Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1592 E. 2022/825 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1592
KARAR NO : 2022/825

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19.02.2019
NUMARASI : 2016/63 E. – 2019/78 K.
DAVA TARİHİ : 15.07.2015
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 25.05.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 25.05.2022
Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.02.2019 tarih 2016/63 E. – 2019/78 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 21.01.2015 tarihinde davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile dava dışı …’ın idaresindeki … plakalı motosikletin çarpışmaları sonucunda motosikletin arkasında yolcu konumunda bulunan davacı …’nun yola savurulduğunu, bu sırada … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’ın davacının sol ayak ve kolunun üzerinden geçtiğini, davacı …’in bu şekilde yaralandığını, ameliyat geçirdiğini, ayak ve kolundaki kırıklar nedeniyle iş gücü kaybı oluştuğunu, davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı … için 3.000,00 TL tedavi gideri, 1.000,00 TL iş gücü kaybı nedeniyle maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı … için 25.000,00 TL, annesi davacı … için 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’tan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 05.06.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile; tedavi gideri talebini 4.222,97 TL’ye, iş gücü kaybı tazminatı talebini 6.583,07 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili, müvekkilinin davacıya çarpmadığını, motosiklet sürücüsünün fren yapıp motosikleti devirmesi nedeniyle yola düşen davacının başka bir araç tarafından ezildiğini, kaza tarihinde yolların ıslak, havanın karanlık olduğunu, motorsiklet sürücüsü …’ın yaşı küçük ve ehliyetsiz olduğunu, davacının müterafik kusurlu olduğunu, motorsikletin ışıklarının yanmadığını, müvekkilinin ambulans çağırarak davacının hastaneye kaldırılmasını sağladığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, 27.02.2017 tarihli bilirkişi raporu ile 17.01.2019 tarihli ek raporda; 29.01.2015 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu motorsiklet ile … plakalı aracın karıştığı trafik kazasında yaralanan davacı …’in Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun 07.12.2016 tarihli raporuna göre maluliyetine neden olacak düzeyde arz bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği, … plakalı araç sürücüsü davalı …’ın %75, … plakalı motosiklet sürücüsü dava dışı …’ın %25 oranında kusurlu oldukları, … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’ın ve davacının kusursuz olduğu, … plakalı aracın ZMMS sigortasının davalı … A.Ş. tarafından 24.12.2014 – 2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere yapıldığı, kaza nedeniyle davacının tedavi gideri harcamasının 5.630,63 TL olduğu, davalı sürücünün %75 oranındaki kusuruna isabet eden kısmın 4.212,97 TL ve geçici iş göremezlik zararının 8.777,43 TL olduğu, davalı sürücünün %75 oranındaki kusuruna isabet eden kısmının 6.583,07 TL olabileceği, davacının kaza nedeniyle uğradığı toplam 10.806,04 TL zararın giderilmesinden, davalı … A.Ş.’nin dava tarihinden, davalı sürücü …’ın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen sorumlusu oldukları, davacıların manevi tazminat talebi irdelendiğinde; TBK’nun 56. md. hükmü gereğince uygun illiyet bağı ile hukuka aykırılık bağı koşullarının gerçekleştiği, davacıların kaza nedeniyle manevi zarara maruz kaldıkları, tarafların sosyal, ekonomik ve ailevi durumları, duyulan elem ve üzüntü, eylemin ağırlığı ve sonucu, zarar verenin kusur oranı nazara alınarak, bozulmuş olan ruhi ve bedeni huzurun, kısmen ve imkan derecesinde yeniden elde edilmesini sağlamaya yönelik olarak, davacı taraf için zenginleşme aracı olmayacak, davalıların ödeme gücünü aşmayacak şekilde hak ve nesafete göre manevi tazminatın takdiri gerektiği gerekçesiyle, davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasının kabulü ile 4.222,97 TL tedavi gideri ile 6.583,07 TL geçici iş göremezlik tazminatı toplam 10.806,04 TL maddi tazminatın davalı …’tan kaza tarihinden itibaren, davalı … A.Ş.’den 15.07.2015 dava tarihinden itibaren değişen oranlarda yürütülecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı … aleyhine açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile davacı için … için 5.000,00 TL, davacı … için 1.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren değişen oranlarda yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan tahsil edilerek davacılara verilmesine fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, katılma yoluyla mahkemeye sunduğu istinaf dilekçesinde mahkemece her iki davacı için de günümüz ekonomik şartlarına göre oldukça düşük bir manevi tazminata hükmedildiğini belirterek kararın manevi tazminat yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, dava dışı …’ın sevk ve idaresinde olan … plakalı motosikletin, müvekkilinin sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın döneceğine ilişkin sinyali son anda fark ederek aniden fren yaptığını, yerlerin ıslak olması nedeniyle motosikletin kaydığını, sürücünün ve aynı motorda yolcu olan davacı …’in yere düştüğünü, motorun kaymanın etkisiyle savrularak müvekkilinin aracının sağ ön kısmına çarptığını, müvekkilinin aracında hasar meydana geldiğini, herhangi bir yaralanmaya maruz kalmadıklarını, bu sırada müvekkilinin arkasından gelen … plakalı aracın yola savrulan davacı …’in sol kol ve bacağının üzerinden geçtiğini, buna rağmen davada hasım olarak müvekkilinin gösterildiğini, asli kusurun müvekkiline yükletilmesinin kabul edilemeyeceğini, tedavi masraflarındaki kusur oranlarının yersiz olduğunu, eylem ile zarar arasında illiyet bağı bulunması gerektiğini, davacının geçici iş göremezlik tazminatına hak kazanamayacak olmasına rağmen mahkemece aksi yönde hüküm kurulduğunu, davacının kaza tarihinde çalışıp çalışmadığı, çalışıyorsa ücretinin ne kadar olduğu, çalışmıyorsa öğrenci olup olmadığı ve geçirdiği kaza sebebiyle yıl kaybına uğrayıp uğramadığı araştırılması gerekirken, bu hususlara yönelik bir inceleme yapılmaksızın, bilirkişilerce farazi olarak asgari ücret üzerinden yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, hükmedilen manevi tazminat tutarlarının fahiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili, davacı …’in kaza tarihinde 16 yaşında olduğunu, bu nedenle geçici iş göremezlik tazminatına hak kazanamayacağını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an geçici iş göremezlik tazminatına hak kazanacağı düşünülse dahi, müvekkili şirketin geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığını, 25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6111 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik yapılması Hakkında Kanun” gereğince trafik kazası sonucunda oluşan yaralanmalara ilişkin tedavi taleplerinin SGK’dan talep edilmesi gerektiğini, Zorurnlu Mali Mesuliyet Poliçelerinde belirtilen tedavi teminatı ile vefat ve maluliyetin ayrı ayrı teminatlar olarak belirlendiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı doğrultusunda geçici iş görmezlik tazminat talebinin “Tedavi Giderleri Teminatı” içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini, davanın fazlaya ilişkir haklar saklı tutularak açıldığını, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini, ıslah edilen kısım için ıslah tarihinden itibaren faiz işletilebileceğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, karşı aracın sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından geçici iş göremezlik zararı ve tedavi gideri ile sürücüden manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle geçici iş göremezlik tazminatı ve tedavi gideri talebinin kabulüne, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 16.04.2018 tarihli raporunda dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde, davalı sürücü …’ın sola dönüş yapmadan önce yolu kontrol etmesi, karşı istikamette seyreden araçların hız ve yakınlık durumlarını dikkate alıp, gelen araçlara ilk geçiş hakkını vermesi gerekirken karşı istikametten düz seyrederek gelen motosiklete ilk geçiş hakkını vermeden sola dönüş için manevra yapıp sevk ve idaresindeki aracın gelen motosikletle çarpıştığı olayda %75 oranında asli kusurlu olduğu, dava dışı motorsiklet sürücüsü …’ın olay yerinde seyri sırasında karşı istikametten gelen ve sola dönüş için manevra yapan araç nedeniyle etkili fren tedbiri alması gerekirken etkili tedbir almayıp sevk ve idaresindeki motosikletin sola dönüş yapmak isteyen araçla çarpıştığı olayda %25 oranında tali kusurlu olduğu, dava dışı sürücü …’ın olay yerinde seyri sırasında sevk ve idaresindeki aracın önünde seyreden araçla çarpışan motosikletten yola savrulan yolcunun ayağının üzerinden geçtiği olayda atfı kabil kusurunun bulunmadığı tespit edilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bu rapordaki tespitlerin ceza soruşturmasında alınan kusur raporu, tanık beyanları ve kaza tespit tutanağındaki beyanlarla uyumlu olduğundan, davalı … vekilinin kusur oranlarına ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Davacılar vekili ile davalı … vekilinin manevi tazminat tutarına ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesinde; Manevi tazminat ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayan kişinin çektiği acıyı, duyduğu elem ve üzüntüyü bir nebze olsa da dindiren, zarara uğratan olay nedeniyle oluşan ruhsal tahribatı onarmaya yarayan bir araçtır. Manevi tazminatın kapsam ve miktarını takdir hakkı kural olarak hakime aittir. Hakim, manevi tazminatı hak ve nesafete uygun olarak belirlemeli, bu belirlemede hukuk kurallarının yanında tarafların sosyal, ekonomik ve moral yapısı ile özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Manevi tazminat olarak takdir edilecek tutar manevi acıları kısmen de olsa gidermesinin yanında kamuoyu ve sosyal vicdanda da kabul görmeli ve zarar gören açısından da bir zenginleşme aracı olmamalıdır. Somut uyuşmazlıkta, gerçekleşen kazada davacı …’nun yaralandığı, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu raporunda iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceğinin bildirildiği, alınan kusur tespit raporunda davalı sürücü …’ın %75 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır. Kazanın oluş şekli, kaza tarihi, tarafların kusur durumu, davacı … ve davacı annesi …’nın kaza nedeniyle yaşadığı acı ve üzüntü, tarafların ekonomik sosyal koşulları dikkate alındığında mahkemece davacılar için takdir edilen manevi tazminat tutarları makul ve ılımlı bulunmuş olmakla, verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacılar vekili ile davalı … vekilinin bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde değildir.
25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarihli 6111 Sayılı Yasa’nın 59. maddesi ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, Yasanın geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve …nın yükümlülüklerinin sona ereceği,” öngörülmüştür. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinde belirtilen belgeli tedavi giderleri yönünden sorumluluk Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçmiştir. (Yargıtay 4. H.D’nin 13.09.2021 tarih 2021/3454 E, 2021/4465 K). Mahkemece hükme esas alınan 27.02.2017 tarihli bilirkişi raporunda davacıların tedavi amaçlı belgelenmiş harcamalarının …. İzmir Hastanesi’nin 442691 sayılı 4.735,07 TL tutarlı ve 018153 sayılı 435,00 TL tutarlı faturaları, … Eczanesi’nin 13.02.2015 tarihli 20,00 TL tutarlı, 13.02.2015 tarihli 116,18 TL tutarlı ve 03.02.2015 tarihli 83,48 TL tutarlı faturaları olmak üzere toplam 5.389,73 TL olduğu tespit edilmiş, mahkemece davalı tarafın kusur oranına göre davacı …’in bu tutarın 4.222,97 TL’sini davalılardan talep etmekte haklı olduğu gerekçesiyle talebin 4.222,97 TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir. Az yukarıda açıklandığı üzere belgeli tedavi giderlerinden SGK sorumlu olduğundan, 4.222,97 TL belgeli tedavi giderinin davalılardan talep edilmesi mümkün değildir. Mahkemece davacı …’nun bu talebinin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetli bulunmamıştır. Davalılar vekillerinin bu yöndeki istinaf sebebepleri yerindedir.
Davaya konu trafik kazasında yaralanan davacı … 12.12.1999 doğumlu ve kaza tarihinde henüz 15 yaşında olup gelir getiren bir işte çalıştığı iddia ve ispat edilmediğinden, dolayısıyla tedavi müddeti boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmadığından, mahkemece geçici iş göremezlik zararı bulunmadığı gözetilerek geçici iş göremezlik tazminat talebinin reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. (Yargıtay 17. HD 17.06.2019 tarih ve 2016/17823 E.-2019/7660 K., 28.06.2018 tarih ve 2017/3713 E.-2018/6498 K., 08.03.2018 tarih ve 2015/8255 E.-2018/1671 K. sayılı kararları) Davalı … A.Ş. vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerindedir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, talebin ve istinaf sebeplerinin niteliğine göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda davalılar … vekili ve … A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacı …’nun tedavi gideri ve geçici iş göremezlik tazminatı istemlerinin reddine, manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne hükmedilmesine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … A.Ş. vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının KISMEN KABULÜ ile Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19.02.2019 tarih, 2016/63 E. – 2019/78 K. sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Davacı … tarafından açılan karşılanmayan tedavi gideri ve geçici iş göremezlik tazminatından ibaret maddi tazminat davasının REDDİNE,
Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, 5.000,00 TL manevi tazminatın 29.01.2015 kaza tarihinden itibaren değişen oranlarda yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan alınarak davacı …’na verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, 1.500,00 TL manevi tazminatın 29.01.2015 kaza tarihinden itibaren değişen oranlarda yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan alınarak davacı …’ya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Maddi tazminat davası yönünden;
492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın peşin ve ıslah ile alınan 232,63 TL’den mahsubu ile fazla yatan 151,93 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasında davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/4. maddesi uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı …’ndan alınarak davalılara verilmesine,
Davacı tarafından maddi tazminat davası yönünden yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Manevi tazminat davası yönünden;
492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 444,01 TL harcın davalı …’tan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında kabul edilen manevi tazminat bedeli üzerinden AAÜT 13/2. maddesi uyarınca 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalı …’tan alınarak kendisini bir vekille temsil ettiren davacı …’na verilmesine,
Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında kabul edilen manevi tazminat bedeli üzerinden AAÜT 13/2. maddesi uyarınca 1.500,00 TL vekalet ücretinin davalı …’tan alınarak kendisini bir vekille temsil ettiren davacı …’ya verilmesine,
Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında reddedilen kısım yönünden AAÜT 10/2. maddesi uyarınca 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’ndan alınarak kendisini bir vekille temsil ettiren davalı …’a verilmesine,
Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında reddedilen kısım yönünden AAÜT 10/2. maddesi uyarınca 1.500,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak alınarak kendisini bir vekille temsil ettiren davalı …’a verilmesine,
Davacılar tarafından manevi tazminat davası yönünden yapılan 40,00 TL posta masrafının davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak 8,60 TL’sinin davalı …’tan alınarak davacılara verilmesine, bakiye masrafın davacılar üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine,
3-Davacılar tarafından istinaf karar harcı yatırılmış olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, istinaf başvurusu nedeniyle yaptıkları giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Davalılar … A.Ş. vekili ile … tarafından ödenen istinaf karar harçlarının istek halinde kendilerine ayrı ayrı iadesine,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı … A.Ş. tarafından yapılan 121,30 TL başvurma harcı ile 24,01 TL posta masrafı olmak üzere toplam 145,31 TL yargılama giderinin takdiren 72,65 TL’sinin davacılardan alınarak davalı … A.Ş.’ye verilmesine, bakiye kısmın davalı … A.Ş. üzerinde bırakılmasına,
6-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı … tarafından yapılan 121,30 TL başvurma harcından oluşan yargılama giderinin takdiren 60,65 TL’sinin davacılardan alınarak davalı …’a verilmesine, bakiye kısmın davalı … üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 25.05.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.