Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1702 E. 2022/364 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1702
KARAR NO : 2022/364

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11.04.2019
NUMARASI : 2018/348 E. 2019/414 K.
ASIL DAVA DOSYASINDA
BİRLEŞEN İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2018/903 ESAS SAYILI
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 02.03.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 02.03.2022

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.04.2019 tarih 2018/348 E. 2019/414 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
ASIL DAVA :Davacı vekili, 15.04.2017 tarihinde, müvekkili şirketin ZMSS poliçesi ile sigortaladığı … plakalı aracın dava dışı …’a ait … plakalı araca çarpması sonucu çift taraflı trafik kazası meydana geldiğini, karşı araçta maddi hasar meydana geldiğini, bağımsız eksper incelemesi yapılarak 23.06.2017 tarihinde müvekkili şirket tarafından hak sahibine 14.750,00 TL hasar bedeli ödendiğini, sigortalı aracın sürücüsünün kazanın gerçekleşmesinin ardından kaza mahallini terk ettiğini, alacağın rücuen tahsili için İzmir 16. İcra Müdürlüğü’nün 2018/1044 E. sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, davalı şirket tarafından haksız ve mesnetsiz olarak borca itiraz edildiğini iddia ederek; davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili, davacı şirketin müvekkiline rücu etmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkilinin araç kiralama yaptığını, sigortalı aracı 14.04.2017-13.05.2017 tarihlerini kapsayacak şekilde dava dışı …’ye kiraladığını, dava konusu kazada …’nin asli kusurlu, mağdurların ise kusursuz olduğunu, sürücü …’nin bu kazanın ardından mağdurlara yardım dahi etmeden olay yerinden kaçtığını, bu durumun da kazanın şahsın ağır kusurundan kaynaklandığının bir kanıtı olduğunu, davacı sigorta şirketinin üçüncü kişinin kusurundan kaynaklanan ve araç işletenine gidilmesini engelleyecek, illiyet bağını kesen bir hal bulunmasına rağmen ödeme yaptığını, bu nedenle davanın husumet yönünden usulden reddine, aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
BİRLEŞEN DAVA :Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından asıl davaya konu trafik kazası sebebiyle karşı araç malikine icra takip dosyası kanalıyla 09.02.2018 tarihinde 9.784.67 TL değer kaybı nedeniyle maddi tazminat ödendiğini, bu alacağın rücuen tahsili amacıyla İzmir 13. İcra Müdürlüğü’nün 2018/7830 E. sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu belirterek, davanın kabulü ile davalının itirazının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :Mahkemece, kaza tespit tutanağında, davaya konu trafik kazasının yaralamalı ve maddi hasarlı olduğu belirtilmiş ise de, davacı sigorta şirketince dava dışı üçüncü kişiye yapılan ödemenin bedeni zarardan kaynaklanmadığı, kazaya karışan diğer araçta oluşan hasar bedeli ile değer kaybına ilişkin olduğu, davacının hasarın teminat dışında kaldığını ispatlamaya yeterli nitelikte başkaca bir delil ibraz edemediği, bu durumda rizikonun gerçekleştiğinin kabulüyle, oluşan hasarın teminat kapsamında olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.4.f maddesinde “Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde” sigortalıya rücu edilebileceğinin düzenlendiğini, somut olayda yetkili resmi görevliler tarafından, kazaya sebebiyet veren aracın sürücüsünün kazaya sebebiyet verdikten sonra, olay yerini terk ettiğinin açıkça tespit edildiğini, sürücünün olay yerini zorunlu hal (tedavi, yardım, can güvenliği) nedeniyle terk ettiğine dair herhangi bir somut delil de sunulmadığı, müvekkili sigorta şirketinin sigortalı davalıya rücu hakkının doğduğunu, madde metninde anlatılmak istenen hususun, olay yerini terk halinde sigortalının sigortacısına karşı kural olarak sorumlu olması olduğunu, bu durumun istisnasının ise, kazanın bedensel zarara sebebiyet vermesi halinde, ortada can güvenliğini tehdit eden, yahut sağlık kuruluşuna gitmeyi zorunlu kılan bir halin olması durumu olduğunu bu istisna halinde de sigortalının istisna halini (tedavi ve can güvenliği) ispat etmek zorunda olduğunu, davalının icra takiplerine kötü niyetle ve haksız olarak itiraz ettiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, karşı araç malikine ödenen hasar bedeli ve değer kaybı nedeniyle maddi tazminat tutarlarının davalı sigortalıdan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takiplerine itirazın iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı vekili asıl ve birleşen davada, müvekkili nezdinde zorunlu mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı araçla gerçekleşen çift taraflı kazada karşı araçta maddi hasar meydana geldiğini, müvekkilince karşı araç hasarı ve değer kaybı nedeniyle ödeme yapıldığını, sigortalı aracın dava dışı sürücüsünün kaza mahallini terk ettiği için Genel Şartların 4.B.f madesi uyarınca müvekkilinin üçüncü kişiye yaptığı ödemeyi rücuen tahsil edebileceğini ileri sürerek, başlattığı icra takiplerine davalının itirazın iptali isteminde bulunmuştur. Poliçe tarihi olan 06.04.2017 tarihinde yürülükte olan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası) Genel Şartlarının “Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı 4.B.f maddesinde “Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde” ibarelerine yer verilmiştir. Görüldüğü üzere zorunlu mali sorumluluk sigortacısının üçüncü kişiye yaptığı ödemeyi sigorta ettirene rücu edilebilmesi için bedensel hasar nedeniyle tazminat ödenmiş olması gerekir. Somut olayda bedensel zarar değil maddi hasar nedeniyle ödeme yapılmış olmakla sigortacının rücu hakkı bulunmadığından, ilk derece mahkemesince davanın reddine dair kararı isabetli olup, davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 02.03.2022