Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/190 E. 2021/1364 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2019/190
KARAR NO : 2021/1364

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25.10.2018
NUMARASI : 2014/659 E. 2018/460 K.
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 17.11.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 17.11.2021

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 25.10.2018 tarih 2014/659 E. 2018/460 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili ile davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 04.06.2014 tarihinde davalıların işleteni ve ZMMS sigortacısı aracın müvekkilinin idaresindeki motosiklete çarpması ile meydana gelen kazada müvekkilinin sol ayağının aracın altında kaldığını ve iki parmağının koptuğunu, olaydan sonra … Devlet Hastanesine kaldırılan müvekkilinin yakınlarına ayağının kesilmesi gerektiğinin söylendiğini, kabul edilmemesi üzerine, müvekkilinin … Hastanesine sevki yapıldığını ve bu hastanede ayağının kesilmediğini, ancak, kopan iki parmağının kurtarılamadığını, çok sayıda ameliyat yapıldığını ve daha da yapılacağını, müvekkilinin başına aldığı darbe nedeniyle de ciddi zarar gördüğünden, … Hastanesi Beyin ve Sinir Hastalıkları Bölümünde tedavisinin sürdüğünü, müvekkilin engelli ve bakıma muhtaç duruma düştüğünü, müvekkilin …de bulunan … Hastanesinde 2 günde bir pansuman yapılması için özel taksi ile gittiğini, her gittiğinde taksiciye 50-TL yok gideri verdiğini, verilen randevuya göre ayda bir kaç kez … Hastanesine taksi tutarak gittiğini, her gittiğinde 100-TL yol ücreti verdiğini, tedavi ve bakım nedeniyle her gün ciddi masrafı bulunmakta olduğunu, müvekkil kazadarı beri gerek hastanede refakatçi vasıtasıyla gerekse taburcu edildikten sonra evde birinin bakımına muhtaç kalmıştır.Hastanede sürekli bir refakatçi kendisine baktığını, taburcu olup evde tedavisi sürdüğünden ve kendi ihtiyaçlarını kendi başına gideremediğinden bakıcı tutulduğunu, müvekkilin halen tek başına yaşamını idame ettiremediğini, yatakta yatmakta olduğunu ve kıpırdayamadığını, müvekkil kendi başma ihtiyaçlarını gideremediğinden geceli gündüzlü bir şekilde bakıcı müvekkilin ihtiyaçlarını karşıladığını, aylık 1.200-TL ücret üzerinden hesaplanacak bakıcı ücretinin maddi tazminata eklenmesi gerektiğini, müvekkilin kaza nedeniyle bir daha çalışamayacak duruma düştüğünden kazanç kaybının bulunduğunu, müvekkilinin emeği ile geçinen bir kişi olup inşaat işi aldığını ve yaptığı iş kadar ücret aldığını, aylık kazancının 3.000,00.TL üzerinde olduğunu, çalışması dışında herhangi bir gelirinin bulunmadığını ileri sürerek, 15.500,00 TL maluliyet tazminatı, 500,00 TL tedavi giderleri, 1.000,00 TL bakıcı gideri ve 3.000,00 TL kazanç kaybı olmak üzere toplam 20.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’den olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk derece mahkemesince davalı işleten hakkındaki dava tefrik edilerek, görevsizlik kararı verilmesi ve görevsizlik kararının ve görev yönünden mahkemeler arasında çıkan uyuşmazlığın Yargıtay 22. Hukuk Dairesince yargı yerinin Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu ve tefrik kararının hatalı olduğu yönündeki kararı üzerine tefrik edilen dosyada yeni esas alınarak, dava dosyası ile birleştirilmiştir.
CEVAP : Davalı …vekili , … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, kazadaki yaralanma nedeni ile müvekkili şirkete hiçbir başvuru yapılmadığını, müvekkili şirket sigortalısının kusurunun ispatlanması gerektiğini, tedavi ve bakıcı giderlerinden müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, yine geçici maluliyet talebinden dolayı müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, maluliyetin tespitinin amacı ile Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden rapor alınması, özür durumu ile trafik kazası arasındaki illiyet bağının tespitinin gerektiğini, davacının gerçek gelir durumunun tespit edilmesini, davacının bağlı bulunduğu Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan ödeme yapılmış ise ödenen bu geçici iş göremezlik ödeneği ile bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin dikkate alınması gerektiğini, faizin ancak dava tarihinden itibaren başlayabileceğini bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili, müvekkilinin kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, kazanın oluşumunda müvekkilinin kusursuz olduğunu, Menemen 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/411 E.sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla istenilen manevi tazminat talep miktarının fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, Menemen 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/411 E. – 2014/810 K.sayılı kararı ile davalı-sanık … hakkında tali kusurlu olduğu için taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan dolayı cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın kesinleştiği, alınan kusur raporuna göre; davacı sürücünün kavşağa geldiğinde kendisine yönelik olarak kullanılan “DUR” işaret levhasının talimatı doğrultusunda durup kavşağı kontrol etmemekle, tali yoldan geldiğini gözeterek ana yol üzerinde seyretmekte olan davalı-sürücü …’in idaresindeki araca ilk geçiş hakkını vermemekle, kazanın meydana gelmesinde asli ve %75 oranında kusurlu olduğu; davalı sürücünün ise kavşağa geldiğinde tali yoldan kavşağa girmek üzere bulunan davacı sürücüye ses ve ışık cihazları ile uyarmama ve kavşağa girdiğinde fren tedbirine başvurmaması neticesinde kazanın oluşumunda % 25 oranında kusurlu olduğu, kaza sonrasında davacıda sol ayak 4.ve 5.parmaklarda amputasyon ile sol ayak 2.ve 3.parmaklarda hareket kısıtlılığının, %7,2 oranında meslekte kazanma gücünde kayba neden olduğu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren bir buçuk aya kadar uzayabileceği belirgin olduğu, iyileşme süresinin hekim tarafından belirlenen süre olduğu, davacı için bu fiili durumun 04.06.2012 tarihinden 12.12.2014 tarihine dek 6 ay 8 gün boyunca devam ettiği … Hastanesinin 11.11.2014 gün 21169776 sayılı raporu ile belgelendiği, tedavi amaçlı olarak 12.12.2014 tarihine kadar devam eden kontrolleri nedeni ile 600,00 TL, ayağındaki açık yaralar nedeni ile yapılması gereken pansumanlar için 300,00 TL olmak üzere toplam 900,00 TL ulaşım harcaması yaptığı, davacının tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanması nedeni ile ulaşım harcaması dışında tedavi harcamasının bulunmadığı, davacının kazanç kaybının asgari ücretin neti üzerinden 04.06.2014 – 12.12.2014 tarihleri arasındaki dönem için 5.544,76 TL olduğu, davacının sol ayağını kullanamaması, boyun travması nedeni ile başlangıçta yatağa bağımlı olması, buna göre 05.06.2014 – 30.10.2014 tarihleri arasında ve gece gündüz devam eden bir bakım ihtiyacının bulunduğu, aylık 1.200,00 TL tutarındaki ücretin beklenen sınırlar içerisinde kabul edildiği, buna göre bakım giderinin 5.800,00 TL olduğu, bilirkişi tarafından sürekli iş göremezlik (maluliyet) tazminatı ise 44.822,01 TL olarak hesaplandığı, davalı sürücünün % 25 kusurlu olması nedeniyle kusur oranına göre hesaplanan tazminatlardan davalı tarafın sorumlu olduğu, kusur oranına göre davacının hak ettiği tedavi amaçlı ulaşım giderinin 225,00 TL; geçici iş göremezlik tazminatının 1.386,19 TL; bakım giderinin 1.450,00 TL; sürekli iş göremezlik(maluliyet) tazminatının 11.205,50 TL olduğu, taleple bağlı kalınarak hüküm kurulması gerektiği, manevi tazminatın tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile davacıya ceza dosyasında yapılan 1500,00.TL ödeme de dikkate alınarak takdir edildiği gerekçesi ile maddi tazminat davasının kısmen kabulüne; 11.205,50 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 1.386,19 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 225,00 TL tedavi gideri, 1.000,00 TL bakım gideri olmak üzere toplam 13.816,69 TL maddi tazminatın -davalı … yönünden olay tarihi 04.06.2014’ten itibaren, davalı …yönünden dava tarihi 31.07.2014’ten itibaren- işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakım giderleri ile ilgili fazlaya dair hakkın saklı tutulmasına, diğer maddi zarar talepleri konusundaki fazlaya ilişkin taleplerin reddine, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 4000,00.TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’den tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, müvekkili henüz 34 yaşındayken davaya konu kaza sebebiyle uzuv kaybını yaşadığını, bakıma muhtaç hale geldiğini, parmaklarının yanısıra topuğu da kesilen müvekkilinin fiziksel güç gerektiren bir işte çalışmasının imkansız hale geldiğini, uzun süre ayakta duramadığını, yük taşımadığını, kazadan önce geçimini fiziksel güç yardımı ile inşaatlarda çalışarak idame ettiren müvekkili açısından sürekli iş göremezlik tazminatını düşük hesaplandığını, kazanç kaybına uğramasından öte mesleğini kaybettiğini, tüm bu hususların bir arada değerlendirilmesi ve müvekkilinin inşaat işi ile uğraştığı bedensel gücü ile kazancını sağladığı hususlarının göz önünde bulundurulmayarak çok düşük bir miktarda tespit yapılmasının hatalı olduğunu, müvekkili açısından herhangi bir şekilde emsal ücreti araştırılmadan geçici iş göremezlik tazminatı hesaplandığını, müvekkilinin inşaat ustası olup SGK kaydı incelendiğinde tespit edileceğini, inşaat ustalarının aylık gelirinin 3000,00.TL ‘nin üstünde olduğu, bilirkişinin belge olmadığı iddiasıyla asgari ücret üzerinden hesaplama yaptığını, tüm itirazlarına rağmen mahkemenin hatalı hesaplamayı kabul ettiğini, inşaat ustasının aldığı maaş miktarının TÜİK emsal ücret kaydı verilerinden ticaret odası ve ilgili sendikalardan araştırma yapılarak belirlenmesi gerekirken, asgari ücret üzerinden hesap yapılmasının kanuna aykırı olduğunu, ayrıca kazanç kaybının maaşın neti üzerinden değil brütü üzerinden hesaplanması gerektiğini, müvekkilinin hastaneye ayda bir kez rapor yenilemek ve köklü tedavi için gittiğini, ancak iki günde bir kez pansuman yapmak için ayrıca başka bir hastaneye gittiğini, mahkemenin sadece rapor tarihlerinde hastaneye gittiğinin kabulü halinde rapor günleri için ulaşım gideri hesaplamasının hatalı olduğunu, gerekçeli kararda da belirtildiği üzere müvekkili gece ve gündüz bakıma muhtaç hale geldiğinden sekizer saatlik vardiyalar halinde üç bakıcının hizmet verdiğini, ya da iki bakıcı üzerinden fazla mesai ücreti hesaplaması yapılması gerektiğini, bu sebeplerle tek bakıcı hesaplamasının hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu, ayrıca bakım giderinin müvekkilinin raporlu olduğu 6 ay 8 gün için hesaplanmayarak sadece 4 ay için hesaplama yapmasının hatalı olduğunu, manevi tazminatın düşük belirlendiğini, mahkemenin gerekçeli kararının HMK hükümlerine ve Anayasa’da belirtilen ilkelere aykırı olduğunu, bilirkişi raporuna yapmış oldukları itirazların hiçbirine kararda değinilmediğini, itirazların hangi sebeple kabul edilmediğinin açıklanmadığını, ceza dosyasındaki hususları özetlemekle yetinildiğini ileri sürmekle, ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili, mahkemece taraflarına süresinde tebliğ yapılmadığını, son celse tebligat gönderilerek savunma hakkının kısıtlandığını, Adli Tıp raporunu ve iş göremezlik derecesi hesaplamasını kabul etmediklerini, davacının kusuru neticesinde kazanın meydana geldiğini, davacının ispatlayamadığı ve fahiş miktardaki bakım giderinden sorumlu tutulamayacağını, sürekli iş göremezlik tazminatının yasal koşullarının davada bulunmadığını, müvekkilinin olayda kusursuz olduğunu, gerekli tedbirleri ve önlemleri aldığını, davanın belirlenebilir bir alacak olup fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak açılan davanın zaman aşımına uğradığını, 2014 tarihinde vuku bulan kaza sebebiyle tazminat talep edilemeyeceğini, tedavi giderlerinin SSK tarafından karşılandığından mükerrer talepte bulunulduğunu, manevi tazminatın fahiş belirlendiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE; Dava, davacının trafik kazasında yaralanmasından kaynaklanan sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatları, bakım gideri, tedavi için yapılan ulaşım gideri ile manevi tazminatın tahsili istemlidir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonrada ErişKinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Kaza tarihi 04.06.2014 olup, kaza tarihi itibarıyla yürürlükte olan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak maluliyet değerlendirmesinin yapılmadığı görülmektedir. Bu yönüyle, maluliyet oranı tespitine ilişkin bu rapor, hükme esas almaya elverişli olmadığından, maluliyetin belirlenmesi konusunda mahkemece yapılan araştırma yetersizdir.
Öte yandan, ilk derece mahkemesince kabul edilen ve hesap raporunda, hesaplamaya esas alınan ATK raporunda, davacının ,sol ayak 4. ve 5. parmaklarda amputasyon ile sol ayak 2.ve 3. parmaklarda harekel kısıtlılığı bulunduğu tespit edildiği halde, ne kadar süre ile bakıcıya ihtiyacı bulunduğu belirtilmemiş olup, sadece raporlu olduğu süreye göre bakıcı gideri hesaplanan rapora göre karar verilmesi doğru olmamıştır.
Ayrıca, dava dilekçesinde tedavi ulaşım giderleri açıklamasında, delikçede belirtiline hastanelere pansuman ve tedavi için gidildiği ile birlikte tedavinin devam ettiği , giderlerin arttı da belirtilmişi olduğundan; davacıdaki yaralanmanın niteliğine göre, raporun bitiminden sonra , tedavi gerekip gerekmediği, raporun yenilenmesi söz konusu ise kaç kez yenilemek için hastanelere gidildiği değerlendirilerek, uluşım gideri hesaplanması yönünden doktor bilirkişiden rapor alınmaması da doğru olmamıştır.
Davacı vekilinin gelire ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesinde ise; davacı vekili tarafından dava dilekçesinde müvekkili davacının inşaat ustası olduğu ve gelirinin 3.000,00.TL ‘nin üzerinde bulunduğu belirtildiğinden, mahkemece dosya hesap bilirkişisine sunulmadan önce delil listesinde de açıkça belirtilen SGK kaydı, çalışma ile ilgili tüm belgeler getirtilerek, davacının inşaat ustası olarak çalışıp çalışmadığı tespit edilerek, inşaat ustası olarak çalıştığının tespit edilmesi durumunda ilgili meslek odalarına müzekkere yazılarak, davacının gelirinin belirlenmesi gerekirken, davacıya iddiaların ispatlamak için delil toplatma hakkı tanınmadan dosya kapsamına görer karar verilmesi hatalıdır. Kaldı ki dosya içerisinde bulunan, UYAP üzerinden alınan SGK kaydı sorgusunda ; davacının aktif sigorta çalışanı olduğu, 2014/6. dönem en son çalışma kaydına göre, özel bina inşaatında çalıştığı görülmektedir. Davacının, bina inşaatlarında çalışma kaydının bulunup bulunmadığına ilişkin kaza tarihindeki ve kaza öncesindeki dönemlerdeki çalışığı tüm işyerleri ve faaliyet alanlarını gösterir SGK kaydı ve işe giriş bildirgesinin dosyaya celp edilmesi gerekmektedir. Davacının, inşaat işçisi olduğu iddia edildiği ve davacı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde açıkça, dava dilekçesinde belirttiği gibi davacının inşaat ustası olduğunu ve 3000,00.TL üzerinde geliri bulunduğunu, asgari ücret üzerinden yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, ücret araştırması gerektiği yönündeki itirazları ve talepleri bulunduğu halde, davacı vekilinin belirtmiş olduğu delillerin toplanması ve yeniden bilirkişi raporu alınması yönündeki talebinin reddine karar verilmesi de doğru olmamıştır
Bu durumda ilk derece mahkemesince, kazayla ilgili eksik kalan tedavi evrakları ile davacının SGK kayıtlırı getirtilerek inşaat ustası olarak çalışdığına ilişkin kaydı var ise meslek odalarına ve ilgili yerlere müzekkere yazılarak, davacının inşaat ustası olması durumunda maluliyet oranı değişeceğinden, bu hususla ilgili araştırma ve tespit yapıldıktan sonra, s ATK 3.İhtisas Kurulundan kaza tarihinde yürürlükte olan Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alınarak davacının olay nedeniyle uğradığı çalışma gücü kaybı bulunup bulunmadığı ve varsa oranı, kalıcı olup olmadığı ve ayrıca ne kadar süre bakıcıya ihtiyacı bulunduğu konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alındıktan sonra, doktor bilirkişi ve hesap bilirkişisinden oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetinden yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen hususlarda ve tarafların raporlara karşı itirazlarının da değerlendirildiği rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince esasa münhasır delil toplanmadan, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesinin, usul ve yasaya aykırı olması ve ilk derece mahkemesi kararının tüm istinaf sebepleriyle birlikte değerlendirilmesinin gerekmesi karşısında, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün bulunmamakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacı vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 25.10.2018 tarih 2014/659 E. 2018/460 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde istinaf yoluna başvuranlara iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.17.11.2021