Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1517 E. 2022/309 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1517
KARAR NO : 2022/309

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12.03.2019
NUMARASI : 2017/469 E. 2019/224 K.
DAVANIN KONUSU : Maddi Tazminat (Bedensel Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 22.02.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22.02.2022

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.03.2019 tarih 2017/469 E. 2019/224 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın müvekkilinin sürücüsü olduğu … araca çarptığını, bu kaza sonucunda müvekkilinin sol fibula başında kırık oluştuğunu, müvekkilinin şikayeti üzerine karşı araç sürücüsü hakkında açılan ceza yargılamasının devam ettiğini, kazaya sebep olan aracın kaza tarihi itibariyle geçerli bir ZMMS poliçesinin bulunmadığını, bu nedenle …ndan tazminat talep haklarının doğduğunu, müvekkili adına 30/03/2017 tarihinde başvuru yapmalarına rağmen herhangi bir ödemenin yapılmadığını iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 50,00 TL maluliyet tazminatının davalılardan başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, 26.04.2016 tarihinde Karayolları Trafik Kanunu’nda yapılan değişiklik uyarınca, müvekkiline dava açılmadan önce gerekli belgelerle başvuru yapılması gerektiğini, dava tarihinden önce müvekkiline gerekli evraklarla başvuru yapılmadığını, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafından dava öncesinde başvuru yapıldığını ancak incelemeye yarar belgelerin müvekkili tarafından istenilmesine rağmen davacı tarafından tamamlanmadığını, müvekkilinin sorumluluğunun mali mesuliyet sigortası teminat limitleri ve kazaya karışan aracın kusuru ile sınırlı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının maluliyetinin tespit edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :Mahkemece, davacının geçici iş göremezlik süresinin 3 (üç) ay, sürekli iş göremezlik oranın %2 olarak tespit edildiği, trafik kazasının oluşumunda davalı sigortalısı … plaka sayılı aracın sürücüsü dava dışı …’ın %100 oranında tam ve asli kusurlu bulunduğu, davacıya izafe edilecek kusur oranının bulunmadığı, kaza tarihinde davacının yaralanmasına sebebiyet veren aracın zorunlu trafik sigortasının bulunmadığı, davalı …nın … plaka sayılı aracın zmms sigortacısı bulunmadığından, dava dışı işletenin ve onun eyleminden sorumlu olduğu kişinin sürücünün kusuru oranında ve poliçe limiti dahilinde zarar gören davacıya karşı sorumlu olduğu gerekçesiyle, bilirkişi raporunda belirlenen tutarlara göre davanın kabulü ile 2.538,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 12.476,81 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 15.014,81 TL maddi tazminatın davalıdan temerrüt tarihi olan 20/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :Davalı vekili, 26.04.2016 tarihinde 29695 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan 6704 sayılı Torba Kanunun 5. Maddesiyle 2918 sayılı Kanunun 97’inci maddesinde yapılan değişiklik ile, “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” hükmü getirildiğini, yürürlük tarihinden sonra açılan tüm davalarda ve yapılan tüm icra takiplerinde hak sahibinin öncelikle yazılı başvuruda bulunması gerektiğini, 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevap alınamaması veya verilen cevabın talebi karşılamaması durumunda hak sahibinin dava açma veya tahkime başvurma hakkı doğduğu, davacı vekili tarafından yapılan başvuruda davacının maluliyetine neden olduğu iddia edilen kazaya ilişkin olarak hiçbir belge ve beyan sunulmadığını, bu nedenle talep ile ilgili olarak değerlendirme yapılamadığını, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, … plakalı aracın kaza tarihini kapsayan ZMMS poliçesinin mevcut olduğunu, aracın satılması nedeniyle poliçenin iptalinin söz konusu olduğunu, ancak KTK uyarınca satış/fesih bildirim tarihinden itibaren 15 gün boyunca trafik sigortasının geçerli olmaya devam ettiğini, dava konu trafik kazasının satıştan sonraki 15. gün meydana geldiğini, zarardan aracın trafik sigortacısının sorumlu olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının maluliyetinin sol dizinde meydana gelen araz nedeniyle ortaya çıktığını, seyahat esnasında koruyucu elbise veya dizlik kullanılmamasının bu zararın meydana gelmesine ya da zararın artmasına sebebiyet verdiğini, bu nedenle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, davacının trafik kazasında yaralanmasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi ile zorunlu mali sorumluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte, bu başvuru yapılmadan dava yoluna gidilmesi halinin dahi HMK’nın 115/2. maddesi gereği tamamlanabilir dava şartı olduğuna göre, başvurunun yapıldığı, ancak, eksik ya da usule uygun olmayan belge ile başvurulduğu savunmasının olduğu durumlarda usule uygun olmadığı savunulan belgedeki eksiklik de yargılama aşamasında tamamlanabilecektir (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/3042 E.- 2021/1562 K. sayılı içtihatı). Davalı vekilinin dava şartının gerçekleşmediğine ilişkin istinaf itirazları yerinde değildir.
Davalı vekilince istinaf aşamasında, dava konusu trafik kazasına sebebiyet veren … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle geçerli ZMMS poliçesinin mevcut olduğunu, aracın satılması nedeniyle poliçenin iptal edildiğini, ancak KTK uyarınca satış/fesih bildirim tarihinden itibaren 15 gün boyunca trafik sigortasının geçerli olmaya devam ettiğini, dava konu trafik kazasının satıştan sonraki 15. gün meydana geldiğini ileri sürmüş ise de, yargılama sırasında bu konuda savunma yapılmadığı ve dosyaya poliçe sunulmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin müterafik kusura yönelik istinaf sebebinin incelenmesinde; zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur, 6098 sayılı TBK’nın md. 52. maddesinde (Borçlar Kanunu’nun 44.) düzenlenmiştir. Zarar görenin kusurunun, zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Davalı vekili yargılama aşamasında ileri sürmemiş olmakla birlikte, istinaf dilekçesinde kaza esnasında davacının koruyucu elbise ve dizlik gibi koruyucu ekipman takmaması sebebiyle müterafik kusurlu olduğunu, bu nedenle hükmolunacak tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini ileri sürmüş ise de, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150/1-a bendi gereğince motosiklet sürücülerinin koruyucu kıyafet olarak kask takması mecburi iken, dizlik takılması gerektiğine ilişkin olarak herhangi bir hüküm bulunmadığı gibi, bu nedene dayanarak müterafik kusur indimi yapılması gerekmediği anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 1.025,66 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 981,26 TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22.02.2022