Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1756 E. 2022/698 K. 29.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1756
KARAR NO : 2022/698

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/05/2019
NUMARASI : 2018/182 Esas 2019/281 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 29.04.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29.04.2022

İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 15.05.2019 tarih 2018/182 Esas 2019/281 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, müvekkilinin yetkili hamili olduğu 30.06.2018 keşide tarihli 16.000,00 TL meblağlı çekin iptali için davalının açtığı davada İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/793E sayılı dosyasında ödeme yasağı konulduğu için müvekkilinin çeki tahsil edemediğini, davalının 06.09.2018 tarihinde çekin zayi nedeniyle iptali davadan feragat etmesi üzerine mahkemenin 27.11.2018 tarihli kararıyla davanın feragat nedeniyle reddine, ihtiyati tedbirin beklenmeksizin kaldırılmasına, kararın kesinleşmesinden itibaren bir ay içinde tazminat davası açılmaması halinde teminatın davacıya iadesine karar verildiğini, nihayetinde 20.12.2018 tarihinde bankaya ibraz edildiğinde de çekin karşılığı olmadığının şerh edildiğini, müvekkilinin bankadan sadece 1.600,00 TL çek yasal teminatını tahsil edebildiğini, yetkili hamil olan müvekkilinin konulan ödeme yasağı nedeniyle mağdur olduğunu, alacağını tahsil edemediğini ileri sürerek, müvekkilinin uğradığı 14.400,00 TL zararın keşide tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte öncelikle davalının yatırdığı teminattan alınmak suretiyle müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı, çekin keşideci tarafından verildiğini ancak çeki kaybettiği için zayi nedeniyle mahkemeden tedbir kararı aldığını, bir müddet sonra çek bilgilerinin keşideci tarafından yanlış yazıldığını fark ettiğini, bu nedenle davadan feragat ettiğini, bu nedenle çekle herhangi bir ilişkisi bulunmadığını, çek bedelini ödemekle keşidecinin sorumlu olduğunu, çekte imzası bulunmadığını savunarak davanın reddine istemiştir
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, yetkili hamil olan davacının başvuru haklarını çek borçlularına karşı kullanabileceği davalının davaya konu çekte ciranta, lehdar ve keşideci sıfatı bulunmadığı, bizzat çek bedelinin ödenmesinden davalının sorumluluğunun bulunmadığı, davalıdan çek bedelinin süresinde ödenmesinin engellenmesi nedeni ile oluşan fer’i zararların talep edilebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, TTK’nın 765. maddesi uyarınca mahkemenin en azından davalıyı ödediği teminat kadarıyla sorumlu tutması gerekirken, davanın tamamının reddedilmesinin hatalı olduğunu, davalı tarafın iyi niyetli olmadığını, davalının çekin keşide gününde ödenmesini engellemek için çek zayi başvurusunda bulunduğunu, ödeme yasağı kararı aldırdığını, çek miktarını doğru yazan davalının sonradan çek bilgilerinin keşideci tarafından yanlış yazıldığını belirtmesinin hayatın olağan akışına aykırılık teşkil ettiğini, çekin keşide tarihinde bankada karşılığı olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, davalının aldığı tedbir kararından sonra karşılığı bulunmadığını, davalının, müvekkilin zararını karşıladıktan sonra keşideceye sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre rücu edebileceğini, Yargıtay kararlarında keşideci tarafından karşılığı bulundurulan çekler yönünden ödeme yasağı nedeniyle keşidecinin çek tazminatından sorumlu tutulamayacağının belirtildiğini, bu kararların mahkemenin kararıyla çeliştiğini, mahkeme kararında keşideci borçluya müracaat edilmesi gerektiği belirtildiğini istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, çekin yetkili hamilinin, ödemeden men kararı alan kişiden tazminat istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere göre, keşidecisi …, … Şti, olan çekin ciro yoluyla davacıya geçtiği, çekin 02.07.2018 tarihinde ibrazında, bankaca ödemeden men kararı nedeniyle işlem yapılamadığına dair şerh düşüldüğü, davalının, mahkemeden aldığı ödemeden men kararından sonra çekin zayi nedeniyle iptali davasından feragat ettiği, bu şekilde ödemeden men kararı kaldırıdığı, 20.12.2018 tarihinde çekin ibrazında ise sadece bankanın sorumlu olduğu miktarın tahsil edildiği, bakiye kısmın karşılıksız kaldığı anlaşılmaktadır. Davacı vekili, davalının mahkemeden aldığı ödemeden mene dair tedbir kararı nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek tazminat isteminde bulunmuştur. Yetkili hamil olan davacı, çekten kaynaklanan başvuru haklarını ancak çek borçlularına karşı ileri sürebileceği, davalı çek borçlusu olmadığı için çek bedelinin davalıdan isteyemeyeceği açık ise de çekin ibraz tarihinde karşılığı var ise ödeme yasağı kararı alan davalının davacının uğradığı feri zararları tazmin etmesi gerekmektedir. Mahkemece de davacının, davalıdan uğradığı feri zararların tazminini isteyebileceği belirtilmiş olmasına rağmen çekin ilk ibraz tarihi olan 02.07.2018 tarihinde bir karşılığı bulunup bulunmadığı araştırılmadan doğrudan davanın reddine karar verilmiştir. Ancak bu durum HMK’nın 353/1-b-3 maddesi uyarınca yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Dairemizce bankaya yazı yazılarak çekin ilk ibraz tarihinde karşılığı bulunup bulunmadığı sorulmuş, bankaca çekin ilk ibraz tarihinde hesap bakiyesinin sıfır olduğu bildirilmiştir. Böylelikle davalının ödemeden men yasağı olmasa bile davacı çeki tahsil edemeyeceği için davacının davalı tarafından bir zarara uğratıldığından söz edilemez. Davacı tarafça, çekin ilk ibraz tarihinde karşılığının bulunmadığının geç öğrenilmesi nedeniyle somut bir zarara uğrandığı da kanıtlanmamıştır. Yapılan açıklamalar kapsamında davının reddi sorucu itibariyle doğru olup davacı vekilinin istinaf itirazları haklı bulunmamıştır.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-3 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-3 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL’nin davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.29.04.2022