Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1857 E. 2022/592 K. 11.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1857
KARAR NO : 2022/592

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27.11.2018
NUMARASI : 2018/496 E. 2018/1245 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 11.04.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 11.04.2022

İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.11.2018 tarih 2018/496 E. 2018/1245 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar … ile … vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, 11/01/2017 tarihinde müvekkiline ait ve dava dışı … sevk ve idaresindeki … plakalı araca, davalı … sevk ve idaresindeki, davalı …’ne ait belediye otobüsünün çarptığını, araçta değer kaybı oluştuğunu, davalılardan ….’ye yapılan başvuru sonucunda müvekkiline 6.072,24 TL ödeme yapıldığını, ancak değer kaybının daha yüksek olduğunu iddia ederek, belirsiz alacak davası niteliğinde olmak üzere ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL değer kaybından kaynaklanan maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, kazanın müvekkili idarenin kusuru dışında meydana geldiğini, davalı sürücü …’nin bir kusurunun bulunmadığını, idareye ait araçların periyodik olarak bakımlarının yapıldığını, şoförlerin sürekli ve düzenli olarak testler ile sağlık kontrolünden geçirildiğini, her ne kadar kaza tespit tutanağında davalı sürücüyü kusur isnat edilmişse de bu tespiti kabul etmediklerini, kesin delil niteliği taşımadığını, kaza tarihinde İzmir’de yağan kar sonucu yollarda gizli buzlanmanın meydana geldiğini, araçta oluştuğu iddia edilen değer kaybı miktarını kabul etmediklerini savuranak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkilinin kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığını, asli ve tam kusurlu tarafın davacı olduğunu, davacının yolun şartlarını gözetmeyerek aşırı hızlı bir şekilde seyrettiğini, aracının kayması sonucunda müvekkilinin kullandığı otobüse çarptığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. vekili, dava konusu … plakalı aracın müvekkili şirkete 04/07/2016-2017 tarihleri arasında ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, maddi hasarlarda araç başına teminatın 33.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, davacının öncelikle kusuru ispatlaması gerektiğini, davacının müvekkiline başvurması üzerine hasar dosyası açıldığını, değer kaybı olarak belirlenen 6.072,24 TL’nin davacıya ödendiğini, ödeme ile sorumluluklarının sona erdiğini, aracın maddi zarar için de 24/03/2017 tarihinde 16.371,15 TL ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, dava konusu trafik kazasının oluşumunda davalı araç sürücüsünün %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacı tarafa ait araç sürücüsünün kusursuz olduğu, kaza sebebiyle onarımı yapılan aracın 2. el piyasa değerinde 10.562,00 TL azalış meydana geldiği, oluşan iş bu araç değer kaybı bedelinin ZMSS poliçesi limiti ve kapsamı dahilinde kaldığı, davalı … şirketince değer kaybı zarar bedeline karşılık davacıya dava tarihinden önce 6.072,00 TL ödeme yapıldığı, tazmini gereken bakiye araç değer kaybı zarar miktarının 4.490,00 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 4.490,00 TL’nin davalılar … ile …’nden kaza tarihi olan 11/07/2017 tarihinden itibaren, davalı ….’den temerrüt tarihi olan 24/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalılar … ile … vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı … vekili, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin hiçbir kusurunun bulunmadığını, davacının asli ve tam kusurlu olduğunu, bu nedenle tazminat talep etme hakkı bulunmadığını, bilirkişi raporunda dava konusu aracın geçmiş tarihte kazasının olup olmadığının araştırılmadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, dava konusu kazanın meydana gelmesinde müvekkili idarenin ve davalı sürücünün kusurunun bulunmadığını, müvekkili idareye ait araçların bakımlarının periyodik olarak yapıldığını, şoförlerin sürekli ve düzenli olarak psiko-teknik testler ile sağlık kontrollerinden geçirildiğini, davalı sürücünün, trafik kurallarına uymasına, tüm dikkat ve özeni göstermesine rağmen kazaya engel olamadığını, kaza tarihinde İzmir’de yağan kar sonucu yollarda gizli buzlanmanın modana geldiğini, kazanın beklenmeyen hal sonucu meydana geldiğini, yapılan tamirat sırasında davacıya ait araçtaki hasarlı parçaların yenileri ile değiştirilmesinin, aracın aktarma organlarında ve motorunda hasar bulunmaması sebebiyle araçta bir değer kaybı meydana getirmediğini, aracın tramer kayıtlarının dikkate alınmadığını, aracın davaya konu kazadan önce maddi hasarlı trafik kazası yapıp yapmadığının kontrol edilmesi gerektiğini, bilirkişi tarafından yapılan piyasa araştırmalarının hangi tarih itibariyle yapıldığının net olarak anlaşılamadığını, bilirkişi raporuna karşı sundukları itirazların değerlendirilmediğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası nedeniyle davacı aracında meydana gelen değer kaybı zararlarının karşı aracın işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak düzenlenen ekspertiz raporunda davacıya ait araçta 16.371,15 TL tutarında hasar meydana geldiğinin tespit edildiği, bu hasar bedelinin davacıya 23.03.2017 tarihinde ödendiği, sigorta eksperi tarafından yapılan hesaplamada araçtaki değer kaybının ise 6.072,24 TL olarak hesaplandığı, bu bedelin de davacıya 24.04.2017 tarihinde ödendiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’nin sevk ve idaresindeki aracı ile gece vakti, karlı hava ve buzlu zeminde seyir halinde iken dikkatsiz ve tedbirsizce davranması, aracının hızını aracının teknik özelliklerine, havanın ve zeminin şartlarına uydurmaması, hatalı bir şekilde aracının doğrultusunu değiştirerek bahse konu trafik kazasına sebebiyet vermesi nedeniyle %100 oranında tam kusurlu olduğu, davacıya ait … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın ise kusurunun bulunmadığı, aracın piyasa rayiç fiyatının 205.000,00 TL olduğu, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından hazırlanarak 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartları ekinde bulunan “Araçlarda Değer Kaybı Hesaplama Formülü” ile yapılan hesaplama sonucunda davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybının 4.490,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendi Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih 2019/40 E-202/40 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş olduğundan, davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK’nın ve 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekmekte olup, dava tarihinden sonra 19.06.2021 tarihinde yürürlüğe giren 7327 sayılı Kanunun 18. maddesiyle KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişiklikle bu maddenin birinci fıkrasının birinci cümlesinden sonra gelmek üzere “Bu tazminatlardan; a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı olarak dikkate alınarak…. hesaplanır” ibareleri eklenmek suretiyle Anayasa Mahkemesinin iptal kararına uygun şekilde bir düzenleme yapılmış, böylelikle poliçe tarihi itibariyle ister eski genel şartlar ister yeni genel şartlar yürürlükte olsun her halükarda Yargıtay içtihatlarında belirtildiği üzere aracın kazadan önceki ikinci el piyasa rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı tazminatı hesaplanması gerekmekte ise de, bu yöntem ile hesaplanacak değer kaybı daha yüksek çıkacağından, istinaf kanun yoluna başvuranın sıfatına göre kaldırma konusu yapılmamıştır.
Davacıya ait aracın Tramer kayıtlarının incelenmesinde dava konusu kazadan önce gerçekleşmiş bir kaza veya hasarının mevcut olmamasına, olaya uygun ve denetime elverişli bilirkişi raporunun kusur tespitine ve aracın rayiç değerine yönelik tespitlerinin yerinde olmasına göre, davalılar vekillerinin bu hususlardaki istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranların dilekçelerinde yer verdikleri itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … … vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … … yönünden istinaf karar harcı olan 306,71 TL harçtan, peşin alınan 76,67 TL harcın mahsubu ile bakiye 230,04 TL’nin davalı … …’den alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 306,71 TL harçtan, peşin alınan 76,67 TL harcın mahsubu ile bakiye 230,04 TL’nin davalı …’den alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davalıların yaptığı giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11.04.2022