Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1850 E. 2022/940 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1850
KARAR NO : 2022/940

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07.03.2019
NUMARASI : 2014/1322 Esas 2019/313 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
DAVA TARİHİ : 24.02.2014
KARAR TARİHİ : 14.06.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14.06.2022

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.03.2019 tarih 2014/1322 Esas 2019/313 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili ile davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 30.11.2013 tarihinde davalı …’ün işleten ve sürücüsü olduğu ve müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu … plakalı araç ile, davalı … Sigorta tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan ve davalı …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı araçların karıştığı trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını, ameliyat edildiğini, meydana gelen kırıklar ve yüzünde sabit yara izleri nedeniyle tedavisinin devam ettiğini, kaza tarihinde davacının 33 yaşında, bekar ve evlenme hazırlığı içinde olduğunu, anne ve babasının geçimine katkıda bulunduğunu, kaza nedeniyle işini kaybettiğini ve büyük zarara uğradığını, tedavi giderlerini kendisinin ödediğini, kazanın meydana gelmesinde davalıların %100 kusurlu olduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, çalışamaması nedeniyle akraba ve komşularından aldığı borçlar için 20.000,00 TL, tedavi, bakıcı, yol ve ilaç masrafları için 5.000,00 TL, vekalet ücreti ve yargılama giderleri için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL maddi tazminat ile 60.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı sigortanın poliçe limiti dahilinde maddi tazminattan sorumlu olarak) olay tarihinden itibaren BK.105 ve 6098 s. Yasanın 122. Mad gereğince uygulanacak faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 12.03.2014 havale tarihli dilekçesi ile davalı …’ın maddi hata nedeniyle davalı olarak gösterildiğini beyan ederek, davalı … yönünden davadan feragat edildiğini bildirmiştir.
Davacı vekili 10.12.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile, tedavi, bakıcı, yol ilaç masraflarına ilişkin talebi 16.651,50 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili, müvekkilinin sürücüsü olduğu … plakalı araca, davacının içinde bulunduğu ve davalı …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı aracın arkadan çarptığını, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, kaza tutanağında davalı …’ün asli tam kusurlu olduğunun belirtildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili, sigorta poliçesinde kişi başına sakatlık teminatının 250.000,00 TL olduğunu, müvekkili şirketin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğunu, adli tıp kurumundan kusur ve maluliyet raporu alınmasını, tazminat miktarının aktüerya uzmanı bilirkişilerce yapılmasını talep ettiklerini, dava tarihinden itibaren yasal faizi talep edebileceğini, tedavi giderlerinden sorumlu olmadıkları savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, kazadan sonra davacının devlet hastanesinde tedavi gördüğünü, yarım kalan işlerini tamamladığını, kendisinin ise annesinin yardımlarıyla yaşadığını, aracın borcu ve ev giderlerine kazancının yetmediğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, 30.09.2015 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü davalı …’nin kusurunun bulunmadığı, … plakalı araç sürücüsü ve işleteni davalı …’ün %100 oranında tam kusurlu olduğunun tespit edildiği, kusur oranlarına göre … plakalı aracın ZMMS sigortacısı davalı … Sigorta A.Ş’nin davacının tespit edilecek zararlardan bir sorumluluğu bulunmadığını, davalı sürücü …’ün davacının zararlarından kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte sorumlu olduğu, İzmir 23. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/673 E. 2016/1022 K. sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, davalı …’ün taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, bu kararın kesinleştiği, İzmir Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 05/01/2016 tarihli raporda davacının maluliyetini gerektirir anatomik veya fonksiyonel kayıp saptanmadığının, yüz sınırlarında tarif ve tespit edilen yaralanmasının yüzde sabit iz niteliğinde olduğunun, davacının yaralanmasının 45 günde tıbbi şifa bulacağının bildirildiği, 23/01/2017 tarihli aktüerya bilirkişi raporunda, davacının geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 1.766,41 TL olduğunun, sürekli maluliyet yönünden maddi zararının bulunmadığının, ileriye dönük estetik amaçlı tedavi giderleri için 12.000,00 TL masraf yapılabileceğinin, dosya kapsamında belgeli tedavi giderlerinin toplamının ise 3.401,50 TL olduğunun, davacının toplam maddi zararının 17.167,91.-TL olacağının tespit edildiği, Ege Üniversitesi Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 13/02/2018 tarihli raporda, olay tarihinde bina yıkım işinde çalıştığını beyan eden 20.03.1980 doğumlu davacının olay tarihinde yürürlükte olan “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” uyarınca maluliyet oluşturacak kalıcı bir arızasının bulunmadığının, tıbbi iyileşme süresinin 3 (üç ay) olarak kabulünün uygun olacağının tespit edildiği, 19.04.2018 tarihli aktüerya ek raporunda davacının geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 3.593,77 TL olduğunun, sürekli maluliyet yönünden maddi zararının bulunmadığının, ileriye dönük estetik amaçlı tedavi giderinin 13.250,00.-TL olabileceğinin, dosya kapsamında ki belgeli tedavi giderleri toplamının 3.401,50.-TL olduğunun, davacının toplam maddi zararının 20.245,27 TL’ye tekabül edeceğinin saptandığı, davacı davalı …’ün kullandığı araçta yolcu olarak bulunuyor ise de davalı …’ün süresinde verdiği cevap dilekçesi ile hatır indirimine dayanmadığı, bu durumun savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında kaldığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geldiği tarih ve paranın alım gücü, davacının kazadaki kusur oranı, yaralanmanın boyutu göz önünde bulundurularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle; davalı …’a karşı açılan davanın feragat nedeniyle reddine, davalı … Sigorta A.Ş. ve …’ye karşı açılan davanın reddine, davacının 3.593,77 TL geçici işgöremezlik tazminatı, 5.000,00 TL tedavi giderinin 30.11.2013 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsiline, 11.651,50 TL tedavi giderinin davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 3.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’ten 30.11.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, tedavi giderinin 11.651,50 TL’lik kısmı için ıslah dilekçesinde faiz talep edilmemiş olması gerekçe gösterilerek, anılan tutar için faize hükmedilmediğini, ıslah ile artırılan kısım için ıslah dilekçesinde faiz talep edilmemiş olsa bile dava dilekçesinde mevcut olan faiz talebinin kısmi ıslah için de geçerli olduğunu, kısmi ıslahta davacının sadece talep sonucundaki miktarı değiştirdiğini, hükmedilen tedavi gideri tutarına olayın meydana geldiği 30.11.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsil edilmesine karar verilmesi gerekirken, yasal faize hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, olayın meydana gelmesinde müvekkilinin hiç bir kusurunun bulunmadığını, davalı …’ün tam ve asli kusurlu olduğunu, müvekkilinin yüzündeki izlerin ameliyat edilse dahi hiçbir zaman ortadan kaldırılamayacağını, hükmedilen manevi tazminatın düşük olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkilinin asli ve tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davacının uğradığını iddia ettiği zararlardan tek başına sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, kaza meydana gelmeden önce müvekkilinin davacıyı emniyet kemeri takması konusunda uyardığını, davacının emniyet kemeri takmayı reddettiğini, ayrıca müvekkilinin aracı daha hızlı sürmesi konusunda baskı yaptığını, adli tıp raporunda davacının iyileşme sürecinin 3 ay olarak saptandığını, müvekkili aleyhine hükmedilen geçici iş göremezlik tazminatının hukuki dayanağının bulunmadığını, maluliyeti bulunmadığı halde çalışmamayı kendisinin tercih ettiğini, maddi ve manevi tazminattan davacının kusuru oranında indirimin yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, davacının trafik kazasında yaralanmasından kaynaklanan geçici iş göremezlik tazminatı ile tedavi ve bakıcı masraflarının ve manevi tazminatın, davacının yolcu olduğu aracın işleten-sürücüsü ile karşı aracın sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dava konusu olaya ait trafik kazası tespit tutanağında kaza sırasında davacının emniyet kemerinin takılı olup olmadığının belirsiz olduğu işaretlenmiş olup, kaza sırasında davacı ile aynı araçta olan tanıkların da kaza anında davacının emniyet kemerinin takılı olup olmadığını bilmediklerini beyan ettikleri anlaşılmış olmakla, dosyadaki mevcut delillere göre, davacının emniyet kemeri takıp takmadığının, dolayısıyla müterafik kusurunun bulunup bulunmadığının belirlenmesinin mümkün olmamasına göre, davalı … vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının reddi gerekmiştir.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi tarafından düzenlenen 13.02.2018 tarihli adli sağlık kurulu raporunda davacının trafik kazası nedeniyle olay tarihinde yürürlükte olan 03.08.2013 tarih 28727 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan ”Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” uyarınca davacının maluliyet oluşturacak kalıcı bir arızasının bulunmadığı, meslekte kazanma gücünde azalmaya neden olmadığı, iyileşme süresinin 3 ay olarak kabulünün uygun olduğu tespit edilmiş olmakla, davalı … vekilinin geçici iş göremezlik tazminatı isteminin hukuki dayanağının bulunmadığı yönündeki istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde hükmedilecek maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş olup, dava dilekçesinde mevcut bulunan faiz talebinin kısmi ıslah içinde geçerli olduğu, ıslah ile arttırılan kısım için ıslah dilekçesinde faiz talep edilmese bile dava dilekçesinde mevcut olan faiz talebinin ıslah ile artırılan kısım için de geçerli olduğunun kabul edilmesi gerektiğinden, mahkemece ıslah ile artırılan kısım da dahil olmak üzere hükmedilen tüm tazminat tutarına kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalı …’ten tahsiline karar verilmesi gerekirken ıslah dilekçesinde faiz talebinde bulunulmadığı gerekçesiyle, kabulüne karar verilen 16.651,50 TL tedavi giderinin sadece 5.000,00 TL’lik bölümüne faiz işletilmesine karar verilmesi ve ıslah talebi ile arttırılan kısma faiz işletilmemesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları haklı bulunmuş, kararın bu yönden kaldırılması gerekmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/22-449 Esas 2017-128 Karar sayılı içtihadı emsal nitelikte olup bu doğrultudadır.
Davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf sebebinin değerlendirilmesinde; Manevi tazminat; ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayan kişinin çektiği acıyı, duyduğu elem ve üzüntüyü bir nebze olsa da dindiren, zarara uğratan olay nedeniyle oluşan ruhsal tahribatı onarmaya yarayan bir araçtır. Manevi tazminatın kapsam ve miktarını takdir hakkı kural olarak hakime aittir. Hakim, manevi tazminatı hak ve nesafete uygun olarak belirlemeli, bu belirlemede hukuk kurallarının yanında tarafların sosyal, ekonomik ve moral yapısı ile özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Manevi tazminat olarak takdir edilecek tutar manevi acıları kısmen de olsa gidermesinin yanında kamuoyu ve sosyal vicdanda da kabul görmeli ve zarar gören açısından da bir zenginleşme aracı olmamalıdır. Mahkemece alınan kusur raporunda davalı sürücü …’ün kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu rapor edilmiş, mahkemece de davalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğu kabul edilerek kazada yaralanan davacı için 3.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Davalı sürücü …’ün tam kusuruyla gerçekleşen kaza sonucu davacının maluliyeti oluşmamış ise de; kaza nedeniyle davacının yüzünde ameliyat edilse dahi hiç bir zaman ortadan tamamen kaldırılamayacak izler oluştuğu, iyileşme süresinin 3 ay olduğu anlaşılmakla; kaza tarihi, zararın ağırlığı, iyileşme süresi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve hakkaniyet ilkesi gözetildiğinde davacı için takdir edilen 3.000,00 TL manevi tazminat miktarı bir miktar düşük görülerek Dairemizce takdiren davacı için 8.000,00 TL manevi tazminata hükmetmenin daha makul ve ılımlı olduğu kanatine varılarak davacı vekilinin istinaf itirazları haklı bulunmuştur.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07.03.2019 tarih 2014/1322 Esas 2019/313 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Davacının davalı …’a karşı açtığı davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
Davacının davalı … Sigorta Genel Müdürlüğü ve …’ye karşı açtığı davanın REDDİNE,
Davacının …’e karşı açtığı maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, 3.593,77 TL geçici işgöremezlik tazminatı ve 16.651,50 TL tedavi giderinin 30.11.2013 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Davacının manevi tazminat isteminin KISMEN KABULÜ ile, 8.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’ten 30.11.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile alınarak davacıya verilmesine,
492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince kabul edilen maddi ve manevi tazminat miktarı üzerinden alınması gereken 1.929,43 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 204,95 TL ve ıslah ile alınan 199,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.525,48 TL’nin davalı …’ten alınarak hazineye gelir kaydına,
Kabul edilen maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen maddi tazminat istemi yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince ve istinafa gelenin sıfatına göre 3.600,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Sigorta Genel Müdürlüğü ve …’ye verilmesine,
Kabul edilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen manevi tazminat istemi yönünden AAÜT 10/3 mad geriği hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ten verilmesine,
Davacı tarafından yapılan ilk dava gideri harcı 233,95 TL ve ıslah harcı olarak yatırılan 199,00 TL’nin davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan müzekkere, tebligat, keşif araç gideri 915,05 TL, bilirkişi ücreti, 990,00-TL, keşif harcı 195,40.-TL olmak üzere toplam 2.100,45.-TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre hesaplanan 827,99 TL’nin davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine, geri kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı … tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’ye verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıranlara iadesine,
4-İstinaf yoluna başvuran davacının ödediği istinaf karar harcının istek halinde davacıya iadesine,
5-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 1.929,43 TL’den peşin alınan 346,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.583,43 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf başvuru harcı, 59,90 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 181,20 TL istinaf yargılama giderinin davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine,
7-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı … tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 14.06.2022