Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1816 E. 2022/540 K. 01.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1816
KARAR NO : 2022/540

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2019
NUMARASI : 2018/511 Esas 2019/93 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 01.04.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 01.04.2022
İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.02.2019 tarih 2018/511 Esas 2019/93 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, davalı sigorta şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı aracın 19.10.2015 tarihinde müvekkili şirkete kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olan ve park halinde bulunan araca çarparak sigortalı aracın hasarlanmasına neden olduğunu, müvekkili şirkete sigortalı aracın hasarının karşılanması için müvekkili şirket tarafından sigortalıya 7.701,84 TL ödeme yapıldığını, sigortalıya ödenen bu bedelin çarpan aracın trafik sigortacısı olan davalı şirketten rücuen tahsili için davalı sigorta şirketi aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı sigorta şirketi tarafından icra takibine haksız ve kötü niyetli itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptali ile takibin devamına, % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, anlaşmalı kaza tespit tutanağına göre kaza saatinin 10.25 olduğunu, kazanın meydana geldiği an ve saat itibariyle kazaya sebebiyet verdiği öne sürülen aracın davalı müvekkili şirket nezdinde mevcut geçerli ve yürürlükte bir trafik poliçesi bulunmadığını, 108107696 nolu trafik poliçesinin kaza meydana geldikten sonra aynı gün saat 10.37’de yapıldığını, bu durumun resmi kaza tespit tutanağı ve poliçe ile sabit olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla kaza tarihi ile aynı gün yapılan poliçenin teminatının poliçede yazılı olduğu üzere ancak aynı gün öğleden sonra yani 12:00’dan sonra başlayacağının açık olduğunu, bu sebeplerle davaya konu kaza sebebiyle trafik sigortasına dayalı olarak müvekkili sigorta şirketinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu kazanın 19.10.2015 tarihinde saat 10.25 sıralarında meydana geldiği, kazada % 100 oranında kusurlu olduğu anlaşılan aracın davalı sigorta şirketi tarafından 108107696 nolu ZMMS sigorta poliçesiyle 19.10.2015 tarihi saat 12:00 ile 19.10.2016 tarihi saat 12:00 arasında geçerli olmak üzere sigorta kapsamına alındığı, dava konusu trafik kazasının ise 19.10.2015 tarihinde saat 10:25 sıralarında meydana geldiği, ayrıca poliçede “İş bu sigorta poliçesinin 19.10.2015 tarihinde saat 10:37’de iki nüsha olarak düzenlenmiştir.” ibaresinin bulunduğu, bu nedenle kazanın meydana geldiği 19.10.2015 tarihinde saat 10.25 sıralarında kazada % 100 oranında kusurlu olduğu bildirilen aracın henüz davalı sigorta şirketi tarafından sigorta kapsamına alınmamış olduğu, kaza anı itibari ile davalı sigorta şirketini sorumluluk altına sokan bir zorunlu mali mesuliyet poliçesinin bulunmadığı, bu nedenle dava dışı sigortalıya ödenen tazminatın davalı sigorta şirketinden rücuen tahsil edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, poliçenin düzenlenmesinden sonra kazanın meydana geldiğini, mahkemece delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek hatalı ve hukuka aykırı karar verildiğini, 108107696 numaralı ZMMS poliçesinin 19.10.2015 tarihi saat 12.00 ile 19.10.2016 saat 12.00 arasında geçerli olmak üzere düzenlendiği şeklindeki kabulün hukuka aykırı olduğunu, saat 12.00de başlayıp aynı şekilde sona ermeye ilişkin genel şartın bir adi karine olduğunu, poliçenin varlığı ve düzenlendiği saat bilinebiliyorsa artık bu karinenin bir öneminin olmadığını ve bu karinenin uygulanmaması gerektiğini, poliçenin düzenlendiği sistem saati 10.00 olduğundan poliçenin kazadan önce akdedildiğinin kabulü gerektiğini, kazanın poliçe vadesi içinde gerçekleştiğini, rizikonun teminat dışı kaldığının ispat yükünün davalı sigortacıya ait olduğunu, kaza saati 10.25 iken poliçe tanzim tarihindeki sistem saatinin 10.00 olarak görüldüğünü, kaza tespit tutanağında poliçe bilgileri nin yer aldığını, davalının düzenlediği poliçe bilgileri tutanakta yer aldığına göre resmi belge statüsündeki bu tutanağa ilişkin teminat dışılık iddiasının da aynı kuvvette deliller ile ispatı gerektiğini, mahkemenin kaza tespit tutanağını esas almamasının hatalı olduğunu, yargılama esnasında alınan bilirkişi raporuna itirazları değerlendirilmeden karar verildiğini, bilirkişi raporundaki poliçede sistem saatinin 10.37 gözüktüğü şeklindeki tespitin hatalı olduğunu, sistem saatinin 10.00 olarak gözüktüğünü, ortaya çıkan çelişkinin giderilmesi için Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’ne müzekkere yazılarak 10.00 olarak gözüken “sistem saati” açıklamasının ne anlama geldiğinin sorulması talep edilmesine rağmen mahkemece bu itirazları değerlendirilmeden ve çelişkili durum giderilmeden hüküm kurulduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, davacı sigorta şirketine kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olan araçta meydana gelen ve dava dışı sigortalıya ödenen hasar bedelinin karşı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olan davalı sigorta şirketinden rücuen tahsili için davalı hakkında başlatılan icra takibine davalının itirazının iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dava konusu kazaya karışan araç sürücülerinin kendi aralarında düzenledikleri kaza tespit tutanağında dava konusu kazanın 19.10.2015 tarihinde saat 10.25 sıralarında meydana geldiğinin belirtildiği, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan 108107696 nolu ZMMS sigorta poliçesinde “İş bu sigorta poliçesinin 19.10.2015 tarihinde saat 10:37’de iki nüsha olarak düzenlenmiştir.” ibaresinin bulunduğu, ayrıca poliçede 19.10.2015 tarihi saat 12:00 ile 19.10.2016 tarihi saat 12:00 arasında geçerli olmak üzere sigorta kapsamına alındığı, ayrıca araç sürücülerinin kendi aralarında düzenledikleri kaza tespit tutanağının renkli çıktısında farklı bir poliçe numarasının yazılı olup tutanağın fotokopisinde poliçe numarasının üstünün çizilerek 108107696 nolu poliçe numarasının yazıldığı, tüm bu nedenlerle dava konusu trafik kazasının meydana geldiği 19.10.2015 tarihinde saat 10.25 sıralarında aracın henüz davalı sigorta şirketi tarafından trafik sigortası kapsamına alınmadığı, sistem saatinin 10.00 olarak gözükmesinin öneminin bulunmadığı, poliçenin kaza saatinden sonra düzenlendiği, kaza anı itibari ile davalı sigorta şirketini sorumluluk altına sokan bir zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesinin bulunmadığı, bu nedenle davacı tarafından dava dışı sigortalıya ödenen tazminatın davalı sigorta şirketinden rücuen tahsil edilemeyeceği sonucuna varılmakla ; mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL’nin davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.01.04.2022