Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1725 E. 2022/621 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1725
KARAR NO : 2022/621

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16.04.2019
NUMARASI : 2018/1225 E. 2019/428 K.
DAVANIN KONUSU : Hasar Tazminatı (ZMSS)
KARAR TARİHİ : 14.04.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14.04.2022

İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.04.2019 tarih 2018/1225 E. 2019/428 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 07.09.2018 tarihinde davalının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın müvekkiline ait araca çarpması nedeniyle müvekkilinin aracının hasarlandığını, İzmir 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/162 D.İş sayıl dosyasında alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin aracınında 41.153,00TL hasar olduğunun belirlendiğini ileri sürerek, 20.000,00 TL hasar tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline, delil tespiti masrafınını yargılama gideri olarak hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle toplam talebini 36.000,00TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 36.000,00TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, müvekkili şirketin katılımı olmaksızın hazırlanan delil tespiti raporu üzerinden değerlendiren eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporuna göre hüküm kurulduğunu, rapora itirazlarının dikkate alınmadığını, davacının tek taraflı beyan ve delilleri üzerinden rapor düzenlendiğini, dava konusu aracın TRAMER kayıtlarına göre 01.08.2014 yılında ağır hasar kaydı bulunduğunu, raporda aracın kaza öncesinde zaten eş değer parçalarla onarılmış olduğunun hiçbir şekilde gözetilmediğini, aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı yönünde bir inceleme yapılmadığını, davacı tarafa vekiline ayrı ayrı ihtarname tebliğ edilmiş ise de davacı taraf ihtar yazısına rağmen delilleri ibraz etmediğini ve aracın incelenmesi için yer bildirminde bulunulmadığını, açıklanan sebeplerde davaı tarafın kötüniyetli taleplerinin reddi ile aracın onarım bedelinin, hurda ve rayiç değerinin müvekkili şirketçe araç üzerinde inceleme yapılması halinde tespit edilmesi gerektiğini, dava konusu aracın müvekkil şirkete fiziki olarak gösterilmesi ve izin verilmesi halinde tedariki gereken parçaların müvekkil şirket tarafından iskontolu olarak satın alınabileceğini, TTK 1479. maddesi doğrultusunda müvekkil şirketin sorumluluğunun tespitinde sigorta şirketlerine sağlanan tedarik ve işçilik indirimlerinin dikkate alınması gerektiğini, ıslah edilen kısma dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin doğru olmadığını istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, hasar tazminatı istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Davacı vekili, davalının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın müvekkilinin aracına çarpması nedeniyle hasarlandığını ileri sürerek hasar tazminatı isteminde bulunmuştur. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda sigortalı araç sürücüsü ve davacıya ait araç sürücüsü tarafından imzalı kaza tespit tutanağı ve mahkeme huzurunda yapılan delil tespiti sonucu hazırlanan bilirkişi raporu ve fotoğraflar irdelenerek kaza nedeniyle toplam 41.153,59 TL hasar meydana geldiği tespit edilmiş, mahkemece bilirkişi raporu benimsenerek talep gibi poliçe limiti olan 36.000,00 TL’ye hükmedilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu denetime elverişli ve dosya kapsamındaki delillere uygun olup gerçek zarardan sorumlu olan davalının özelikle hüküm alıtana alınan miktar da gözetildiğinde hasar tespitine ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir. Bilirkişi raporunda aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı yönünden bir görüş bildirilmemiş ise de … marka ve 2012 model aracın kaza tarihi itibariyle rayiç değerinin bilirkişi tarafından belirlenen hasar miktarının iki katından fazla olacağı aşikar olmakla pert sayılması mümkün görülmediğinden bu yöndeki eksiklik kaldırma nedeni sayılmamıştır.
Uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Ancak, trafik kazaları esas itibariyle haksız eylem sayılan hallerden olmakla birlikte ZMSS sigortacısı bakımından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulü mümkün değildir. Sigortacının tazminat giderim yükümlülüğünü düzenleyen KTK.nun 99/I. maddesi hükmü uyarınca, sigortacı maddede belirtilen belgelerin iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonrasında temerrüde düşer. Davadan önce böyle bir başvurunun bulunmaması halinde ise dava tarihinde temerrüde düşmüş sayılır. Somut olayda ıslah edilen kısma da dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi doğru olup davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazı haklı bulunmamıştır. (Yargıtay 17. H.D’nin 2018/5683 E, 2020/5364K ve 2012/3918 E, 2012/11488K sayılı kararları).
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 2.459,16 TL’den peşin alınan 615,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.844,16 TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.14.04.2022