Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1770 E. 2022/544 K. 01.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1770
KARAR NO : 2022/544

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/03/2019
NUMARASI : 2017/393 Esas 2019/297 Karar
DAVANIN KONUSU : Destek Tazminatı
DAVA TARİHİ : 10.04.2017
KARAR TARİHİ : 01.04.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 01.04.2022

İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 05.03.2019 tarih 2017/393 Esas 2019/297 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 22.06.2007 tarihinde davalının ZMMS poliçesi ile sigortacısı olduğu aracın davacıların murisine çarpması sonucu murisin vefat ettiğini, davacıların ölen murisin desteğinden yoksun kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ve yargılamada belirlenecek zarar miktarı artırılmak kaydı ile her bir davacı için 500,00 TL,destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Şirketinden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ve poliçe üst limiti ile sınırlı kalmak kaydı ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle toplam talebini 60.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, dava konusu kazada müteveffa murisin tam kusurlu olduğunu,bu nedenle bir ödeme sorumluluklarının bulunmadığını,aksi düşünülmesi halinde 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik ile tazminat hesaplanmasında kullanılması gereken yaşam tablosunun TRH 2010 olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davadaki sorumluluğun dayanağını oluşturan ZMMS poliçesinin düzenlendiği tarih ve sigortanın başlangıç tarihi 11.05 .2007 olması nedeni ile ölen kişi kusurlu da olsa ölen kişinin mirasçılarının 3.kişi sıfatı ile destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilecekleri, poliçenin düzenlendiği tarihte geçerli olan PMF yaşam tablosuna göre yapılan aktüer bilirkişi raporuna göre poliçe limiti olan 60.000,00 TL aşılamayacağından tazminatların mirasçılar arasında garameten paylaştırıldığı, davacı tarafça buna uygun olarak ıslah dilekçesi sunulduğu ve eksik harcın ikmal edildiği gerekçesiyle ıslah edilen miktar üzerinden davanın kabulü ile davacı … için 4.517,14 TL, davacı … için 6.842,24 TL, davacı … için 11.304,55 TL, davacı … için 17.616,10 TL, davacı … için 19.719,97 TL olmak üzere toplam 60.000,00 TL ‘nin 07.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı … vekili, 22.06.2007 tarihinde tarihinde meydana gelen dava konusu kazada yaya konumunda olan davacıların desteğinin kazanın oluşumunda asli ve tam kusurlu olduğunu, müvekkili şirketçe zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, bu nedenle bu kaza sonucu müvekkili sigorta şirketinin herhangi bir tazminat sorumluluğu bulunmadığını, bu husus göz önünde bulundurulmaksızın verilen kararın yasa ve içtihatlara aykırı olduğunu, kaza tespit tutanağı ile Gebze 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2007/394 E. sayılı dosyasında alınan 13.12.2007 tarihli Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi raporunda söz konusu kazada yaya …’un tam kusurlu olduğu ve müvekkili şirketçe sigortalı araç sürücüsünün herhangi bir kusurunun bulunmadığının tespit edildiğini, ceza dosyasında bu doğrultuda sigortalı araç sürücüsünün beraatine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, davacı tarafça da müteveffa yayanın kazada tam kusurlu olduğunun kabul edildiğini, dolayısı ile kusurlu yayanın desteğinden yoksun kalan davacıların, sigortalı araç sürücüsünün ve işletenin sorumluluğunu teminat altına alan poliçeden tazminat talep etmelerinin mümkün olmadığını, verilen kararın yasa ve içtihatlara aykırı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE :Dava, davacıların yaya olarak murisine çarpan karşı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısından destek tazminatı istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarına göre desteğin sürücüsü ve işleteni olduğu aracın zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi 01.06.2015 tarihinden önce düzenlenmişse davacının mirasçı sıfatıyla değil zarar gören üçüncü kişi sıfatıyla dava açmış olması nedeniyle destek sürücünün kusuru davacılara yansıtılamayacağından davacı zarar gören üçüncü kişi sıfatıyla desteğin sürücüsü ve işleteni olduğu aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısından destek tazminatı isteyebilir. Ancak somut olayda davacılar desteğe yaya halinde iken çarpan karşı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısından destek tazminatı isteminde bulunmuşlardır. Zira dava konusu kazada vefat eden destek yaya konumunda olup kazaya karışan aracın sürücüsü ve ya işleteni değildir. Kaza sonrası resmi trafik görevlilerince düzenlenen kaza tespit tutanağı ile Gebze 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2007/394 E. sayılı dosyasında alınan 13.12.2007 tarihli Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi raporunda söz konusu kazada yaya olan desteğin kazanın oluşumunda tam kusurlu olduğu, davalıya sigortalı araç sürücüsünün herhangi bir kusurunun bulunmadığı tespit edilmiş, ceza dosyasında rapor doğrultusunda sigortalı araç sürücüsünün beraatine karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir. Kaldı ki davacı tarafın müteveffa yayanın kazada tam kusurlu olduğuna ve mahkemece kusur raporu alınmamasına bir itirazı da bulunmamaktadır. Bu itibarla 22.06.2007 tarihinde tarihinde meydana gelen dava konusu kazada yaya konumunda olan davacıların desteğinin kazanın oluşumunda asli ve tam kusurlu olduğu, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı, bu nedenle bu kaza sonucu davalı … şirketinin herhangi bir tazminat sorumluluğu bulunmadığı, tam kusurlu yayanın desteğinden yoksun kalan davacıların, kusursuz karşı aracın zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesinden tazminat talep etmelerinin mümkün olmadığı, kazada yaya konumunda olan desteğin sürücüsü ve işleteni olduğu araç bulunmadığı gibi desteğin sürücüsü ve ya işleteni olduğu aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısından tazminat talep edilmediğinden davacıların üçüncü kişi sayılamayacakları, kusursuz karşı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olan davalının sorumluluğunun bulunmadığı sonucuna ulaşılmakla; mahkemece davacıların davasının reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve olaya uygun düşmeyen gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, davalı vekilinin istinaf itirazları haklı bulunmuştur.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, talebin ve istinaf sebeplerinin niteliğine göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacıların davasının reddine dair yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 05.03.2019 tarih 2017/393 Esas 2019/297 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davacıların davasının ayrı ayrı REDDİNE,
492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar harcının başlangıçta peşin olarak alınan 31,40 TL harç ile 196,39 TL ıslah harcından mahsubu ile fazla yatan 147,09 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran davalının ödediği istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvuru harcı, 14,00 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 135,30 TL istinaf yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 01.04.2022