Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1525 E. 2022/1021 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1525
KARAR NO : 2022/1021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19.02.2019
NUMARASI : 2014/544 E . – 2019/120 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 29.06.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29.06.2022

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 19.03.2019 gün ve 2014/544 E. – 2019/120 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 06.04.2008 tarihinde davalı şirket tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan … plakalı aracın yaya olan müvekkiline çarptığını, kazanın meydana gelmesinde dava dışı sürücünün %100 oranında kusurlu olduğunu, müvekkilinin kaza neticesinde sürekli olarak bir başkasının bakım ve yardımına muhtaç kalacak derecede malul olduğunu, İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/391 E. sayılı dosyasında maddi tazminat davası açtıklarını, mahkemece bakıcı gideri talebinin reddedildiğini, ancak Yargıtay tarafından bu kararın bozulduğunu, bozma kararından sonra ıslahın mümkün olmaması nedeniyle bu davayı açtıklarını beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tedavi giderleri, bakıcı giderleri, her türlü protez ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri olmak üzere toplam 50.000,00 TL alacaklarının ilk dava tarihi olan 11/09/2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 26.11.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 148.900,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, 25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 6111 sayılı Kanun ile trafik kazası nedeniyle meydana gelen yaralanmalara ilişkin tedavi taleplerinin SGK’dan talep edilmesi gerektiğinin hüküm altına alındığını, ZMMS poliçelerinde belirtilen tedavi teminatı ile vefat ve maluliyetin ayrı ayrı teminatlar olarak belirlendiğini, geçici iş görmezlik tazminatı ve bakıcı gideri talebinin tedavi giderleri teminatı içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, 15.12.2014 tarihli dilekçesi ile müvekkli sigorta şirketinin azami sorumluluğunun poliçe teminat limiti ile sınırlı olduğunu, maluliyet teminat limitinin 100.000,00 TL olduğunu, bakıcı gideri bakımından teminat limitinin de 100.000,00 TL olduğunu, İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/391 E. sayılı dosyası sonucunda başlatılan icra takip dosyasına 150.000,00 TL ödendiğini, bakiye limitin 50.000,00 TL olduğunu beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/391 E. 2012/211 K. sayılı dosyasında alınan 20/12/2010 havale tarihli trafik bilirkişisi raporunda … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’ın 6/8 oranında, davacının 2/8 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, İzmir ATK tarafından düzenlenen 17/01/2017 tarihli raporda, davacı hakkında Adnan Menderes Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi tarafından düzenlenen 08/12/2011 tarihli sağlık kurulu raporuna göre trafik kazası nedeniyle %74 oranında sürekli işgöremezliğinin meydana geldiği, tespit edilen ve süreklilik arz eden sekel halindeki bulguların 11.10.2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği 4. Bölüm, madde 15’te belirlenen “Başka Birinin Sürekli Bakımına Muhtaç Olma Halleri” adı altında sıralanan a ve b maddesi kapsamında bulunduğu, bu nedenle hastanın bakım ihtiyacının halen devam ettiği, sorulan diğer hususlardaki raporun tam teşekküllü bir hastanenin Sağlık Kurulundan ya da Adli Tıp Kurumu Başkanlığı İlgili İhtisas Kurulundan alınmasının uygun olacağı yönünde rapor düzenlendiği, her ne kadar İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/424 E. 2013/509 K. sayılı dosyasında davacının bakım gideri alacağı 363.499,71 TL olarak belirlenmiş ise de; İstanbul ATK 3. Adli Tıp İhtisas Kurulunca düzenlenen 03/04/2018 tarihli raporda davacının muayene bulgularına ve tüm dosya kapsamına göre 11.10.2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği 15. maddesi çerçevesinde bir başkasının sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı yönünde görüş bildirildiği, 07/01/2019 havale tarihli aktüerya 2. ek raporunda davacı için İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi dosya kapsamında iyileşme süresi olan ve 30/08/2008 ile 30/06/2010 tarihleri arasında geçen süre için hesaplanan 12.650,00 TL bakım gideri ile 1.493,00 TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinden olmak üzere toplam 14.143,00 TL sigorta şirketinin sorumluluğu bulunduğu, ATK 3. İhtisas Kurulu’nun 03/04/2018 tarihli raporuna göre sürekli bakım gideri alacağı bulunmadığı yönünde görüş bildirildiği, İstanbul ATK tarafından düzenlenen raporun ilgili yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi, denetime elverişli ve açık olması nedeniyle mahkemece itibar edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 12.650,00 TL bakım gideri ile 1.493,00 TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri olmak üzere toplam 14.143,00 TL maddi tazminatın 11.09.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, mahkemeci devamlı ve kalıcı bakıcı giderinin İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/391 E. sayılı dosyasında 363.499,00 TL olarak belirlenmiş olduğunu, bu konuda kesin hükmün bulunduğunu, mahkemece eldeki dosyada müvekkilinin bakıma muhtaç olmadığı gerekçesiyle davanın reddedilmesinin kabul edilemez olduğunu, İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun müvekkilini esaslı şekilde muayene dahi etmeden bakıma muhtaç olmadığı hususunda mütalaa verdiğini, çelişkinin giderilmesi için bir üniversite hastanesinden rapor alınması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, davacının trafik kazasında yaralanmasından kaynaklanan tedavi ve bakıcı masraflarının karşı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/391 E. sayılı dosyasında İzmir Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğü’nden alınan 04.01.2011 tarihli raporda davacının trafik kazası nedeniyle %64 oranında sürekli iş göremezliğinin bulunduğu, sürekli bakıma muhtaç olduğu tespit edilmiş olup; söz konusu davada mahkemece bakıcı giderinin tedavi giderleri arasında olduğu gerekçesiyle bu talebin reddine karar verilmiş, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesince bakıcı giderinin tedavi gideri niteliğinde olmadığı, delillerin toplanarak bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir. Bozma kararından sonra mahkemeec taleple bağlı kalınarak 1.000,00 TL tedavi giderinin davalıdan tahsiline karar verilmiş, davacı tarafça bakıcı gideri yönünden ek dava niteliğinde olmak üzere eldeki dava açılmıştır.
İlk derece mahkemesince, davacının bakıcı ihtiyacının devam edip etmediği, ediyor ise günün ne kadarı için ya da hangi oranda devam ettiği hususunda rapor düzenlenmesi için Adli Tıp Kurumu İzmir Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nden alınan 17.01.2017 tarihli raporda, davacıda tespit edilen ve süreklilik arz eden sekel halindeki bulguların, 11.10.2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” 4. Bölüm, madde 15’te belirlenen “Başka Birinin Sürekli Bakımına Muhtaç Olma Halleri” adı altında sıralanan a ve b maddesi kapsamında bulunduğu, bu nedenle hastanın bakım ihtiyacının halen devam ettiği, sorulan diğer hususlardaki raporun tam teşekküllü bir hastanenin Sağlık Kurulundan ya da Adli Tıp Kurumu Başkanlığı ilgili ihtisas kurulundan alınmasının uygun olacağı bildirilmiştir. Bunun üzerine mahkemece Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’ndan alınan 14.04.2018 tarihli raporda muayene bulgularına göre 11.10.2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği 15. maddesi çerçevesinde davacının bir başkasının sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihi ile 01.06.2015 tarihleri arasında sonra da Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihi ile 20.02.2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20.02.2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/6445 E. 2021/8550 K. sayılı kararı)
İlk derece mahkemesince Adli Tıp Kurumu İzmir Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nden ve Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’ndan alınan raporlarda kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerine göre maluliyet değerlendirmesi yapılmadığı görülmektedir. Bu yönüyle, maluliyet oranı tespitine ve bakıcı ihtiyacına ilişkin bu raporlar, hükme esas almaya elverişli olmadığından, maluliyetin belirlenmesi konusunda yapılan araştırma yetersizdir. Ayrıca dosya kapsamındaki raporlar arasında davacının bakıcıya ihtiyacının bulunup bulunmadığı hususundaki tespitler arasında çelişki bulunmakta olup, bu çelişki giderilmeden hüküm kurulması da doğru görülmemiştir. Mahkemece, davacının geçici ve sürekli işgöremezlik döneminde bakıcıya ihtiyacı olup olmayacağı, bakıcıya ihtiyaç olması halinde hangi tarihten itibaren bakıcıya ihtiyaç duyacağı, bakıcı ihtiyacının süresi (tam zamanlı/yarı zamanlı/süreli) konusunda Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan olay tarihinde yürürlükte olan Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü’ne uygun, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli deliller toplanmadan ve değerlendirilmeden karar verildiğinden, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.02.2019 tarih 2014/544 Esas 2019/120 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 29.06.2022