Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1587 E. 2022/899 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1587
KARAR NO : 2022/899

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08.11.2018
NUMARASI : 2016/1114 E. 2018/1156 K.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ :08.06.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 08.06.2022

İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.11.2018 tarih 2016/1114 E. 2018/1156 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekillerince istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 08.06.2016 tarihinde, davalı şirkete ait, davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın müvekkiline ait … plakalı araca çarptığını, müvekkilinin aracında ağır hasar oluştuğunu, karşı aracın davalı şirket tarafından ZMSS poliçesi ile sigortalandığını, kaza sonrası davalı … şirketine başvurulduğunu, ancak uzun süre beklenmesine rağmen ödeme yapılmadığını, müvekkilinin İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/25 D.İş sayılı dosyasında hasar tespiti yaptırdığını ve İzmir 14. İcra Müdürlüğünün 2016/11391 Esas sayılı takip dosyasında icra takibi başlattığını, davalı borçluların itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek davalıların icra takibine itirazlarının iptaline, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 100,00 TL ikame araç bedelinin, kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, 08.08.2018 tarihli dilekçesinde ikame araç bedeli talebini 1.725,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı … A.Ş vekili, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, kaza nedeniyle, davacı tarafından yapılan başvuru üzerine müvekkili şirket tarafından hasar dosyası açıldığını, ekspertiz çalışması yapıldığını, davacının araçta hasar tespiti yaptırdığını ve hukuki yollara başvuracağını beyan ettiğini, bunun üzerine aracın onarımının yapılıp yapılmadığı konusunda bilgi talep edildiğini, ancak bu yönde herhangi bir bilgi elde edilemediğini, aracın hasarının müvekkili şirket tarafından giderilemediğini, yapılan tespit ve masraflar nedeniyle müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … Şti ve … vekili, tespit dosyasında belirtilen miktarın gerçekle bağdaşmadığını, dava konusu aracın kaza öncesinde toplam 3 adet kazaya karıştığını ve aracın parçalarının değiştiğini, tespit dosyasında alınan bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, ek raporda, aracın daha önce kazaya karıştığının bilinmediğini, kaza sonrası ise aracın değer kaybının 5.000,00 TL değil de 2.000,00 TL olduğunun belirtildiğini, fakat mahkeme tarafından kök rapor esas alınarak karar verildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, iddia, savunma, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu trafik kazasının oluşumunda davalı sürücü …’ın %75 oranında asli, davacının %25 oranında tali kusurlu olduğu, kaza sebebiyle davacının aracında 16.991,80 TL hasar bedeli, 2.000,00 TL araç değer kaybı bedeli, 1.725,00 TL ikame araç bedeli maddi zararın oluştuğu, kusur oranına göre, işbu miktarların 12.743,85 TL hasar bedeli ile 1.500,00 TL araç değer kaybı bedeli tazminatının ZMSS poliçesi limiti ve kapsamı dahilinde, davalı … şirketi ile davalı araç işleticisi ve sürücüsünün sorumluluğunda bulunduğu, yine davacı aracının onarımı süresince ikame araçtan dolayı oluşan zararının 1.293,75 TL’lik kısmının kusur oranına göre davalı araç işleticisi ve sürücüsünün sorumluluğunda bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davalı borçluların İzmir 14. İcra Müdürlüğünün 2016/11391 Esas sayılı takip dosyasına konu, 12.743,85 TL hasar bedeli asıl alacağı ile işbu alacak yönünden 40,85 TL işlemiş faiz alacağı, 1.500,00 TL araç değer kaybı bedeli asıl alacağı ile işbu alacağı yönünden 4,80 TL işlemiş faiz alacağı dahil olmak üzere toplam 14.289,50 TL alacağa ilişkin itirazın iptali ile asıl alacaklara takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, 850,00 TL delil tespit giderinin yargılama giderinden sayılmasına, 1.293,75 TL ikame araç bedeli maddi tazminatının davalılar … Şti ile …’dan kaza tarihi 08/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, kaza sonrası tutulan kaza raporu ve sigorta şirketleri ile eksperlerinin yaptığı inceleme neticesinde hazırlanan rapora göre, … plakalı aracı süren davalı …’ın %100 kusurlu, davacıya ait … plakalı aracın sürücüsü …’ın kusursuz olduğunun tespit edildiğini, kusur oranlarının taraflarca da kabul edildiğini ve kesinleştiğini, dava dışı araç sürücüsü …’a hiçbir dayanağı olmadan ve kazaya ilişkin tüm raporlar hilafına %25 kusur yüklendiğini, yapılan ilk incelemede kazasız emsal bir aracın 60.000,00 TL olduğu, kaza sebebiyle aracın ikinci el değerinin 55.000,00 TL’ye indiği belirtilerek 5.000,00 TL değer kaybı tespit edildiği, daha sonra ise bu kazanın ikinci kaza olduğu belirtilerek emsal fiyatın 57.000,00 TL’ye çekilip ve fakat dava konusu ikinci kaza sonrası da el değerinin 55.000 TL’de sabit bırakıldığını, ilk kaza sebebiyle emsal değer 57.000 TL.’ye indiriliyor ise ikinci kaza sonrası da değerin 55.000 TL’nin altına inmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, dava konusu aracın daha önce üç defa kazaya karıştığını, dava konusu kazanın aracın dördüncü kazası olmasına rağmen araçta değer kaybı belirlenmiş olmasının hatalı olduğunu, aracın defalarca kazaya karışması sebebiyle birçok orijinal parçasının değiştiğini ve yan sanayi olarak tabir edilen parçaların takıldığını, halihazırda orijinal parçaların değişmesinden ötürü değer kaybı yaşamış olan araçta yeniden değer kaybı oluşmayacağını, tespit edilen kusur oranlarının hatalı olduğunu, bilirkişi raporlarının kaza mahalli tam anlamıyla göz ününde bulundurulmadan, soyut ve genel kabullenmeler esas alınarak düzenlendiğini, ikame araç bedeli hususundaki kararın da hatalı olduğunu, dava konusu aracın rent a car şeklinde kiralık araç olduğunu, hergün trafiğe çıkan bir araç olmadığını, her gün kullanılacakmış gibi varsayılmasının isabetsiz olduğunu, hasar gören parçaların aracın orijinal parçaları olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, karşı aracın işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısından araç hasar ve değer kaybı bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı ile ayrıca ikame araç bedelinin davalı istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Mahkemece alınan 11.05.2017 tarihli bilirkişi raporunda, davalı sürücü …’ın kontrolsüz üç yönlü (T) kavşakta dönüşe geçmeden önce, sağından far ışığıyla gelen ve ilk geçiş hakkına sahip olan davacı idaresindeki aracı gördüğünde bu aracın hız ve mesafesini dikkate alarak beklemesi, sola dönüşe geçeceği güvenli ortamı gördükten sonra sola yönelerek seyrine devam etmesi gerekirken, bu hususlara riayet etmediği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 53/b ve S7/1-c maddelerini ihlal ettiğinden kazanın meydana gelmesinde %75 oranında asli kusurlu olduğu; davacının ise yola gereken dikkati vermediği, aracının hızını her an durabileceği şekilde sevk ve idare etmesi, olay mahalline yaklaştığında ilk geçiş hakkı her ne kadar kendinde de olsa, kavşağa teyakkuzla yaklaşması ve yaklaşırken, sol taraftan seyir yönüne kontrolsüzce giren aracı gördüğünde etkin fren tedbirine başvurması gerekirken bu hususlara riayet etmeyerek 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/A maddesini ihlal ettiğinden kazanın oluşumunda tali derecede %25 oranında kusurlu olduğu; sigorta şirketi ile servis arasında parça iskonto sözleşmesi olmadığı ve gerçek zararın giderilmesi için araca orijinal parça takılması gerektiği, tespit dosyasında alınan bilirkişi raporunda belirtilen yedek parça ve işçiliklerin piyasa rayiçleri ile uyumlu olduğu, toplam hasarın KDV dahil 16.991,80 TL olduğu; davacıya ait aracın kaza tarihindeki rayiç değerinin 57.000,00 TL olduğu, sağ ön çamurluk, sağ ön kapı, sağ arka kapı değişim, onarım ve boyama işlemi gördüğü ve önceki hasar kayıtları dikkate alındığında kaza sonrasında 2. el değerinin 55.000,00 TL olduğu ve 2.000,00 TL değer kaybına uğradığı; aracın gördüğü hasar incelendiğinde sistemli bir çalışma ile makul onarım süresinin 15 gün olduğu, bu süre içinde aynı model ve donanımda bir araç için ödenecek ikame araç bedelinin günlük ortalama 115,00 TL olmak üzere toplam 1.725,00 TL olduğu görüşü bildirilmiştir.
Mahkemece bilirkişi heyetine bir SMMM bilirkişi dahil edilerek alınan 25.02.2018 tarihli ikinci ek raporda, tarafların kusur oranına göre davacının talep edebileceği hasar bedelinin 12.743,85 TL, değer kaybının 1.500,00 TL, ikame araç bedelinin ise 1.293,75 TL olduğu belirtilmiş, ilk derece mahkemesince bu tutarlar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli, dosya kapsamına ve olayın oluş şekline uygun olmasına, kusur durumunun tespit edilenden farklı olduğuna dair başkaca bir kanıtın mevcut olmamasına, kaza ile hasarın uyumlu olduğunun tespit edilmiş olmasına, değer kaybı bedelinin yerleşik Yargıtay içtihatlarına uygun belirlenmesine, davacıya ait aracın önceki hasarlarının da değerlendirilmiş olmasına göre taraf vekillerinin kusur oranlarına ve değer kaybı hesabının hatalı olduğuna ilişkin istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir. Diğer taraftan hasar gören parçaların orijinal parçalar olmadığına ilişkin dosya kapsamında kanıt bulunmamasına, dava konusu aracın onarım süresince ikame araç bedeline hükmedilmesinin yerinde olmasına göre, davalılar vekilinin hasar gören parçaların yan sanayi ürünü olduğuna ve ikame araç bedeline hükmedilmemesi gerektiğine yönelik istinaf sebeplerinin de reddi gerekmiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 1.064,49 TL’den peşin alınan 266,12 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 798,37 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle tarafların yaptığı giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.08.06.2022