Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1579 E. 2022/595 K. 11.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1579
KARAR NO : 2022/595

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14.03.2019
NUMARASI : 2018/324 E. 2019/136 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 11.04.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 11.04.2022
Taraflar arasındaki davadan dolayı Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 14.03.2019 gün ve 2018/324 E. 2019/136 K sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, 03.10.2017 tarihinde, davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı olan ve dava dışı …’a ait … plaka sayılı aracın, dava dışı …’ın alkollü bir şekilde sevk ve idaresinde iken direksiyon hakimiyetini kaybederek davacı …’in eşi ve davacı …’ın babası olan …’in içinde yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı araca çarptığını, müvekkillerinin murisi …’in kazada vefat ettiğini, olayın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, olaydan sonra hasar dosyası açılarak müvekkillerine toplam 144.223,75 TL ödeme yapıldığını, ancak zararın tamamen karşılanmadığını iddia ederek, belirsiz alacak davası niteliğinde olmak üzere her bir davacı için 5.000,00’er TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminatın başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı tarafça davaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, alınan bilirkişi raporu uyarınca davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı araç sürücüsü …’ın davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olduğu, diğer sürücüsü …’in kusursuz olduğu, her ne kadar davacılar vekilince mütevefa …’in kardeşi üzerine kayıtlı kahve işlettiğini ve bu yöndeki tanıkların dinlenmesini ve kayıtta ismi gözüken şahsın vergi kayıtlarının celbini talep etmiş ise de müteveffanın yaptığı işin ve gelir miktarının resmi kayıtlarla ispatlanması gerektiği, bu yöndeki talebin yerinde görülmediği, müteveffanın SGK kaydı nedeniyle emekli olduğunun kabul edildiği, müteveffanın kaza tarihi itibariyle yaşı, davacıların yaşları ve durumları da dikkate alındığında davacı eş …’in hakettiği destekten yoksun kalma tazminatının 130.675,92 TL, davacı çocuk …’in hakettiği destekten yoksun kalma tazminatının 8,686,19 TL ve her iki davacının toplam destekten yoksun kalma tazminatı alacağının 139.362,11 TL olduğu, buna karşılık davalı sigorta şirketinin davacılara dava açılmadan önce 15.01.2018 tarihinde toplam 144.223,75 TL ödeme yaptığı ve dolayısıyla davalı tarafın davacıların müteveffa …. ‘in desteğinden yoksun kalmaları nedeniyle uğradıkları maddi zararı karşıladığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacılar vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :Davacılar vekili, bilirkişi raporuna karşı verdikleri 06/02/2019 tarihli beyan dilekçesi dikkate alınmadan ve 14/11/2018 tarihli delil dilekçeleri değerlendirilmeden karar verildiğini, delillerinin toplanmadığını, bilirkişi raporunda müteveffa …’in emeklilik sonrası aktif bir işte çalışmadığı ve başkaca bir gelirinin bulunmadığı varsayımı ile hesaplama yapıldığını, müvekkillerinin murisi …’in Menemen … Beldesinde “…” isminde bir kahvehane işlettiğini, işyerinin ruhsatının aynı kazada vefat eden kardeşi …’e ait olduğunu, ancak …’in, esasen başka bir iş yerinde çalıştığını, kahvehanenin gerçek malikinin … olduğunu, Yargıtay içtihatlarına göre ek gelirlerin her türlü delille ispat edilebileceğini, tanıklarının dinlenmesi ve delil dilekçesi ekinde sundukları deliller ile birlikte 5 ve 6 nolu delillerin ilgili yerlerden celbinden sonra ek rapor alınması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
TBK’nun 53. maddesi (818 sayılı BK 45. maddesi) gereği, ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde, onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yoksun kalınan gerçek destek miktarının tespit edilebilmesi için öncelikle desteğin sağlığında elde ettiği net gelirin doğru saptanması icap eder. Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır.
Somut olayda, davacı tarafça desteğin kaza tarihinde kahvehane işlettiği, işyeri ruhsatının desteğin kardeşine ait olduğu iddia edilerek tazminat talebinde bulunulmuştur. İlk derece mahkemesince desteğin emekli maaşı dışında bir gelirinin bulunup bulunmadığı hususunda kolluk araştırması yapılmamıştır. Hükme esas alınan aktüerya raporunda, desteğin emekli olduktan sonra kardeşi …’e ait kahvehanede çalışması dolayısıyla elde ettiği geliri gösteren bir belge bulunmaması nedeniyle hesaplamalarda Yargıtay kararları uyarınca asgari ücretin kullanılarak hesaplama yapılmıştır. Desteğin sosyal güvenlik kurumundan aldığı emekli maaşının, onun ölümünden sonra hak sahibi mirasçılarına dul ve yetim aylığı olarak bağlanacağı hususu da gözetildiğinde; desteğin emekliliği sonrasında davacı tarafın iddia ettiği gibi kahvehane işletip işletmediği, dolayısıyla emekli maaşı dışında düzenli bir gelir elde edip etmediğinin saptanması için kolluk araştırması yaptırılması, emekli maaşı dışında sürekli ve düzenli gelir getiren bir işinin olmadığının saptanması halinde asgari ücret üzerinden tazminat hesabı uyarınca karar verilmesi, emekli maaşı dışında sürekli ve düzenli gelir getiren bir iş yaptığının tespit edildiği takdirde ise, desteğin bedensel ve yönetsel katkısının ve bu kişinin yerine başkasının çalıştırılması halinde ödenmesi gereken ücret de gözetilerek ve ilgili meslek odasından da sorularak, desteğin elde ettiği net gelirin tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yeterli araştırma yapılmadan asgari ücret üzerinden tazminat hesabı isabetli görülmemiştir. Davacılar vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerindedir.
Yargıtay 17. Hukuk ve 4. Hukuk Daireslerince tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verildiğinden mahkemece TRH 2010 yaşam tablosunun esas alınması doğrudur. Ancak Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nın 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve annüite formülüne göre devre başı ödemeli belirli süreli rant esası (%1,8 teknik faiz) bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Anılan nedenlerle tazminat hesaplamasında bakiye ömür sürelerinin TRH 2010 Tablosu’na göre belirlenmesi, zarar görenin bilinen dönem sonrası muhtemel gelirinin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değeri esas alınıp işleyecek dönem tazminat hesabı yapılması gerekmektedir. Bu itibarla, mahkemece hükme esas alınan hesap raporunda TRH 2010 Tablosu’nun esas alınmasına bir isabetsizlik görülmemiş ise de; progressif rant formülü yerine %1,8 faizin uygulanması doğru bulunmamıştır.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; yukarıda açıklanan şekilde desteğin kaza tarihi itibariyle emekli maaşı dışında düzenli bir gelirinin bulunup bulunmadığı araştırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi, TRH 2010 Tablosu’na göre muhtemel bakiye ömrün belirlenmesi ve %1,8 teknik faiz ve dönem başı ödemeli dönemsel hayat ünitesi formulü uygulanmadan tazminatın hesaplanması, bilinen son gelirin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılarak yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınmak suretiyle konusunda uzman yeni bir bilirkişiden açıklamalı, ayrıntılı, denetime elverişli şekilde bilirkişi raporu alınıp, oluşacak sonuca göre usuli kazanılmış haklar da gözetilerek karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli deliller toplanmadan ve değerlendirilmeden karar verildiğinden, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14.03.2019 gün ve 2018/324 E. 2019/136 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.11.04.2022