Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1541 E. 2022/1037 K. 01.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1541
KARAR NO : 2022/1037

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27.12.2018
NUMARASI : 2017/444 E. 2018/1442 K.
DAVANIN KONUSU : Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasından Kaynaklanan Tazminat
DAVA TARİHİ : 24.04.2017
KARAR TARİHİ : 01.07.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28.07.2022

İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.12.2018 tarih 2017/444 E. 2018/1442 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 01.03.2017 tarihinde davalı nezdinde zorunlu mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı aracın müvekkiline ait araca arkadan çarpması nedeniyle müvekkilinin aracının hasarlandığını, İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/37 D.İş dosyasıyla yapılan bilirkişi incelemesinde toplam 16.417,00 TL hasar ve 2.000,00 TL değer kaybı tespit edildiğini ileri sürerek, şimdilik 250,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle 16.417,09 TL hasar, 2.000,00 TL değer kaybı olmak üzere toplam 18.417,09 TL’nin tahsilini istemiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacı tarafın eksper tarafından aracın gösterilmesini araç üzerinde inceleme yapılmasını engellediğini, gerekli bilgi ve belgeleri vermekten imtina ettiğini, yokluklarında yapılan tespiti kabul etmediklerini, yapılan tespitin fahiş olduğunu ve müvekkilini bağlamadığını, davacının iyiniyetli olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, her ne kadar raporlarda kaza ile hasarın uyumlu olmadığı belirtilmiş ise de trafik kaza tespit tutanağı, bilirkişi raporları ve tüm dosya değerlendirildiğinde davalı sigorta tarafından davacının talebinin teminat dışı olduğu ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın kabulü ile 16.417,09 TL hasar, 2.000,00 TL değer kaybı tazminatı olmak üzere toplam 18.417,09 TL tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, oluştuğu iddia edilen hasarlar ile kazanın birbiriyle uyumsuz olduğunu, çarpma şekli ve çarpma noktası ile uyumlu olmadığını ortaya koyan başta davacı tarafın dava açmadan evvel yaptırdığı tespit neticesi alınan tespit raporu olmak üzere mahkemece alınan bilirkişi heyet raporu ve ATK raporu karşısında davanın reddi gerektiğini, davaya konu kazanın gerçeğe aykırı bir kaza olup davacıya ait araçta oluşan hasarların davaya konu kazada oluşmadığını, oluşmasının da mümkün olmadığını istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, hasar ve değer kaybı tazminatının kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı vekili, davalının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın müvekkiline ait araca çarpması nedeniyle müvekkilinin aracının hasarlandığını ileri sürerek, hasar ve değer kaybı tazminatı isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki maddi hasarlı kaza tespit tutanağında davacıya ait araç sürücüsü, araçla seyir halinde ilerlerken sola dönmek için frene bastığını, arkadan gelen aracın hızlı olduğu için duramayıp arkadan çarptığını, çarpmanın etkisiyle direksiyon hakimiyetini kaybedip kaldırıma çıktığını beyan ettiği, sigortalı araç sürücüsü de önündeki aracın fren yaptığını, çarpmamak için sağ şeride geçmek istediğini, aracın sağ arka köşesine çarptığını belirtmiştir.
Kazadan 2 gün sonra 03.03.2017 tarihinde İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan delil tespitine istinaden hazırlanan 10.03.2017 tarihli bilirkişi raporunda delil tespitinin adliye önünde yapıldığı, aracın çekici üzerinde bulunduğu, aracın sağ arka kısmından çarpıldığı bildiridiği ancak yapılan incelemede aracın sağ arka kısmının kısmen çizik olduğu, vurma/çarpma izine rastlanmadığı, arka tamponun sol arka alt kısımından hasarlı, sol stop lambasının hasarlı olduğu, aracın ön kısmındaki hasarlı bölgenin parçalarının daha önce başka bir nedenle kırılmış olabileceği, kırılan parçaların araç üzerine montaj yapılmaya çalışıldığı, bu işleminin saç vidaları ile giderilmeye çalışıldığı, aracın sağ ön çamurluğunun hasarlı olduğu, ön sis farlarının üzerinde olmadığı, ön lastik havalarının inik vaziyette olduğu, patlak, yarık veya hasarlı olmadığı, bu durumda kaza tespit tutanağında olayın oluş şekli ile tespit dilekçesindeki arkadan çarpma iddiasının birbiri ile örtüşmediği, aracın Tramer kayıtlarına göre 22.01.2017, 11.10.2016, 04.04.2016 ve 16.03.3014 tarihlerinde kazaya karıştığı rapor edilmiştir.
Mahkemece Kaza Tahkik Uzmanı … ve Otomotiv Tek. Pr. Öğretim Üyesi Y.Doç Dr. …’den alınan raporda, kaza tespit tutanağı irdelendiğinde tarafların tutanaktaki beyanda; sağ arka kısmından hasar aldığı iddia edilen araçta bu kısımda çarpma izi olmayıp sadece çizik olması, bununla beraber, kazada direk hasar almayan ve tutanakta başka bir yere çarptığı da beyan edilmeyen arka tampon sol alt kısmı ve arka sol stop lambasının hasar almasının mantıklı ve uyumlu gelmediği, aracın kaza yerindeki konumu hasarlı hali kaza yerine ait hasarlı fotoğraflar ile çarpan aracın çarpma noktasına (çarptığı yerdeki hasara ilişkin) ait fotoğraflarda bulunmadığı, öncelikle aracın sağ ön çamurluğunun hasarlı olduğu, kazaya karışan tarafların kendi aralarında düzenlediği kaza tutanağında; sadece “arkadan çarpmanın etkisiyle kaldırıma çıkıldığı” belirtildiği, aracın önden herhangi bir yere çarptığı belirtilmediği, dolayısıyla aracın sağ çamurluğunun neden hasarlandığı anlaşılamadığı, değişik iş dosyası hasar fotoğrafları incelendiğinde; aracın ön tamponun üst kısmında ortada (ön panjur ile kaput hizası altında) lokal kırık olduğu görülduğu, bu kırığın böyle bir kazada oluşmayacağı kanaati oluştuğu, bunun yanında kaza esnasında hakimiyetini kaybedip kaldırıma çıkan araçlarda, genel olarak teker, jant, alt takım ve süspansiyon elemanlarında hasar oluştuğu, bu kaza da buna da rastlanmadığı, hiçbir yere çarpmayan ön tamponun nasıl kırıldığının anlaşılamadığı, aracın sürücü hava yastığının açıldığı belirtildiği, bir aracın hava yastığının açılması için ön şase kollarına, darbe alması, bu kollarda hasar olması gerektiği, oysaki araçta ön şase kollarında, motor traversinde hatta tampon demirinde bile hasar bulunmadığı, sağ arkadan hasar alan araçta sol arka stopun kırılmasının bu kazada oluşmadığı kanaati doğduğu, değişik iş raporunda belirtilen gibi söz konusu kaza ile hasarların uyumlu olmadığı görüş ve kanaatinde olduklarını belirtmiştir.
İtiraz üzerine Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınmış, bu raporda da aracın sağ arka kısmından çarpıldığı belirtilmiş ise de yapılan incelemelerde aracın sağ arka kesimlerinde vurma/çarpma izlerine rastlanılmadığı, aracın sağ arka kısımlarında kısmen çizik olduğu, arka tamponun sol arka kısmında hasar olduğu, sol stop lambasının kırık olduğu aracın ön kısmındaki hasarlı bölgenin parçalarının daha önce başka bir nedenle kırılmış olabileceği, kırılan parçaların araç üzerine montaj yapılmaya çalışıldığı, bu işlemin saç vidaları ile giderilmeye çalışıldığı, aracın sağ ön çamurluğunun hasarlı olduğu, ön sis farının üzerinde olmadığı, ön lastik havalarının inik vaziyette olduğu, patlak, yarık veya hasarlı bir durumun olmadığı, bu durumda kaza tespit tutanağında olayın oluş şekli ile arkadan çarpma iddasının birbiriyle örtüşmediği rapor edilmiştir.
Görüldüğü üzere gerek delil tespiti dosyasında alınan birikişi raporunda gerek mahkemece bilirkişi heyetinden ve ATK Trafik İhtisas dairesinden alınan raporlarda kaza tespit tutanağında aracın sağ arkadan hasarlandığı belirtilmiş ise de sağ arka kısımda hasar olmadığı, araçtaki diğer hasarların kaza ile uyumlu olmadığı denetime elverişli bir şekilde açıklanmış olup, ispat yükü kendisine geçen davacı tarafça kaza ile hasarın uyumlu olduğunu ispatlayıcı başkaca delil sunulmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddine dair yeniden hüküm kurulması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.12.2018 tarih 2017/444 Esas 2018/1442 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2- Davanın REDDİNE,
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar harcının başlangıçta peşin olarak alınan 31,40 TL harç ve 310,30 TL ıslah harcından mahsubu ile fazla yatan 261,00 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalının kendisini vekille temsil ettirmiş olması nedeniyle karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf harcının talep halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından istinaf yargılaması nedeniyle yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvuru harcı istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 01.07.2022