Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1973 E. 2022/702 K. 09.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1973
KARAR NO : 2022/702

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/11/2018
NUMARASI : 2018/391 Esas 2018/1342 Karar
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 27.03.2018
KARAR TARİHİ : 09.05.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 09.05.2022

İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.11.2018 tarih 2018/391 Esas 2018/1342 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, keşidecisi dava dışı … Şti. olan …bank Karşıyaka Şubesinin 20.11.2017 tarihli 15.000,00 TL bedelli çekin iradesi dışında lehtar sıfatına haiz müvekkilinin elinden çıktığını, müvekkilinin çeki kendi borcuna karşılık olarak alacaklısına vermek üzere ciroladığını, ancak içinde iadesi istenen çekin de bulunduğu müvekkiline ait çantanın 16.11.2017 tarihinde park halindeki aracından çalındığını, hırsızlık olayının emniyet birimlerine intikal ettirildiğini, dava konusu çekin zayi nedeniyle iptali istemiyle İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1284 E. sayılı dosyası ile dava açıldığını, davalı şirket tarafından müvekkiline ve dava dışı keşideci şirket aleyhine İzmir 25. İcra Müdürlüğü’nün 2018/2392 E. sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki bulunmadığını, müvekkilinin davalıya herhangi bir borcunun da bulunmadığını, davalının takas merkezi kayıtlarında yasaklı kodu bulunan çeki takibe koyarak kötü niyetli ve ağır kusurlu davrandığını, bu nedenlerle müvekkilinin davalıya icra takibi sebebiyle borçlu olmadığının tespitine, dava konusu çekin davalıdan alınarak müvekkiline iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, müvekkilinin 1. sınıf lokanta işletmecisi olduğunu, dava dışı … Şti. yetkilisi … ile işyeri ihtiyaçları için gerekli malzemeler, resmi izinler v.b hizmetlerin temini konusunda sözleşme düzenlendiğini, müvekkilinin sözleşme bedelini ödediğini, dava dışı şirketin taahhütlerini yerine getirmediğini, aldığı parayı da iade etmediğini, müvekkilinin dava dışı şirket … Şti. hakkında icra takibi başlattığını, bu şirketin icra dosyasındaki borcuna karşılık şifahi olarak …bank Karşıyaka Şubesinin 20.11.2017 tarihli 15.000,00 TL bedelli bir adet çeki müvekkiline teslim ettiğini, müvekkilinin de ticari ilişki nedeniyle alacaklısı olan dava dışı … A.Ş.’ye bu çeki teslim ettiğini, dava dışı … A.Ş.’nin çeki süresinde bankaya ibraz ettiğini, ancak karşılığı olmaması sebebiyle ödenmediğini, çekin arkasına şerh edilerek dava dışı … A.Ş.’ye iade edildiğini, çekin zayi olduğundan haberi olmayan ve iyi niyetli kişi durumunda olan müvekkiline karşılıksız çek keşide etmek suçundan dava açıldığını, müvekkili tarafından da söz konusu çek bedelinin tahsili için icra takibi başlatıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak alacaklı olduğunu iddia eden davalıda olmakla beraber, alacağın kaynağı kambiyo senedi ise ispat yükünün yer değiştirdiği, borçlu olmadığını davacının ispat etmesi gerektiği, davacının borçlu olmadığını ve çekin çalındığını belirterek C.Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğu, davalının defterleri üzerinde yapılan bilirkişi raporunda davalı ile davacı arasında ticari ilişki olmadığının, davalı ile … firmasının yetkilisi … arasında ticari ilişki olduğu, ancak davalının çeki defterine kaydetmediği, …’ın ödemeleri arasında bu çekin görünmediğinin tespit edildiği, çekteki ciro silsilesi incelendiğinde de davacının cirosundan sonra …’ın cirosunun olmadığı, davalı ile davacı ciroları arasında başka ciro bulunmadığı, davalının çeki …’dan aldığına ilişkin savunmasının dinlenemeyeceği, taraflar arasında ticari ilişki olmadığı, davacının çeki ciroladıktan sonra kaybettiği, çek davalının eline geçtiğinden davacı ile hiç bir ticari ilişkisi olmamasına rağmen çeki aldığı, davalının iyi niyetli hamil olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, davacının borcu olmadığına dair hiçbir delil sunamadığını, davasını ispatlayamadığını, müvekkili şirketin sunduğu şirket kayıtlarında ise çekin giriş kaydı yapıldığını, dava dışı …’dan alındığı yazıldığını, davacının söz konusu çek nedeniyle borçlu olmadığını ispatla yükümlü olduğunu, çekin illetten mücerret olduğunu, müvekkili şirket defterlerinde çekin alındığı kişinin kayıtlı olmasına ve bilirkişice bu ilişkinin tespit edilmesine rağmen müvekkili aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, mahkemenin sadece cirolara bakıp diğer delilleri değerlendirmemesinin hatalı olduğunu, dava konusu çekin 29.08.2018 tarihinde dava dışı …’dan borca mahsuben alındığı, çekin arka yüzünde ise … cirosu bulunmadığı, çekin arka yüzünde en son ciranta olarak dava dışı …. A.Ş. cirosu bulunmasına rağmen davalı şirketin yasal defterlerinde bu çekin herhangi bir firmaya ciro edilmediğinin tespit edildiğini, çekin çalıntı olmadığını, davacının bilgisi dahilinde … tarafından ‘şifahi ciro’ ile müvekkiline verildiğini, süresinde ise bankaya … A.Ş. tarafından ibraz edildiğini, ancak karşılığının olmaması sebebiyle ödenmediğini, çekin arkasına şerh edilerek … A.Ş.’ye iade edildiğini, davacının hem şirketin çekini doldurup imzalayıp hem kendi rızası ile …’a verdiğini, hem de akabinde kaybolduğu iddiası ile Çek Zayii ve Menfi Tespit davası açtığını, davacının hukuki yararının bulunmadığını, ceza davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini, kötüniyet tazminatının üst sınırdan verildiğini ve gerekçelendirilmediğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, çek bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve çekin istirdatı istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da, hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Bu düzenleme uyarınca rıza hilafına elden çıktığı ileri sürülen çekin istirdatına karar verilebilmesi için davacının dava konusu yaptığı çekin yetkili hamili olduğunu kanıtlaması yanında, çeki elinde bulunduran yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap ettiğini ya da iktisapta ağır kusuru bulunduğunu ispat etmesi gereklidir. Bu durum karşısında davada ispat yükü çekin istirdatına karar verilmesini talep eden davacıya ait olup aksinin kabulü kıymetli evrakın mücerretlik ilkesini ortadan kaldırır.
Somut olayda, davalı şirket tarafından davacı … ve dava dışı … Şti. aleyhine İzmir 25. İcra Müdürlüğü’nün 2018/2392 E. sayılı dosyasında 15.000,00 TL asıl alacak, 364,62 TL işlemiş faiz, 45,00 TL komisyon ve 1.500,00 TL çek tazminatı olmak üzere toplam 16.909,62 TL’nin tahsili amacıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, takibe konu çekin …bank Karşıyaka Şubesine ait 20.11.2017 keşide tarihli, 15.000,00 TL bedelli, keşidecisinin dava dışı … Şti., lehtarının davacı … olduğu; davacı tarafça çekin rıza dışı elden çıktığı iddiasıyla bu takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve çekin davalıdan istirdatı istemiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Çekin arka yüzünde sırasıyla davacı …, davalı … Şti. ve dava dışı … A.Ş.’nin cirolarının bulunduğu, çekin davacı lehdar tarafından cirolandığı, ciro zincirinde kopukluk bulunmadığı anlaşılmakta olup, ispat yükü üzerinde bulunan davacının, davalının kötüniyetli ve iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerektiği ve davacı tarafça bu hususun ispat edilemediği nazara alınarak davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde kabulü isabetli görülmemiştir. Davalı vekilinin istinaf sebepleri yerindedir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın ve istinaf sebeplerinin niteliğine göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22.11.2018 tarih 2018/391 Esas 2018/1342 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar harcının başlangıçta peşin olarak alınan 288,78 TL harçtan mahsubu ile fazla yatan 208,08 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
HMK 333. maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran davalının ödediği istinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvuru harcı istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.09.05.2022