Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1483 E. 2022/363 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1483
KARAR NO : 2022/363

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17.01.2019
NUMARASI : 2016/1412 E. 2019/47 K.
DAVANIN KONUSU :Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
KARAR TARİHİ : 02.03.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 02.03.2022

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 17.01.2019 gün ve 2016/1412 E. 2019/47 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi taraf vekillerince istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacılar vekili, 19.09.2015 tarihinde dava dışı …’ün sevk ve idaresinde olan … plakalı aracın, dava dışı …’nin sevk ve idaresinde olan müvekkillerinin murisleri … ve …’ın içerisinde yolcu olarak bulundukları … plakalı araca arkadan çarpması neticesinde, davacı …’ın eşi ve oğlunu, davacı … ise kardeşini kaybettiğini, davalı şirket tarafından müvekkili …’a oğlu … yönünden 11.948,00 TL, eşi… yönünden 136.728,00 TL, davacı …’a ise kardeşi … yönünden 6.053,00 TL ödendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müteveffa…’ın vefatı nedeniyle davacı … için 2.500,00 TL, … için 2.500,00 TL, müteveffa… ‘ın vefatı nedeniyle davacı … için 2.500,00 TL, … için 2.500,00.-TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL destekten yosun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 14/11/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile; davacı …’ın eşi… …’ın desteğinden yoksun kalması nedeniyle tazminat talebini 78.577,56 TL’ye, oğlu…’ın desteğinden yoksun kalması nedeniyle tazminat talebini 36.644,42 TL’ye ve …’ın annesi… …’ın desteğinden yoksun kalması nedeniyle tazminat talebini 9.868,97 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP :Davalı vekili, … plakalı aracın 311000005062057 numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile her iki müteveffanın yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın ise 200200016853497 numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile teminat altına alındığını, müvekkili şirketin söz konusu zarardan kaza tarihindeki poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, toplam 154.729,00 TL’nin müvekkili şirket tarafından davacı tarafa ödendiğini, poliçe teminatı dahilinde başkaca hiçbir sorumluluklarının bulunmadığını, davacı …’ın kardeşi … yönünden tazminat isteminin yerinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, 19.09.2015 günü saat 02:50 sıralarında meydana gelen dava konusu kazada … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’nin %70 oranında, … plakalı kamyon sürücüsü dava dışı …’ün %30 oranında kusurlu olduğu, her iki aracın trafik poliçesi teminatı kapsamında olduğu, hesaplanan tazminattan davalı sigorta şirketinin yapmış olduğu ödeme güncellenerek mahsup edildiğinde, davacı …’ın eşi… …’ın ölümü nedeniyle 78.577,56 TL ve oğlu…’ın ölümü nedeniyle 36.644,42 TL olmak üzere toplam 115.221,98 TL destekten destek zararının, davacı …’ın annesi… …’ın ölümü nedeniyle 9.868,97 TL destek zararının bulunduğunun tespitine ilişkin bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu, muris…’ın kaza tarihinde 18 yaşından küçük olduğu ve çalışmadığı, murisin kardeşi olan davacı …’a eylemli ve düzenli olarak destek olduğunun geçerli deliller ile ispatlanamadığından mütevefa…’ın kardeşi davacı … yönünden destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddi gerektiği, poliçelerdeki teminat limitlerinin kaza tarihi itibariyle 290.000,00 TL olduğu, zararların poliçe teminat limitleri kapsamında kaldığı gerekçesiyle, davacı …’ın kardeşi …’in ölümü nedeniyle açtığı destekten yoksun kalma tazminatı davasının reddine, annesi…’un ölümü nedeniyle açtığı destekten yoksun kalma tazminatı davasının kabulü ile 9.868,97 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalının (kısmi ödeme yaptığı 31.05.2016 tarihinde temerrüde düştüğü kabul edilerek ve … plakalı kamyonun kullanım amacının ticari olduğu gözetilerek avans faizi işletilerek) temerrüde düştüğü 31.05.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine; Davacı …’ın destekten yoksun kalma tazminatı davasının kabulü ile eşi…’un ölümü nedeniyle 78.577,56 TL ve oğlu …’in ölümü nedeniyle 36.644,42 TL olmak üzere toplam 115.221,98 TL destekten yoksun kalma tazminatının 31.05.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacılar vekili, ilk derece mahkemesince hükme esas alınan 10.07.2018 tarihli bilirkişi raporunda müvekkili … yönünden yapılan hesaplamaların eksik ve hatalı olduğunu, rapora itiraz etmelerine rağmen dikkate alınmadığını, müvekkili …’ın davalı şirketin yaptığı kısmi ödeme düşüldükten sonra müteveffa annesi yönünden destekten yoksun kalma alacağının 9.868,97 TL olarak hesaplandığını, müteveffa kardeşi yönünden ise hesaplama yapılmadığını, müteveffa …’ın 10.03.1977 doğumlu olduğunu, kaza ve ölüm tarihi olan 19.09.2015 tarihinde 39 yaşında olduğunu, PMF yaşam tablosuna göre kalan yaşam süresinin 30 yıl olduğunu, aktif dönemi 21 yıl ve pasif dönemi 9 yıl olduğunu, müvekkili …’ın 1998 doğumlu olduğunu, annesini kaybettiği tarihte 17 yaşında ve lise öğrencisi olduğunu, yüksek öğrenim göreceği varsayımı ile 25 yaşına kadar destek göreceğinden yoksunluk süresinin 8 yıl olduğunu, davalı şirketin ödediği 6.053,00 TL düşüldüğünde maddi tazminatın en az 19.995,98 TL olduğu sonucuna varılmalı iken raporda 9.868,97 TL olarak hesaplanmasının hatalı olduğunu, müteveffa kardeş … yönünden ise yaşı itibariyle destekliğinden bahsedilemeyeceği gerekçesi ile hesaplama yapılmadığını, oysa müteveffanın 2003 doğumlu olduğunu, kaza ve ölüm tarihi olan 19.09.2015 tarihinde 12 yaşında olduğunu, PMF yaşam tablosuna göre kalan yaşam süresinin 52 yıl olduğunu, yakınlarına maddi destek sağlayabileceği 12-60 yaş arası aktif döneminin 48 yıl ve 60-64 yaş arası pasif döneminin 4 yıl olduğunu, müvekkili …’un kardeşini kaybettiği tarihte 17 yaşında ve lise öğrencisi olduğunu, yüksek öğrenim göreceği varsayımı ile 25 yaşına kadar destek göreceğinden yoksunluk süresinin 8 yıl olduğunu, destek … ilk öğretim çağında olduğundan destekliği asgari ücret düzeyinde değerlendirilse dahi; toplam 12 yıl süreyle baba ve kardeşi ile oturacağını, gerek yardım ve hizmet ederek ve gerekse kazanç elde ederek aile bütçesine katkısının % 50 oranında olacağını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, kaza tespit tutanağında da belirtilmiş olduğu üzere dava konusu kazada istiap haddinin aşılmış olduğunu, müteveffaların istiap haddinden 2 tane fazla sayıda yolcu taşıyan araçta yolculuk yapmakla, zarara önceden razı olduklarını, istiap haddi aşımının yolcu açısından müterafik kusur sayılması için kazanın salt bu sebeple gelmesinin dahi gerekmediğini, müvekkili şirketçe yapılan ödemenin tarihine göre yapılacak hesaplamada işbu hususun göz önünde bulundurulması halinde yapılan ödemenin yetersiz olmadığının ortaya çıkacağını, davacılar için bakiye tazminata hükmedilmesinin yasa ve içtihatlara aykırı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla dava konusu alaacğın tümü için avans faizine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, talep haksız fiilden kaynaklandığından faiz yasal faiz uygulanması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, karşı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısından destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Trafik kazasında cismani zarara ya da destek zararına uğrayan hak sahiplerinin ve desteğin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Yargıtay 17. Hukuk ve 4. Hukuk Dairesince de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.
Eldeki davada; davacıların destek tazminatının hesaplanması için alınan aktüer bilirkişinin raporunda, PMF 1931 yaşam tablosuna göre ve bilinmeyen döneme ait gelir %10 artırılıp %10 iskontoya tabi tutularak hesap yapılmış, mahkemece PMF 1931 yaşam tablosuna göre yapılan hesaplama sonucu bulunan zarar hükme esas alınmıştır. Gerçek zarar miktarı; hak sahibinin bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında Yargıtay 17. Hukuk Dairesince ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesince de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. (Yargıtay 17. H.D’nin 22.03.2021 tarih 2021/2388E, 2021/3038K ve Yargıtay 4. H.D’nin 22.06.2021 tarih 2021/3089E, 2021/3441K).
Buna göre istinafa gelenlerin sıfatlarına göre, usuli kazanılmış haklar gözetilerek (tazminata esas alınan gelir, esas alınan asgari ücret yılı, işlemiş/işleyecek dönem tarihleri gibi) muhtemel bakiye yaşam sürelerinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenerek ve progresif rant tekniği kullanılmak suretiyle destek tazminatının hesaplanması gerekirken PMF 1931 Yaşam Tablosuna göre destek tazminatının hesaplanması doğru olmamıştır.
Yargıtayın yerleşmiş içtihatlarına göre; çocuklar için destekten yoksun kalacakları sürenin belirlenmesinde yaşları, okuldaki eğitim durumları, içinde yaşadıkları sosyal ve ekonomik koşulların ayrı ayrı değerlendirilmesi, yüksek öğrenim yapacaklar ise, 25 yaşının doldurulmasına kadar; yüksek öğrenim yapmamakta ise yerleşik ve kabul gören uygulamaya göre, erkek çocukları için 18 yaşın, kız çocukları için 22 yaşın desteğin sona ereceği yaş olarak kabul edilerek hesaplama yapılması gerekmektedir. Kaza tarihinde 17 yaşında olan davacı …’ın yargılama aşaması itibariyle üniversite çağında olduğu gözetilerek, öğrenimine devam edip etmediği araştırılarak, üniversite eğitimi aldığının anlaşılması durumunda 25 yaşına kadar, üniversiteye gitmediğinin tespiti halinde ise 22 yaşına kadar annesinden destek göreceğinin kabul edilmesi gerekmektedir. Davacılar vekilinin maddi tazminata yönelik itirazları yerindedir.
Davalı vekili, kazada vefat edenler… … ve … ‘ın … plakalı araca istiap haddinin üzerinde olmasına rağmen binmeleri nedeniyle müterafik kusurlu olduklarını istinaf sebebi olarak ileri sürmüş olup, trafik kazası tespit tutanağında da istiap haddinin aşıldığı belirtilmiştir. TBK’nun 52/1. maddesinde (818 sayılı BK’nın 44. maddesi) “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Somut olayda dava dışı sürücü …’nin kullandığı araca 7 kişinin binmiş olduğu anlaşılmakta olup, istiap haddinin aşılıp aşılmadığı, aşılmış ise bunun kazanın meydana gelmesine etkili olup olmadığı araştırılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/5993 E. 2021/7879 K. sayılı ilamında belirtildiği üzere)
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli deliller toplanmadan ve değerlendirilmeden karar verildiğinden, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca taraf vekillerinin istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kaldırma kararının sebep ve şekline göre taraf vekillerinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacılar vekili ile davalı … … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.01.2019 tarih 2016/1412 Esas 2019/47 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre taraf vekillerinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 02.03.2022