Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2007 E. 2022/630 K. 15.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2007
KARAR NO : 2022/630

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04.04.2019
NUMARASI : 2016/1459 E. 2019/440 K.
DAVANIN KONUSU : Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 15.04.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15.04.2022

İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04.04.2019 tarih 2016/1549 E. 2019/440 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 11.08.2016 tarihinde davalının zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortaladığı motosikletin davacıya ait ve onun sevk ve idaresindeki Alman plakalı araca çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında davacının aracında maddi hasar oluştuğunu, kaza sonrası taraflarca tanzim edilen kaza tespit tutanağına göre sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde tam ve asli kusurlu olduğunu, müvekkiline ait Alman trafiğine kayıtlı aracın kaza sonrası tamir masrafının Almanya’da bulunan bilirkişi bürosu tarafından düzenlenen 23.09.2016 tarihli bilirkişi raporu ile KDV dahil 5.751,76 euro olarak tespit edildiğini, ayrıca bilirkişi raporunun tanzimi için 761,01 euro ödendiğini, hasar ihbarının 18.11.2016 tarihinde davalıya yapıldığını, davalının ödemekle yükümlü olduğu hasar miktarı bakımından ihbarı izleyen sekizinci iş günü sonu olan 01.12.2016 tarihinden itibaren temerrüde düşerek hasar bedelini ödemediğini ileri sürerek fazla ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.751,76 euro maddi tazminatın 01.12.2016 tarihinden itibaren yabancı para bakımından 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte ve fiili ödeme tarihindeki merkez bankası efektif satış kuru karşılığı TL olarak tahsiline, bilirkişi ücreti olarak ödenen 761,01 euronun fiili ödeme tarihindeki merkez bankası efektif satış kuru karşılığı TL olarak yargılama giderlerine dahil edilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, tanık beyanları, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, sigortalı motosikletin önünde seyreden davacının sevk ve idaresindeki aracı ile yolun sağından soluna doğru olmak üzere virajda araçta yolcu olarak bulunan tanık …’ın sola dönüş yapması uyarısı üzerine, inşaat alanının bulunduğu yeri sola dönüş yolu zannederek hatalı ve ani sola dönüş manevrası yapması üzerine davalıya sigortalı motosikletin önünü kapattığı, davacı sürücünün kendisine ait yabancı plakalı aracın sol arka kapı ve arka çamurluğun birleştiği kısmından, motosikletin sağ yan ön kısımları ile sağ şeritte çarpıştığı, Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesinin 04.02.2019 tarihli, davacı vekilinin ilk bilirkişi raporuna yönelik itirazlarını da değerlendirir şekilde hazırlamış olan kusur raporunun hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu, gerek otomotiv uzmanı bilirkişi raporunda gerekse Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesinin raporunda, davacının idaresindeki aracı ile çift yönlü yolda seyri sırasında olay mahalli sola virajlı yol bölümüne geldiğinde, virajda çift yönlü yolun sağından soluna doğru olmak üzere hatalı sola dönüş manevrası yapması ve arkadan gelen ve yakın mesafeden önünü kapattığı sigortalı araç ile çarpıştığı olayda, sürücü asli kusurlarından olan “manevraları düzenleyen genel şartlara uymama” kuralını ihlal ettiğinden dikkat ve özen yükümlülüğünü aykırı hareketiyle davacının %100 oranında kusurlu olduğu, sigortalı araç sürücünün kazayı oluş şartlarına göre önleme imkanı bulunmadığından kusursuz olduğu, davalı trafik sigortacısının işletenin yahut yardımcılarının kusuru oranında meydana gelen zarardan sorumlu olduğu gözetildiğinde, davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı kaza sonucu meydana gelen zarardan davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporlarındaki kusur tespitinin yerinde olmadığını, kaza sonrası taraflarca tanzim edilen 11.08.2016 tarihli kaza tespit tutanağında da kazanın ne şekilde gerçekleştiğinin ortada olduğunu, ancak bilirkişi raporlarında davalı sigortalı araç sürücüsünün soyut beyanları doğrultusunda kusur izafesi yapıldığını, sigortalı araç sürücüsünün kazanın kendisinin sol şeritte seyrederken davacının sağ şeritten aniden sola döndüğü için gerçekleştiğini beyan ettiğini, halbuki tanık beyanları, kaza fotoğrafları, hasar durumu, kaza tespit tutanağı ile ortada olduğu üzere her iki sürücünün sol şeritte arkalı önlü seyrettiğini, zaten sol şeritte seyir halinde olan müvekkilinin sola dönüş için şerit değiştirmeyeceğini, bu nedenle ATK raporunda manevraları düzenleyen kural ihlali sebebi ile müvekkiline kusur izafe edilmesinin mümkün olmadığını, kaza mahallindeki yolda inşaat ve onarım çalışması sebebi ile hız sınırı saatte 30 km olmasına rağmen davalı sigortalı motor sürücüsünün bu sınırın üzerinde seyrettiğini, sigortalı araç sürücüsünün KTK’nın 52.maddesinde belirtilen kurallara uymayarak davaya konu kazaya asli kusurlu olarak sebebiyet verdiğini, kaldı ki sigortalı aracın motosiklet olması da dikkate alındığında sürücüsünün yola yeterli dikkat ve özeni göstermiş olması halinde aracının manevra kabiliyeti dikkate alındığında kazanın meydana gelmeyeceğini, sigortalı araç sürücünün arkadan çarpması takip mesafesini ayarlamaması ve hızını yavaşlatmaması sebebi ile davaya konu kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, sinyal vererek 30 km hızla sola dönmeye çalışan müvekkiline %100 oranında kusur izafesi yapılmasının kabulünün mümkün olmadığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen karşı motosikletin zorunlu mali sorumluluk sigortacısından hasar bedeli istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı ve davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Mahkemece trafik bilirkişiden alınan 21.09.2018 tarihli raporda; davacı sürücü nün Almanya tescilli aracı ile 2918 sayılı KTK’nun m.46/b,67/a-c,84/f-g-j maddelerinde belirtilen kuralları ihlal etmesi nedeniyle kazanın oluşumunda % 100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davalıya sigortalı motosiklet sürücüsünün karayolunda kurallara uygun seyir halinde iken, sağında aynı yönde seyreden davacı sürücünün yol kenarına doğru ani sola dönüş yapması neticesinde kaza meydana geldiğinden ve kazanın oluşumuna bir etkisi olmadığından kusursuz olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazları üzerine mahkemece Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan 04.02.2019 tarihli raporda; maddi hasarlı trafik kaza tespit tutanağı ve kaza yeri krokisi, olay yerini gösterir fotoğraflar, hasarlı araç fotoğrafları ve tüm verilere göre davacı sürücünün idaresindeki aracı ile çift yönlü yolda seyri sırasında olay mahalli sola virajlı yol bölümüne geldiğinde, virajda çift yönlü yolun sağından soluna doğru olmak üzere hatalı sola dönüş manevrası yapması ve arkadan gelen ve yakın mesafeden önünü kapattığı sürücü idaresindeki motosikletin sağ yan ön kısımları ile aracının sol yan arka kısımlarıyla seyrettikleri sağ şeritte çarpıştığı, davacının kazanın oluşumunda sürücü asli kusurlarından “manevraları düzenleyen genel şartlara uymama” kuralını ihlal ettiğinden dikkat ve özen yükümlülüğünü aykırı hareketiyle %100 oranında asli kusurlu olduğu, davalıya sigortalı araç sürücüsünün sevk ve idaresindeki motosiklet ile seyri sırasında olay mahalli sola virajlı yol bölümüne geldiğinde, önünde yolun sağından seyreden davacının idaresindeki araç ile aracına yakın mesafeden ve önünü kapatacak şekilde ani hatalı sola dönüşe geçmesiyle aracının sağ yan ön kısmı ile sağ şeritte çarpışmaları ile meydana gelen olayı oluş şartlarında önleme imkanı bulunmadığından atfı kabil kusurunun olmadığı belirtilmiş olup ATK raporunun daha önce mahkemece alınan bilirkişi raporu ile de örtüştüğü, tarafların kendi aralarında düzenledikleri kaza tespit tutanağına, kazanın oluş şekline, dosya kapsamına uygun, gerekçeli, bilimsel, denetime ve hükme elverişli olduğu, bu nedenle kazanın oluşumunda davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı sonucuna varılmakla; mahkemece ATK raporu benimsenerek davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin kusura ilişkin soyut istinaf istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL’nin davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.15.04.2022