Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1780 E. 2022/1064 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1780
KARAR NO : 2022/1064

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09.04.2019
NUMARASI : 2016/1317 Esas 2019/393 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 06.07.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 06.07.2022

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.04.2019 tarih 2016/1317 Esas 2019/393 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın Buca Çarşı Şubesinin müşterisi olduğunu, hesap açılışından itibaren davalı bankadan kullanılan kredilerle ilgili olarak ya da bankacılık işlemleri gerekçe gösterilerek, hiçbir yasal dayanağı olmadan müvekkilinin hesabından hesap işletim ücreti, komisyon, masraf, defter işleme ücreti, gayrimenkul değerlendirme rapor bedeli, kredi erken kapama komisyonu, istihbarat, ipotek tesisi veya fekki ücreti adı altında kesintiler yaptığını, alınan masrafların hangi kalemler için ne miktarda alınacağının müvekkiline bildirilmesi ve müzakere edilmesi gerekirken bu bildirimlerin yapılmadığını iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, 02.02.2018 tarihli ıslah dilekçesinde, dava değerini 11.842,20 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, dava konusu talep miktarının belirli olması nedeniyle belirsiz alacak davası açılmasının mümkün olmadığını, davacının müvekkili banka ile imzaladığı kredi sözleşmeleri ile 18.12.2014 tarihlerinde krediler kullandığını, kullanılan kredilerin taksitlerini kredi ödeme planına göre bir süre ödedikten sonra kredilerini kapatmak istemiyle başvurduğunu, bakiye meblağın ve erken kapama ücretinin davalı bankadaki hesaplarından tahsil edilmesini talep ettiğini, davacıdan tahsil edilen erken kapama ücretinin davacının bilgisi dahilinde olduğunu, basiretli bir tacir olarakdavacının erken ödeme ücreti alınacağını kabul ettiğini, kredi işlemlerinde komisyon, ücret ve masraf talep edilmesinin bankanın yasal hakkı olduğunu, davacıdan alınan masrafların yasal düzenlemeler gereği oluşturulan masraf-komisyon listesine uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu istirdadı talep edilen tahsilat konuları ile ilgili sözleşmede hüküm ve oran var ise bu hüküm ve oranın dikkate alınması; sözleşmede tahsili konusunda hüküm var ancak oran yok ise, diğer banka uygulamalarına da bakılarak hakkaniyete uygun bir tahsilat oranı belirlenmesi gerektiği, davacı şirket ile davalı banka arasında imzalanan kredi sözleşmelerinde ve davacının talimatlarında oran bulunmadığından diğer banka ortalamaları dikkate alınarak hakkaniyete uygun bir tutarın belirlenmesi gerektiği, fazla tahsilat iddiasına konu kalemlerin tek tek değerlendirilmesi sonucunda, kredi tahsis ücreti, ipotek tesis ücreti, ekspertiz ücreti ile ilgili yapılan değerlendirmede, hükme esas alınan 19/12/2017 tarihli ve 27/08/2018 tarihli bilirkişi raporlarında, davalı banka tarafından kredi tahsis ücreti, ipotek tesis ücreti ve ekspertiz ücreti olarak toplam tahsil edilen 5.238,10 TL’nin diğer banka ortalamalarının altında olduğu, davacının talimatına istinaden bu miktarların hesabından kesildiği, dolayısı ile bu kalemler yönünden davacının iade talebinde haklı olmadığı, davacının kredi tahsis ücreti, ipotek tesis ücreti, ekspertiz ücreti yönünden iade talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, kredi erken kapama komisyonu ücreti konusunda yapılan değerlendirmede, davacı şirket ile davalı banka arasında imzalanan kredi sözleşmelerinde ve davacının talimatlarında oran bulunmadığından diğer banka ortalamaları dikkate alınarak hakkaniyete uygun bir tutarın belirlenmesi gerektiği, diğer banka erken kapama ücreti oranları dikkate alındığında erken kapama ücretinin 8.582,94 TL alınması gerektiği, davalı bankanın 20.425,14 TL erken kapama ücreti aldığı, buna göre davalı bankanın diğer banka ortalamalarına göre davacıdan 11.842,20 TL fazla erken kapama komisyonu ücreti aldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 11.842,20 TL kredi erken kapama komisyonu ücretinin ödeme tarihi olan 14/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, mahkemece talebin tamamı hakkında karar verildiği halde, hüküm kısmında “fazlaya ilişkin taleplerin reddine” şeklinde karar verildiğini, oysa ödenmesine karar verilen miktarın bilirkişi raporundaki ve ıslah talebindeki miktarla aynı olduğunu, müvekkili aleyhine vekalet ücreti yüklenmesinin hatalı olduğunu belirterek, kararın bu yönden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacıdan tahsil edilen tüm kredi masraflarının hukuka ve akdedilen sözleşmeye uygun olduğunu, bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, davacının imzaladığı sözleşmede kesintilere ilişkin hüküm bulunduğu, davacının bu tutarı bilmediğini iddia etmesinin iyiniyetli olmadığını, hesap ekstreleri, ekstrelerde yer alan faiz, ücret, komisyon, masraf vb. fatura niteliğinde olduğunu, tacir olan davacının müvekkili bankaca alınan bu ücrete 8 gün içinde itiraz etmeyerek içeriğini de kabul etmiş sayıldığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda erken kapama komisyonu oranının nasıl hesaplandığının açık olmadığını, muğlak ifadeler ile hesaplama yapıldığını, davacının krediyi kullanıp ihtiyaçlarını giderdikten sonra ilgili bedele itiraz etmesinin TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralına da aykırılık teşkil ettiğini, müvekkili banka tarafından Merkez Bankası’na bidirilen komisyon ve masraf listesinde kredi erken kapama ücretinin %5 olarak belirlendiğini, bilirki raporunda uygulanan erken kapama ücretinin %4,75 olarak belirlendiğini, listeden daha düşük oran uygulandığını, kesilen tutarın makul olduğunu, Türk Ticaret Kanunu’nun 22. Maddesinde “tacirlerin fahiş olduğu iddiası ile ödedikleri bir ücret veya cezanın indirilmesini isteyemeyeceği” şeklinde düzenleme bulunduğunu, davacının ödediği ücretin tenkisini dahi talep edemeyeceğini, mahkemece ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, davacı tarafça davalı bankadan kullanılan ticari krediler nedeniyle kesilen hesap işletim ücreti, komisyon, masraf, defter işleme ücreti, gayrimenkul değerlendirme rapor bedeli, kredi erken kapama komisyonu, istihbarat, ipotek tesisi ve fekki ücretinin davalı bankadan iadesi istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı şirket ile davalı banka arasında 03.09.2013 tarihli 250.000,00 TL limitli ve 23.07.2014 tarihli 800.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmeleri imzalandığı, davacının 24.07.2014 tarihinde 504.000,00 TL, 18.12.2014 tarihinde ise 40.000,00 TL limitli ticari krediler kullandığı, 14.10.2016 tarihinde davacı tarafından davalı bankaya her iki kredi yönünden kapama talimatı verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece bankacı bilirkişiden alınan 27.09.2017 tarihli bilirkişi raporunda Kredi Tahsis Ücreti, Erken Kapama Komisyonu, Ekspertiz Ücreti ve İpotek Tesis Ücretlerinin ilgili Kanun, Tebliğ, Yönetmelik ve Sözleşme hükümlerine uygun olarak tahsil edildiği, piyasada faaliyet gösteren diğer banka oranları ile karşılaştırıldığında makul oranlarda tahsil edildiği tespit edilmiştir. Davacı vekilinin itirazı üzerine farklı bir bankacı bilirkişiden alınan 19.12.2017 tarihli bilirkişi raporunda, davacıya kullandırılan kredilerle ilgili olarak kredi tahsis ücreti, ekspertiz masrafı olarak toplam 5.238,10 TL, 14.10.2016 tarihinde davacının talebi ve davalı bankanın kabulü ile kredilerin erken kapatıldığı ve kredilerin kapama bakiyeleri üzerinden toplam 20.425,14 TL erken kapama ücreti tahsil edildiği, kredilerin dayanağı Genel Kredi Sözleşmesinin 12.3. maddelerinde kredilerle ilgili alınacak komisyon, masraf ve ücretlerin kabul ve taahhüt edildiği, TTK’nın 22. maddesi gereğince tacir olan veya olmayan bir kimseye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacirin münasip bir ücret isteyebileceği, Bankacılık Kanunun 144. maddesi hükmü ve TCMB 2006/1 sayılı tebliğinin 4. maddesinde “Bankalarca, reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırları serbestçe belirlenir.” hükümlerinin yer aldığı, Yargıtay kararları doğrultusunda diğer bankaların ortalamalarının dikkate alınması halinde davalı bankanın, davacıya kullandırdığı ticari kredilerden dolayı tahsil ettiği kredi tahsis komisyonu, ekspertiz ücreti ve ipotek tesis ücretlerinin diğer banka ortalamalarına göre makul veya daha düşük olduğu, tahsil edilen Erken Ödeme komisyonunun … Bankası ve … Bankasının uyguladığı oranların ortalamasına göre 11.842,20 TL fazla tahsil edildiği ve kesilen tutarlara tekabül eden %5 BSMV tutarının bankanın vergi mükellefi olarak vergi dairesine ödediği yasal yükümlülük olması ve banka gelirlerine kaydedilmediği için iadesinin mümkün olmadığı görüşü bildirilmiştir. Mahkemece emekli banka müfettişi ve müdürü bilirkişiden alınan 27.08.2018 tarihli raporda kredi tahsis ücreti, ipotek tesis ücreti, ekspertiz ücreti adı altında alınan miktarların diğer banka ortalamaları altında olduğu, kredi erken kapama ücretinin ise diğer banka ortalama ücretlerinden 11.842,20 TL fazla olduğu tespit edilmiş, davacı vekilince ıslah yoluyla dava değeri bu tutara yükseltilmiştir.
Ticari kredilere ilişkin erken kapama ve kredi tahsis komisyonu ile ilgili alacak davalarının temyiz incelemesi Yargıtay 11. Hukuk Dairesince, aynı konuda itirazın iptali şeklinde açılan davaların temyiz incelemesi ise Yargıtay 19. Hukuk Dairesince(Kaatılan) temyiz incelemesi yapılmaktadır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin erken kapama komisyonu ile ilgili kararları değişkenlik göstermekle birlikte son dönemdeki kararlarından sözleşme tarihine göre ikili ayrıma gittiği, 818 sayılı Borçlar Kanunun zamanında düzenlenen sözleşmeler yönünden sözleşmede bir oran belirtilmesi halinde bu oran, bir oran belirtilmemesi halinde bankanın T.C. Merkez Bankasına bildirdiği oran, bu da yok ise emsal banka uygulamalarına göre makul bir oran belirlenmesi gerektiği, sözleşme tarihi 6098 sayılı TBK döneminde ise sözleşme hükümleri yönünden aynı yasanın 19, 20 . maddesi uyarınca genel işlem koşulları yönünden incelemeye tabi tutulması, kredi sözleşmelerinde yer alan masraf tahsiline ilişkin hükümlerin yazılmamış sayılması sebebiyle oluşan boşlukların öncelikle bankanın 09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan ve 2014/6 sayılı Tebliğ ile güncellenen 2006/1 sayılı Tebliğin 3., 4. ve 6/2 maddeleri uyarınca belirleyip ilan ettiği oranlar, bankanın bu yönde yapmış olduğu bir ilan bulunmadığının tespit edilmesi halinde ise emsal banka uygulamaları gözetilerek doldurulması gerektiği yönündedir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/12/2019 tarih 2018/4910 E -2019/8174 K, 30.09.2019 tarih 2018/5750 E- 2019/5991K, 26.09.2019 tarih 2018/4650 E- 2019/5901K sayılı kararları).
Somut olayda, davacının imzaladığı gene kredi sözleşmelerinin 12.3. maddesinde “Müşteri, işbu sözleşme uyarınca kullandığı veya kullanacağı krediler nedeniyle komisyon, fon, ücret KKDF gibi sair teferruat ve ayrıca yasalarca yetkilendirilmiş mercilerce tayin edilen miktar ve oranlarda gider vergisi, sair vergi, resim ve harçları nakden veya hesaben ödemeyi taahhüt eder.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Davacı tarafından davalı bankaya gönderilen 14.10.2016 tarihli erken kapama talimatında 24.07.2014 tarihinde kullandığı 504.000,00 TL tutarındaki ve 18.12.2014 tarihinde kullandığı 40.000,00 TL tutarındaki kredilerin vadesinden önce kapatılması amacıyla, bakiye kredi tutarının tamamının ve varsa banka tarafından belirlenecek olan erken ödeme ücretinin bankada bulunan hesabından transfer edilerek kredi borcunun kapatılmasını ve erken ödeme ücretinin de anılan hesaptan alınmasını talep ettiği, banka tarafından kredilerin 14.10.2016 tarihindeki borç bakiyeleri hesaptan karşılanmak suretiyle hesapların kapatıldığı, erken kapatılan kredi bakiyeleri üzerinden %4,75 oranında toplam 20.425,14 TL erken kapama ücreti tahsil edildiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmelerde davacıdan alınacak erken kapama komisyonu oranı belirtilmediğinden davalı bankanın kredinin erken ödendiği tarih olan 14.10.2016 tarihi itibariyle Merkez Bankasına bu nitelikli krediler için bildirdiği azami oranları geçmeyecek ve ilan ettiği listelere uygun şekilde, ayrıca emsal banka ortalamalarına uygun oranlarda erken kapama komisyonu tahsil etmesi gerekirken, diğer bankaların uyguladıkları ortalama %2 oranının üzerinde bir oranla erken kapama ücreti tahsil ettiği anlaşılmaktadır.
İlk derece mahkemesince, diğer banka erken kapama ücreti oranları dikkate alındığında erken kapama ücretinin 8.582,94 TL alınması gerektiği, oysa davalı bankanın 20.425,14 TL erken kapama ücreti aldığı, buna göre davalı bankanın diğer banka ortalamalarına göre davacıdan 11.842,20 TL fazla erken kapama komisyonu ücreti aldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne 11.842,20 TL’nin ödeme tarihi olan 14/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş olup, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun emsal banka uygulamaları araştırılarak hazırlanmasına, dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli görülmesine göre, davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Dava dilekçesinde, davalı banka tarafından hesap işletim ücreti, komisyon, masraf, defter işleme ücreti, gayrimenkul değerlendirme rapor bedeli, kredi erken kapama komisyonu, istihbarat, ipotek tesisi veya fekki ücreti adı altında yapılan kesintiler nedeniyle, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL’nin davalı bankadan tahsili talep edilmiş, talep edilen kalemler bakımından dava değeri ayrı ayrı gösterilmemiştir. Mahkemece alınan 19.12.2017 ve 27.08.2018 tarihli bilirkişi raporlarında, kredi tahsis ücreti, ipotek tesis ücreti, ekspertiz ücreti adı altında kesilen miktarların diğer banka ortalamalarının altında olduğu, kredi erken kapama ücretinin ise diğer banka ortalama ücretlerinden 11.842,20 TL fazla olduğu tespit edilmiş olup, davacı vekilince bu tutar üzerinden dava ıslah edilmiştir. Davacıdan iki kredi nedeniyle toplam 26.946,40 TL kesinti yapıldığı, kesinti tutarının %43,9’una isabet eden 11.842,20 TL’lik kısmının haksız olduğu, böylece dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak talep edilen 5.000,00 TL’nin %43,9’u olan 2.195,00 TL’lik kısmının erken kapama ücretine karşılık geldiği, geri kalan 2.805,00 TL’sinin ise diğer kesinti kalemlerine ilişkin olduğu anlaşılmakla, mahkemece yerinde bulunmayan kalemler bakımından davalı yararına AAÜT 13/2 maddesi uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamıştır.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranların dilekçelerinde yer verdikleri itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 808,94 TL’den peşin alınan 202,23 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 606,71 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle tarafların yaptıkları giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 06.07.2022