Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/18 E. 2021/1218 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/18
KARAR NO : 2021/1218

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/07/2018
NUMARASI : 2015/1081 Esas 2018/732 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 21.10.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 21.10.2021

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 03.07.2018 gün ve 2015/1081 Esas 2018/732 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 26.07.2015 tarihinde, davalının ZMMS sigortacısı olduğu aracın, müvekkilinin sürücüsü olduğu motosiklete çarpması ile meydana gelen trafik kazasında, müvekkilinin ağır yaralandığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL maddi tazmınatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle taleplerini arttırarak 4.220,30 TL geçici iş göremezlik, 122.152,44 TL kalıcı iş göremezlik tazminatın tahsilini istemiştir.
CEVAP: Davalı sigorta vekili, 6111 sayılı kanunda yapılan değişiklikler trafik kazası sonucunda oluşan yaralanmalara ilişkin tedavi taleplerinin Sosyal Güvenlik Kurumundan talep edilmesi gerektiğini, 13/10/2010 tarih ve 2010-500-490 sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararında 6111 sayılı kanun yürülüğe girmeden geçici iş göremezlik tazminatının açıkça tedavi giderleri içersinde değerlendirilmesinin gerektiğinin kabul edildiğini, geçici iş göremezlik talebinin teminat dışı olduğunu, davacının kask takmaması nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, kaza sonrası davacının 3 ay içinde iyileşebileceğinin ve bu kaza nedeniyle %8.1 oranında kalıcı olarak iş göremezliğinin tespit edildiği, buna ilişkin düzenlenen Adli Tıp Kurumu raporunun dosyadaki olgulara uygun, hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu, aktüer bilirkişisi tarafından davacının geçici iş göremezliğinden kaynaklı tazminat alacağı ile kalıcı iş göremezliğinden kaynaklı tazminat alacağının hesaplandığı ve bu hesaplamanın denetlenebilir nitelikte ve verilere uygun şekilde yapıldığı, buna göre davacının geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 4.220,30 TL olduğu, sürekli iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının ise 122.152,44 TL olduğu, bu bedelin davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen sigorta teminat kapsamında kaldığı gerekçesiyle, davanın kabulüne , 4.220,30 TL geçici iş göremezlik zararı, 122.152,44 TL kalıcı iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 126.372,74 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun “Uzlaşma” başlıklı 253/19 maddesine göre, uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle, tazminat davası açılamayacağını, açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılması gerektiğini, dava konusu kaza sebebiyle uzlaşma gerçekleştiğinden, tazminat talebinde bulunulamayacağını, hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda ATK 3. ihtisas Dairesinin 01.11.2017 tarihli % 8,1 maluliyet oranının esas alındığını, ancak, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastenesi Adli Sağlık Kurulunun 17.08.2016 tarihli raporunda “…’ın olaya bağlı yaralanması nedeniyle olay tarihinde yürürlükte olan Ağustos 2013 tarih ve 28727 sayılı Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğinden incelendiğinde meydana gelen yaralanmanın herhangi bir maluliyete neden olmadığı.” görüşüne varıldığını, raporlar arasında çelişki nin giderilmediğini, mahkemece alınan nesap raporunda 126.372, 74 TL müvekkil şirketçe alınan aktüer raporunda ise davacının tazminat alacağının 97.190,81 TL olduğu tespit edildiğini, raporlar arasındaki fahiş farkın maaş güncellemesinden kaynaklandığını, bu yönüyle bilirkişiden ek rapor alınması taleplerinin kabul edilmediğini, davacının B sınıfı ehliyet sahibi olduğu , motosiklet kullanabilmesi için A2 sınıfı ehliyet sahibi olması gerektiğini, kaza sırasında yeterli ehliyete sahip olmadığından, müterafik indirim yapılmamasının hatalı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE :Dava, davalı sigorta şirketince ZMMS poliçesi ile teminat altına alınan sigortalı aracın neden olduğu trafik kazasında davacının yaralanmasından kaynaklı geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının tahsili istemlidir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dava şartı yönünden yapılan incelemede; 5271 sayılı CMK’nun 253/17. bendinde; “Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder. “CMK’nun 253/19. bendine göre ise “… Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi,9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” hükmü yer almakta olup,anılan Kanun maddesinin 253/19. bendine göre uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz, açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır.
Somut olayda, İzmir C.Başsavcılığının 2015/83451 Soruşturma sayılı dosyasında, davaya konu kazaya ilişkin sigortalı araç sürücüsü … hakkında soruşturma başlatıldığı,10.08.2016 onay tarihli Uzlaştırma Raporunda, davacının 8.000,00 TL talebinin olduğunun bunun haricinde başkaca kişisel talebinin olmadığının, ancak, kaza sonucu sorumluluğu doğan sigorta ve tüzel kişilere karşı hakları saklı kalmak kaydıyla uzlaşmaya hazır olduğunu beyan ettiğinin yazılı olduğu ve imzalandığı, uzlaşma nedeniyle Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacı ihtirazi kayıt ileri sürerek uzlaşmayı kabul ettiğinden, tazminat davası açma hakkı bulunmakla, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları yerinde değildir.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesi içtihatlarına göre; haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, maluliyete ilişkin alınacak raporların kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmeliğe göre belirlenmesi gerektiği,01.06.2015- 20.02.2019 tarihleri arasında meydana gelen kazalarda Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine uygun olarak raporun düzenlenmesi gerektiği kabul edilmektedir.
Davaya konu kaza 26.07.2015 tarihinde gerçekleşmiş olup, bu tarihte yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine göre, maluliyet raporu düzenlenmelidir. İlk derece mahkemesince Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan maluliyet raporunda, 2013 tarihli Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine göre yapılan incelmede, davacının kazada meydana gelen gelen yaralanmasının herhangi bir maluliyete neden olmadığı ve iyileşme süresinin 6 ay olarak kabul edilmesinin uygun olacağı görüş olarak belirtildiği, itiraz üzerine İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’ndan alınan raporda 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak yapılan değerlendirmede, davacının %8.1 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayacağının belirtildiği, ilk derece mahkemesince ATK ropurunun benimsendiği ve hesap raporunda ATK raporundaki tespitler esas alınarak yapılan hesaplamayla belirlenen tazminata hükmedildiği görülmektedir. Raporlar arasındaki çelişkinin sebebi farklı yönetmelik uygulanmasından kaynaklanmaktadır.Her iki raporda da yanlış yönetmelik uygulanmıştır.
Bu durumda, ilk derece mahkemesinin, İstanbul Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Dairesinden, Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği hükümlerine göre, davacının maluliyeti ile tıbbi iyileşme süresini belirleyecek ek rapor alınması ve ek rapora göre hesap bilirkişisinden hesaplama yapılmasının istenilmesi gerekirken, hatalı yönetmeliği göre düzenlenmiş olması nedeniyle delii olarak kabul edilemeyecek ATK raporunun benimsenmesi, ve bu rapordaki tespitlere göre düzenlenen hesap raporunun hükme esas alınması gerekirken, esasa münhasır delil toplanmadan, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kararın kaldırılma sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının da incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.07.2018 tarih 2015/1081 Esas 2018/732 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.21.10.2021