Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2025 E. 2022/986 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2025
KARAR NO : 2022/986

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/03/2019
NUMARASI : 2017/943 Esas 2019/258 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 21.06.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 21.06.2022

İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.03.2019 tarih 2017/943 Esas 2019/258 Karar
sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye …. tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, müvekkili şirketin, davalı bankanın … Şubesi’nden kullandığı kredilerle ilgili olarak bankacılık hizmetleri aldığını, davalı banka tarafından müvekkili şirketin rızası ve bilgisi dışında mevduat hesaplarından kredi limit tahsis ücreti adı altında sürekli tahsilatlar yapıldığını, 2016 yılında yine müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında dönemsel hizmet komisyonu adı altında tahsilat yapıldığını, 26.10.2015 – 20.10.2016 tarihleri arasında kredi limit tahsis ücreti, dönemsil hizmet komisyonu ve BSMV olmak üzere toplam 13.326,56 TL haksız tahsilat yapıldığını, davalı bankaya ihtarname keşide edildiğini, verilen cevapta kesintilerin yasal olduğunun bildirildiğini iddia ederek; 13.326,56 TL’nin temerrüt tarihi olan 20.02.2017 tarihinden itibaren 32095 sayılı kanunun 2/2 maddesi uyarınca TCMB kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı üzerinden avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, davacı şirket ile müvekkili banka şubesi arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davacının kullandığı kredilerle ilgili olarak sözleşmeye ve hukuka uygun olarak dönemsel hizmet komisyonu ve kredi limit tahsis ücreti ve BSMV tahsil edildiğini, davacıdan tahsil edilen erken kapama ücretinin davacının bilgisi dahilinde olduğunu, genel kredi sözleşmesinin 12.3 maddesinde masrafların kabul ve taahhüt edildiğini, davacının tacir olduğunu, komisyon ödemelerine de herhangi bir itiraz kayıt koymadığını, kredi işlemlerinde komisyon, ücret ve masraf talebinin bankanın yasal hakkı olduğunu, BSMV’nin kanundan doğan bir yükümlülük olduğunu, aracılık yapan bankanın sorumlu olmadığını, davacının faiz isteminin de haksız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacıdan tahsil edilen 3.571,42 TL Kredi Limit Tahsis Ücreti ile ilgili olarak tahsil edilen dönemlerde davacı şirkete kullandırılan herhangi bir kredinin hesap ekstrelerinde görünmediği, davacı hesabından tahsil edilen 9.120,55 TL Dönemsel Hizmet Komisyon tutarlarının da hangi krediyle ilişkili olduğu ve kredi tutarı ve oranının gerek hesap ekstrelerinde ve gerekse tahsil dekontlarında açıklanmadığı, davalı bankanın kredi kullanımında komisyonu peşin olarak tahsil ettiği, mahkemece diğer bankalarla yapılan yazışmalar sonucunda kredili mevduat hesaplarından kredi limit tahsis ücreti, dönemsel hizmet komisyonu ve bunların BSMV’lerini kullandırılan ve peşin alınan kredi komisyonları sonrasında kredinin devamı sürecinde tekrar alınmadığı yönünde genel bir işleyiş olduğu kanaatine varıldığı, bu nedenle davacıdan ikinci kez tahsil edilen 9.120,55 TL Dönemsel Hizmet Komisyon tutarının iadesinin talep edilebileceği, her ne kadar davacı taraftan Dönemsel Hizmet komisyonu masrafları altında 634,59 TL BSMV tahsil edilmiş ise de; BSMV’nin yasal zorunluluk kapsamında bankadan tahsil edilen vergi bedeli olması nedeniyle davalı bankadan talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 12.691,97 TL’nin 21.02.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, davaya konu masrafların davacının bilgi ve onayı dahilinde tahsil edildiğini, tacir olan davacının imzaladığı sözleşmeler ile bağlı olduğunu, davacıdan alınan masrafların taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesine uygun olduğunu, davacının sözleşmeye uygun olarak yaptığı ödemelerin iadesini isteyemeyeceğini, aksi yönde bir düşünce sözleşmeye bağlılık ve irade özgürlüğü ilkesine aykırı olacağını, dava konusu ücretlerin, TTK ve Bankacılık Kanunu’na da uygun olduğunu, davacının, davaya konu masrafları öderken ihtirazi kayıt ileri sürmediğini, hesap ekstresi ve dekontların fatura niteliğinde olduğunu, tacir olan davacının TTK hükümleri gereğince basiretli davranarak borçlarını takip etmekle yükümlü olduğunu, tacir olan müvekkili bankanın bankacılık hizmetleri sebebiyle masraf tahsil etmesine yasal bir engel olmadığını, davacının tacir olması sebebiyle kendisinden tahsil edilen masrafların iadesini isteyemeyeceğini, davacının iddialarının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, sözleşmenin tip sözleşme niteliğinde olduğu ve geçersiz olacağı yönündeki itirazın yerinde olmadığını, davacının avans faizi talebinin de haksız olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, taraflar arasında kullandırılan kredi sözleşmesine dayalı olarak davacıdan tahsil edilen masrafların haksız olarak tahsil edildiği iddiasına dayalı istirdat istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı şirket ile davalı bankanın …. Şubesi arasında 11.02.2015 düzenleme tarihli 7.000.000 Euro limitli Genel Kredi Sözleşmesi ve 07.04.2014 düzenleme tarihli Tacirler İçin Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmelere istinaden davacı şirkete 23.02.2015 tarihinde 2.150.000 Euro tutarında kredi kullandırıldığı, kredinin TL karşılığı olan 14.649.200,00 TL’nin davacı şirketin vadesiz TL hesabına aktarıldığı, kredi tutarı üzerinden 14.250,00 TL kredi komisyonu ve 712,50 TL komisyonun %5 BSMV tutarının hesaptan tahsil edildiği, döviz kredisi dışında da davacı şirkete kredi kullandırıldığı ve tüm kredilerin ödenerek kapandığı anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda davacının vadesiz TL hesabının 12.01.2015-18.12.2016 tarih aralığına ait hesap ekstresinin incelenmesinde, 3.571,42 TL Kredi Limit Tahsis Ücreti, 9.120,55 TL Dönemsel Hizmet Komisyonu olmak üzere toplam 12.691,97 TL masraf ve 634,59 TL %5 BSMV tahsil edildiği, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin 12.3 maddesinde masrafların genel olarak ifade edildiği, davacı şirket hesabından tahsil edilen 3.571,42 TL Kredi Limit Tahsis Ücreti ile ilgili olarak tahsil edilen dönemlerde davacı şirkete kullandırılan herhangi bir kredinin hesap ekstrelerinde görünmediği, kullandırılan bir krediyle ilgili ve dolayısıyla bir hizmet karşılığı olmaması nedeniyle bu tutarın iadesinin talep edilebileceği, davacıya kullandırılan döviz kredisi nedeniyle hesabından tahsil edilen 9.120,55 TL Dönemsel Hizmet Komisyon tutarlarının da bangi krediyle ilişkili olduğu ve kredi tutarı ve oranının gerek hesap ekstrelerinde ve gerekse tahsil dekontlarında açıklanmadığı, kredi kullanımında kredi faizlerinin tespitinde bankanın bu masrafları dikkate alarak faiz oranlarını tespit ettiği, kredi kullanımında da komisyonu peşin olarak tahsil ettiği, bu nedenle davacıdan ikinci kez tahsil edilen Dönemsel Hizmet Komisyon tutarının da iadesinin talep edilebileceği görüşü bildirilmiştir. Davalı vekilinin itirazı üzerine alınan ek raporda, tahsil edilen masraf tutarlarına tekabül eden %5 BSMV tutarının bankanın vergi mükellefi olarak Vergi dairesine ödediği yasal yükümlülük olması ve banka gelirlerine kaydedilmediği için iadesinin mümkün olmadığı görüşü bildirilmiştir. Mahkemece, bilirkişi asıl ve ek raporu benimsenerek, rapor içeriği ve dosya kapsamına göre fazladan tahsil edilen 3.571,42 TL kredi limit tahsis ücreti ve 9.120,55 TL dönemsel hizmet komisyon tutarının istirdatına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakla, davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 866,98 TL’den peşin alınan 216,74 TL’nin mahsubu ile bakiye 650,24 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.21.06.2022