Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1588 E. 2022/623 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1588
KARAR NO : 2022/623

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19.03.2019
NUMARASI : 2018/386 E. 2019/266 K.
DAVANIN KONUSU : Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 27.03.2018
KARAR TARİHİ : 14.04.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14.04.2022

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.03.2019 tarih 2018/386 E. 2019/266 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekillerince istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin eczacı olarak ticari faaliyetini sürdürdüğünü, müvekkilinin hiçbir ödemesinin geciktirmediğini, bankalar nezdinde kredi puanın çok yüksek olduğunu, müvekkilinin davalı …’tan ilaç alırken kendi aralarında anlaştığı bir vade ile ilaçlara karşılık çek verip çekin ödeme günü geldiğinde ve hatta gelmeden önce çek bedelini davalı …’a havale edip çeki aldığını, 18.02.2018 keşide tarihli 12.609,20 TL bedelli çek, müvekkilinin bilgisi dışında davalı … tarafından davalı bankanın Pınarbaşı Şubesine takasa verildiğini, bu durumun davalılar tarafından müvekkiline bildirilmediğini, müvekkili de her zaman olduğu gibi çekin vadesinden önce davalı …’a ödeme yaptığını, davalı …’ın ödemeyi davalı bankaya bildirdiğini ve çekin takastan çıkarılmasını istediğini, davalı bankanın da buna olumlu yanıt verdiğini,davalı …’ın çekin bedelini ödeyip çeki takastan almak yerine talimat verdiğini, 28.02.2018 tarihinde müvekkiline ait çeke karşılıksız işlemi yaptığını, bu işlemin sehven yaptığını bildirse de müvekkilinin ticari itibarının yerle bir olduğunu, çocuğunun okul ödemesini yapacağı sırada açılacak kredi hesapları açılmadığını, müvekkilinin bu tutarı kredi kartlarından ödemek zorunda kaldığını, kredi kartı limitlerinin artırılma talebinin de yıllardır çalıştığı … Bankası tarafından reddedildiğini, yeni çek koçanı ve kredi taleplerinin redle sonuçlandığını, müvekkilinin sırf davalılar yüzünden kredi kartlarını kullanamadığını, kredi başvurusu ve çek koçanı başvuruları reddedildiğini ileri sürerek 30.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili, dava dilekçesinin talep konusu kısmında 25.000,00 TL manevi tazminat istenmiş iken sonuç kısmında 30.000,00 TL manevi tazminat talep edildiğini, çelişkinin giderilmesi gerektiğini, davcının çeki 11.01.2018 tarihinde müvekkiline verdiğini, müvekkilinin tahsil cirosu ile çeki bankaya teslim ettiğini, davacının çek bedelini çekin keşide tarihinde hesabında tutmak yerine kendi kusuru ile sehven müvekkilinin başka bankadaki hesabına 15.02.2018 tarihinde ödediğini, müvekkilinin çek bedelinin kendi hesabına ödenmesi konusunda herhangi bir bildirim yapmadığını, davacının müvekkilinin hesabına ödeme yapması üzerine müvekkili kooperatifte görevli çalışanın 16.02.2018 tarihli evrak ile davacıya ait çekin kooperatifin hazine uzmanına iade edilmesi için davalı banka şubesi çalışanının e posta adresine 19.02.2018 tarihinde mail gönderdiğini, ayrıca bankaya faks çektiğini, davalı bankanın personeli de 19.02.2018 tarihinde müvekkili kooperatifin çekin iade alınmasına ilişkin talebinin işleme alındığını kooperatif personeline e posta ile ilettiğini, müvekkili kooperatif ile davalı banka arasında şimdiye kadar bu şekilde binlerce kez çek iadesi gerçekleştiğini, çek iade işleminin yapılacağına ilişkin onayın banka tarafından verilmesi üzerine müvekkili açısından olay kapandığını, müvekkilinin karşılıksız işlemini sonradan öğrendiğini, davacının mağdur olmaması için davacının kooperatif hesabına çek bedelini iade ettiğini, müvekkilinin kusuru bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Türkiye …. vekili, davalı …’ın müvekkili bankadan kullanmış olduğu kredinin ödenmemesi riskine karşılık davacının keşidecisi olduğu çeki tam ciro yaparak temlik cirosuyla ile müvekkili bankaya teslim ettiğini, müvekkili temlik cirosuyla iyi niyetle çeki teslim aldığı için davacının şahsi defileri müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini, müvekkili bankaya çek bedeli keşideci tarafından ödenmemiş olduğundan çek bedelinin hesapta yer almamış olması nedeniyle karşılıksız şerhi konulmasının uygun olduğunu, keşidecinin lehtara ödeme yapması müvekkilinin çekin tahsiline engel olmayacağını, müvekkilini usulüne uygun olarak çeki takasa ibraz ettiğini ve karşılıksız işlemi gördüğünü, davalı … tarafından 19.02.2018 tarihinde çekin muamelesiz iadesi için talimat göndermesi karşısında banka şubesince maile cevaben “Talimatınız işleme alınmıştır” şeklinde dönüş yapmış olması çekin muamelesiz çıkış yapılacağına onay verildiği ve firma talimatı doğrultusunda işlem yapılacağı anlamına gelmediğini, müvekkilinin yetkili ve meşru hamili olduğu bir çeke ilişkin lehtarın verdiği bir talimatı yerine getirip getirmeyeceği tamamen bankanın yetkisinde olduğunu, … hakkında alınan olumsuz piyasa istihbaratı ve çek bedelinin müvekkili bankaya gönderilmemiş olması sebebiyle çek çıkışı yapılmasında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığını, bu amaç doğrultusunda 02.03.2018 tarihinde diğer davalı şirketin vadesiz hesabına gönderilen çek bedeli firmanın kredi riskinden tahsil edilerek çek çıkışı yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, getirtilen çek suretinde çekin ne tür bir ciro ile temlik edildiğinin anlaşılamadığı, ancak dosyaya sunulan davalı … çalışanları ile davalı banka çalışanı arasındaki mail yazışmalarından çekin tahsil cirosu ile verildiği bedelinin ödenmesi nedeniyle davalı … çalışanı tarafından çekin iadesinin istendiği, davalı … çalışanının da iade talimatının işleme alındığını belirttiği, ayrıca davalı … tarafından çek hesabının bulunduğu … Bankası Şirinyer Şubesine yazılan yazıda çekin karşılıksızdır kaşesinin vurulduğu ancak çek bedelinin … (davacı) tarafından davalı …’a ödendiği ve söz konusu çek ile ilgili herhangi bir borç bakiyesi kalmadığı yönündeki yazısında bu cirosunun tahsil cirosu olduğunu gösterdiği, böylelikle davalı bankanın çeki kendisine tahsil için veren …’ın emir ve talimatlara uymadığı, çeke karşılıksızdır kaşesi vurdurduğu için davacının uğradığı manevi zarardan sorumlu olduğu gerekçesiyle davalı … hakkındaki davanın reddine, davalı banka hakkındaki davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, davalı …’ın da sorumlu tutulması gerektiğini, davalı ile müvekkilinin arasındaki ticari ilişki ve cari hesap ilişkileri incelendiğinde müvekkilinin rutin uygulama dahilinde ödeme yaptığının açıkca anlaşılacağını, davalı …, müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında bankaya bahsi geçen çeki takasa vererek kusurlu davrandığını, davalının kusurunu kabul ettiğinin mail örneklerinden anlaşıldığını, davanın konusunun çekin ya da çek bedelinin müvekkiline iade edilmemiş olması değil davalıların birlikte kusuru ile müvvekkiline ait çekin arkasının yazılması ve ticari itibarının zedelenmesi olduğunu, davalı banka, takas hesabına aldığı çek ile ilgili hiç bir bildirim yapmadığını, yasa gereği davalı bankanın söz konusu çekin takas hesabına girdiği anda çekin keşidecisi olan müvekkiline bu durumu ve ödeme gününü bildirmesi gerektiğini, ancak davalı banka bu konuda yükümlülüklerini yerine getirmediğini, çok az manevi tazminata hükmedildiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili, dosyada iki davalı bulunmasına ve davayı diğer davalı banka yönünden kısmen kabulüne müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesine rağmen tek vekalet ücretine hükmedildiğini, AAÜT 3/2 maddesi uyarınca red sebebi ayrı ise ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı Türkiye …. vekili, müvekkilinin temlik cirosuyla çeki aldığını, davacı ile diğer davalı arasındaki ticari ilişki ve bu ticari ilişki nedeniyle yapılan mal alım satımı ve buna karşılık yapılan ödemeler vs müvekkili banka tarafından bilinemeyeceği gibi çekin iyi niyetli alınmış olmasından mütevellit 3. kişi yani müvekkiline keşideci ile lehtar arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan şahsi def’ilerin ileri sürülemeyeceğini, Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere çekte rehin ya da tahsil cirosu kaydı bulunmaması halinde cironun temlik cirosu mahiyetinde olduğunu, yetkili ve meşru hamil olan alacaklı bankanın çeke dayalı tüm hakları kullanabileceğini, dava konusu çekte de tahsil veya rehin cirosu olduğuna dair açıklık bulunmadığını, keşidecinin lehtara ödeme yapması müvekkilinin çekin tahsiline engel olmayacağını, müvekkilini usulüne uygun olarak çeki takasa ibraz ettiğini ve karşılıksız işlemi gördüğünü, davalı … tarafından 19.02.2018 tarihinde çekin muamelesiz iadesi için talimat göndermesi karşısında banka şubesince maile cevaben “Talimatınız işleme alınmıştır” şeklinde dönüş yapmış olması çekin muamelesiz çıkış yapılacağına onay verildiği ve firma talimatı doğrultusunda işlem yapılacağı anlamına gelmediğini, müvekkilinin yetkili ve meşru hamili olduğu bir çeke ilişkin lehtarın verdiği bir talimatı yerine getirip getirmeyeceği tamamen bankanın yetkisinde olduğunu, … hakkında alınan olumsuz piyasa istihbaratı ve çek bedelinin müvekkili bankaya gönderilmemiş olması sebebiyle çek çıkışı yapılmasında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığını, bu amaç doğrultusunda 02.03.2018 tarihinde diğer davalı şirketin vadesiz hesabına gönderilen çek bedeli firmanın kredi riskinden tahsil edilerek çek çıkışı yapıldığını, davalı … hakkında 12.09.2018 tarihinde kanuni takip işlemlerine başlatıldığını, İzmir 1. ATM’nin 2018/1130 E sayılı dosyasıyla itirazın iptali davası açıldığını, afaki miktarda manevi tazminata hükmedildiğini istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, çekin karşılıksız işlemi görmesi nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davalı banka yönünden davanın kısmen kabulüne, çekin lehtarı hakkında ise davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Davacı vekili, müvekkilinin keşidecisi, davalı …’ın lehtarı olduğu 12.609,00 TL meblağlı çekin, keşide tarihinden önce taraflar arasındaki uygulamaya istinaden 16.02.2018 tarihinde çek hesabı yerine lehtarın banka hesabına yatırdığını, davalı …’ın çekin muamelesiz iadesini bankaya bildirmesine rağmen, çeki ciro yoluyla elinde bulunduran davalı bankanın takasa soktuğunu, ibraz edilen çekin karşılıksız işlemine konu olduğunu, karşılıksız çek işlemi nedeniyle müvekkilinin ticari itibarının sarsıldığını ileri sürerek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Poliçeye ait olup, çek hakkında da uygulanması mümkün hükümleri düzenleyen 6762 sayılı TTK’nın 730. maddesinde rehin cirosu ile ilgili aynı Kanun’un 601. maddesine yapılmış bir atıf bulunmamaktadır. Bu durumda çekte rehin cirosu caiz olmayıp, rehin veya bunun sonucu elde etmeye yönelik teminat amacıyla çekin ciro edilmesi halinde çeki devir alan kişi çeke dayalı hakları kullanamaz. (Yargıtay 11. H.D’nin 2016/5207 E, 2017/7266 K sayılı kararı).
Somut olayda dava konusu çek incelendiğinde çek lehtarı olan davalı …’ın tam cirosuyla çeki davalı bankaya teslim ettiği, akabinde karşılıksız çek işleminin gerçekleştiği, çek üzerinde tahsil veya temlik cirosuna ilişkin bir kayıt bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı banka, davalı …’nın müvekkiline borcunu teminen çekin müvekkiline verildiğini, çekin temlik cirosuyla müvekkiline geçtiğini savunmaktadır. Dosyadaki davalı banka tarafından gönderilen çek tevdi bodrosunda dava konusu çekin teminat için verilen çeklerden olduğu yazılıdır. Davalı banka davaya konu çeki teminat amacıyla almış olup, açıklanan yasa maddesi uyarınca çekin rehin amacıyla cirosu geçerli olmadığından davalı banka yetkili hamil olarak kabul edilemez. Bu nedenle ortada temlik cirosu bulunmadığı için davalı banka davalı …’ın çek bedelinin ödendiği yönündeki bilgilendirmesine uyarak çekin karşılıksız işlemine tabi tutmaması gerekirdi. Buna göre davalı banka, davalı lehtara ödeme yapıldığı için bedelsiz kalan çekle ilgili olarak lehtarın talimatına istinaden karşılıksız çek işlemi yapmaması gerekirken bu talimata uymamakla davacının ticari itibarının sarsılması nedeniyle uğradığı manevi zarardan sorumlu tuluması doğrudur. Diğer davalı ise teminat olarak verdiği çekin karşılıksız işlemine tabi tutulmaması için bankaya gerekli uyarıda bulunduğu için sorumlu tutulmaması yerindedir. Davacı eczacı olup bedelsiz kalan çekle ilgili olarak kısmı karşılıksız şerhini nedeniyle ticari itibarının sarsıdığı manevi zarara uğradığı açıktır. Zararın ağırlığı, tarafların ekonomik durumu gözetildiğinde takdir edilen manevi tazminat miktarı makul bulunmuştur. Bu nedenlerle davacı vekilinin ve davalı banka vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir.
Ancak AAÜT’nin 3/2. maddesi uyarınca davalı … yönünden red sebebi ile davalı banka yönünden kısmı red nedeni farklı olduğu için her iki davalı için ayrı ayrı red vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davalılar için tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Yine ilk derece mahkemesince davalı Türkiye …. harçtan muaf olduğu gerekçesiyle adı geçen davalıdan harç tahsil edilmesine yer olmadığına hükmü kurulmuş ise de, 669 sayılı KHK’nın 11. maddesi ile 6219 sayılı yasaya eklenen geçici 5.maddesi uyarınca davalı Türkiye ….’nun ancak alacaklı konumunda olması halinde harçtan muaf olduğu, eldeki dosyada davalı sıfatının bulunduğu görülmekle davalı bankanın harçtan muaf olmadığı için ilk derece mahkemesi kararının harç ile ilgili kısmının resen düzeltilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak vekalet ücreti ve harç yönünden yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ileİzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.03.2019 tarih 2018/386 E. 2019/266 K. sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davalı … hakkında açılan davanın reddine,
Davalı …. Pınarbaşı Şubesi hakkında açılan davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 683,10 TL harçtan peşin alınan 426,94 TL harcın mahsubu ile bakiye 256,16 TL harcın davalı Türkiye …’dan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafça yapılan toplam 184,00 TL yargılama gideri, ilk yapılan masraflar 468,04 TL olmak üzere toplam 652,04 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranı nazara alınarak 260,81 TL sinin davalı Türkiye …’dan alınarak davacıya verilmesine fazla masrafın davalı üzerine bırakılmasına
Karar keşinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının davacıya iadesine
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT ye göre takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı …tan alınarak davacıya verilmesine
Davalı … kendini vekil ile temsil ettirdiklerinden AAÜT ye göre 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
Davalı Türkiye …. kendini vekil ile temsil ettirdiklerinden AAÜT ye göre 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Türkiye ….’ya verilmesine,
3- Davacı vekilinin ve davalı Türkiye …. vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine,
4-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL maktu harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL’nin davacıdan tahsiline,
5-Davalı Türkiye …. yönünden istinaf karar harcı olan 683,10 TL’den peşin alınan 171,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 512,10 TL’nin davalı Türkiye …’dan tahsiline,
6-İstinaf yoluna başvuran davacı ve davalı Türkiye … tarafından yapılan istinaf masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
7- İstinaf yoluna başvuran davalı … tarafından yatırılan istinaf harcının talep halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
6-İstinaf yoluna başvuran … tarafından istinaf yargılaması nedeniyle yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı olan istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.14.04.2022