Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1875 E. 2022/931 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1875
KARAR NO : 2022/931

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/05/2019
NUMARASI : 2018/236 Esas 2019/84 Karar
DAVANIN KONUSU : Tasarıma Tecavüzün Men’i Ref’i Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 14.06.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14.06.2022

İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 22.05.2019 tarih 2018/236 Esas 2019/84 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin metal, ahşap dekorasyon ürünleri, tel saat ve kolye üretimi yaptığını, tasarımların ”…” ismiyle tescillendiğini, ürünlerin fiziki olarak ve internet ortamında satışa sunulduğunu, davalının 21.06.2018 tarihinde WIPO tarafından tescil edilen tel … tasarımını taklit ederek ürettiğini ve ….com isimli internet sitesinde satışa sunduğunu, müvekkilinin bu tasarımın tescili amacıyla 09.02.2017 tarihinde Türk Patent ve Marka Kurumuna 2017/00909 nolu tasarım başvurusu bulunduğunu, ancak kurum tarafından müvekkilinin kendi sitesinde daha önce satışa arz edildiği için, tasarımın yeni olmadığı gerekçesiyle tescil talebinin reddedildiğini, yenilik şartı nedeniyle reddedilen tasarımların da SMK’nın 56. maddesi uyarınca korunmaya tabi olduğunu, müvekkilinin zarara uğradığını iddia ederek; taklit ürünlerin üretim ve satışının durdurulması, tecavüzün men’i, ref’i, stokta bulunanların imhası, davalının ticari defterleri incelenerek tasarımı müvekkiline ait olan ürünlerin kaç tane satılmış ise bilirkişi raporu ile hesaplanması, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacının bu davayı açmakta hukuki yaranının bulunmadığını, açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu, kötü niyetle açıldığını, davacının tescille koruma altına alınmış bir sınai hakkının bulunmadığını, bu nedenle taklit edilmesinin de söz konusu olmadığını, tasarımda ”yeni ve ayırt edici” kritere sahip olmadığını, kamuya mal olmuş bir sanatçı resmi üzerinde hak iddia edilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; tescilsiz tasarımların 6769 sayılı SMK’ya göre korunduğu, ancak yasanın korumanın şartlarını yine tasarımın yenilik ve ayırt edicilik taşıması kaydına ve kamuya sunumundan itibaren 3 yıllık süreye tabi tuttuğu, davacının 2017/00909 nolu başvurusunun kabul görmediği, itirazının da YDK tarafından reddedildiği, davacının çekişme konusu ürünleri yenilik ve ayırt edicilik taşımadığından tescilli tasarım korumasına elverişli bulunmadığı, dolayısıyla SMK’nın 56/5-b maddesi uyarınca, bu tasarım genel izlenim bakımından öncekilerden farklı ve ayırt edici niteliğe sahip tasarımlardan olmadığından, tescilsiz tasarım korunmasının işletilemeyeceği, SMK 56/4-b uyarınca tasarımın yeni ve ayırt edici olmak kaydıyla ilk sunumdan itibaren tescilsiz tasarım olarak korunabileceği, … temalı söz konusu ürünlerde bu özelliğin bulunmadığı, adı geçen sanatçının Fikri ve sınai haklarının İspanyol tebalı başka bir şirkete ait olduğu, ürünlerin bir orjinallik içermediği ve sahibinin hususiyetini yansıtmadığı, özgün tarafı bulunmayan bu ürünlerin herkesçe üretilebileceği, davacıya haksız rekabetten yakınma hakkı sağlamadığı, bu tarz ürünlerin çok yaygın olarak piyasada bulunduğu gerekçesiyle haksız rekabetin önlenmesi, kaldırılması ve tazminat davasının reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, hükme esas alınan bilirkişi raporunun çelişkili ifadeler barındırdığını, Yargıtay’ın yıllardır süregelmiş “haksız rekabetin varlığı için zarar görme tehlikesinin bile yeterli olduğu” yerleşik içtihadının tam tersine, “maddi kayıp yaşatmayacak kadar haksız rekabetin kabul edilebilir olduğu” şeklinde hüküm kurulduğunu, … isimli sanatçı ve onun haklarına sahip şirketin, kendilerinin tasarlamadığı, üretmediği, kullanmadığı, belki de haberinin bile olmadığı geometrik bir tasarım ve geometrik portreden yapılmış metal dekorasyon ve aksesuar ürünü üretme fikri üzerinde hak sahibi ilan edilmiş olduğunu, tasarımın WIPO tescilli olduğunu belirtmelerine rağmen, Türk Patent Enstitüsünden bu konuda hiçbir bilgi alınmadığını, Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nce ilk derece mahkemesi kararının aksine haksız rekabetin var olduğunun kabul edilen karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, davacıya ait tasarıma davalının tecavüzünün tespiti, tecavüzün, üretim ve satışın önlenmesi, stokta bulunan ürünlerin imhası ve maddi tazminat istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı vekili, Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) tarafından tescil edilen, ancak Türk Patent ve Marka Kurumun tarafından yenilik koşulunu taşımaması nedeniyle tescil başvurusu reddedilen tel … duvar süsü ve kolye tasarımını davalının taklit ederek kolye ürettiğini ve internet sitesinde sattığını iddia ederek, haksız rekabet yaratan taklit ürünlerin üretim ve satışının durdurulması, tecavüzün men’i, ref’i, stokta bulunanların imhası ve maddi tazminatın davalıdan tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır.
Sınai Mülkiyet Kanunu’nun “Yenilik ve ayırt edicilik” başlıklı 56. maddesinde “(1) Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur. (2) Birleşik ürünün parçasının tasarımı, aşağıdaki şartları taşıyorsa yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir: a) Parça birleşik ürüne takıldığında, birleşik ürünün normal kullanımında görünür durumda olmalıdır. b) Parçanın görünür durumda olan özellikleri, yenilik ve ayırt edici nitelik şartlarını karşılamalıdır. (3) Bu maddede yer alan normal kullanım; bakım, servis veya onarım işleri hariç olmak üzere, son kullanıcı tarafından kullanımı ifade eder. (4) Bir tasarımın aynısı; a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir. (5) Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir. (6) Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Aynı kanunun “Tasarım hakkının kapsamı ve sınırları” başlıklı 59. maddesinin 2. fıkrasında “Tescilsiz tasarım, sahibine birinci fıkrada belirtilen fiilleri engelleme hakkını sadece korunan tasarımın aynısının veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kopyalanarak alınması hâlinde verir. Korunan tasarımın kendi tasarımından önce kamuya sunulduğunu makul yollarla bilmesi mümkün olmayan bir tasarımcı tarafından bağımsız olarak yapılan tasarımın koruma kapsamındaki tasarımdan kopyalanmış olduğu kabul edilmez.”
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, davacı tarafından üretilen kolye ile davalı tarafça üretilen kolyenin karşılaştırılmasına, SMK’nın 59. maddesinde geçen “tasarımın aynısının veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kopyalanarak alınması” koşulunun ilk bakışta benzer özellikler taşıması haricinde görsel farklılıkları oldukça açık olan iki ürün için değerlendirildiğinde, ilgili maddenin koruyuculuğunu kapsamadığı, malzeme olarak ortaklık göstermekle birlikte, her iki ürünün de özgün karakterlere sahip olmadığı, birbirlerinden ayırt edilmeyecek kadar benzerinin kopya olarak alındığı fikrini oluşturmadığı, …’nun temsil etmiş olduğu değerler ve figürüne yüklenen anlamlar sebebiyle son 30-40 yıldır kamusal beğeniye yönelik çeşitli ürünlerde ve tasarımlarda yer verilen bir sanatçı olduğunu, popüler imgelemde öne çıkan bir figür olduğunu, imajının kullanıldığı eşyaların oldukça yaygın olduğu, Florida merkezli … -… Şirketi’nin 2007’de ABD Patent ve Marka Ofisi’ne başvurarak …’nun yüzünü ticari marka haline getirdiği, davaya konu … metal duvar panosu ile tıpatıp aynı formda, tasarımda ve malzemede ürünlerin çeşitli internet sitelerinde satışa sunulduğu, … figürünün özellikle portresinin çeşitlendirildiği tasarımların özgünlük niteliği taşımadığı, seri üretim ve satış konusu oluşu sebebiyle FSEK Madde 8’e göre “Bir eserin sahibi, onu meydana getirendir” hükmü sebebiyle yapılan her türlü çoğaltma, yorumlama ve çeşitli yüzeylere uygulamanın orijinal eserin kopyaları olarak görüldüğü, aynı benzerliğin aksesuar kategorisinde değerlendirilen kolye tasarımları için de geçerli olduğu, davacının satışa sunduğu … figürlü gümüş kadın kolyesinin benzer örneklerine davalının haricinde başka bir firmanın internet sitesinde de ticari amaçla yer verildiği, davaya konu olan tasarım ürünlerinin iş mahsulleri, faaliyeti veya ticari işletmesiyle ilgili benzerlik yaratarak karışıklığa ve yanılmaya sebep olunan bir durum oluşturmadığı görüşü bildirilmiştir.
Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece itibar edilen bilirkişi raporunda tasarım hakkı, marka hakkı ve eser sahipliği tek tek incelenmiştir. Her ne kadar davacılar vekili, müvekkilinin tasarladığı geometrik portreden yapılmış metal dekorasyon ve aksesuar ürününden haberi bile olmayan … Şirketi’nin hak sahibi ilan edildiğini, müvekkilinin WIPO tescilinin olduğunu, davalının farklı tasarımlar içerisinde müvekkiline ait tasarımı kopyaladığını istinaf nedeni olarak ileri sürmüş ise de, bilirkişi raporunda davacı şirketin TPE nezdinde tescilli bir tasarımının mevcut olmadığı, … figürünün özellikle portresinin çeşitlendirildiği tasarımların özgünlük niteliği taşımaması nedeniyle SMK’nın 59/2. maddesinde düzenlenen tescilsiz tasarımın korunması hükmünün somut olayda uygulanmasının da mümkün olmadığı, haksız rekabetin de kanıtlanamadığı, tarafların ve başka firmaların benzer ürünlere ait internet satış sitelerindeki ilan fotoğrafları tek tek karşılaştırılarak detaylarıyla anlatılmış olup, bilirkişi raporundaki inceleme Dairemizce de yeterli görüldüğünden davacı vekilinin istinaf sebepleri haklı bulunmamıştır.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.14.06.2022