KARAR NO : 2022/669

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09.05.2019
NUMARASI : 2018/1361 E. 2019/530 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ : 25.04.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 25.04.2022

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.05.2019 tarih 201/1361 E. 2019/530 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, 01.10.2018 tarihinde müvekkiline ait ve dava dışı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile dava dışı sürücü …’ın sevk idaresindeki … plakalı araç ve dava dışı sürücü … idaresindeki … plakalı araçların trafik kazasına karıştıklarını, kazanın meydana gelmesinde davalı şirket tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan … plakalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, kaza sonrasında İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/173 D.İş sayılı dosyasında tespit yaptırdıklarını, alınan bilirkişi raporunda müvekkiline ait araçta meydana gelen hasar bedelinin 27.760,00 TL olarak tespit edildiğini, davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını, ancak yanıt alınamadığını iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla hasar bedeli olan 15.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, 04.04.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 24.898,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP :Davalı vekili, davadan önce müvekkili şirketie yapılan başvuru üzerine hasar dosyası açıldığını ancak incelemenin sonuçlandırılmadığını, kusurun kime ait olduğunun ve mağdurun gerçek zararının alanında uzman bilirkişilerce tespit edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, 01/10/2018 günü davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’ın seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybettiği ve davacıya ait … plaka sayılı araca ve dava dışı … plaka sayılı araca çarpması neticesinde trafik kazasının meydana geldiği, meydana gelen kazada davacıya ait … plaka sayılı araçta hasar oluştuğu, 25.03.2019 havale tarihli bilirkişi raporuna göre sigortalı … plaka sayılı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %100 oranında tam ve asli kusurlu olduğu, davacı tarafa ait … plakalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu, davacıya ait … plaka sayılı araçta yedek parça ve işçilik olmak üzere toplam 24.898,00 TL hasar meydana geldiği, davalı sigortanın poliçe limitleri dahilinde ZMMS kapsamında hasardan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 24.898,00 TL araç hasarına ilişkin maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, mahkemece hükmedilen hasar bedelinin hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkili şirket sigortalısına yüklenen kusur oranını kabul etmediklerini, ekspertiz raporunda onarım bedellerinin belirlendiğini, mahkemece davacı tarafın aracına pert işlemi uygulanmasının ve bedel farkından hesaplanan hasar bedelinin gerçeği yansıtmadığını, malzeme tutarları ve işçilik bedelinin fahiş şekilde belirlendiğini, hakkaniyet indirimi yapılmadan karar verildiğini, pert işlemi uygulanmasının hukuka uygun olmadığını, davacı tarafça 2019 yılında ıslah yapıldığını, hasar bedeline dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazasında davacının aracının hasarlanmasından kaynaklanan zararın karşı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tazmini istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sigorta şirtekine ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’ın 2918 Sayılı KTK’nın 46-c maddesinde düzenlenen “Trafiği aksatacak veya tehlikeye sokacak şekilde şerit değiştirmemek” kuralını ihlal etmesi nedeniyle %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacıya ait … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’in ve dava dışı … plakalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurlarının bulunmadığı, davacıya ait araçta dosya muhtevasında bulunan bilgi ve belgeler üzerinde yapılan incelemeler ve yapılan piyasa araştırmalarına göre meydana gelen hasar miktarının yedek parça, işçilik ve KDV dahil toplam 24.898,00 TL olduğu, davacıya ait aracın aracının sol marşpiyel, ön tampon ve teferruatı ile ön mekanik aksamlarında meydana gelen hasarların davaya konu trafik kazası ile uyumlu olduğu, aracın kaza tarihi itibariyle serbest piyasa koşullarına göre hasarsız haldeki 2. el değerinin 65.000,00 TL civarında olduğu görüşü bildirilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu denetime elverişli ve dosya kapsamındaki delillere uygun olup, istinaf dilekçesinde belirtilenin aksine davacıya ait araca pert-total uygulanmasının söz konusu olmamasına, bilirkişi raporunda belirlenen kusur durumunun kaza tespit tutanağı ile uyumlu olmasına, dava tarihi itibariyle ekspertiz değerlendirmesi tamamlanmamış olmasına göre, davalı vekilinin kusur oranı ve hasar tespitine ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir.
Alacağın belirlenemediği davalarda, kısmi dava olarak da dava açılabilecek olup, kısmi dava açıldığında, ıslahla artırılan miktar yönünden, ıslah tarihinden itibaren faiz işletilecektir. Dava dilekçesinde, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı belirtilmemesi, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmadığının kabulünü gerektirmez. Dava dilekçesinin sonuç talep kısmıyla birlikte, içeriğinin de birlikte değerlendirilerek, davanın kısmi veya belirsiz alacak davası olarak açıldığının tespit edilmesi gerekmektedir. Dava dilekçesinin sonuç talep ve açıklama kısmında, davacı vekili davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını açıkça belirtmemiş ise de, dava dilekçesinin açıklama kısmında, davalı sigorta şirketinin gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğu, hasar bedeli likit alacak olmadığından ve yargılamayı gerektirdiği için fazlaya ilişkin hakları saklı tutulduğu belirtilmiş olduğundan, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığının kabulü gerekmektedir. Bu nedenle mahkemece hükmedilen tazminat tutarının tamamına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi isabetli olup, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 1.700,78 TL’den peşin alınan 425,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.275,78 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 25.04.2022