Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1831 E. 2022/524 K. 25.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1831
KARAR NO : 2022/524

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/04/2019
NUMARASI : 2017/1429 Esas 2019/361 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
DAVA TARİHİ : 12.04.2019
KARAR TARİHİ : 25.03.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 25.03.2022
İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.04.2019 tarih 2017/1429 Esas 2019/361 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, 19/10/2017 tarihinde, müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davalı şirket tarafından ZMMS sigortası ile sigortalanan … plakalı araçların maddi hasarlı trafik kazasına karıştıklarını, … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’in kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğunu, kaza sonrası müvekkiline ait araçtaki hasar bedelinin tespiti için İzmir 7. Sulh Mahkemesi’nin 2017/179 D.İş sayılı dosyasında delil tespiti yaptırdıklarını, araçta 23.462,00 TL tutarında hasar oluştuğunun belirlendiğini, 24/11/2017 tarihinde davalının resmi e-posta adresine başvuru yaptıklarını, ancak olumlu ya da olumsuz bir yanıt verilmediğini iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkiline ait araçta oluşan hasar bedeline mahsuben 10.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 614,60 TL delil tespit gideri ile 440,00 TL delil tespit vekalet ücretinin yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, 14.01.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 17.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığını, davacının hasar bedeli talep ettiği … plakalı aracın malikinin davacı olmadığını, davacının söz konusu aracın sürücüsü olduğunu, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde 20/10/2016-2017 tarihleri arasında ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin ancak sigortalısının kazadaki kusuru oranında ve maddi zararın varlığı ispat edildiği takdirde poliçe azami teminat limitiyle sınırlı olarak sorumlu olabileceğini, davacının müvekkili şirkete usulüne uygun ihbarda bulunmadığını, araçların kusur oranlarının belirlenmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, tazminat davasında davacı olma ehliyetinin kural olarak mal varlığında doğrudan doğruya zarar oluşan kişiye ait olduğunu, ancak birşeyi sözleşme ile elinde bulunduran kişilerin ve zilyetin, onu aldığı gibi malikine aynen iade etmek zorunda olduklarını, davacının olay sırasında aracın zilyedi durumunda bulunduğunu, zilyetlik sıfatının kazanılması için sözleşme ilişkisine de gerek bulunmadığını, davacı zilyedin dava açmakta hukuki yararının bulunduğu, alınan bilirkişi raporuna göre davalı sigorta şirketinde sigortalı … plakalı aracın kazanın oluşunda %100 oranında kusurlu olduğu ve davacının sevk ve idaresindeki … plakalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda kusursuz olduğu, dava konusu araçta yedek parça ve işçilik olmak üzere toplam 23.462,49 TL hasar olduğu, aracın rayiç değerinin 32.000,00 TL olduğu, aracın sovtaj değerinin 15.000,00 TL olduğu, aracın hasar onarım bedeli ile sovtaj bedeli değeri toplamının aracın rayiç değerini aşması nedeniyle aracın onarımının ekonomik olmayacağı, aracın pert ve total işleme tabi tutulması gerektiği, araçtaki gerçek zararının 17.000,00 TL olduğu, bu değerin sigorta poliçe limiti dahilinde kaldığı, davacının davayı açmakta hukuki yararının olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 17.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığını, davacının hasar bedeli talep ettiği … plakalı aracın malikinin davacı olmayıp aracın sürücüsü olduğunu, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davacı hasar ihbarında bulunmadan aracını tamir ettirdiğini, sonrasında mahkeme aracılığıyla tespit yaptırdığını, müvekkili şirketin zararı tespit etmesinin mümkün olmadığını, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortalının sözleşme uyarınca veya sigortacının istemi üzerine, rizikonun veya tazminat kapsamının belirlenmesinde gerekli ve beklenebilecek olan her türlü bilgi ve belgeyi sigortacıya makul bir süre içinde sağlamak, ayrıca aldığı bilgi ve belgenin niteliğine göre, rizikonun gerçekleştiği veya diğer ilgili yerlerde sigortacının inceleme yapmasına izin vermekle ve kendisinden beklenen uygun önlemleri almak ile sigortacının talebi üzerine, olayın ve zararın nedeni ile hangi hal ve şartlar altında gerçekleştiğini ve sonuçlarını tespite, tazminat yükümlülüğü ve miktarı ile rücu hakkının kullanılmasına yararlı, elde edilmesi mümkün bilgi ve belgeleri gecikmeksizin vermek yükümlülüğü altında olduğunu, mahkemece hükmedilen zarar tutarının fahiş olduğunu, sovtaj bedelinin de düşük olduğunu, sigortalı aracın ticari araç olmamasına rağmen avans faizine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazasında davacının aracının hasarlanmasından kaynaklanan zararın karşı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tazmini istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Tazminat davasında davacı olma ehliyeti, kural olarak mal varlığından doğrudan doğruya zarar gören kişiye aittir. Ancak, bir şeyi sözleşmeyle (kira, ariyet vs.) elinde bulunduran kişi, onu aldığı gibi malikine aynen iade etmekle yükümlü olup, ödemek zorunda olduğu onarım giderlerini isteyebilecektir.
Dosyada, davacı …’in sürücü olduğu anlaşılmakla, kazaya karışan aracın sürücüsü olması, aracı aldığı gibi eksiksiz ve hasarsız olarak malikine teslim etmekle yükümlü bulunması nedeniyle, aracın zilyedi sıfatıyla, hasar tazmini yönünden dava açmakta hukuki yararı ve aktif husumet ehliyeti bulunduğundan, davalı vekilinin aktif husumet yokluğu yönündeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2017/1704 E. 2018/2358 K. sayılı ilamında belirtildiği üzere)
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi ile zorunlu mali sorumluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte, bu başvuru yapılmadan dava yoluna gidilmesi hali dahi HMK’nın 115/2. maddesi gereği tamamlanabilir dava şartı olduğuna göre, başvurunun yapıldığı, ancak, eksik ya da usule uygun olmayan belge ile başvurulduğu savunmasının olduğu durumlarda usule uygun olmadığı savunulan belgedeki eksiklik de yargılama aşamasında tamamlanabilecektir (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/3042 E.- 2021/1562 K. sayılı içtihatı). Davalı vekilinin dava şartının gerçekleşmediğine ilişkin istinaf itirazı da yerinde değildir.
Davacı vekili, davalı nezdinde sigortalı aracın müvekkilinin aracına çarpması nedeniyle müvekkilinin aracının hasarlandığını ileri sürerek hasar bedeli isteminde bulunmuştur. Dosyada bulunan trafik kazası tesput tutanağının incelenmesinde, 19.10.2017 tarihinde dava dışı sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile seyir halinde iken ön ilerisinde ve aynı istikamette seyir halinde olan davacının sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araca çarptığı, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, davacı tarafça İzmir 7. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/179 D.İş sayılı dosyasında alınan tespit bilirkişi raporunda davacıya ait araçta yedek parça ve işçilik olmak üzere toplam 23.462,49 TL (KDV dahil) hasar meydana geldiğinin tespit edildiği, mahkemece alınan bilirkişi raporunda tespit raporunda değişmesi gerekli olduğu belirtilen parçaların dava konusu araca ait parçalar olduğu, yedek parça ve işçilik fiyatlarının piyasa rayiç değerlerine uygun olduğu, aracın kaza öncesi ikinci el piyasa rayiç fiyatının internet sitelerinden ve yetkili satıcı ve servisten alınan bilgilere göre 32.000,00 TL olduğu, piyasa koşullarında yapılan inceleme ve araştırmalara göre sovtaj bedelinin 15.000,00 TL olduğu, aracın pert total sayılması gerektiği, davacının gerçek zararının ise 32.000,00 TL – 15.000,00 TL = 17.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Davacının, kazada hasarlanan aracı için, tespit başvurusu üzerine tespit dosyasında alınan tespit raporuna dayanarak, davalı şirkete başvuruda bulunmasında ve ekspertiz raporu alınmadan aracın tamir edilmek istenmesinde, yasal ve genel şartlardaki düzenlemelere aykırılık bulunmadığı, hüküm kurmaya ve denetime elverişli, dosya kapsamına ve olayın oluş şekline uygun düzenlenen bilirkişi raporunun benimsenmesinde ve tespit edilen tutar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Ne var ki, dosyadaki araç ruhsat bilgilerine göre, sigortalı aracın hususi olduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince yasal faize hükmedilmesi gerekirken, avans faiziyle tahsil hükmü kurulması doğru olmadığından davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazı ise haklı bulunmuştur.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuran davalı vekilinin istinaf başvurusunun faiz türü yönünden kısmen kabulü ile yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının sadece faiz türü yönünden kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12.04.2019 tarih 2017/1429 Esas 2019/361 Karar kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın KABULÜ ile, 17.000,00 TL hasar bedelinden ibaret maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.161,27 TL harçtan peşin alınan 170,78 TL peşin harç, 120,00 TL ıslah harcı toplamı 290,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 870,49 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti ve posta gideri olmak üzere toplam 552,00 TL, İzmir 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/179 D.İş sayılı dosyasında yapılan yargılama gideri, harç, vekalet ücreti toplamı 1.054,60 TL ve davacı tarafça yatırılan 290,78 TL harç gideri toplamı 1.897,38 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. hükümlerine göre hesap ve takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuranın ödediği istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı, 100,00 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 221,30 TL istinaf yargılama giderinin istinaftaki haklılık durumuna göre hesap edilen takdiren 110,65 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye istinaf yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.25.03.2022