Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1680 E. 2022/1067 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1680
KARAR NO : 2022/1067

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18.04.2019
NUMARASI : 2018/194 Esas 2019/70 Karar

BİRLEŞEN 2018/183 ESAS- 2019/60 KARAR SAYILI DOSYA

DAVANIN KONUSU :Patente Tecavüzün Durdurulması Men’i,
Maddi- Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 06.07.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 06.07.2022

İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 18.04.2019 tarih 2018/194 Esas 2019/70 Karar
sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı-birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Asıl davada davacı vekili, müvekkili şirketin eski sigortalı çalışanlarının davalı şirkete ortak olduklarını ve kötü niyetle zaten 10 yıldır var olan, üretilip satılan bir barbekünün tasarımını tescillediklerini, müvekkilinin bu ürünü 2008-2009 yıllarında üreterek Almanya’ya gönderdiğini, ürünü gönderdikleri Alman firmasının 2009 yılında Almanya’da tasarım tescil belgesi aldığını, 2010 yılında dava dışı …. ‘nin de çok benzer bir tasarımın tescilini aldığını iddia ederek, davalıya ait 2014/06974 nolu tasarım belgesinin hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, dava dışı Alman firmasının ürünü ile dava konusu ürünün farklı olduğunu, davacının müvekkiline ait tescilli tasarımı üretip Alman firmasına sattığını, Alman firmasının tescilinin 2015 yılında sona erdiğini, oysa müvekkiline ait tasarımın yeni ve pratik olduğunu, davacının kötü niyetli olduğu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA : Davalı-birleşen davada davacı vekili, müvekkiline ait 2014/06974 tescil nolu 14/10/2014 tarihli barbekü tasarımlarının davalı tarafından kopyalanıp üretildiğini ve satıldığını iddia ederek, ihlalin men edilmesine, tecavüzlü ürünlere el konulmasına, 10.000,00 TL maddi, 150.000,00 TL manevi tazminatın, ticari faizi ile birlikte davacı-birleşen davada davacı vekilinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu 2014/06974 nolu tasarımın davalı-birleşen davada davacı …. adına kayıtlı ve geçerli bulunduğu, tasarımın, başvuru tarihi itibariyle tescili için aranan “yenilik ve ayırt edicilik” şartlarını taşımadığı kanıtlandığı takdirde, verilecek hükümsüzlük kararının geçmişe etkili olarak sonuç doğuracağı, tescilli tasarımın, 6769 sayılı SMK’nın yürürlüğünden önce başvurularak tescillendiğinden, EndTasKHK’nın geçici 1. maddesi uyarınca, eski mevzuata göre değerlendirilmesi gerektiği, tasarımın tescil edilebilmesi için aranan “yenilik ve ayırt edicilik” unsurlarının, mülga mevzuatta da aynı şekilde olduğu, alınan bilirkişi raporunda davacının dayandığı “yeniliği” kıran belgeler incelenip değerlendirilerek, tasarımın tescil şartlarının incelendiği, dava konusu 2014/06974 nolu tasarımın başvuru tarihinden önce bilinen tekniğe dahil olan Alman tasarımları karşısında, bu tasarımın “ayırt edicilik” taşımadığı, dava konusu tasarımın temel unsurları ve genel hatlarıyla önceki tasarımlara benzerlik arz ettiğinin ve ayırt edici bir yönünün bulunmadığının belirlendiği, başvuru tarihi itibariyle tasarımın hükümsüz olduğu ve dolayısıyla bu tarihte ileri sürülen ihlal iddialarının dinlenmeyeceği, bilinen tekniğe dahil olan ürün tasarımlarının herkes tarafından serbestçe kullanılmasının mümkün olduğu, dolayısıyla bir taklitten veya iltibastan söz edilemeyeceği gerekçesiyle, asıl davada davalı adına kayıtlı 2014/06974 nolu tasarımın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, birleşen davada maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı-birleşen davada davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı-birleşen davada davacı vekili, müvekkili şirketin Türk Patent Enstitüsü’nce verilen 2014/06974 tescil numaralı resmi bir belge ile bir barbekü tasarımının “endüstriyel tasarım patentine” sahip olduğunu, müvekkiline ait internet sitesindeki ve patent belgesindeki ürünle, davacı şirketin internet sitesindeki ve delil tespitinde davalı işyerinde tespit edilen ürünlerin birebir müvekkilin tasarımından kopyalandığı ve pazarlandığının açıkça görüldüğünü, mahkemece verilen kararın TMK’nın 2. maddesine aykırı olduğunu, davacı-birleşen davalı tarafça müvekkiline ait tasarımın birebir kopyalanmasına rağmen tasarımın hükümsüzlüğü iddiasında bulunabilmesinin hakkın açıkça kötüye kullanılması teşkil ettiğini, müvekkili şirkete verilen belgenin bu kadar kolay, haksız ve nedensiz bir şekilde ortadan kaldırılabilmesinin, müvekkilinin haklıyken haksız duruma düşürülmesinin bir hukuk devletinde kabul edilebileceyeceğini, kurumun ilgili mevzuat maddesi konusunda Anayasaya aykırılık başvurusu yoluna başvurulması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Asıl dava, tasarımın hükümsüzlüğü, birleşen dava tescilli tasarıma tecavüzün önlenmesi, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle asıl davanın kabulün ile davalı-birleşen davacı adına tescilli tasarımın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
554 Sayılı KHK’nin 6. maddesi (6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 56. maddesi) uyarınca, bir tasarımın tescil edilebilmesi için, tasarımın aynısının başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması, bir başka deyişle mutlak yenilik koşulu kabul edilmiştir. Mutlak yenilikten söz edilebilmesi için de tasarım tescil başvurusu yapılan ürünün görünümünün dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulan tasarımlardan yararlanma ve benzetme serbestisi ilkesi sınırları içinde kalmak kaydıyla küçük ayrıntıların ötesinde farklı özelliklere sahip olması gerekli ve yeterlidir.
554 Sayılı KHK’nin 7. maddesinde (6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 56. maddesinde) düzenlenen tasarımın ayırt edicilik unsuru ise yeni olan bir tasarımı ortak özelliklerinin dışında ve bilgilenmiş kullanıcı gözüyle kıyaslanan diğer tasarımlardan farklı kılan ve böylece yeni olan bir tasarıma aynı KHK’nin 11. maddesi (6769 sayılı Kanunun 58. maddesi) ile sağlanan hukuki korumanın da kapsamını belirleyen özelliktir. (Yargıtay 11. HD 05.03.2014 tarih 2013/11345 E, 2014/420 K).
Somut olayda davacı-birleşen dosyada davalı vekili, davalı-birleşen dosyada davacı adına tescilli 2014/06974 nolu tasarımın yeni ve ayırt edici olmadığını ileri sürerek davalıya ait tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir. Mahkemece görüşüne başvurulan tasarım ve fikri mülkiyet uzmanı bilirkişi heyetince davalı-birleşen davacıya ait tasarımlar ile dava dışı …. .’nin sahip olduğu 2010/01015 nolu kıyas tasarımı ve Almanya’da tescilli başvuru tarihi daha önce olan 001691908, 402009002655-0001 ve 0002 nolu kıyas tasarımlar karşılaştırılarak bilgilenmiş kullanıcı nezdinde yapılan incelemeler sonucunda, hükümsüzlüğü istenen barbekü tasarımının kıyas tasarımlardan ayırt edicilik teşkil edecek farklılıklarının bulunmadığı, tasarımların aynı olduğu, hükümsüzlüğü istenen dava konusu tasarımın yeni olmadığı belirtilmiştir. Yasal mevzuata uygun şekilde tasarımların bilgilenmiş kullanıcı gözüyle inceleme yapılan bilirkişi heyeti raporu dayanaklı, denetime elverişli ve bilimsel olup rapora itibar edilerek, asıl davada davalı-birleşen dosyada davacıya ait dava konusu tasarımın yeni ve ayırtedici olmadığı gerekçesiyle hükümsüzlüğüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı-birleşen dosyada davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Asıl davada, davalı …. yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL’nin davalı …. ‘den alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Birleşen davada, davacı …. yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL’nin davacı …. ‘den alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı-birleşen dosyada davacı tarafın yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 06.07.2022