Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1929 E. 2022/608 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1929
KARAR NO : 2022/608

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07.05.2019
NUMARASI : 2018/1255 E. – 2019/582 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 12.04.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 13.04.2022

İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.05.2019 tarih 2018/1255 E. – 2019/582 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:Davacı vekili, 03.08.2018 tarihinde müvekkiline ait ve yine müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davalı şirket tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın maddi hasarlı trafik kazasına karıştıklarını, kazanın meydana gelmesinde sigortalı karşı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, davalı şirketin müvekkiline ait araçta meydana gelen hasardan poliçe limitleri ile sorumlu olduğunu, kaza sonrası müvekkiline ait araçtaki hasarın davalı şirkete ihbar edildiğini, hasar dosyası açıldığını, müvekkiline ait aracın onarımını yapan servis tarafından 18.016,64 TL tutarında onarım bedelinin fatura edildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 10.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, dava konusu aracın 05.09.2017 – 05.09.2018 tarihleri arasında ZMMS sigorta poliçesi ile araç başına 36.000,00 TL azami sorumluluk hadleri ile sigortalı olduğunu, davacı tarafından davadan önce müvekkili şirkete müracaat edildiğini ve hasar dosyası açıldığını, hasar dosyasından alınan ekspertiz raporu ve mevcut evrakların değerlendirilmesi sonucunda sigortalının dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusurlu olmadığının tespit edildiğini, bu nedenle tazminat ödemesi yapılmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, hüküm vermeye elverişli, gerekçeli, yeterli, inandırıcı ve dosya kapsamına göre de uygun bilirkişi raporu uyarınca kazanın meydana gelmesinde davacının kusursuz olduğu, kazaya karışan sigortalı aracın takip mesafesi kuralına uygun bir hızla seyrini sürdürmesi gerekirken bu kurala uymaması nedeniyle %100 oranında kusurlu olduğu, davacıya ait araçta 17.950,00 TL hasar meydana geldiği, meydana gelen bu zarardan davalı şirketin poliçe kapsamına göre sorumlu olduğu gerekçesiyle 17.950,00 TL hasar bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, kaza tarihinde yürürlükte olan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın Tazminat ve Giderlerin Ödenmesi başlıklı B.2. Maddesi uyarınca; “Hasar halinde, hasar gören parça, onarımı mümkün değilse veya eşdeğer parça veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki araçlardan elde edilen orijinal parça ile değişimine imkân yok ise orijinali ile değiştirilir. Kaza tarihine göre model yılından itibaren 3 yılı geçmeyen motorlu araçlarda hasar gören parça, onarımı mümkün değilse öncelikle orijinali ile değiştirilir, orijinal parçanın bulunmaması durumunda eşdeğer veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki araçlardan elde edilen orijinal parça ile değiştirilir. Ancak model yılından itibaren 3 yılı geçmeyen motorlu araçta hasar gören parçanın orijinal olmadığı durumda eşdeğer veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki araçlardan elde edilen orijinal parça ile değişim yapılır. Bu paragraf uygulaması sonucu araçta bir kıymet artışı meydana gelse dahi bu fark tazminat miktarından indirilemez. (Değişik paragraf:RG-2/8/2016-29789) Eşdeğer veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki araçlardan elde edilen orijinal parça ile değişim mümkün olduğu halde, sigortacının bilgisi ve onayı dahilinde olmadan orijinal parça ile onarım sağlanır ise sigortacının sorumluluğu, sigortacının kaza tarihi itibariyle benzer hasarlardaki onarım uygulamasına göre, eşdeğer veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki araçlardan elde edilen orijinal parça bedeli ile sınırlıdır. Sigortacı bu paragraf kapsamındaki onaya ilişkin tercihini hasar ihbarından itibaren 2 iş günü içinde onarım merkezine veya hak sahibine bildirmediği durumda onayı varsayılır. İspat yükümlülüğü sigortacıya aittir.” (Ek: Genel Şartlar) şeklinde düzenleme bulunduğunu, Genel Şartlar’ın ilgili maddesi uyarınca, davaya konu aracın 2011 model olduğundan eşdeğer parça ile onarımı sağlanabilecek nitelikte olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun eşdeğer parça üzerinden onarım bedeli ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin onayı dışında yapılan orijinal parça değişimlerinden, eşdeğer parça bedeli haricinde herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen kesin raporda, orijinal parça üzerinden hesaplama yapıldığını, müvekkili şirketin kaza tarihi ile model yılı arasında 3 yıl geçmiş olan araç için eşdeğer parça bedeli dışında, orijinal parça bedeli yönünden herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, aracın çok daha az bir meblağ ile onarılabilecek durumda iken 17.950,00 TL gibi fahiş bir miktara onarımı yapılmak istenmesinin hakkaniyete ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, karşı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısından araç hasar bedeli istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Mahkemece hükme esas alınan, dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bilirkişi raporunda, dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde sigortalı … plakalı aracın sürücüsü dava dışı …’ın 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 56-c maddesindeki “Sürücüler önlerinde giden araçları yönetmelikte belirtilen güvenli ve yeterli bir mesafeden izlemek zorundadırlar.” ve 84-d maddesindeki “Arkadan çarpma” kurallarını ihlal etmesi nedeniyle %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacının ise herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davacıya ait aracın arka kısımlarından darbe alması neticesinde, arka tampon ve teferruatı, sol arka stop lambası, … yazısı ve … armasının hasar gördüğü, dava dışı … – … tarafından davacı adına düzenlenmiş 10.10.2019 tarihli KDV Dahil 18.016,64 TL tutarındaki fatura içeriğinde yer alan yedek parçaların ve yapılan işçiliklerin davacıya ait aracın arka kısımlarından çarpılması nedeniyle uğramış olduğu kaza ile ilintili olduğu, davacıya ait aracın arka kısımlarında meydana gelen hasarların bahse konu trafik kazası ile uyumlu olduğu, meydana gelen toplam hasar miktarının yedek parça ve işçilik bedeli olmak üzere toplam KDV dahil 17.950,00 TL olduğu, aracın tamirinin ekonomik olduğu tespit edilmiştir.
Davalı sigorta şirketi gerçek zarardan sorumlu olup araç hiç tamir edilmemiş olsaydı dahi zarar gören kişinin gerçek zararına göre tazminat miktarı hesaplanması gerekmektedir. Zira zarar görenin çıkma ve eşdeğer parçalarla aracı tamir etmesi beklenemeyeceği gibi araç bu şekilde tamir edilse bile bu durum davacının malvarlığında eksilmeye yol açacağı için orijinal parçaya göre zararın belirlenmesi de doğru bulunmuştur. Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 15.12.2011 tarih 2011/4075 E, 2011/12321 K ve 28.03.2016 tarih 2015/17481 E, 2016/3833 K sayılı kararları da bu yöndedir. Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 1.226,16 TL’den peşin alınan 306,54 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 919,62 TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 12.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.