Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1978 E. 2022/618 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1978
KARAR NO : 2022/618

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12.03.2019
NUMARASI : 2018/498 2019/338
DAVANIN KONUSU : Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 13.04.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 13.04.2022

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.03.2019 tarih 2018/498 E. 2019/338 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı aracın 03.12.2017 tarihinde müvekkiline ait araca çarptığını, kaza sonucu davacıya ait araçta maddi hasar ve değer kaybı oluştuğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL hasar bedeli ve 10,00 TL değer kaybı bedeli olmak üzere toplam 110,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, değer artırım dilekçesi ile hasar bedeli talebini 9.457,84 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, müvekkili şirketin davacının zararını karşıladığını, davacı ile 20.02.2018 tarihinde aralarında vardığı mutabakat ve ibra ile 12.911,00.-TL ödendiğini ve sorumluluğunun sona erdiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının maddi zararını kanıtlaması gerektiğini, müvekkili şirketten ödenen miktardan fazlasına ilişkin talepte bulunulabilmesi için öncelikle kusur raporu alınarak araç sürücülerinin kusurlarının tayin edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin faizden dava tarihinden itibarin sorumlu tutulması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı sigorta şirketine sigortalı olan araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu ve araçta KDV dahil 22.368,84 TL hasar meydana geldiği, kaza tarihindeki ZMMS genel şartlar uyarıca yapılan değer kaybı hesabına göre davacı aracında değer kaybı meydana gelmediği, parça bedellerinde iskonta yapılmadan hasar bedelinin belirlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, yerleşik Yargıtay içtihatlarında anlaşmalı servislerde yapılan iskontonun, sigorta şirketinin kişileri anlaşmalı serviste tamire zorlayamayacağı gerekçesi ile parça bedellerinde iskonto uygulanmaması gerektiği belirtilmiş olduğundan iskonta yapılmadan KDV dahil hesaplanan 22.368,84 TL hasar bedelinin hükme esas alındığı, davalı sigorta şirketi davalıdan 12.911,00 TL ödeme karşılığı ibraname almış ise de, KTK.nun 111. maddesi uyarınca zarar tam karşılanmadığından ve eldeki dava 2 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığından ibranamenin makbuz hükmünde kabul edilerek ödeme düşülerek bakiye 9.457,84 TL üzerinden davanın kısmen kabulü ve değer kaybı talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 9.457,84 TL hasar bedelinin 27.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacıya ait aracın toplam hasar miktarının yedek parça ve işçilik ile %18 KDV dahil iskontosuz 22.368,84TL, iskontolu 12.911,19TL olduğunun tespit edildiğini, kaza sonrasında müvekkili şirketin talebi üzerine sigorta eksperi tarafından düzenlenen ekspertiz raporunda 7.261,69 TL parça bedeli ve 3.680,00-TL işçilik bedeli toplamda 12.911,20 TL hasar tespit edildiğini, davacı ile 20.02.2018 tarihinde 12.911,00 TL ödeme gerçekleştirileceğine ilişkin mutakabatname düzenlendiğini, mutabık kalınan bu bedelin davacıya ödendiğini, müvekkili şirketin davacının zararını karşıladığını ve sorumluluğunun sona erdiğini, 12.980,00 TL’lik parça ve işçilik faturası mevcut olduğunu, yapılan ödemenin fatura ile de uyuştuğunu, bu sebeple bakiye hasar tazminatının oluşmadığını, kaldı ki sigortacının ödeme yükümlülüğünün gerçek zararla sınırlı olduğunu, talep edilen hasar bedelinin fahiş olduğunu, kanuna, yerleşik içtihatlara aykırı hüküm kurmaya elverişli olmayan eksik ve hatalı raporun hükme esas alındığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, karşı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısından hasar ve değer kaybı bedeli istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle hasar bedeli talebinin kabulüne, değer kaybı talebinin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
KTK’nın 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir.
Somut uyuşmazlıkta davacıya ait araç ile davalının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu araç arasında gerçekleşen kaza sonucu davacıya ait aracın hasarlanması nedeniyle dava tarihinden önce 20.02.2018 tarihinde davacı ile davalı arasında düzenlenen ibra,mutabakat,temlik,tazminatmakbuzu başlıklı belgede 12.911,00 TL mutabık kalındığı ve davalı sigorta şirketinin ibra edildiği belirtilmiş, ibra doğrultusunda 12.911,00 TL davacıya 27.02.2018 tarihinde ödenmiştir. Mahkemece KTK.nun 111. maddesi uyarınca zarar tam karşılanmadığından ve eldeki dava 2 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığından ibraname makbuz hükmünde kabul edilip ödeme düşülerek bakiye 9.457,84 TL hasar bedeline hükmedilmiştir.
Mahkemece trafik ve otomotiv uzmanı bilirkişilerden alınan 14.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda, davacıya ait araçta iskontolu yedek parça bedeli 7.261,69 TL, işçilik bedeli 3.680,00 TL olmak üzere KDV dahil 12.911,19 TL hasar onarım bedeli oluştuğu, iskontosuz yedek parça bedeli 15.276,65 TL , 3.680,00 TL işçilik olmak üzere KDV dahil 22.368,84 TL hasar onarım bedeli oluştuğu belirtilmiştir.
Yargıtay’ın yerleşmiş kararlarında belirtildiği üzere davalı sigorta şirketi ile anlaşmalı ya da yetkili servisleri arasında yapılan anlaşmalara göre iskonto uygulanması davacıyı bağlamayacak olup, davalı taraf iskonto indirimi yapılmadan davacının gerçek zararından sorumludur.
Davacı vekili dava dilekçesi ve değer artırım dilekçesi ile dava tarihinden önce düzenlenen mutabakatname ve ibranameye itibar edilmeyerek aradaki farka hükmedilmesini istemekle KTK’nın 111/2. maddesi gereğince ibranamenin iptali iradesini ortaya koymuştur. Mutabık kalındığı belirtilen 12.911,00 TL hasar bedeli yedek parça bedeline iskonto uygulanması suretiyle tespit edilen bedel olup davacının gerçek zararını karşılamadığından taraflar arasında düzenlenen bu belge KTK’nın 111. maddesi kapsamında değerlendirilmiştir. Davalı tarafından yapılan ödeme ile bilirkişi tarafından gerçek zarar kriterine göre iskontosuz yedek parça bedeline göre KDV dahil tespit edilen hasar arasında fahiş fark bulunduğundan mahkemece yapılan ödeme makbuz hükmünde kabul edilerek tazminat miktarından mahsup edilmek suretiyle bakiye hasar bedeline hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, davalı vekilinin istinaf itirazları reddedilmiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 646,06 TL’den peşin alınan 161,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 303,06 TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.13.04.2022